Telekinetik güçleri olan liseliler

Güncelleme Tarihi:

Telekinetik güçleri olan liseliler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2012 20:13

Süper güçlere sahip üç liseli gencin hikâyesini anlatan şahane bir anti kahraman filmi izlemek istiyorsanız Doğaüstü’yü kaçırmamanız lazım.

Haberin Devamı

Gençlerin önce eğlence sonra karmaşayla dolu karanlık ve hazin öyküsünü anlatan bu mockumentary (belgesel izlenimi veren kurgusal film) özellikle son 15 dakikasındaki müthiş görsel efektlerle izleyenleri koltuklarına yapıştırıyor. Filmi, ‘Stabbing at Leia’s 22nd Birthday’in 10 milyon kezin üzerinde görüntülenmesiyle internet ortamında sansasyon yaratmış olan Josh Trank yönetiyor.

Doğaüstü’den aklımda kalan en dramatik an, odasında masasının başında oturan gencin ayyaş babasından yediği o feci tokat.
Öyle bir tokat ki, beklenmedik bir anda geliyor ve Andrew’un oturduğu sandalyeden yere düşmesine neden oluyor.
Andrew’la ilgili en belirgin detayımız da bu aslında.
Çekingenliğini, okulda geri planda kalışını ve hasta yatağındaki annesini de saymak lazım tabii.
Filmin ilerleyen dakikalarında eline süper güçler geçtiğinde neler yapacağını bunlardan kestirin diyor bir yerde yönetmen.
EL KAMERASINI SEVDİK
Doğaüstü’de her şey Andrew’un eline aldığı amatör kamerayla çekimlere başlamasıyla bize aktarılıyor.
İzlediğimiz bir tür mockumentary; el kamerasıyla çekilmiş, gerçek süsü verilen sahte bir belgesel yani.
Blair Cadısı’ndan sonra meşhur olan, Cloverfield ve Paranormal Activity ile devam eden tür de diyebiliriz.
Blair Cadısı’ndan sonra sıkça denenen bu yaklaşım genç sinema izleyicisi için her zaman çekici oldu.
Hele bir de hakkı verilirse, yaratıcı olaylarla süslenirse tadından yenmiyor.
KIZLARIN ETEKLERİNİ UÇURMAYI KİM İSTEMEZ!
Üç liseli genç; yazının başında da değindiğim sorunlu aile hayatı yüzünden girdiği ruhsal bunalımdan kurtulmak, nefes almak için her gördüğünü kamerasına kaydeden Andrew (Dane DeHaan), kuzeni Matt (Alex Russell) ve arkadaşları Steve (Michael B. Jordan) bir çukurda karşılarına çıkan bir kristalden süper güçler ediniyorlar.
Zaman içinde uçmayı öğrenen, düşünce gücüyle eşyaları hareket ettirebilen bu gençler telekinetik güçlerini önce eğlenmek için kullanıyorlar.
Ki bu durum değme komedi filminden daha eğlenceli sahnelere gebe.
Özellikle markette ve otoparkta olan bitenden habersiz halkın üzerinde denedikleri güçler, kahkaha dolu olaylara yol açıyor.
Kızların eteklerini uçurmak pek çok liselinin hayalidir; bizimkiler için gerçek ve eğlence oluyor.
KOMEDİ DE VAR DRAM DA
Ne var ki bu eğlencenin sonrası karanlık.
Gençler güçlerini kötüye kullanmamak için kurallar koyuyorlar.
Ama Andrew kontrol edemediği öfkesi nedeniyle zamanla gücünün karanlık yönüyle yüzleşiyor ve olaylar kontrolden çıkmaya başlıyor.
Eğlenceli ve kahkahayla başlayan hikâye bir anda diğer tarafa geçiyor, hüzünlü ve ürkütücü bir hal alıyor.
Hem komedi hem dram hem de gerilimin aynı yerde başarıyla harmanlanmış olması filmin en can alıcı özelliklerinden.
EL KAMERASINA GÖRE FAZLASIYLA PROFESYONEL
Doğaüstü’nün görüntü kalitesi bir el kamerasıyla çekilenlerden çok daha yüksek.
Bu anlamda olan biteni, bize dendiği gibi amatör el kamerasından izliyor olduğumuza inanmak güç.
Ama film, bu kandırmacayı göz ardı etmemizi sağlayacak kadar etkileyici görüntülerle geliyor.
Özellikle de hikâyenin sertleştiği ve karanlığa büründüğü ikinci yarı, görsellik ve efektler açısından son derece yüksekte.
Filmin en zayıf halkası senaryosu ve draması kuşkusuz.
Andrew’un tüm uyuşmazlıkları ve öfkesi ailesine dayandırılmış.
Tüm hikâye ağırlıklı olarak yazının başında da değindiğim o tokat sahnesine yaslandırılıyor ki bu da son derece yetersiz kalmakta.
Derinlemesine bir karakter incelemesi yapamayan filmin çekici yanı tabii ki yaratıcılığı ve görselliği.
Çocukların kullandığı süper güçlerin sonuçları izleyicinin ağzını açık bırakacak düzeyde.
Ve de son derece eğlenceli.
YÖNETMEN 27 YAŞINDA
Birinci ağızdan anlatılan filmlerin amacı izleyici ve o karakter arasındaki engeli kaldırmak, onları birbirlerine daha da yaklaştırmaktır.
Bu tür filmleri tanınmış oyuncularla çekmek büyük hata olur.
Doğaüstü’de de başroldeki oyuncuların bilinen yüzler olmamaları, elbette ki filmin el kamerasıyla çekilen belgesel havasına katkıda bulunuyor.
12 milyon dolara mal olan ve dünya çapındaki hasılatı 200 milyon dolara yaklaşan Doğaüstü, dramasıyla olmasa da yaratıcılığı ve görüntüleriyle 12’den vuran bir film.
27 yaşındaki yönetmen Josh Tank ilk işinde şeytanın bacağını kırmış diyebiliriz.
Bilimkurgu, aksiyon, mockumentary sevenler, yaratıcı ve eğlenceli anti kahraman filmlerinden hoşlananlar ve özellikle gençler kaçırmasın.

