OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 26, 2000 00:00
TERÖR, Ä°ÅžKENCE VE TIP Terörün adını deÄŸiÅŸtirerek iÅŸkence ortaklığıyla yeniden ülkemizde gündemin ilk sıralarına oturması bizi de çaresiz bu konuyu iÅŸlemeye yöneltti. Tıp ile terörün veya iÅŸkencenin ne ilgisi olabilir diye düşünmeyin, zira insanlar aralarındaki uzlaÅŸmazlıkları, etnik veya dini farklılıkların yarattığı sorunları silahla çözmeye devam ettikçe ortaya çıkan felaketlerin kurbanlarını kurtarmak ve tedavi etmek yine doktorlara düşecek. Konu biz Türkler için maalesef yeni deÄŸil. Ne de olsa yıllardır terör ve iÅŸkence yaÅŸamımızın bir parçası ve artık bu tür haberleri sıradan buluyoruz. Ancak dünyanın bu olaya vakıf olması pek yeni ve tabii her zaman olduÄŸu gibi Amerikalıların başına iÅŸ gelmesiyle gerçekleÅŸti.1993'de Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanması ve 1995'te Oklahama'daki Alfred Murrah Federal Binasının havaya uçurulması batılı vatandaÅŸları 'ne oluyoruz' açmazıyla ilk kez tanıştırırken; 1998'de Tokyo'da metroya sarin gazı saldırısı, Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan elçiliklerinin bombalanması gibi seri olaylar terörün de modaya ayak uydurarak küreselleÅŸtiÄŸinin müjdecisi oldular. Yalnız Amerikalılar önlem almakta beklenildiÄŸi gibi yine bizden hızlı davrandılar. Amerikan Acil Tıp BirliÄŸi hemen bir alt komite kurarak planlamaları baÅŸlattı. Tüm doktorlara 18 aylık terörizm kursunu almak zorunlu hale getirildi. Adli psikiyatride terörizm konusunda uzmanlaÅŸma baÅŸlatıldı.1995'ten itibaren Tıp eÄŸitimi müfredatına 'ÅŸiddet' baÅŸlıklı ders eklendi. Tüm ÅŸehirlerde acil tıbbi hizmet (EMS: emergency medical service) birimleri oluÅŸturularak saldırı anında yapılacaklar ve koordinasyon planları hazır hale getirildi. Ä°ÅŸkence konusunda yapılanmalar ise daha gerilere uzanıyor. Stockholm'de iÅŸkence görenlerin uluslararası bir merkezi var ve 26 Haziran günü BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından dünya iÅŸkence kurbanlarını anma günü olarak kutlanıyor. Olayı önce etkilenen insanlar açısından incelemeye baÅŸlayalım. Yapılan araÅŸtırmalar örneÄŸin bir bombalama olayında patlamaya yakınlığın zarar görme açısından bombanın gücünden daha belirleyici olduÄŸunu gösteriyor. 20 kg a kadar TNT içeren patlayıcılarda 6 metre mesafeye kadar olanlar etki alanında kabul ediliyor. Öncelikli olarak kulak ve iÅŸitme sistemi, içi boÅŸ organlar (mide, barsak sistemi) ve karaciÄŸer, dalak gibi sert yapıdaki organlar yaralanıyor. Patlamaya çok yakın olanlarda belli organların (el, ayak) kopması görülebiliyor. Ama kiÅŸinin yaÅŸaması açısından solunum sisteminin etkilenmemesi birincil önemi taşıyor. Ä°srail'de 1993-95 yılları arasında gerçekleÅŸen 14 bombalı intihar saldırısında kaybedilen 86 kiÅŸinin %80'inin ÅŸarapnel parçalarına baÄŸlı öldüğü belirlenmiÅŸti.Oklahama saldırısında ölen 168 kiÅŸinin ise yine direkt patlamadan deÄŸil ama buna ikincil geliÅŸen etkenlerden dolayı (ÅŸarapnel parçaları,uçuÅŸan maddelerin çarpması veya saplanması vb.) öldüğü anlaşıldı.Ä°sveç'deki Ä°ÅŸkence merkezine 34 farklı ülkeden baÅŸvuran 201 kiÅŸi dikkate alındığında ise Afrika ülkelerinde kaba kuvvete dayalı iÅŸkencelerin uygulandığı ve bu yöntemlerin vücutta belirgin iz bıraktığı, Asya ülkelerinde ise falaka benzeri iz bırakmayan tekniklerin tercih edildiÄŸi belirlendi. BaÅŸvuranların %17'si kadındı ve bunların %79'u bir ÅŸekilde tecavüze uÄŸramıştı.Esas önemli tıbbi sorunlar hayatta kalanlarda geçekleÅŸiyor şüphesiz. Bunlar felakete neden olan maddeye baÄŸlı geliÅŸebilecek yan etkiler (örneÄŸin kimyasal saldırıda zehirlenmeler) ve en sık rastlanılan sonuç olarak olaya maruz kalanlarda görülen psikolojik bozukluklar baÅŸlıklarıyla inceleniyor. Ä°ÅŸkencede falaka benzeri yöntemlerle sinir harabiyeti; elektrik uygulamaları sonucunda ise eklem ve sindirim sistemine ait organlarda bozukluk görülüyor.