Soner KOCAER / ANTALYA, DHA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2006 00:00
Oğlunun şehit olduğu haberini aldıktan sonra kalp krizi geçirip ölen İbrahim Çevik’e telefonun Şırnak’tan açıldığı belirlendi. Komutan olduğunu söyleyen kişinin "Lazım olur" diyerek bıraktığı numara, Şırnak 5’inci Jandarma Tabur Komutanlığı’na ait görünüyor.
ŞIRNAK’ta görev yapan Jandarma Astsubay Levent Çevik’in şehit edilmesinden birkaç saat sonra babası emekli işçi İbrahim Çevik’in de hayatına mal olan telefonun, şehit astsubayın görev yaptığı taburdan açıldığı belirlendi.
Telefonun nereden açıldığına ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı’nın açtığı soruşturma sürerken, bilmeceyi şehidin kardeşi lise öğrencisi Can Çevik çözdü. Babası İbrahim Çevik’in kalp krizi geçirdiği saatlerde evde 4 kişi olduklarını belirten 18 yaşındaki lise öğrencisi oğlu Can Çevik, ağabeyinin şehit olduğu haberini vermek için evlerine hiçbir askeri yetkilinin gelmediğini söyledi.
CENAZE NEREYE GİDECEK
Can Çevik, o geceyi şöyle anlattı: "Gece telefon çaldı, kızkardeşim Ceren açtı, ’Şırnak’tan arıyorlar’ diyerek babama verdi. Babam kötü haberi almıştı. Cenazenin nereye defnedileceğini sormuşlar. Babam da, ’Sonra tekrar arayın’ dedi. İkinci telefona yine Ceren baktı. Cenaze yerini Tokat olarak bildirdik. Komutan olduğunu söyleyen kişi, kızkardeşime telefon numarasını vermiş. Lazım olursa buradan arayabilirsiniz demiş."
Türk Telekom kayıtlarına göre verilen telefon numarası ’Şırnak 5’inci Jandarma Tabur Komutanlığı’na ait görünüyor ve adres olarak da ’Beytüşşebap Elki Mahallesi’ yer alıyor.
’OĞLUM ÖLDÜ MÜ’ DİYEBİLDİ
İbrahim Çevik’in 16 yaşındaki lise öğrencisi kızı Ceren Çevik o gece yaşananları söyle anlattı:
"Saat 23.00 sıralarıydı. Babamı uyku tutmamıştı. Benden bir yastık daha istedi. Yine uyuyamayınca balkona geçti. Bir kaç dakika sonra telefon çaldı, ben baktım. ’Levent Çevik’in komutanıyız, İbrahim Çevik ile görüşmek istiyoruz’ dedi. Elim ayağım boşaldı, ne yapacağımı bilemedim. Babamı çağırdım. Babam gelene kadar zaten yüzü sapsarı olmuştu, kötü haberi alacağını anlamıştı. Babamın sesi çıkmamaya başladı ve biz panikledik. ’Oğlum öldü mü?’ diyebildi. ’Cenazeyi nereye götürelim’ diye sormuş olmalı ki babam ’Daha sonra arayın’ diyerek telefonu kapattı.
NUMARA BIRAKTILAR Babamı oturma odasına götürdük, bu sırada telefon yeniden çaldı. Ben baktım. Tekrar cenazeyi nerede toprağa vermek istediğimizi sordular. Annem, ’Tokat’a gitsin’ dedi, yengem Tokat’a istiyormuş. Ben de bunu söylediğimde, bizi arayan komutan, ’Telefon numaramı vereyim, lazım olur’ dedi. Numarayı yazdım. "
VATANA KURBAN OLSUN
Cenaze töreninde eşinin tabutuna sarılıp, "Yiğidim, Levent’ime selam söyle" diye ağlayan Nezihe Çevik ise şunları söyledi: "Eşim telefonda sapsarı kesildi. ’Vah yavrum, vah yavrum, bildim yani öldüğünü’ diye koridorda dönüp durdu. Son sözleri, ’Levent bu muydu bize yapacağın’ oldu. Can, ambulans çağırdı ve kurtarılamadı. Bayrağımızın altında yaşıyoruz. Bir çocuğumu daha yetiştireceğim vatan için olursa, onu da vereceğim. Bu vatana kurban olsun. Ama haberi böyle telefonla verilmesin. O haberi bize veren elini vicdanına koysun. Böyle acı olmaz."
Çifte acı yaşadılar
ŞIRNAK’ın Beytüşşebap İlçesi’ndeki evinde PKK’lıların şehit ettiği Jandarma Başçavuş Levent Çevik’in ölüm haberini gece yarısı telefonda alan babası İbrahim Çevik fenalaşmış ve kaldırıldığı
Atatürk Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Can ile Ceren Çevik baba ve ağabey acısı yaşarken, anneleri Nezihe Çevik ise evlat ve eş acısıyla yıkıldı.