Güncelleme Tarihi:
RECEP Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde “Cumhurbaşkanı, yolları da hizmetleri de milletin birliğini, bütünlüğünü de takip eder. Cumhurun başı olacaksın yan gelip yatacaksın, böyle bir şey yok. Terleyen cumhurbaşkanı olacağım” demişti.
9’uncu seçiminden de zaferle çıktı ve görevine 28 Ağustos günü başladı. 5 Aralık 2014 Cuma günü de Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki 100’üncü gününü doldurdu. 101’inci gününde de katıldığı ASKON toplantısında, “Ben alışılmış cumhurbaşkanı değilim. Olmadım, olmayacağım” dedi. 100 günlük performansının, Erdoğan’ın adaylık sürecinde ya da görevdeki 101’inci gününde ortaya koyduğu üslupla yüzde 100 uyumlu olduğunu söylemek mümkün.
SARAY’A KAPANMADI
Anayasa’nın 104’üncü maddesinde görev ve yetkilerinin çerçevesi belli olsa da kuşkusuz her cumhurbaşkanı, kendi üslubunu işine yansıtıyor. Örneğin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi boyunca Köşk dışında katıldığı üniversite açılışı, konferans, sempozyum, forum gibi toplantıların sayısı -çok sayıda davet olmasına karşın- yılda 20’yi bulmuyordu. Bu sayı Ahmet Necdet Sezer’de daha düşüktü. Geçen 100 günde Erdoğan tam tersi bir tavır sergiledi ve Köşk’te (Ya da Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda) bitmek tükenmek bilmeyen kabuller yerine, çoğu Ankara dışında olan toplantılara katılıp konuşmayı tercih etti. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesindeki şimdiden 6 sayfayı bulan ‘haberler’ bölümünde de görebileceğiniz üzere, Erdoğan bazen 1 günde 2 ayrı şehirde 3 toplantıya katıldı.
BAŞBAKAN’LA ÇAKIŞTI
Bu sıklık nedeniyle bazı günlerde Cumhurbaşkanı’nın etkinliklerinin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuşmalarıyla çakıştığı da oldu. Erdoğan geçen salı günü saat 11.00’de sürpriz yapıp Antalya’daki Milli Eğitim Şûrası’nda konuşunca, Davutoğlu 11.30’da başlaması gereken AK Parti grup toplantısı konuşmasını 25 dakika gecikmeli başlatmak durumunda kaldı.
Geride bıraktığımız 3 ay içinde Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamı dışında katıldığı toplantıların bazıları şunlar:
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun 19’uncu Olağan Genel Kurulu, TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ‘Türkiye Markası’ Lansmanı, Dünya Ekonomik Forumu, Ombudsmanlık Sempozyumu, Milli Eğitim Şûrası, İSEDAK Açılış Toplantısı, MÜSİAD İş Forumu, KADEM Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, Türk-İngiliz Tatlı Dil Forumu, ASKON Genel Kurulu, Turkcell Kuruluş Yıldönümü Toplantısı, Marmara Üniversitesi / Karadeniz Teknik Üniversitesi / Bezmialem Üniversitesi akademik yıl açılış törenleri, Star Gazetesi Necip Fazıl Ödülleri Töreni, Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu, 1’inci Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi, 3’üncü Uluslararası Klarnet Festivali bünyesindeki Âşık Veysel Anma Konseri, Türkiye İnovasyon Haftası Kapanış Toplantısı.
TÜRKİYE’Yİ DOLAŞIYOR
Etkinlikleri bu tür konferanslarla sınırlı kalmayan Erdoğan, sıkça il ziyaretlerine çıkıp, bu gezilerinde açılış törenlerine katılarak meydanlarda toplanan kalabalıklara da sesleniyor. Yurtiçi ziyaretlere, kendisine en yüksek oyu veren illerle başladı örneğin... 10-12 Ekim tarihlerinde Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Bayburt’ta halka seslenen Erdoğan, Gaziantep İslahiye’de de Suriyeli mültecilerle buluştu.
