Güncelleme Tarihi:
Kafa karıştıran Amerikalı
90'lı yılların başında Duygusal Zeka (EQ) kavramı ilk kez ortaya atıldığında, bilimadamları akıllı olmak konusunu tekrar düşünmeye başladılar. Bugüne dek bilimsel araştırmalarının çoğunu beynin düşünen parçasının yani IQ'nun (zeka seviyesinin) ölçümüne ve gelişimine yönelik yapmışlardı. Sonra ortaya biri çıktı. ‘‘Artık sadece yüksek IQ yeterli değil, yüksek EQ'ya da sahip olmak gerekiyor’’ diye, birşey attı ortaya. Kafalar tümden karıştı. Bu EQ da neyin nesiydi ki? Bu adam, beynin düşünen parçasının yanısıra duygusal parçası da var diyordu. O'na göre beynin bu iki parçası, yaptığımız herşeyde birlikte çalışıyordu. Bundan şu anlam çıkıyordu: Gerek iş gerekse özel yaşamda başarılı ve mutlu olmak için akıllı olmak yetmiyordu, duyguları da idare etme becerisine sahip olmalıydık. Bu iddialı düşüncelerin savunucusu ABD'li psikolog-yazar-gazeteci Daniel Goleman geçtiğimiz pazartesi günü, Lütfi Kırdar Spor ve Sergi Sarayı'nda PDR International Konferansları çerçevesinde düzenlenen ‘‘İşyerinde Duygusal Zeka Konferansı‘‘na konuşmacı olarak katıldı. Ve tam beş saat süren iki oturumla katılımcılara, kafaları karıştıran EQ'yu anlatmaya çalıştı. Duygusal Zeka kavramını yaratarak akıllı olmanın ne demek olduğunu tekrar tanımlayan Daniel Goleman, sorularımızı yanıtladı.
Duygusal zeka ile ne kastediyorsunuz?
- Duygusal zeka, ne şekilde iyi, ne şekilde kötü hissettiğimizi ve kötüyü iyiye nasıl dönüştüreceğimizi bilmek demek. Yaradılış özellikleri, çocukluk deneyimleri ve daha sonraki öğrenilenlerin bileşiminin bir sonucudur duygusal zeka. Ne hissettiğinizi bilmek, güçlü ve zayıf noktalarınız konusunda emin olmak ve bu duyguları sağlam kararlar almakta kullanmak gibi yetkinlikleri içeren birşey bu. Aynı zamanda değişik ruh hallerinizi kontrol altında tutarak görev ve hedeflerinizden şaşmamanızı sağlayan da yine o.
Duygusal zekanın formülü var mı?
- Duygusal zeka, kişisel davranışları, reaksiyonları, iletişim biçimini belirleyen yetenekler, tutumlar ve yeterliliklerden oluşuyor. Tüm bu faktörlerin başarı derecesi; memnuniyet, diğer insanlarla iletişim kurabilmek, stresle başa çıkabilmek, kendi ile barışıklık, kontrolü algılayış, ussal ve duygusal mutluluğun derecesi üzerinde etkileri bulunuyor.
Tek bir tipi mi var EQ'nun?
- Tek tip değil. Tümüyle yüksek duygusal zekaya sahip kişilerin bazı yetenekleri daha fazla gelişmiştir. Bazı yetenekleri ise değil. Bu becerilerin çoğu öğrenme ve alıştırma ile geliştirilebilir.
EQ, IQ'nun zıt anlamlısı mı?
- Hayır. Kimi insanlarda her ikisinden bol bol vardır. Kimilerindeyse birinden azıcık. Yani her insanda IQ ve EQ farklı oranlarda bulunabilir. Araştırmacıların anlamaya çalıştıkları şey, IQ ve EQ'nun birbirlerini nasıl tamamladıkları. Başarı için gerekli hammaddelerin arasında IQ, yüzde 20 gibi bir önem teşkil ediyor.
Yüksek EQ'lu bocalamıyor
Duygusal zeka; akıllı ve zeki olmanın başka bir yolu mu?
- Evet. İş yaşamında yüksek IQ'lu kişiler bocalayabiliyor. Normal IQ'ya sahip kişi ise gayet iyi başa çıkabiliyor. Bu faktörler, zekanın bir başka boyutunu ‘‘duygusal zeka’’yı oluşturuyor. Bu da kişinin öz-bilinç, tepki kontrolü, kararlılık, heves, öz motivasyon, empati ve sosyal beceriklilik gibi faktörleri iyi bildiğini gösteriyor.
