“Terör” kapalı oturumda konuşulacak

AK Parti Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Ayşe Nur Bahçekapılı, Ahmet Aydın ve Mahir Ünal'ın imzasıyla verilen önergenin gerekçesinde, Hakkari'de yaşanan menfur terör saldırısında 24 askerin şehit olması, 18 askerin yaralanmasının milleti derinden üzdüğü kaydedildi.
Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan terörün, TBMM'de tüm boyutlarıyla değerlendirilmesinin, parti gruplarının ve milletvekillerinin görüş, önerilerinin alınmasının terörle mücadele süreci açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi.
Önergenin gerekçesinde şunlar kaydedildi:
“Terör konusunda Meclisimizin ortak bir duruş sergilemesinin terör örgütünün hain emellerini boşa çıkaracağına; milletimizin hissiyatını tahrik etmeye, ülkemizdeki birlik ve kardeşlik ortamını baltalamaya yönelik çabalarını akim bırakacağına inanıyoruz. Terör eylemleri, milletimizin desteği, Hükümetimizin, kurum ve kuruluşlarımızın fedakarane çalışmaları ve Meclisimizin samimi gayretleriyle mutlaka sonuçsuz bırakılacaktır.
Bu hususlar, çerçevesinde terör olayları ve terörle mücadele çalışmaları hakkında yüce Meclisimizin bilgilendirilmesi ve Meclisimizin görüş ve değerlendirmelerinin alınması önemli bir katkı anlamını taşıyacaktır”

“İstifa sürecini de içeren bir değerlendirme”

CHP Grup Başkanvekilleri Muharrem İnce, Emine Ülker Tarhan ve Akif Hamzaçebi de TBMM Başkanlığına verdiği önergede, terör konusunda genel görüşme açılmasını istedi.
Genel görüşme önergesinin gerekçesinde, terör olaylarının bir süreden beri önemli boyutlarda arttığı, terörün kırsal alanlardan şehirleri de içine alacak şekilde genişlediği bir sürecin yaşandığı ifade edildi. Bu sürecin, ulusal bütünlüğü ve toplumsal barışı tehdit eder noktaya ulaştığı savunulan gerekçede, “Siyasi iktidarın kamuoyundan gizli gündemi ve meşruiyet zemini dışında attığı adımlar nedeniyle bugün Türkiye, bir kaos ortamına taşınmaktadır” iddiasında bulunuldu.
Gerekçede, “2002'den itibaren terör konusunda yaşanan önemli dönüm noktalarında, iktidarın çelişkili uygulamaları, edilgen tutumunun, terörün bugünkü noktaya gelmesinin en önemli nedeni olduğu” savunuldu.
AK Parti'nin 9 yıllık iktidarında, terörle mücadelede yeterli önlem alınmadığı, çözüm noktasında meşru zemini olan hiçbir adımın atılmadığının öne sürüldüğü gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Sayın Başbakan, kendisinin ve partisinin 9 yıllık dönemde Türkiye'yi yönetmesindeki sorumluluğuna hiç değinmemekte, ne teröre ilişkin bir tahlil ne de çözüm noktasında bir öneri ortaya koymaktadır. Sadece iktidar dışındaki tüm kesimleri suçlamakla yetinmektedir. Bu zihniyetle, Türkiye'nin teröre ilişkin sorunlarına çözüm bulması olanaksızdır. Bu açıdan siyasi iktidarın, özeleştiri yaparak, istifa sürecini de içeren bir değerlendirmede bulunması zorunluluk haline gelmiştir. İktidar, bugüne kadar teröre karşı sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Bu politikasızlık ve çözümü egemen güçlerde arayan yaklaşım, bugün Türkiye'yi teröre karşı çözümsüz bir ülke konumuna taşımaktadır. İktidarın 2002'den itibaren değişik zaman dilimlerinde, değişik ve birbiri ile çelişkili girişimleri teröre yeni zeminler kazandırmış ve cesaretlendirmiştir. Terörün kodları, AKP siyasi iktidarının yürüttüğü gizli ilişkilerin ve egemen güçlerle yaptığı pazarlıkların içinde aranmalıdır. Bu açıdan gelinen noktada terör olayının tüm boyutlarının yüce Meclisimizce ele alınması son derece önem taşımaktadır.”

“Bu sonucun sorumlusu...”

MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural, “etnik bölücü terör örgütünün artan saldırıları karşısında alınması gereken tedbirlerin tartışılması için genel görüşme açılması” talebini içeren önergeyi TBMM Başkanlığına sundu.
Önergenin gerekçesinde, “terör konusunda bugün yaşananların bir sonuç” olduğu ifade edilerek, “Bu sonucun oluşmasını önlemenin sorumlusu ülkeyi yöneten AKP iktidarıdır” denildi.
“Ülkeyi tek başına 9 yıldır yöneten AKP iktidarının bu sonucun sorumlusu” olduğu öne sürülen gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
“2002 yılında iktidara geldiğinde terörü ve bölücülüğü tamamıyla ortadan kaldırmak için önünde uygun fırsatlar bulan Hükümet, bu imkanları düşüncesizce heba ve israf etmiştir. Karşımızdaki sonuç, Adalet ve Kalkınma Partisi için seneler içerisinde bölücülerle girdiği yakınlaşma neticesinden başka bir şey değildir.
Bölücü fitnenin artmasında, PKK açılımındaki inat ve ısrar, terör örgütüne verilen umut ve tavizler, İmralı canisiyle müzakere ve mütareke arayışı, Irak'ın kuzeyindeki peşmerge kalıntılarıyla kucaklaşma belirleyici olmuştur. Türk milleti, AKP hükümetinden teröristlerle müzakere değil kararlı ve milli bir mücadele beklemektedir. Şehitlerimizin diyeti ve kanlarının intikamı ancak bu şekilde alınabilecektir. Terörle mücadele konusunda ortak akıl oluşturmak maksadıyla bir genel görüşme açılması faydalı olacaktır.”

BDP de önerge verdi

BDP adına Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve Hasip Kaplan'ın imzasıyla verilen önergenin gerekçesinde ise hükümetlerin bugüne kadar sorunu hep “askeri yöntemlerle çözmeye çalıştığı” iddia edildi. 27 yıl süresince sorunların çözülmesi yerine giderek daha da ağırlaştığını, son iki günde “Güroymak ve Çukurca'da otuzu aşkın asker, güvenlik görevlisi, sivilin yaşamını yitirdiği” belirtilen gerekçede, “Tarihsel, siyasal, sosyolojik, ekonomik, kültürel boyutları olan sorunun temelden ele alınması, barışçıl demokratik yollardan Mecliste çözülmesi, diyalog ve uzlaşı yollarının açılması zorunlu olmuştur” denildi.
Öncelikle bir genel görüşme ile sorunların Mecliste çözümü için adım atılması istenen gerekçede, “Çatışma süreçleri yaşamış, İngiltere-IRA, Güney Afrika siyah-beyaz çatışması, Ortadoğu da Filistin-İsrail görüşmeleri, İspanya-ETA deneyimlerinden yararlanılması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.