Güncelleme Tarihi:
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tanıkların dinlenmesine devam edildi. Tanık Selahattin Avşar, insanların öldürüldüğü dönemde kendisinin bir ay işkence gördüğünü söyledi. İşkence görmesine karşın korktuğu için şikayetçi olmadığını belirten Avşar, “Cemal Temizöz'den dolayı şikayet etmedik. Hakim de savcı da oydu. Kanunlarda bir ay işkence var mıydı? Binbaşı Cemal ve itirafçı Abdulhakim Güven gelip bizi aldılar. Biz dört kişiydik. Farklı odalarda tuttular. İşkenceden sonra tekrar bizi biraraya getirdiler. Üzerimizi soyup sopayla vuruyorlardı. Elektrik de verdiler. Bizi götürdükleri yer emniyetti. Askeri birlik değildi, ama Cemal Temizöz sürekli oradaydı” şeklinde konuştu.
Tanıklardan Mehmet Selim Özdemir ise, öldürülen İzzet Padır olayı ile bildiklerini anlattı. İtirafçılardan Adem Yakin'i tanığını söyleyen Özdemir, “İki tane itirafçı vardı. Silahlarını bizim köye saklamışlardı. Onları almak için bizim köye geldiler. Döndüklerinde İzzet Padır da arabalarındaydı, götürüyorlardı. İzzet'i ondan sonra bir daha görmedim. Sonra öldüğünü söylediler” dedi.
TANIK İŞKENCEYİ ANLATTI
Tanıklardan Osman Özdemir de, İzzet Padır ile birlikte çarşıdan dönerken Adem Yakin'in aralarında bir grubun kendilerini durduğunu kimlik kontrolü yaptığını dile getirdi. Kendisinin ve bir kişinin daha bırakıldığını ancak İzzet'in karakola götürüldüğünü anlatan Özdemir, “Götürenler arasında Adem Yakin vardı. Nereye götürdüklerini bilmiyorum. Biraz araştırdık, kimse yerini bilmediğini söyledi. Temizöz'e ve Kamil Atağ'a da sorduk bilgileri olmadığını dile getirdi” dedi.
ARİF DOĞAN'IN İFADESİ OKUNDU
Tanıkların dinlenmesini ardından Mahkeme başkanı, dava dosyasına eklenen belgeleri okudu. Emekli Albay Arif Doğan'ın JİTEM ile ilgili ifadesini okuyan başkan, Doğan'ın JİTEM'i Genelkurmay'in bilgisi dahilinde kurduğunu ve İçişleri Bakanlığı'na kendisinin kurulmasına dair belgeler sunduğunu dile getirdi. JİTEM'in OHAL sınırları içerisinde kaldığını belirten Doğan, 1993 yılında görevden ayrıldıktan sonra yerine Veli Küçük'ü getirdiğini söyledi. Doğan beyanlarında Musa Anter ve diğer faali meçhul cinayetlerle ilgili bilgi sahibi olmadığını dile getirdi. Mahkeme heyeti, sanıkların dinlenmesine geçti.
KÜRTÇE SAVUNMA TALEBİ
Sanıklardan Kukel Atak, Kürtçe savunmak yapmak istediğini ancak mahkemenin buna izin vermediğini bildiğini belirterek, “Siz tercüman atıyorsunuz. Atadığınız tercüman da tam Kürtçe bilmiyor” dedi.
‘BEN DE FAİLİ MEÇHUL MAĞDURUYUM’
Sanıklardan Tamer Atak, ağır ceza mahkemelerinde yargılanacak bir suç işlemediğini ileri sürdü. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğini iddia eden Atak, devletin dibine dinamit koyanların yargılanmasını istedi. Faili meçhullerin mağduru olduğunu ileri süren Atak, “ Benin dedemi, amcamın failleri hala ortada yok. Devlete karşı bir şey yapmadık. Otelimizi bombaladılar. Amcam oğlu yaralandı. Faili hala yok” diye konuştu.
SANIK YAKİN:‘TAKDİRNAMELERİ GÖSTERECEĞİM, AMA TETİKÇİ DİYECEKLER’
Sanıklardan itirafçı Adem Yakin ise terör örgütünden ayrıldıktan sonra askere gittiğini, acemi birliğini Silvan'da, usta birliğini ise Cizre'de yaptığını belirtti. Terör örgütünün Cizre sorumlusu olduğu için asker ve polise yardımcı olmak için Cizre'ye gönderildiğini ifade eden Yakin, “Asker olarak gönderilmem suç muö dedi. Faili meçhuller konusunda herkese yardımcı olacağını belirttiğini ancak kimsenin gelmediğini söyledi. Yakin, “Cizre'de, birçok başarılı operasyona imza attık. Bir çok takdirnamemiz var. Bunları söylemeye, sunmaya korkuyorum. Çünkü sonra takdirnameli tetikçi diyecekler. Bizi Avrupa, ya da İnsan Hakları ile ilgili suçlayıp Bekaa'da kendi yaptıklarını, kirli çamaşırlarını gizleyip devleti suçlayanları görün” şeklinde konuştu.