EQ kavramını ilk siz mi ortaya attınız?
- Hayır ben değilim. İlk kullananlar Yale Üniversitesi'nden Peter Salovey ve New Hampshire Üniversitesi'nden Johne Mayer'dir. Kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati beslemesi ve duyguların yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenlenmesi özelliklerini tarif ettiler. Bu tariften 90'lardan beri bahsediliyor. Benim ‘‘Duygusal Zeka’’ adlı kitabım ise 1995'te çıktı.
Yüksek EQ'lu insanların ortak özellikleri var mı?
- Var elbette. Yüksek EQ'lu insanlar daha mutlu, daha sağlıklı ve ilişkilerinde daha başarılı oluyorlar. Eşleri, arkadaşları ve çocukları ile daha iyi ilişkiler kurabiliyorlar. İş yaşamında çok hızlı yükseliyorlar, ast ve üstleri tarafından seviliyorlar, onların saygısını kazanıyorlar. EQ'su yüksek insanların bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğu bile saptanmış.
IQ'muzu yükseltemeyiz. Bu, EQ için de geçerli mi?
- IQ'nun tersine EQ yükseltilebilir. İnsanlar duygusal açıdan eşit yaradılışlı değildirler, herkesin doğası farklıdır. Fakat bunun yanında davranışlar, kendini ifade ediş biçimi ve duyguları kullanma şekli kayda değer biçimde değiştirilebilir.
Duygusal zeka bozukluğu
EQ en çok iş dünyasında önemli herhalde?
- IQ düşündüğünüz kadar kader değil. İnsan zekasıyla ilgili görüşlerimiz öyle dar ki. Yaşamımızı büyük oranda etkileyen çok önemli yetenekleri göz ardı ediyoruz. Keza iş dünyasında da bu böyle. IQ işe girmenizi sağlıyor, fakat sizi terfi ettiren EQ'nuz.
Bir örnek verebilir misiniz?
- AT&T Bell Laboratuvarları'ndan birinde laboratuvar yöneticisinden en iyi performansı gösteren çalışanları seçmesi istenmiş. Yönetici IQ'su en yüksek olanların yerine, e-mail'leri en çok cevaplananları seçmiş. Çünkü bu insanlar iş arkadaşlarıyla dayanışma ve uyum içinde çalışıyorlar. Ve sosyal olmayan, iletişim kuramayan çalışanların tersine hedeflerine kolayca ulaşabiliyorlar.
Duygusal zeka bozukluğu diye birşey var mı?
- Var tabii. Duygusal zekadaki bozukluklar evlilik ve çocuk büyütmede problemlerden, fiziksel sağlığın bozulmasına kadar pekçok soruna yol açıyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, kronik öfke ve huzursuzluğun üst üste sigara içmek kadar sağlığı riske attığını gösteriyor.
EQ doğuştan yani genetik değil mi?
- Değil. Duygusal zeka doğuştan kazanılan bir özellik değil. Öğrenilebiliyor. Anne-babalar ve okullar çocuğun duygusal zekasının geliştirilmesinde rehber olmalılar.
Parlak zeka deyince aklıma Einstein geliyor. Parlak EQ'lu kim?
- Dalgın bakışlı, karışık saçlı, birbirine uymayan çorapları olan deha Einstein değil, elbet. Zeki insanların, doğuştan başarılı olmak için yaratıldıklarını sanırız. Bazı insanlardaki doğal yetenek alevlenirken, bazılarınınki ise söner. Haz duygusunu erteleyebilme yeteneği önemli bir beceridir. Çıkarımlar yapan beyni, ani tepkiler veren beynine karşı zafer kazanan herkes parlak EQ'ludur. Çünkü bu hareket duygusal zekanın bir göstergesidir ve bir IQ testinde ortaya çıkmaz.
Davranışlarımızda etkili olan kısım, neresi?
- Beynin öncelikle haz, iğrenme, korku ve kızgınlık duygularını üreten kısmı gelişmiş. Daha sonra buna plan yapabilme, öğrenme ve hatırlamayı üreten kısım eklenmiş. Davranışlarda da bu iki kısım etkili oluyor.
Düşünen duygusaldan üredi
EQ'nun temelini oluşturan bir bilim dalı var mı peki?
