Terör mağduruna tazminat yolu açıldı

Güncelleme Tarihi:

Terör mağduruna tazminat yolu açıldı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2004 09:50

5226 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 5233 sayılı “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan zararların Karşılanması Hakkında Kanun”, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Haberin Devamı

5233 sayılı “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan zararların Karşılanması Hakkında Kanun” terör eylemlerinden ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayanların zararlarının karşılanmasını öngörüyor

  

Olağanüstü Hal Valiliği'nin kurulduğu 19 Temmuz 1987 tarihini başlangıç alan kanun, ileriye dönük olarak ve tüm bölgelerde ortaya çıkan zararlara karşı uygulanabilecek.

  

Kanun, Terör ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerin maddi zararlarının anlaşma yoluyla karşılanmasını düzenliyor.

Haberin Devamı

  

KAPSAM DIŞI ZARARLAR

 

Bazı zararlar ise kanun kapsamı dışında tutuldu. Buna göre, daha önce çeşitli mekanizmalar kullanılarak karşılanmış zararlar, kişilerin kendi kasıtları sonucu oluşan zararlar ile terörle bağlantılı olmayan sebeplerden dolayı ortaya çıkan zararlar, Terörle Mücadele Kanunu'nun terör örgütü kurma ve terör suçlarından hüküm giyenlerin bu fiillerden dolayı uğradıkları zararlar kapsam dışı bırakıldı.

  

Kişilerin bizzat yer aldığı terör eylemleri sebebiyle uğradıkları zararlar da kapsam dışında olacak.

  

Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu'nun 1, 3 ve 4'üncü maddeleri kapsamındaki suçlardan dolayı ceza kovuşturması açılmış bulunanlar hakkında, kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bu kanun kapsamında herhangi bir işlem yapılmayacak. Kovuşturmanın mahkumiyetle sonuçlanması halinde ise bu kişilerin uğradıkları zararlar kanun kapsamı dışında kalacak.

 

BAŞVURU SÜRESİ

   

Haberin Devamı

Zarar görenlerin, mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren 60 gün içinde ilgili valiliğe veya kaymakamlığa başvurmaları gerekiyor. Başvuru her halde, olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde yapılacak. Bu sürenin geçmesi durumunda başvurular kabul edilmeyecek.

    

KARŞILANACAK ZARARLAR

   

Kanun kapsamında sulh yoluyla karşılanacak zararlar şunlar:

  - Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar.

  - Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri.

  - Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararlar.

Haberin Devamı

  

Zararın tespiti, zarar görenin beyanı, adli, idari ve askeri mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin kusur veya ihmalinin göz önünde bulundurulması suretiyle hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişiler aracılığı belirlenecek.

  

Zarar, sulhname imzalanmasının ardından valinin onayı üzerine, uygulama tarzına göre bakanlık bütçesine bu amaçla konacak ödenekten karşılanacak. Bakanlık, 20 milyar liranın üzerindeki nakdi veya ayni ifa ödemelerinin, bakan onayı ile yapılmasını isteyebilecek.

   

Haberin Devamı

ÖLÜM VE YARALANMALARDA YAPILACAK ÖDEMELER

   

Tasarı, yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde 7000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan miktarın, 4 katından 72 katına kadar nakdi ödeme yapılmasını öngörüyor. Ölenlerin mirasçılarına ise 50 katı tutarında ödeme yapılacak. Bakanlar Kurulu, nakdi ödemeye esas tutulan gösterge rakamını yüzde 30'a kadar artırmaya veya kanuni sınırına kadar indirmeye yetkili kılınıyor.

  

Hayvanlar, ağaçlar, taşınır ve taşınmaz mallarda oluşan zararların ayni ve nakdi olarak karşılanması düzenlenirken, bu zararların karşılanmasında olanaklar ölçüsünde ayni ödemeye öncelik verilmesine de hükmediliyor.

Haberin Devamı

  

Kanun, sulhname yoluyla çözümlenemeyecek uyuşmazlıklarda yargı yoluna başvurulmasını da açık tutuyor.

   

İSTİSNA VE MUAFLIKLAR

   

Kanunun uygulanması ile ilgili olarak yapılacak başvurular, bildirimler, düzenlenecek belgeler, resmi mercilerce ve noterlerce yapılacak işlemler ile bu yasada belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere yapılacak bağış ve yardımlar, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutuluyor.

  

Kanunun geçici maddesi uyarınca da görevleri başındayken tazminat almış olan kamu görevlilerinin 1 yıl içinde başvurmaları halinde, yeni kanuna göre yapılacak hesaplamalar ile daha önce aldıkları tazminat arasında fark tespit edilenlere, eksik tutar, kanuni faiziyle ödenecek.

 

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA

 

5226 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, kültür varlıklarını, uluslararası sözleşmelerde yer alan tanımlara uygun olarak yeniden düzenleniyor.

  

Bu tanıma göre, daha önce tabiat varlığı kapsamında yer alan peri bacaları, tarihi mağaralar ve kaya sığınakları taşınmaz kültür varlığı özelliklerini göstermeleri nedeniyle kültür varlıkları kapsamına alınıyor.

