Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2011 00:00
105 sayfalık metnin önemli bir kısmı, Mavi Marmara baskını sırasında yaşananları değil, bu olay etrafında yapılan tartışmaların içeriğini özetliyor. Raporun yarıya yakını, İsrail ve Türkiye’nin, kendi bünyesinde ayrı ayrı hazırladığı Mavi Marmara raporlarını özetliyor.
Palmer Raporu’nda dile getirilen belli başlı görüşler şöyle:
İsrail’in güvenliği, Gazze’deki militan gruplar tarafından tehdit ediliyor. Bu nedenle abluka meşru.
Filodaki aktivistlerin çoğunluğu şiddete eğilimli değildi. Ancak filo organizatörlerinin, özellikle de İHH’nın yöntemleri ve amaçları soru işareti yaratıyor. Filonun eylemleri, gerginliği gereksiz yere arttırdı.
Ne Türkiye ne de İsrail olayların bu noktaya gelmesini istedi; her ikisi de bazı önlemler aldı. Türk yetkililer, filo yöneticilerine, gerektiğinde rotalarını değiştirmelerini salık verdi. Ancak daha fazlası yapılabilirdi.
Abluka sınırına bu kadar uzak bir mesafedeki bir operasyon için İsrail Ordusu’nun kullandığı güç aşırı ve mantıksızdı. Öncelikle şiddet içermeyen yöntemler denenmeliydi.
İsrail askerleri, gemideki yolcular içindeki bir gruptan, “kaydadeğer, organize ve şiddetli” bir direniş gördü, bu da önlem almayı gerektirdi. Üç asker yakalandı, kötü muameleye tâbi tutuldu ve tehlikenin içine sokuldu.
İsrail askerlerinin operasyonu sırasındaki can kayıpları ve yaralanmalar kabul edilemez. Bu konuda İsrail’deki soruşturma paneli, tatmin edici hiçbir açıklama yapamadı.
İsrail, üzgün olduğunu belirten bir açıklama yapmalı; ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara tazminat ödemeli.
Palmer Raporu’nda İsrailli askerlerin çatışma sırasında işlediği suçlar şöyle sıralanıyor:
Dokuz kişiden yedisi “çoklu kurşun yarası”ndan öldü. Bunlar Ali Bengi, Cengiz Akyüz, Çetin Topçuoğlu, Fahri Yaldız, Furkan Doğan, İbrahim Bilgen ve Necdet Yıldırım. Cengiz Akyüz, Çetin Topçuoğlu, Nevdet Yıldırım, Furkan Doğan ve İbrahim Bilgen arkalarından vuruldu. Son üçünün başının arkasında silah yarası var. İbrahim Bilgen, sağ şakağından vuruldu.
İki kişi tek kurşunla öldürüldü. Bunlar, iki gözünün arasından vurulan Cevdet Kılıçlar ve boğazı ile bedeninin birleştiği noktadan kurşun yiyen Cengiz Songür. En az biri, çok yakın mesafeden vuruldu. Furkan Doğan yüzü, kafatasının arkası, sırtı ve sol bacağından yaralanmıştı. Bu da yerde yaralı yatarken ölümcül vuruşu almış olabileceğini gösteriyor.
Öldürülenlerde, askerleri öldürebilecek silahlar olduğuna dair bir kanıt bulunmuyor.
1’i Türk 4 kişilik komisyon hazırladı
BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon, 2 Ağustos 2010 tarihinde, Mavi Marmara olayını soruşturmak üzere bir komisyon kurulacağını duyurdu. 10 Ağustos’ta görevine başlayan komisyonun başına, Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Geoffrey Palmer getirildi. Dört üyeli Palmer Komisyonu’nun başkan yardımcısı, Kolombiya’nın eski cumhurbaşkanı Alvaro Uribe oldu. Komisyonda Türkiye’yi emekli büyükelçi Özdem Sanberk temsil ederken, İsrail adına da tecrübeli diplomat Joseph Ciechanover yeraldı. Bu yılın Nisan ayında tamamlanıp yayımlanması öngörülen Palmer Raporu, Türkiye’yle İsrail arasında yakınlaşma emareleri görülmesi ve iki ülkenin isteğiyle uzun süre rafta tutulmuştu.