Güncelleme Tarihi:
Kulp Belediye Başkanı Mahmut Zengin, yaptığı açıklamada, mahallede 1968 yılında kaya düşmesi ve heyelan nedeniyle Afet İşleri Genel Müdürlüğünce inceleme yapıldığını ve 57 ev için ilçenin başka yerinde konut yapılarak, ev sahiplerinin tahliye edildiğini söyledi.
Tahliye edildikten sonra yıkılması gereken evlere 1990'lı yıllarda köylerden ilçeye yaşanan yoğun göçle vatandaşların yerleştiğini belirten Zengin, aynı bölgeye yapılan yeni evlerle bu sayının 100'ü aştığını kaydetti.
Mahallede toprak kayması sonucu 2004 yılında evlerde büyük hasar meydana geldiğini, vatandaşların olayı belediyeye bildirdiğini ifade eden Zengin, konuyu Afet İşleri Genel Müdürlüğüne bildirdiklerini ve gelen ekibin bir rapor hazırladığını anlattı.
EVLERİN TAHLİYE EDİLMESİ GEREKİYOR
Raporda, insanların mutlaka tahliye edilmesi ve evlerin yıktırılması gerektiğinin yer aldığını ifade eden Zengin, toprak kaymasının devam ettiğini bildirdi. Zengin, şöyle dedi:
“Biz de bunun bilincindeyiz. Toprak kayması sonucu 100 ev oturulmayacak durumda. Öncelikle bu insanlar için barınacak yer temin edilmesi gerekiyor. Ancak belediyenin böyle bir imkanı yok. Bu konuda rapor hazırladım ve merkezi hükümetten destek bekliyoruz. Toprak kayması durumunda o mahallede bir can kaybı olursa yine biz suçlu olacağız. Vicdan açısından mahallede oturan vatandaşların mağdur olması ve ilerde gelebilecek can ve mal kaybının önüne geçmek için hükümetten destek bekliyoruz. Vatandaşları kendi kaderine terk etmemeliyiz. Şimdiye kadar toprak kayması sonucu 12 evi yıktık. Orada yaşayanlar her an için hayati tehlike ile karşı karşıyalar. Ama bizim onları tahliye etmemiz imkansız. Bu bizim gücümüzü aşıyor.”
“HASAR OKULDAN KAYNAKLANMIYOR”
Evlerin hasar görmesinin mahallede 2004 yılında yapılan Merkez İlköğretim Okulundan kaynaklanmadığını ifade eden Zengin, “Çünkü Afet İşleri Genel Müdürlüğünün de hazırladığı rapor var. Hasarın okulla herhangi bir ilgisi yok. Zaten bu konu yargıya intikal etmiş” diye konuştu.
Mahalle sakinlerinin avukatı Semir Güzel de okulun yapımı sırasında tespit yaptırdıklarını, bu konuda Kulp Asliye Hukuk Mahkemesince bilirkişi raporlarının hazırlandığını belirterek, şöyle dedi:
“Bu nedenle heyelan bölgesi olduğu doğru bir iddia değil. Mahallede heyelan veya toprak kayması gibi bir tehlike yok. Okulun yapımı sırasında evler hasar gördü. Mahallede oturan 50'e yakın ev sahibi bu konuda Diyarbakır Valiliğine başvurarak şikayetçi oldu. Davalar Diyarbakır 1. ve 2. İdare Mahkemelerinde devam ediyor. Okulun yapımı sırasında destek duvarının yapılması gerekiyordu. Eğimli olduğu için kazı derine yapılınca evler kaymış. İhaleyi yapan kurum Diyarbakır Valiliği İl Özel İdaresi olduğu için 2004 yılında Valilik hakkında ev sahiplerinin zararlarının karşılanması amacıyla dava açıldı. Davalar halen sürüyor. Evleri hasar görenlerden bazıları bir süre kiraya çıktı. Ancak maddi durumları kötü olduğu için evlerine geri dönmek zorunda kaldı. Vatandaşlar ölümü göze alarak evlerinde oturmaya devam ediyor. Davanın sonuçlanmasını kısa sürede bekliyoruz. Kendi görevini yapmayan belediye bu konuyu çarpıtıyor. 60 yıldır o evlerde oturanlar var.”
EVLERDE YAKLAŞIK BİN KİŞİ YAŞIYOR
Eski mahalle muhtarı Kutbettin Çelik de mahallede daha önce toprak kayması nedeniyle oturulamaz raporu verildiğini, buna rağmen yerel yönetimlerin evleri yıkmadığını öne sürdü.
Köyden gelenlerin yerleştiği evlerde tüm tehlikelere rağmen vatandaşların yaşadığını, maddi durumları kötü olduğu için başka bir yere taşınamadıklarını anlatan Çelik, vatandaşlar için bir umut ışığı olması durumunda evleri tahliye edeceklerini söyledi.
Toprak kaymasının olduğu bölgede yapılan evlerin tapulu olduğunu anlatan Çelik, “Neden heyelan bölgesi olduğu halde bu evlere tapu verildi. Çok tehlikeli bir bölge, ancak vatandaşlar oturuyor. Evlerde yaklaşık bin kişi yaşıyor” diye konuştu.
MAHALLE SAKİNLERİ
Mahalle sakinlerinden emekli memur Siraç Ekinci, okulun yapılması nedeniyle evinin hasar gördüğünü, evin oturulmayacak duruma geldiğini dile getirerek, can güvenliği olmayan evlerinde mecburen oturduklarını anlattı. Biz evin altında kaldıktan sonra mı hakkımızı arayacaklar” diyen Ekinci, 5 kişilik ailesiyle çok sayıda çatlağın oluştuğu, bazı yerlerinde yıkılmaların meydana geldiği evde oturduklarını, sorunlarına çözüm bulunmasını istediklerini bildirdi.
Cengiz Eren de daha önce hasar olmayan evlerinde okulun temel kazısı sırasında hasar meydana geldiğini, mahallede toprak kayması gibi bir tehlikenin söz konusu olmadığını iddia etti.
İlgili inşaat firmasının tazminat ödememesi için durumun doğal afete çevrilmek istendiğini ileri süren Eren, haklarını sonuna kadar savunacaklarını kaydetti.
YIKILAN EVİ TEKRAR ONARIYOR
Köyden göç ettikten sonra mahalleye yerleştiğini anlatan Görgü Zengin de, geçen hafta erken saatlerde evinde çatlaklar oluştuğunu ve bir kısmının yıkıldığını, bu nedenle başka bir eve taşınmak durumunda kaldığını söyledi.
Toprak kayması sonucu yıkılan evini onardığını, onardıktan sonra tekrar eve yerleşeceğini kaydeden Zengin, “Kirayı ödeyemiyorum. Sokaklarda 3 çocuğumla rezil olmaktansa tehlikelere rağmen evimde otururum” dedi.