Telsizle ölüm davasında tahliye yok

Güncelleme Tarihi:

Telsizle ölüm davasında tahliye yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2009 11:40

İZMİR'de, telsizle başına vurduğu emekli işçi Doğan Kalender'in ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklanan Konak Belediyesi'nde görevli zabıta amiri Hüseyin Demirçivi hakkında ‘Basit yaralama, ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama’ suçlarından 19 yıl, ölen Kalender'in eşi Şerife Kalender'e, ‘Görevi yaptırmamak için direnme’den 3 yıl, oğlu Caner Kalender'e ‘tehdit’ suçundan 8 yıl hapisle cezalandırmaları istemiye açılan davaya başlandı.

Hüseyin Demirçivi, Kalender'i kendisinin öldürmediğini söyledi. Mahkeme heyeti sanığın tutuklu yargılanmasına karar verip, duruşmayı erteledi.

Olay, geçen yıl 19 Kasım'da, Güzelyalı Semti 15 Sokakta meydana geldi. Bir bisiklet fabrikasından emekli 57 yaşındaki Doğan Kalender, eşi Şerife Kalender'le birlikte yürüyüşe çıktı. Bir süre yürüyen iki çocuk sahibi çiftten Doğan Kalender, sokak içinde bir hurdacının Konak Belediyesi'nde görevli zabıta memurları tarafından tezgahına el konulduğunu gördü. İddiaya göre, zabıta memurlarının seyyar satıcı ve yoldan geçenlerle tartışmasına tanık olan Kalender, “Ayıp yaptığınız arkadaşlar” dedi. Bu söz üzerine zabıta memurlarından biri, Şerife Kalender'in kolunu tutarken, buna engel olmak isteyen Doğan Kalender'in başına da 40 yaşındaki Hüseyin Demirçivi, tarafından iddiaya göre telsizle vuruldu.

Aldığı darbeyle Kalender, yere düşünce başını kaldırıma çarptı. Hastaneye kaldırılan Kalender tedaviye alınırken, zabıta memuru Demirçivi nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Beyin kanaması geçiren Kalender, üç gün sonra öldü. Kalender'in ölmesi üzerine yeniden gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen Hüseyin Demirçivi yine serbest bırakıldı. Kalender ailesinin avukatı Can Burak Saltabaş ve soruşturmayı yürüten savcının itirazı üzerine İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Demirçivi hakkında gıyabi tutuklama kararı verdi. Yaklaşık 25 gün sonra teslim olan Demirçivi cezaevine konuldu.

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Türker, zabıta memuru Hüseyin Demirçivi ve ölen Kalender'in eşi ile oğlu hakında 3 ile 19 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle yargılanmaları için dava açtı. Savcı Türker, iddianamede Hüseyin Demirçivi'nin ‘Basit yaralama, ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama’ suçlarından 19 yıl, ölen Doğan Kalender'in eşi Şerife Kalender'in ‘Görevi yaptırmamak için direnme’den 3 yıl, oğlu Caner Kalender'in de 4 ayrı ‘tehdit’ suçundan 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.

‘BEN ÖLDÜRMEDİM’

İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu yargılanan Hüseyin Demirçivi, tutuksuz yargılanan Şerife Kalender, oğlu Caner Kalender ve tarafların avukatları katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Hüseyin Demirçivi, “Çöp toplayan kişiler çevreye rahatsızlık verdikleri için engel olmaya çalıştık, arabasını almak istedik. Bu sırada Şerife Kalender, gelip engel oldu. Bağırıp etraftan yardım istedi. Etrafımız insan dolduğundan görevimizi yapamadık. Ölen kişi olayın uzağındaydı. Birden kendiliğinden yere düştü. Ben kimseye telsizle ve yumrukla vurmadım. Şerife Kalender de bisiklete kendisi çarpıp düştü. Oğlu Caner gelip “Sizi öldüreceğim, gırtlağınızı keseceğim” diye tehdit etti. Biz orada görevimizi yapıyorduk. Ben kimseye telsizle vudrmadım. Ölen kişiye de bir hareketim olmadı” dedi. Tahliyesini talep etti.

‘EŞİME YUMRUKLA VURDU’

Tutuksuz yargılanan Şerife Kalender ise “Zabıta Hüseyin Demirçivi, çöp toplayan kişiye ‘Hırsızlık yap ulan’ diye bağırıp tartaklıyordu. Böyle davranmaması konusunda uyardım. Beni kolumdan tutup ittirdi. Yere düşüp yaralandım. Eşimin hiçbir tepkisi yoktu. Beni zabıtadan kurtarmak istedi. Bu sırada Hüseyin Demirçivi, elinde telsizle yüzüne yumruk vurdu. Eşim düştüğü yerden bir daha kalkamadı. Hastanede yaşamını yitirdi. Mağdurken sanık olduk. Eşimin ölümüne neden olan kişiden şikayetçiyim” dedi. Caner Kalender de annesinin, olaydan sonra kendisini çağırdığını ve kimseyi tehdit etmediğini söyledi.

‘BAŞKA ZABITA YOKTU’

Tanık olarak ifadesi alınan Ayla Ötük ise “Hüseyin Demirçivi, çöp toplayan kişiyi azarlıyordu. Çöp toplayan kişi ise ona ‘Abi ekmek parası için çalışıyoruz, aç mı kalayım, hırsızlık mı yapayım’ diye yalvardı. Zabıta memuru bu kişiye elindeki telsizle vurup, ‘Hırsızlık yap ulan hırsızlık yap’ diye bağırdı. Ben de bu konuşma üzerine irkildim. Zabıta memuruna ‘Sen ne biçim konuşuyorsun, bu şekilde konuşulur mu” dedim. Kendisi görevini yaptığını söyleyip, karışmamamı istedi. Bu sırada ölen kişi eşiyle birlikte geldi. Kadın da benim gibi tepki gösterdi. Zabıta, kadının kolundan tutup karakola götürmek istedi. Tartışma sırasında kadın, arkasında duran bisiklete çarpıp yere düştü. Ölen kişi zabıta memuruna ‘Bırak eşimi, o sana bir şey yapmadı’ dedi. Yere düşen eşini kaldırmak için eğildi. Birden kendisi de yere düştü. Olay yerinde başka zabıta memuru yoktu” dedi. İki tanık ise Hüseyin Demirçivi'nin ölene yumruk ile vurduğunu gördüklerini söyledi.
Zabıta memurları Tezcan İncebaldır, Bayram Kara ve Zeyni Gök ise “Güzelyalı semtinde çöp biriktirilen yer olduğu ihbarı geldi. Dört kişi belirtilen adrese gittik. Burada çöp toplayan kişi ile karşılaştık. Arabasını almak istedik. Zabıta amiri olan Hüseyin Demirçivi ile çöp toplayan kişi konuşuyordu. Araya girenler oldu. Hüseyin, kimseye telsizle ve yumrukla vurmadı. Ölen kişi kendiliğinden yere düştü” ortak ifadesini verdi.

Mahkemede, Adli Tıp Kurumu'nun, Doğan Kalender'in yapılan otopsisinde travmaya bağlı olarak kafatası kemiğinde oluşan kırık sonucu öldüğünün tespit edildiğini belirten raporunu okudu. Yaklaşık 7 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanık Hüseyin Demirçivi'nin tutuklu yargılanmasına karar verip duruşmayı erteledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!