Terör ve medyada terör

Güncelleme Tarihi:

Terör ve medyada terör
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2003 00:00

İSTANBUL'u vuran terör, gazete ve televizyonlar için de bir anlamda ‘‘turnusol káğıdı’’ vazifesi gördü. Kimin ne yaptığı, daha da ötesi kimin ne söyleyip ne yaptığı net bir biçimde ortaya çıktı. Kanal D Haber, patlamayı ve patlamanın olduğu yeri ilk duyuran haber merkezi oldu. AGB raporlarına göre Kanal D Haber, 11.05'te haberi verdi.Kanal D Haber'i birkaç dakika arayla ATV Haber izledi.Ancak olay yerine 100 metre mesafede olduğu için, yayına geç girmesine rağmen ilk görüntüler Show Haber'den geldi.Geldi ama gelmez olaydı. Kopuk kafalar, ikiye bölünmüş bedenler, çıkmış bağırsaklar, kolsuz, bacaksız insanlar, insansız bacaklar, kollar birdenbire ekrana taşındı. Show Haber'in ‘‘acelecilikten’’ dolayı yaptığı bu hata affedilir gibi değildi.Kanal D Haber öğle saatlerinde gelişmeleri duyurdu ve saat 13.45'te vatandaşları daha fazla tedirgin etmemek için konuyla ilgili yayınını kesti.Diğer haberler de her zaman olduğu gibi Kanal D Haberi takip ettiler ve bizi takip eden dakikalarda yayından çıktılar.Bence iyi de yaptılar. Ancak akşam ana haber saatlerinde rezalet tekrar başladı. DGM'nin yayın yasağına ve yabancı ülke televizyonların benzer durumlarda benimsediği yaklaşıma rağmen, bizim televizyonlar işin ‘‘rezaletini’’ çıkardılar. Kanal D Haber olarak, DGM Savcısı Aykut Cengiz Engin'in ‘‘Bizi zor durumda bırakır ve teröristlerin ekmeğine yağ sürersiniz’’ uyarısını dikkate alarak bina içlerinden yakın plan çekimler vermedik. Bir tek kare bile ceset ve kan görüntüsü yayınlamadık. Bize en yakın hareket eden ATV oldu. Onlar da nispeten dikkatli davrandılar. Show Haber yönetimi ise bir yandan, ‘‘Bu görüntüleri yayınlamamak gerek’’ diye yaygara yaptı, diğer yandan da en berbat görüntüleri ekrana taşıyarak ‘‘samimiyetsizlik’’ örneği sergiledi.En kötüsü ise hiç kuşkusuz Flash TV'ydi. Flash TV'nin haberleri korku filmi kıvamındaydı.Gazetelerde ise Star tam olarak sınıfta kalırken, Vatan da zayıf not aldı. Star'ın her tarafı bölünmüş insan fotoğrafları ile doluydu. Cem Uzan'a veya Can Ataklı'ya sormak isterim; acaba o fotoğraflarda yarım bedenle görünen insanlar kendi ailelerinden olsaydı o fotoğrafları kullanabilirler miydi?Emniyetin aczi Cerrah'ın eseri değil mi?İSTANBUL Emniyet Müdürü, bir hafta içindeki iki patlamada da geri planda kaldı. Kapkaç çetesi yakalanınca ortalarda gezinenler, şimdi tam siper.Ben normal bir ülkede böyle bir durumda Emniyet Müdürü'nün hemen istifa edeceğini söylüyorum ama bizimkinin umurunda değil. Oysa ben bunu söylerken bazı başka gazeteciler gibi emniyet teşkilatı ile olan ‘‘girift’’ ilişkilerimden dolayı değil, samimiyetle söylüyorum.Çünkü ben, Celalettin Cerrah'ın İstanbul'un güvenlik sorununun bu hale gelmesinde büyük payı olduğunu düşünüyorum. Cerrah'ı, yalnızca failleri önceden bulamadığı için değil, İstanbul Emniyet teşkilatını iş yapamaz hale getirdiği için suçluyorum.Celalettin Bey söylesin, göreve geldiği yaklaşık bir yıllık süreçte İstanbul'un geçmişte büyük başarılara imza atmış ‘‘Terörle Mücadele Şubesi’’nden kaç kişiyi yolladı.Bu şubenin İstanbul'u, örgütlerini, örgütlerin yattıkları yeri santim santim ezberlemiş tecrübeli elemanlarını bir yıl içinde kılıçtan ve kıyımdan geçirmenin sonucu değil midir bugünkü zafiyet.Celalettin Cerrah, İstanbul'da bir hafta içinde yitirilen 50'yi aşkın canın hesabını veremez elbet. Ama ‘‘beceremedim’’ diyerek sunulacak bir istifa en azından vicdanları rahatlatmak için ‘‘şerefli’’ bir yol olabilir.Kriz varsa Sezer yokİSTANBUL'un ikinci dalga terör eylemleriyle sarsıldığı perşembe günü akşam saatlerine kadar ‘‘devlet’’ adına konuşan bir tek Adalet Bakanı Cemil Çiçek oldu.Çiçek, gerçekten de sağduyulu açıklamalarla ortamı yumuşattı. Sinirleri yatıştırdı. Çok sevdiğim İstanbul Valisi Muammer Güler belki gerginlikten, belki başka nedenle terör gününün en ‘‘garip’’ adamıydı. Basına ‘‘saçma sapan’’ diyebileceğimiz sözler söyledi. Yaşına ve makamına yakışmayan hareketler yaptı.Bu arada gazete ve televizyonların haber merkezlerini arayan çok sayıda vatandaş, Başbakan'ı eleştiriyordu:‘‘Başbakan nerede? Neden bir açıklama yapılmıyor’’ diyenler çoktu.Ben şahsen o saatlerde Başbakan'ın ilgili birimlerle toplantıda olduğunu biliyordum. Benim merak ettiğim bir başka kişi vardı.Sayın Cumhurbaşkanı neredeydi?Her kriz anında ortalıktan kaybolmayı ve Köşk'ün kalın kapıları arkasına saklanmayı seven Cumhurbaşkanı Sezer yine ortalıkta yoktu.Ne bir demeç verdi, ne bir açıklama yaptı, ne de ortalıkta göründü.Tam anlamıyla sırra kadem bastı.Sahi, Türkiye'nin kriz zamanlarında Sayın Sezer'in çok önemli ne işi oluyor da, hiç ortalığa çıkmıyor?NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Kişilerin sözleri ile yaptıkları arasında 180 derecelik bir fark olmadığı zaman.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!