Güncelleme Tarihi:
Cep telefonuna sahip herkes, günde onlarca çağrı alıyor. Bu çağrıların birçoğu da bilinmeyen numaralardan oluşuyor. Bir şeyler satmak veya insanları dolandırmak isteyenlerden kaçınmak için ise çoğu kişi bu aramaları yanıtlamıyor. Ancak 30 yaşındaki Pamela McCarroll, bilinmeyen numaraları görmezden gelme lüksüne sahip değil. Çünkü uzun süredir kolon kanseri tedavisi görüyor. Bu sebeple de arayanın bir doktor mu, yoksa test sonuçlarını açıklayacak bir hastane mi olduğunu asla bilemiyor ve tüm aramaları yanıtlıyor.
Ne yazık ki bu, cep telefonunda her gün 20’den fazla istenmeyen aramayı yanıtladığı anlamına geliyor. Bu da zaten çok yüksek olan stres seviyelerine katkıda bulunarak daha da yükseltiyor. Ağustos 2019’daki teşhisinden beri, McCarroll’un telefonuna gelen sağlıkla ilgili konularda dolandırıcı ve spam aramaları oldukça arttı.
"Cenaze sigortası hakkında bazı telefonlar aldım. Bu biraz canımı sıkıyor" diyor McCarroll. "Kanser hastasıyım ama bunu yüzüme vurmanıza gerek yok."
Spam aramalara ve mesajlara karşı koruma sağlayan bir girişim olan RoboKiller’a göre ABD’de ortalama bir akıllı telefon sahibinin ayda yaklaşık 42 spam mesaj ve 28 spam çağrı alıyor.
Sadece geçtiğimiz yıl ABD’de 5,8 milyar dolarlık dolandırıcılık ihbarında bulunuldu. Bu rakam 2020 yılına göre yüzde 70’lik bir artış anlamına geliyor.
SADECE MADDİ DEĞİL DUYGUSAL MALİYETİ DE DÜŞÜNÜLMELİ
Dolandırıcılık aramalarını ve mesajlarını çoğunlukla bunlara kanan insanlara verdiği finansal maliyetleri açısından düşünüyoruz. Uzmanlar ise tüm bunların sadece para ve zaman kaybedenlerin değil, kaybetmeyenlerin de ruh sağlığını etkilediğini söylüyor. Sürekli dolandırıcılık ve spam arama girişimleri stres seviyelerini artırabiliyor. İleri yaştakiler, ya da McCarroll'un durumunda olduğu gibi bir hayati mesele ile mücadele eden insanlar hedef alındığında ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri daha da kötüleşiyor.
DOLANDIRILDIKLARI İÇİN UTANDILAR
Duygusal maliyetli dolandırıcılık aramalarına maruz kalan tek kişi McCarrol değil… 2017 yılında annesinden panik içinde bir telefon alan Irene Kenyon, derhal babasını aradı ama her şey için çok geçti. Babası çoktan dışarı çıkmış ve telefonun ucunda torunları olduğunu iddia eden dolandırıcıların istediği hediye çekini satın almış, numaralarını da telefonda söylemişti. Daha sonra öğrendikleri ise onları şaşkına çevirdi. Telefonun ucundaki kişi hapisteydi ve kefaletini ödeyebilmek için bunu yapmıştı.
Kenyon, "Bunların yaptığı şey insanların duygularıyla oynamak. Büyükanne ve büyükbabaların torunlarını çok sevdikleri gerçeğini biliyorlar ve bunu kullanıyorlar” dedi.
O zamanlar ailesi böyle basit bir dolandırıcılığa kandıkları için çok utanmıştı. Kenyon, hala bir şeylere kanacakları konusunda gergin olduklarını ve gece gündüz endişelendiklerini söylüyor.
Dolandırıcılık mağdurları genellikle yaşam memnuniyetinde düşüş yaşarlar ve muhtemelen daha yüksek kaygı ve daha düşük mutluluk seviyelerine sahiptirler. Duygusal yan etkilerin yanı sıra fiziksel yan etkileri de görülür. İnsanların kolayca yorulmasına, konsantre olmakta zorlanmasına ve hatta baş ağrısı ve diğer açıklanamayan ağrılara neden olabilir.