Ä°ÅŸkence veya terörist saldırılara maruz kalanlarda geliÅŸen psikolojik sorunlar 'postravmatik stress bozukluÄŸu' adıyla biliniyor bugün. Fransa'da 1982-87 arasında gerçekleÅŸen 21 terörist saldırı olayından saÄŸ kurtulan 254 kiÅŸi üzerinde yapılan bir çalışma ile, zarar görenlerde bu bozukluÄŸun geliÅŸme oranı %30.7 bulunurken, zarar görmeyenlerde, sadece olayı yaÅŸamakla bile oranın %10.5'lara varabileceÄŸi saptanmış. %13.3 kiÅŸiye ise ağır depresyon tanısı konmuÅŸ. Tedavi ise maalesef hiç kolay olmuyor. Fiziki sorunlar ilgili organ bozukluÄŸuna baÄŸlı olarak onarılmaya çalışılıyor. Psikolojik bozukluklar için en uygunu kısa dönem psikoterapiler. En hızlı iyileÅŸmenin bile 3 aydan önce saÄŸlanması neredeyse imkansız. Şüphesiz bu terapiler kiÅŸinin psikolojik özellikleri ve etkilenme derecesiyle de ilgili. Bu tür olayların hiç olmaması ve tıbbi literatürde yer almaması en büyük dileÄŸimiz ama sosyologlar terörizmin özellikle 21. Yüzyılın en önemli hastalığı olacağını öngörüyor. Tıp araÅŸtırmalarının ve organizasyonlarının önemli bir kısmı terörist saldırı sonrasında yapılacakların belirlenmesine yönelik planlanıyor. Bu açıdan en baÅŸarılı tedavi bu olaylara hazırlıklı olmak. Bu konuda dünyada örnek alınan ülke organizasyonu terör derdinden en çok muzdarip olan Ä°srail. Tel Aviv'de kurulmuÅŸ olan Sourasky Tıp Merkezi böylesi saldırılarda yapılacakları yöneten en ileri koordinasyon merkezi olarak kabul ediliyor. 1996 Atlanta Olimpiyatlarında Amerikalılar bu iÅŸin ilk denemesini gerçekleÅŸtirdi. Ulusal ve bölgesel tıp adamları ile askerlerden oluÅŸan bir ekip kurularak merkez oluÅŸturuldu. Olası bir saldırı anında gerekli olabilecek ilaçlar depolandı. Ä°lk müdahale grubu eÄŸitildi. Tüm hastane ve itfaiyeler ile koordinasyon planlandı. Tüm yatırım tek bir bulguya dayanıyordu. Ä°srail kaynakları son iki yılda gerçekleÅŸen bombalama eylemlerinde ölenlerin 2/3'sinin uygun ve acil tıbbi müdahale ile kurtarılabileceÄŸini göstermiÅŸti. Åžu an gelinen noktada örneÄŸin Boston'da bir bombalama olayı gerçekleÅŸse tüm ambulanslar 2.5 dakikada olay yerine ulaÅŸabiliyor ve tüm yaralılar 20 dakika içinde hastaneye yetiÅŸtirilebiliyor. Ãœlkemizin beklenmedik felaketlere ne kadar hazırlıklı olduÄŸu ise deprem olayında yakınen yaÅŸandı. SaÄŸlık kurumları önceleri oldukça bocalasa da bu musibetten bir çok nasihatler çıkarmayı baÅŸardı yine de..Terörist saldırılara ve doÄŸal afetlere karşı planlar halen oluÅŸturulma aÅŸamasında. BaÅŸarılarını sınamak için galiba yeni felaketler yaÅŸamak gerekecek. Ãœlkemizdeki iÅŸkence konusu ise saÄŸlık deÄŸil popüler kültür köşesinin konusu olabilir diye düşünüyorum. Tıbbi literatürde örneklenen ülkeler arasında ön sıralarda olduÄŸumuzu görmek üzücü. Böylesi derin konularda üstelik tıbbi perspektif gibi dar bir açıdan yazmak kolay deÄŸil inanın. Yine de yüzyılımızın önemli saÄŸlık sorunlarından biri olmaya aday terörizme karşı hazırlıklı olmak gerekliÄŸinin-güncel geliÅŸmeleri de dikkate alarak- bir kez daha vurgulanması gerekiyor. Ne de olsa Türk milleti zeki ve çalışkan ama planlama, kaynakların düzenlenmesi ve ekiplerin koordinasyonu gibi basit aktivitelere genetik olarak pek yatkın deÄŸil. Terör ve iÅŸkence ile dolu haberlerin bu defa son olması dileÄŸiyle…SaÄŸlıcakla kalın… Dr. SERDAR GÃœNAYDIN - 26 Ocak 2000, ÇarÅŸamba Â
button