  

Kanuna göre, Koruma Yüksek Kurulu'nun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulamayacak. Bunlar yeniden kullanıma açılamayacak veya kullanımları değiştirilemeyecek. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılacak.

  

Büyükşehir belediyeleri ve valilikler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca izin verilen belediyeler bünyesinde kültür varlıkları ile ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek üzere sanat tarihi, mimarlık, şehir planlama, mühendislik, arkeoloji gibi meslek alanlarından uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim büroları kurulacak. Ayrıca, il özel idareleri bünyesinde, kültür varlıklarının korunmasına yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulayacak proje büroları ve sertifikalı yapı ustalarını yetiştirecek eğitim birimleri kurulacak.

  

Belediyeler, belediye sınırları ve mücavir alanları içerisinde, valilikler ise bu sınırlar dışında yetkili olacak.

  

Söz konusu bürolar, koruma bölge kurulları tarafından uygun görülen koruma amaçlı imar planı, proje ve malzeme değişiklikleri ile inşaat denetimi de dahil olmak üzere uygulamayı denetlemekle yükümlü olacak.

  

ZİLYETLİK VE KATKI PAYI

  

Kanunla zilyetlik de yeniden düzenleniyor. Buna göre, sit alanlarındaki taşınmazlar da zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyecek.

  

Kanunda, taşınmaz kültür varlıklarının onarımına yardım sağlamak amacıyla bakanlık bütçesinde yeterli ödenek ayrılacağı hükmüne de yer veriliyor.

  

Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere Emlak Vergisi Kanunu'nca mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin yüzde 10'u nispetinde “Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı” tahakkuk ettirilecek ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile birlikte tahsil edilecek.  

  

Tahsil edilen miktar, il özel idaresi tarafından açılacak özel hesapta toplanacak. Bu miktar, belediyelerce kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan projeler kapsamında kamulaştırma, projelendirme, planlama ve uygulama konularında kullanılmak üzere il sınırları içindeki belediyelere vali tarafından aktarılacak ve bu pay valinin denetiminde kullanılacak.

  

Toplu Konut Kanunu uyarınca verilecek kredilerin yüzde 10'u tescilli taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı ve restorasyonu işlemlerine ilişkin başvurularda kullandırılacak. Bu kapsamdaki öncelikli projeler, bakanlık ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca müştereken belirlenecek.

  

Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, il özel idareleri ve mahalli idare birlikleri, tescilli taşınmaz kültür varlıklarını, koruma bölge kurullarının belirlediği fonksiyonda kullanılmak kaydıyla kamulaştırabilecek.

  

KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI

       

Kanuna göre, bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durduracak. Sit alanının etkileşim çevresine ilişkin varsa 1/25 bin ölçekli plan kararları ve notları, alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilecek.

  

Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenecek. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar, söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plandan etkilenen hemşehrilerin katılımı ile toplantılar düzenleyerek koruma amaçlı imar planını hazırlatıp, incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorunda olacak.

  

İki yıl içinde koruma amaçlı imar planı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanması, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar durdurulacak. Bu iki yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca bu süre bir yıl daha uzatılabilecek.

  

İLLER BANKASI BÜTÇESİNE ÖDENEK

        

Koruma amaçlı imar planlarının yapımı için belediyelere aktarılmak üzere İller Bankası Genel Müdürlüğü bütçesine yeteri kadar ödenek konulacak. İl özel idareleri ise bütçelerinde koruma amaçlı imar planlarının yapımı için ödenek ayıracak.  

 

Yerel yönetimlerin, korumadan yetkili ve sorumlu tutularak koruma sürecine katılmaları, bu süreçte uygulamaların bekletilmeden kısa sürede yerinde çözümlenmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda koruma planlarının yürürlüğe girmesiyle plan koşulları doğrultusunda, tescilli kültür varlığı olmayan parsellerde de yeni yapılanma ve esaslı onarımlara belediyelerce izin verilmesi sağlanıyor.

     

CEZALAR AĞIRLAŞTIRILDI

      

Kanunla, Koruma Yüksek Kurulu kararlarına aykırı inşai ve fiziki müdahalede bulunanlar için öngörülen cezalar da yeniden düzenlendi. Buna göre, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar ağır para cezasına çarptırılacak.

  

Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar planlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılacak.

  

Bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerden izin alınmaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, bir yıldan 3 yıla kadar ağır hapis ve 3 milyar liradan 6 milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacaklar.

  

MÜZELERDE YENİDEN YAPILANMA

      

Kanun ile müzelerde işbölümü esasına dayalı yapılanmaya gidiliyor. Bilimsel nitelikli işler ile işletmeye dönük işler birbirinden ayrıştırılacak.

  

Kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili projelere ilişkin hizmet alımları ve bunların uygulanmasına ilişkin mal teslimleri KDV'den istisna olacak. Bu taşınmazların devir ve iktisabına ilişkin tapu işlemleri, harçtan müstesna tutulacak.

  

Kanun, Kültür ve Turizm Bakanlığı için 71 yeni kadro ihdas ediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!