Televole siyasete atıldı

Güncelleme Tarihi:

Televole siyasete atıldı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2002 21:36

Uzun süredir hayatımızın pek çok alanına açılan ‘‘Televole Penceresi’’, son günlerin en popüler konusu siyaset ve seçimlere de bir açıldı, pir açıldı. Allah için günceli oldukça yakından takip ediyor şu televole dünyası.

Çünkü neredeyse, erken seçimin 3 Kasım'da yapılmasına karar verilir verilmez başladı, televoleden siyasete transferler... Tabii ki her açıklamanın ‘‘şok’’, her olayın ‘‘bomba’’ olduğu o dünyanın raconuna uygun olarak, şok ya da bomba transferler yaşandı. Daha önce sadece kameralara soyunanların siyasete soyunması, toplumda beklenenden geniş yankı uyandırdı denebilir.

Öyle ki, önceki skandalları bir yana son olarak ‘‘Ne dedin sen? Çat!’’ olayıyla gündeme düşen Sevda Demirel'in AKP'ye üyeliği, televizyon dünyasının en ciddilerinden Teke Tek'te ciddi yer kapladı. Ardından, mesleğinin önünde ‘‘seksi’’, ‘‘güzel’’, ‘‘sarışın’’ sıfatları illa ki kullanılan nice isimler, nice partilerle birlikte anıldı. Yıllardır bazen şık, bazen rüküş seçilenler, bu kez milletvekili seçilmek üzerine demeçler vermeye başladı. Bu da son günlerin modasını oluşturdu: Olabildiğince dekolte giysiler içinde politika konuşmak! Ve bu durumu, demokrasiye olan inanca, çağdaşlık ilkesine bağlamak.

MİNİSİNİ GİYEN AKP’DE

Fakat her zaman olduğu gibi bu konuda da cılka varan bir abartı yaşandığını söylemek yalan olur mu? AKP ‘‘Kapımız herkese açık, biz modern bir partiyiz’’ dedikçe, sanki sabrı deneniyormuş gibi, bacağına süperminisini geçiren soluğu AKP Genel Merkezi'nde alıyor. Bilmeyen biri olsa, mini etek giymeyenlerin bu partiye üye olamayacağını zanneder. Ama şaka değil; toplumun gündemine daha dün ‘‘M. Ali'nin kaynanasının belalısı’’ olma özelliğiyle giren Ankaralı antikacı Nil Demirkazık'ın ilk hedefi milletvekilliği ama yetmiyor, gözü Kültür Bakanlığı'nda. Öte yandan DYP'ye Sarıyer'den kapağı atan Seren Serengil, defterini kitabını koltuğunun altına koyup haftada birbuçuk saatini partide geçiriyor ve kendini geleceğin politikacısı olmaya hazırlıyor. Haberler ‘‘DYP'ye girecek, çünkü Mert Çiller çocukluk arkadaşı!’’ diye çıksa da... Adnan Hoca mağduru olarak tanınan eski manken Ebru Şimşek'in de haberlere göre politikaya atılacağı kesin. Ancak partisini kendisi de bilmiyor henüz.

TUĞBA VE LENİN

Manken Tuğba Özay ise CHP'nin şimdilik hafif toplarından; Lenin'den alıntılar yaptığı, Ronald Reagan'dan, Eva Peron'dan eksiğinin olmadığını savunduğu röportajlar veriyor ve tuzak televole sorularına karşı da gardını almış durumda: ‘‘Tabii ki meclise transparan bir kıyafetle gitmem, önemli olan insanın beyninin transparan olması.’’ Ama dinleyen kim? Haber başlıklarından bir örnek şöyle: Yatakta politika!

Ve diğerleri... Hülya Avşar, Seda Sayan, Zuhal Olcay, Musa Eroğlu'nun adları Yeni Türkiye Partisi'yle geçiyor. Hatta Cem Uzan'ın ‘‘üvertürü’’ ve milletvekili adayı olarak anılan İbrahim Tatlıses'in bile. Ancak YTP'de henüz vitrin düzenlemesi başlamadı; zaten parti yöneticileri, ‘‘popüler değil, sanata bir şeyler katmış insanlar’’ istediklerini söylüyor. Açılışı eski popçu Yasemin Kumral'la yapan AKP, yola şampanyalarla ağırladığı Sevda Demirel'le devam edecek gibi oluyor ama siyaset konusunda ciddi olduğunu söyleyen Demirel, gazetelerde Nil Demirkazık'ın ve ondan daha mini giydiği kesinleşen Sağlık Bakanlığı eski Özel Kalem Müdiresi Nihan Konuralp'in fotoğraflarını görünce, AKP üyeliğini askıya alıyor.