Prof. Dr. Matthew MimiagaÖNCELİKLİ HEDEF YAŞLILAR
Yaşlı insanların dolandırıcılarla ilgili bir deneyimi utandıkları için anlatmaktan kaçınmaları daha olası.
“Herkes telefon ve e-posta dolandırıcılığının hedefi olabilir” diyen Sosyal Hizmet Uzmanı Iris Waichler, bunun yaşlı insanlar için daha kötü olabileceğini söylüyor.
“Son derece savunmasız ve yalnızlar. Hedef olmalarının en önemli nedeni, bazen birisiyle konuşmaktan dolayı minnettar olmaları.”
Dünyanın her yerinde bu gibi dolandırıcılıklar her gün çoğalarak devam ediyor. Ardında milyonlar olduğu sürece de devam edecek gibi duruyor. Peki dolandırılmak insanların ruh sağlığını nasıl etkiliyor?
Uzman Klinik Psikolog Berk Karaoğlu ve Türk Psikologlar Derneği Eğitim Koordinatörü Psikolog Gökhan Bodur ile konuştuk.
YAS SÜRECİNE BENZER TEPKİLER ORTAYA ÇIKAR
Dolandırıcılık, kayıp oluşturacağı için kişinin olumsuz psikolojik durumlar yaşamasına neden olur diyen Bodur, “Kandırılmış olmanın getirdiği olumsuz duygu durum, travma ve yas sürecine benzer tepkilerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Ayrıca kandırılmış olma hissi, kişinin olumsuz duyguları kendisine yönelterek suçluluk psikolojisi içerisine girmesine sebep olur. Bu da depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozuklukları tetikleyebilir ve bazı vakaları intihara kadar götürebilir” ifadelerini kullanıyor.
ELEKTRONİK FOBİSİ GÖRÜLEBİLİR
‘Artık kimseye güvenemem’ düşüncesinin kişinin aile ve sosyal hayatına da yansıyacağını söyleyen Bodur, “Kişi telefon kullanmaktan, telefonları yanıtlamaktan kaçınmaya başlar. Bunların sonucunda da uykusuzluk, iştah kaybı, ağlama gibi olumsuz davranış örüntüleri birbirini takip eder” diyor.
AÇSAN BİR DERT AÇMASAN BİR DERT…
Dolandırıcılık aramalarının hali hazırda karamsar, her an gelecek, ayrılık, kaybetme kaygısı duyan ve hayattan yeterli mutluluğu alamayıp beklenti içinde olabilen insanları daha fazla etkilediğini ifade eden Karaoğlu, “Çünkü bu tarz numaralar açılmazsa suçluluk ve merak duygusu hissedilebilecekken, açıldığında ise kaygı, belki üzüntü ya da öfke duygusuna sebebiyet verebilir” açıklamalarında bulunuyor.
Bodur ise dolandırıcıların özellikle yargılama becerisi zayıflamış 65 yaş üstü vatandaşları hedef aldığını söyleyerek, “Buna ek olarak eğitim düzeyi düşük kişileri ve çocuklarımızı hedef alıyorlar. Yargılama becerisi düzgün olsa bile, baskı yoluyla uyguladıkları stres oluşturma teknikleri kişinin yargılama becerisini bozarak bireylerin o anda doğru yargılama yapmasının önüne de geçebildiğini” söylüyor.
SORUMLULUK HİSSİ EN AZA İNDİRİLMELİ
Karaoğlu, birey olarak öneriden ziyade artık teknolojiyle yatıp kalktığımız şu çağda bu tarz numaraların operatörler veya daha üst merciler tarafından engellenmesinin önem taşıdığını aktararak, birey olarak yapılabileceklerden de kısaca bahsediyor.
“Acil durumların varlığını hayatta en aza indirgeyerek bu tarz aramalarda hemen bir şeye yetişmesi gerektiği, sorumluluk alması gerektiği inançları daha normatif düzeye indirgenebilir. Olumsuz durumlar yaşandığında ise mutlaka bir psikolojik destek alınmalı.”