Geride kalan 11 cumhurbaşkanından en çok yurt gezisine çıkan, 81 ilin hepsine giden Abdullah Gül olmuştu. Haziran 2015 seçimleri öncesinde teşekkür ziyaretlerine devam etmesi beklenen Erdoğan’ın Gül’ün 7 yılda ulaştığı rakama 1 ya da 2 yıl içinde ulaşması da şaşırtıcı olmayacak.
GÜNDEMİ BELİRLİYOR
Katıldığı toplantılarda muhalefet partilerini ve liderlerini eleştirmesi, eski partisini ‘milletin partisi’ diye övmesi, “Anayasa’daki bağımsız, tarafsız cumhurbaşkanı ilkesine aykırı davranıyor” eleştirilerine neden oldu. Konuşmalarında ortaya attığı bazı iddialar ve kullandığı sözler, uzun polemiklerin de ateşleyicisi oldu.
Milli Eğitim Şûrası’ndaki “Anaokulundan itibaren yeni yaşam tarzı yaratacağız” ifadesi,
Bazı aydınları ve gazetecileri ajan ve ‘yerli Lawrence’lar diye tanımlaması,
14 yaşında polisin kullandığı gaz fişeği ile öldürülen Berkin Elvan’ın terör örgütünün maşası olduğunu söylemesi,
Kadınlarla erkeklerin eşit olamayacağını, bunun fıtrata aykırı olduğunu iddia etmesi,
Amerika kıtasının aslında Müslüman denizciler tarafından keşfedildiğini anlatması,
Nobel ödüllerinin objektif kriterlere dayanmadığını söylemesi,
AOÇ arazisine yapılan yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı savunurken yaptığı yorumlar, zaman zaman sınır aşan polemiklerden olmuştu.
TARİHİ ZİYARETLER
Erdoğan’ın yürütmenin başı olarak aktif olarak roller üstleneceğini açıkladığı konuların başında dış politika ve dış ticaretin artırılması geliyor. Bu kapsamda yurtdışı seyahatler ve yabancı konuklar konusunda yoğun bir başlangıç yapan Erdoğan, ilk ziyaretlerini Azerbaycan’a ve KKTC’ye yaptı. 3 aya çok fazla diplomatik temas sığdıran Erdoğan’ın yurtdışı rotasında ayrıca, BM Genel Kurulu için gittiği ABD, NATO zirvesi için gittiği İngiltere, Azerbaycan, Afganistan, Letonya, Estonya, Gürcistan, Fransa, Katar, Türkmenistan, Cezayir ve Ekvator Ginesi ziyaretleri de yer aldı. Ankara’da çok sayıda yabancı konuk ağırlayan Erdoğan’ın en çok iz bırakan misafirleri ise ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Papa Francesco ve Rusya lideri Vladimir Putin oldu. Mütevazılığı dillere destan Papa Francesco, yüksek maliyeti ile dillerden düşmeyen yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ilk yabancı ziyaretçisi olarak tarihe geçti.
GİDİŞAT REKORLARA
Erdoğan’ın 3 aylık performansı birçok konuda önceki cumhurbaşkanlarının ulaştığı rakamları geride bırakacağını gösteriyor. Erdoğan’ın sadece 100 günde gerçekleştirdiği yurtdışı seyahat sayısı 14 oldu. Önceki cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel 7 yıl içinde 57 ülkeye 125, Turgut Özal görevi süresince 29 ülkeye 40, Kenan Evren 7 yılda 23 ülkeye 32 ziyaret gerçekleştirmişti. Ahmet Necdet Sezer’in 7 yıllık yurtdışı seyahat sayısı toplamı ise 48 olmuştu. Cumhurbaşkanları arasında en çok ülkeye seyahat yapan ise 84 ülkeyle Abdullah Gül oldu. Gül bu ülkelere 110 kez gitti. Erdoğan’ın bu tempoyu aynen sürdürmesi halinde yurtdışı gezi trafiğinde kendisinden önceki cumhurbaşkanlarının hepsini geride bırakacağı anlaşılıyor.