POLİTİKA-MANKEN İLİŞKİSİ

Mikrofonlar, politikaya sokulamayan diğer ‘‘televole güzelleri’’ne de yöneliyor: ‘‘Politika ciddi iş, reklam için yapılmaz’’ diyor biri. Diğeri herkesi haddini bilmeye çağırıyor. Ama uzun televole demeçleri listesinde galiba en dikkate değer olanı Deniz Pulaş'ınki. Politikanın mankenlikle benzeştiğini düşünen Pulaş, bunu şöyle açıklıyor: ‘‘İş için bir firmaya gittiğinizde, giysileri beğenmeseniz bile stiliste de firma sahibine de gerçeği söylemezsiniz. Bu da politik bir yaklaşım herhalde. Ama bunlar bilmiyorum ki ne yaparlar. Atılsınlar görelim.’’

Yeri gelmişken, atılıp atılmadıkları da ayrı konu. Yaptığımız küçük soruşturma, televole ile politika arasında kocaman bir aracı kurum olduğunu ortaya çıkarıyor: Bir kısım medya! Sevda Demirel'in ‘‘Beni X TV'den aradılar, AKP yöneticilerinin görüşmek istediğini söylediler’’ demesi, Nil Demirkazık'ın AKP'ye üyelik haberinin üç ayrı gazetede, parti önünde üç ayrı ‘‘seksi’’ kıyafetle yayımlanmış olması, haberlerde adları geçen pek çok ismin ‘‘hayır politikaya girdiğim doğru değil’’ açıklamaları, bu yorumu doğruluyor.

İşte siyasi partilerin televole kontenjanında son durum...

SEVDA DEMİREL (ŞARKICI)

Kıyafetlerimi bile tasarlamıştım abuk sabuk minilileri görünce soğudum


Galiba her şey, Sevda Demirel'in Aliağa'da bir restoranın açılışında sahneye çıktığı gece başladı. AKP Aliağa İlçe Başkan Yardımcısı Rahmi Bilgiç, hızını alamayıp Demirel için 35 şişe şampanya açtırınca, parti birazcık karıştı. Kimi AKP'lilerden Bilgiç'e kınama, kimilerinden kutlama mesajları gelirken, yöneticiler Bilgiç'i ve ‘‘diğer arkadaşları’’ uyardı.

Bu arada Ankara'da Demirel'le AKP ilişkisi adım adım gelişmeye başladı. Sahneye çıkmadan önce sorulan bir soru, Demirel'in ‘‘kendini AKP'ye yakın hissettiği’’ mesajı üzerine yol yarılanmıştı bile: ‘‘Beni manşetlere çıkardılar. Halbuki işin özü daha saf konuşmalar, düşüncelerdi.’’

Recep Tayyip Erdoğan'a da soru direkt sorulunca, o da ‘‘Tabii ki partimize gelebilir, demokratik mücadelesini verir, yerini alır, tek oya bile ihtiyacımız var’’ deyince... Sevda Demirel'in üyeliği kesinleşmiş gibi oldu. Oysa kazın ayağı öyle değildi. Demirel hiçbir parti yöneticisiyle görüşmemişti bile bugüne kadar. Sadece bir kez Ankara'da, bir televizyondan aramışlar ve ‘‘AKP'li yöneticiler sizi davet ediyor’’ demişlerdi! O da İstanbul'a gitmesi gerektiği için ‘‘görüşme’’ye gidememiş sonraya bırakmıştı. Gerisini Demirel anlatıyor:

‘‘Benim için hayati önem taşıyan bir konu değil. Sayın Recep Bey'in davetiyle oluşan bir fikirdi. Sıcak baktığım doğruydu. Birtakım çalışmalar yapmak istedim. Size ters gelse de ben muhafazakar bir insanım, giyimle olmaz bu, içimde yaşıyorum. 30 bin tane sevgili edinmiyorum, erkeklerle gündeme gelmiyorum, kendime sahip çıkıyorum. Evet soyunuyorum, akademik kariyerim olmadığı için açık poz veriyorum. Ama iç dünyamda daha muhafazakarım. Sahneme geç kalma pahasına Sayın Erdoğan'ın konuşmalarını izlemeye çalıştım. Sözünü sakınmayan bir insan olarak AKP'nin görüşlerinden etkilendim. Milletvekilliği haşa, haddimi bilirim, kadın kollarında çalışmak, onların haklarını savunmak gibi birtakım işler yapmak istemiştim. Ama gazetelerde o kadınların abuk sabuk minileriyle parti önünde poz vermelerinden sonra, bu kadar da basit olmamalı her şey dedim. Ben oraya gitmek için kıyafetlerimi bile tasarlamıştım, beni soğuttular. Evet ben de bugüne kadar 'uzuvlarımla' ön plana çıktım ama onlarla aynı kefeye koyulmak istemiyorum. Bu yüzden üyelik meselesini geri çektim.’’