- Duygusal zekanın bileşkeleri olan motivasyon, sosyal beceri ve benzerlerinin her biri üzerine psikolojide çalışılıyor. Ancak araştırmacılar bunların beynin bilişsel yetkinliklerini oluşturan parçasından değil, başka bir parçadan kaynaklandığının ayrımına henüz vardılar. Beynin akademik yetenekleri içeren, düşenen kısmının yanısıra bir de duygusal kısmı var. Empati ve sosyal beceriler gibi yeteneklerin altında yatan devre söz konusu olduğunda ise beynin bu duygusal kısmının işleyişi geçerli oluyor.
Bilimadamları bu bilimi ne zamandır biliyor?
- Sanırım, bilişsel merkezlerden farklı olarak duygusal bir beyin olduğu konusu elli yıldır biliniyor. Ancak bu ikisinin ne şekilde bağlantılı olduğunu geçtiğimiz beş yıl içinde keşfetmişler. Beynin iki parçası genelde yaptığımız herşeyde birlikte çalışıyor. Yalnız duygusal kontrol kaybı olarak adlandırdğım anlar, bunun dışında. Böyle anlarda kızgınlık ve endişeden kendimizi kaybederiz.
Bu duygusal yetkinliklerin insan evrimindeki geçmişi ne kadar eskiye dayanıyor?
- Milyonlarca yıl önceye dayanıyor. Duygusal merkezler omuriliğin hemen üzerindeki birkaç yapı dizisinden oluşan ilk beynin etrafında oluşmuşlar. Beynin düşünen parçası ise gerçek anlamıyla duygusal beyinden üremiş.
Sokak çeteleri, seri cinayetler aldı başını gidiyor. Yarıdan fazla evlilikler boşanma ile sonuçlanıyor. EQ bunlar için bir panzehir mi olacak?
- Doğru! Sokak çeteleri ailelerin yerini alıyor. Okul bahçesindeki tartışmalar bıçaklanmalarla sonuçlanıyor. Yarıdan fazla evlilik boşanma ile bitiyor. Cinayete kurban giden çocukların sayısı bile belli değil. Çocuklar öz veya üvey anne babaları tarafından bile öldürülüyorlarken tedavi amacıyla duygusal bir eğitimin gerekli olduğu ortada. Çocuklar için bu eğitim nörolojik bir fırsat penceresi.
Kimdir
Gazetecilik ve psikoloji alanında pek çok ödülü var
Psikolog Daniel Goleman, The New York Times'da 1984'den bu yana davranış ve beyin bilimleri üzerine yazıyor. Harvard'da klinik psikoloji, kişilik ve gelişim üzerine master ve doktora yapmış. Psychology Today'de baş editör olarak çalışmış ve Harvard Üniversitesi'nde dersler vermiş. ‘‘Emotional Intelligence’’ (Duygusal Zeka) kitabında öz-disiplin, kararlılık ve empati gibi yetkinliklerin ‘‘EQ’’ adını verdiği duygusal zekanın bileşkeleri olduğunu ve bunların yaşamdaki başarıyı IQ'dan daha çok belirlediğini savunuyor. Kitabın Eylül 1995'te yayınlanmasından itibaren The New York Times Bestseller Listesi'nde bir yıldan fazla süre kalmış. Kitap tüm dünyada 3 milyon adet satmış, 24 dile çevrilmiş. Avrupa, Asya, Güney Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'da best-seller olmuş. Kitap yayınlandıktan hemen sonra 700 okul duygusal eğitim derslerini ders programlarına alacaklarını belirtmişler. Kitabı, ‘‘Son on yılda duygusal yaşamımızla ilgili yeni anlayışlar belirdiğini farkettim. Bir yandan da toplum yavaş bir çöküntü içine girdi. Gençlerimiz bir tehlike ile karşı karşıya. Bu iki şeyi herkesin okuyabileceği bir kitapta toplama ihtiyacı’’ndan dolayı yazmış. Amacı, akıllı olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımlamak. Tezi ise, ‘‘başarının ölçümünde standart başarı ve IQ testleri ile ölçülen beyin gücünün, artık zihin gücünün yanında daha az önem taşıdığı.’’ Kitapta Goleman'ın 10 yıllık davranışsal araştırmaları, zihnin duyguları nasıl işlediği konusu etrafında toplanıyor. Goleman'ın gazetecilik ve psikoloji alanında pekçok ödülü de var. Goleman iş çevrelerine, profesyonel gruplara ve üniversite öğrencilerine konuşmalar yapmak için dünya turuna halen devam ediyor.