Telekom ihalesinde ilk dava

Haber-Sen, ihalenin Özelleştirme İdaresi dışında ve makul bir süre önce açıklama yapılmadan gerçekleştirilmesine karşı da yargı yoluna başvurulacağını bildirdi.

Haber-Sen’in Telekomünikasyon Kurumu’na karşı bugün Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne açtığı davada, "Telekom’un hisse ve mülkiyet satışı yoluyla özelleştirilmesine onay veren, Telekom’un yüzde 55 hissesini devralacak firma ile imzalanacak imtiyaz sözleşmesi süresi sonunda altyapı ve ana telekomünikasyon şebekesinin mülkiyetinin şirkette kalmasına, kamuya devredilmemesine olanak sağlayan" kurul kararının iptali istendi. Dilekçede, şöyle denildi: "406 sayılı yasaya göre telekomünikasyon hizmeti yürütmekte olan kuruluşların, özel firma olsalar dahi, kamu hizmeti yürüten konumunda oldukları açıktır. Ana telekomünikasyon şebekesi ve altyapısı da iletim ağı niteliği itibariyle, kamu hizmetinin sunulması için tahsis edilmiş, özel mükiyete konu olması mümkün olmayan bir kamu malı niteliğindedir."

ALTYAPI MÜLKİYETİ DEVREDİLEMEZ

Dava dilekçesinde, ana şebeke ve altyapının mülkiyete konu olabilecek taşınır ya da taşınmaz bir mal değil, ancak belirli koşullarda kurulup işletilebilecek ve sonra yine kamuya dönecek bir kamu malı olduğu anlatıldı. Danıştay Genel Kurulu’nun "idare hukuku mülkiyeti" tanımına dikkat çekilen dilekçede, bu mülkiyet tanımının ancak kamu kurumu ile malın ilişiği sürdüğü sürece geçerli olabileceği vurgulandı.

Dilekçede, Telekomünikasyon Kurulu’nun kararıyla ilgili şu değerlendirme yapıldı:"Karara göre, özelleştirme sonrası yeni firmayla yapılacak imtiyaz sözleşmesi süresinin sonunda ana şebeke ve altyapının mülkiyeti firmaya bırakılacaktır. Her ne kadar Türk Telekom’un hisse satışı işlemi yapılmakta ise de bu hisse satışı birleşme/devralma niteliğinde olduğundan, hisse satın alan şirket ile yeni bir imtiyaz sözleşmesi imzalanacak ve halen yürürlükte olan Türk Telekom ile davalı idare arasında 2001 yılında imzalanmış olan görev sözleşmesi sona erdirilecektir."

Dilekçede, Danıştay 1’inci Dairesi’nin elektrik dağıtım hizmetinin ve dağıtım bölgesinin mülkiyete konu olamayacağına ilişkin kararı anımsatıldı. Dilekçede, "GSM firmalarının kendi kurdukları şebeke/alt yapı bile kamuya devredilirken, kamu firması olarak kamu adına kullanılan ana şebeke ve alt yapının özel firmaya mülkiyet devri yoluyla verilmek istenilmesinin hiçbir hukuki temel dayanağı bulunmamaktadır" denildi.
Dilekçede, yasaya göre telekomünikasyon altyapısından herkesin makul bir ücret karşılığında yararlanabilmesi, makul olmayan ayrımcılık ve rekabete aykırı işlemler yapılmaması gerektiği kaydedilirken, "Oysa, halen Türk Telekom tarafından kullanılmakta olan ana telekomünikasyon şebekesi ve alt yapısının mülkiyetinin özel bir firmaya/işletmeciye devri, hem işletmeciler arasında makul olmayan ayrımcılık yapılması (diğer işletmeciler sürenin sonunda kamuya devir ile yükümlüdür) hem de altyapıya eşit koşullarda ulaşma hakkının ortadan kaldırılması anlamına gelecektir" denildi.

İMTİYAZ YETKİSİ YOK EDİLİYOR

Dava dilekçesinde, Türk Telekom ile Telekomünikasyon Kurumu arasında görev sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin özelleştirme sonrası firmayla imtiyaz sözleşmesine dönüştürüleceği anımsatılarak, imtiyaza ilişkin genel esasların en önemlisinin, "idarenin tek taraflı üstün yetkilere sahip olması nedeniyle işletmecinin sözleşmeye aykırı davranışları veya kamu yararının gerektirdiği her durumda kamunun sözleşmeyi tek yanlı olarak feshedip hizmeti üstlenebilme hakkı" olduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, "Böyle bir durumda, ana şebeke ve alt yapıda işletmeciye tanınacak mülkiyet hakkı, idarenin imtiyaz usulünden kaynaklanan hak ve yetkilerini kullanılamaz hale getirecek, sözleşme ile ilgili içinden çıkılamaz sorunlara neden olacaktır" denildi.

UZAN ANIMSATMASI

Dilekçede, Uzanlar’ın ÇEAŞ’ta her elektrik direğinin olduğu alan için tapu alıp, kamu hizmeti ile ilişkili malı mülkiyete çevirme çabası anımsatıldı. "Telekom tarafından kullanılmakta olan yeraltı-yerüstü kabloları vardır, bunlar nasıl mülkiyete tabi olabilir?" denilen dilekçede, altyapının işletmeciye bırakılmasının rekabete de aykırı olduğu savunuldu.

REKABETE AYKIRILIK

Rekabet Kurulu, kablo TV ve internet altyapısının Telekom’dan ayrılması yönünde görüş bildirmesine karşın yalnızca kablo TV’nin ayrıldığına dikkat çekilen dilekçede, idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması, savunma süresi de kısaltılarak, savunma sonrasında da yürütmenin durdurulması talep edildi.