NİL DEMİRKAZIK (ANTİKACI)

Buyrun, şeref verirsiniz dediler


Nil Demirkazık hakkında ne biliyorsunuz? Ankaralı. Antikacı ama ne demekse ‘‘sosyete antikacısı.’’ Kendi ağzından CV'sinden bir kesit verelim: TED mezunu. Ardından İsviçre'de Fransızca öğrenmiş. Fransa'da üç yıl tıp okuyup bırakmış. Sonra Sorbonne'da Fransız Dili ve Edebiyatı okumuş, aynı bölümü Hacettepe Üniversitesi'nde de tamamlamış. Ardından İtalyan hükümetinin bursuyla İtalya'da İtalyan Dili ve Edebiyatı eğitimi almış. İnanırsınız inanmazsınız. Ama biz onu nereden tanıyoruz: Mehmet Ali Erbil'in kayınvalidesi olarak ünlenen İffet Erkuvan'la ilgili çarpıcı açıklamalar yapan kişi sıfatıyla... O şimdi AKP İstanbul 2. bölgeden milletvekili adayıyım, diyor. AKP'yi bir ümit olarak görüyor. ‘‘AKP'nin çağdaş yüzü olacağım’’ diyor. Gözü de yükseklerde, Kültür Bakanı olmak istiyor. Söylediğine göre görüştüğü parti yöneticilerinden Vecdi Gönül kendisine, ‘‘Buyrun, şeref verirsiniz, keşke sizin gibi böyle çağdaş birkaç tane daha üyemiz olsa’’ demiş. Biz Demirkazık'la konuştuğumuzda AKP İstanbul İl Merkezi'nde görüşmeye gidiyordu...

AKP NE DİYOR?

Bu çeşit müracaatlar belli bir amaçla yapılıyor


AKP seçim işlerinden sorumlu genel başkan Yardımcısı,

Vecdi Gönül

Partimize toplumun her kesiminden müracaatlar var. Nil Hanım müracaat etmiş, kendisiyle yüzyüze gelmiş değilim. Ama kayıtlara baktım, evrakı eksik. Tamamlamazsa aday adayı olma şansı olmayacak. Nihan Konuralp adını ilk kez sizden duyuyorum. Sevda Demirel? Bahsettiğiniz hanımın müracaatı olmadı. Yapılmamış müracaatın değerlendirmesi olmaz. Zannediyorum bu çeşit müracaatlar sonuca gitmek üzere değil, belli bir amaçla yapılıyor. Yoksa halkımız kimi seçeceğini bilir. Siz başka türlü algılayabiliyor musunuz? Evrakını bile tamamlamamış, adayım diye geziyor. ‘Şeref verirsiniz’ sözünü kim söylemiş, yönetici diye kimle muhatap olmuş bilemiyorum. Ama kendisine nazik davranılmış olduğu için memnunum.

AKP İstanbul İl Başkanı

Mehmet Mezunoğlu

Biz adayların eteğine, boyuna posuna değil, birikimlerine bakacağız. Topluma verebilecekleri şey, eteğinden daha önemli. Toplum rahatsız olmazsa biz de olmayız. Evet, eteğinin boyu topluma verebileceklerine engel olmamalı. Ama birikimi olan başörtülünün de engeli olmamalı.

SEREN SERENGİL (ŞARKICI)

Haftada 1.5 saat partideyim


Evet DYP'liyim. Babam Öztürk Serengil'in AP'liliği nedeniyle, bu çizgiye çocukluğumdan itibaren yakınım. Tansu Çiller'i çocukluğumda evine girip çıktığım için değil, Türkiye'de başbakanlık yapmış bir kadın olduğu için ve ekonomiyi iyi bildiği için seviyorum. Partiden teklif geldi ve kabul ettim. Sarıyer ilçesinden DYP'ye girip delege oldum. Her hafta birbuçuk saat defterlerimi kitaplarımı alıp partiye gidiyorum, Gençlik kolları olarak da partiye bütçe kazandırmak için organizasyonlar düzenliyoruz. Niye bana teklifte bulundular? TGRT'de bir programım vardı, orada -kendi hayatımda pek uygulayamasam da- kadınlara nasihatler verirdim. Benim Türkçe'yi ne kadar iyi kullandığımı, lisan bilmemi, iyi yetiştirilmiş olmamı keşfetmişler, bu yüzden. Daha önce de sol görüşlü bir partiden teklif gelmişti ama benim sol görüşle hiç alakam olmadı. Kendimi geliştirdiğim yeterli gördüğüm zaman da aktif politikacı olarak insanların karşısına çıkmak istiyorum.