Haberin Devamı

CHRONICLE
DOĞAÜSTÜ
Yön: Josh Trank
Oyn: Dane Dehaan, Alex Russell, Michael B. Jordan, Michael Kelly
Tür: Aksiyon-Bilimkurgu
Süre: 84 dk.

Haberin Devamı

Filmin ismi dahi (CHRONICLE – günlük) kişisel belgelemeye dair takıntımıza sesleniyor, sosyal ağlar, bazen sadece elimizde bir kamerayla yaptığımız kayıtlarla yaptığımız belgelemeler, sırf elimizde olanak var diye yaptığımız şeyler. “İstediğiniz şeyi istediğiniz an görüntüleyebileceğiniz bir dünyada yaşıyoruz” diyor yönetmen Trank. “Bu jenerasyondan doğan bir estetik var. Şu an lise çağındaki çocuklar tarih boyunca en çok fotoğrafı çekilmiş insanlar. Herkesin bir şekilde elinde bir kamera var ve her saniye bir sosyal ağa bu fotoğrafları yüklüyorlar. Böylece bu yeni tarz çekimde ilerleyen bir çok film görür olduk.”

Yaratıcılığı ve görsel zenginliğiyle izleyiciyi 12’den vuran bir anti kahraman filmi olan Doğaüstü genç bir ekibin elinden çıkma. 27 yaşındaki Josh Trank’in çektiği filmin senaryosunu yaşıtı Max Landis yazmış. Trank, deneysel kısa filmi ‘Stabbing at Leia’s 22nd Birthday’in 10 milyon üzerinde görüntülenmesiyle internet ortamında sansasyon yaratmıştı.

Haberin Devamı

Doğaüstü, 2012 yılın en kârlı filmlerinden biri olacak gibi. Bir süperkahraman hikâyesine göre oldukça mütevazi bir bütçeye (12 milyon dolar) mal olan filmin dünya çapındaki hasılatı 200 milyon dolara yaklaşmış durumda.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!