‘BU PİS İŞLERİ ÖCALAN YÜZÜNDEN YAPTIK’
Cizre eski Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamil Atak ise, kendisini Kürt lideri olarak tanımladı. 25 yıldır kendi halkıyla savaşmak zorunda kaldığını belirten Atak şöyle dedi:“Benim emrimde 500 korucu var. Bunların arkasında 3 bin kişi var. Silahlı aşiretim var. Ben de bir Kürt lideriyim. Halkımıza karşı bize faili meçhulcü dediler, hakarete uğradık. Ortada delil yok, benim 25 yıl savaştım. Cezaevinde de kalmaktan korkmuyorum. Ben bu ekibi tanımıyorum. Pis iş yapmak bize yakışmaz. Ama bu baskı, şiddet, bizi korucu olmaya, bu pis işi yapmaya zorladı. Bize yapılan zulüm ve hakaret nedeniyle korucu olduk. Abdullah Öcalan bizi buna mecbur etti. Bu yüzden korucu olduk. Ben öbür dünyada Öcalan'dan şikayetçiyim. Ben kendim Kürtçü ve devrimciydim. Benim itibarim, siyasi hayatım kalmadı. Herkes katil diyor. Halkımıza karşı beni hedef gösterdiler. İddia makamı da bizi hedef gösterdi. Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, ‘Ermeni soykırımı için biz yapmadık aşiretler yaptı’ dedi. Bu da ona benziyor. Eğer faili meçhuller benimle çözülecekse buyurun elinizdeyim, halledin. Evimde 73 nüfus var, oğlumu bırakın gitsin. Ben buraya lazımım.”
‘ABD BENİ AJAN YAPMAK İSTEDİ’
Atak, ülkesi için ABD’ye karşı çıktığını belirterek, “Ben ABD'ye rest çekmiş adamım. ABD beni 1997 yılında ajanlaştırmaya çalıştı. Ben onlara ülkem için rest çektim. Halkımdan koparıldım. Şimdi D tipinde bezelye ile yaşıyorum. Ben bezelye ile yaşayamam, hastayım. İstediğim gıdaları almak istediğimde ‘yasak’ diyorlar. Ya kardeşimi, ya oğlumu bırakın ben kalayım. İstediğiniz zaman çağırırım. Bu yapılan suçlamalar ırkımıza yakışmıyor. Ben Levent Ersöz'ü, Hurşit Tolon'u da Şırnak'ta görev yaptıkları için tanıyorum. Şimdi bunları tanıyorum diye ben de Ergenekoncu mu oldum? Tahliyemi değil, beraatimi istiyorum” şeklinde konuştu.
TEMİZÖZ'DEN ‘BAHOZ ERDAL’ CİZRELİ İDDİASI
Cizre'de görev yaptığı dönemde, hiç kimsenin öldürülmesi için emir vermediğini ifade eden sanık emekli Albay Cemal Temizöz, “Ben terör dışında kaçakçılıkla da mücadele ettim. Kaçak hayvan girişine izin vermedim. Örgüt kaçakçılardan komisyon alıyordu. İhale alanlar, bölücü örgüte yüzdelik komisyon ödüyordu. PKK'da şahin ve güvercin kanadından söz ediliyor. Ben kimsenin bilmediği bir hususu belirtmek istiyorum. Örgütün askeri silahlı kanadı sorumlusu ‘Bahoz Erdal’ kod adalı Fehman Hüseyin aslen Cizre'lidir. Babası Kiçan aşiretinin üyesidir.”
Sanık Albay Temizöz'ün bazı avukatları örgütle bağlantılı olduğunu söylemesi üzerine müdafi avukatlar tepki gösterdi. Mahkeme heyetinden sanığın avukatlarla ilgili suçlayıcı beyanlarda bulunmamasını istedi. Temizöz, beyanlarından sonra kendisinin kaleme aldığı ‘Yine de geldik Cizre'ye’ başlıklı şiirini okudu.
ARİF DOĞAN'A TANIK SORUSU
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'na yazı yazılarak , Arif Doğan'ın tanık olarak dinlenmek isteyip istenmediğinin sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca, Albay Cemal Temizöz'ün Cizre'de görev yaptığı dönemde, hakim, savcı, emniyet müdürü ve valilerin görev yerlerinin belirlenmesi için ilgili bakanlıklardan bilgi istenmesine karar verdi.
Temizöz'ün şiiri şöyle:
YİNE DE GELDİK CİZREYE
Toprağını vatan halkını kardeş bildik
Sırat gibi hergün köprü ve yollarından geçtik
Düşmanlığa karşı sevgi besledik
Yine geldik Cizre'ye
Hasret çektik özlem duyduk,
Haberini Cudi'nin tepesinde aldık,
Adını Kırkbeşinde koyduk
Yinede geldik Cizre'ye
Yolları mayınlayıp köprüleri uçurdular
Korucuları da direklere astılar
İbretlik diye para sıkıştırdılar
Yinede geldik Cizre'ye
Sandılar ki Cizre’yi kurtarmışlardı
Mahkemelerini kurup yargılamışlardı
Yakarak hükümet konağınıda hedef almışlardı
Yinede geldik Cizre'ye
Yinede geldik asayişi sağlamaya
Çaldıklarını geri almaya
Bayrağı göndere salmaya
Nasıl geldik bugüne
Durmadık üzerine gider olduk
Kurduğu oyunu modeli bozar olduk
Sonunda özel hedefi olduk
Nasıl geldik bugüne
Modelini bozanı unutmadılar
Hep yıllarca hedef aldılar
İşi başkalarına da havale ettiler
Nasıl geldik bugüne
Bugüne geldikte ne oldu
Öç almaya sanki yönetenler de dahil oldu
Duru mu yandaş, onlarda taraf oldu
İmhanın böylesi görülmüş müdür
Gerçekleri bilmeyen mi var
İddialarda Mithat Paşa'nın ki kaç doğru var
Sakladığınız vicdanınız mı var
Görün artık bu düşmanlığı