DYP NE DİYOR?

Mankenlere kapımız açık


DYP'nin Sarıyer İlçe Başkanı

Ali Genç

Seren Hanım'ın babası AP üyesiydi, ailece DYP'ye yakındılar. Tabii ki bizim sanat camiasıyla içiçe olmamızdan daha doğal bir şey olamaz. Sanatçılar toplumun yüzakı. Atatürkçü, çağdaş, serbest piyasa ekonomisine inanan bütün sanatçılara kapımızı açtık. Mesela Ayhan Aşan'ı da rahmetli Ayhan Işık'ın eşi Gülşen Hanım'ı da üye yaptık. Böylece sanatçıların sorunlarını öğrenme şansımız da oluyor. Bu konuda program hazırlıyoruz. Mankenlere de kapımız açık.

TUĞBA ÖZAY (Manken)

İleride çıplak milletvekili diyecekler ama ben yolumda yürüyeceğim


O gazetelerde, ‘‘Benim Reagan'dan neyim eksik?’’ türü demeçleriyle yer aldı. Manken Tuğba Özay.

Televole konularından bulduğu her fırsatta, Türkçe Dil Bilgisi kitabı yazarı babasıyla, müsteşar dedesiyle övünüyor. Türkiye'nin bir numaralı sorununun eğitim ve sağlık olduğunu söylüyor. Her iki konuda da ücretsiz hizmeti savunuyor.

Hatta ileride kendi partisini bile kuracağından dem vuruyor: İnsanları kucaklayacak Dayanışma ve İnsanlık Partisi (DİP)!

‘‘Ocak ayında Kadıköy'den CHP gençlik kollarına üye oldum. Mehmet Sevigen Türkiye'nin dört bir yanından fakslar alıyoruz, dedi. Sonuçta aydın kesim, sığ beyinli olmayanlar benim bu işe el atmış olmamdan rahatsızlık duymuyor.

Eva Peron örneğini alın, o bir konsomatristti. Ronald Reagan aktördü. Milletvekilliği konusuna asla ukalalık yapmadım. Medya yakıştırdı. Ben her zaman şunu söylüyorum: Şu anda çok donanımlı değilim, uzun vadede politikacı olmak istiyorum. Bana göre gençlerin, sanatçıların daha fazla politize olması lazım. Lenin de öyle dememiş mi, ‘sanatçı örgüt içinde yer almalıdır'.

Ben aşklarımla gündemde olacağıma, toplumsal olaylarla örnek olurum. Bu yıl sınavlara girdim, siyaset bilimi okumak istiyorum. Partiye birçok fikirler veriyorum. Şu anda hedefim gençlik kolları başkanı olmak.

Reklam yapıyor, haddini bilmeli diyorlar, çok köstek oluyorlar. Bugüne kadar politika yapanlar çok mu iyiydi? İlerde milletvekili olursam çıplak milletvekili de diyecekler ama ben yolumda yürüyeceğim. Önemli olan insanın beyninin transparan olması!’’

CHP NE DİYOR?

Kadıköy İlçe Başkanı

Şefik Toprak

‘Genel başkanımızın da açıklaması var; biz her katmandan oy almak istiyoruz. CHP'nin ilkelerini benimsemiş herkese kapımız açık. Ben televole gibi programları seyretmiyorum, ama meclisin bir iç tüzüğü var, herkes ona uyar. Özay'ın milletvekili olması da göstereceği performansa bağlı.

HENÜZ TELEVOLECİ OLMAYAN PARTİLER

MHP: Biz AKP değiliz!

Ercüment Konukman


MHP Genel Başkan Yardımcısı

Adaylar arasında ciddi araştırma yapıyoruz, bazı eksiklikleriyle ilgili sorgulamalarımız sürüyor. Tabii bu tür isimler üzerinde duruyoruz, güzel değişiklikler yapmak istiyoruz. Partinin önünde resimler çektiren arkadaşlarımız ki onlar da muteberdir amaz bizim öyle adaylarımız yok. Biz AKP değiliz. Bizim de flaş isimlerimiz var, ancak şimdi açıklamayız.

SP: Milli görüşçüyse gelsin

Ahmet Sünnetçioğlu


Genel Başkan Yardımcısı

Milli Görüş çizgisini benimseyen herkes partimize üye, aday adayı olabilir. Ben kimseyi küçümsemiyorum, bütün müracaatları değerlendiriyorum ama insanlar fikirleriyle oy getirebilir. Müracaat başka şey, sıralamalarda olmak başka. Bu da değişim oluyor herhalde!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!