OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 30, 2004 00:00
‘ADSL2 çıktı, ADSL2+ çıktı, 100 Mbit’e kadar getirebiliyor eve. Hızlı İnternet için CDMA’e yönlenilmesini şiddetle tavsiye ediyorum. Ciddi hızlarda yaygınlaşmaya en kolay cevap verecek teknoloji CDMA’dir. Ondan sonra da UMTS gelir. ADSL’in yaygınlaşması için ise biraz daha zamana ihtiyaç var.’- Ar-Ge bölümünün yapısı nedir?- 4 bin metrekarelik kapalı bir alanda, tümüyle bilgisayar ağları ile donatılmış, dünyadaki tüm veritabanlarına ulaşabilen, kuvvetli bir bilgi altyapısı ile donatılmış bir Ar-Ge organizasyonumuz bulunuyor. 240 mühendisimiz vardı. Bir buçuk ay evvel bir anons yaptık, 20 yeni mühendis göreve başladı. Şu anda 260 mühendisimiz var ve devamlı yeni personel istihdam ediyoruz. Hedefimiz yıl sonuna kadar 300 mühendise ulaşmak. Yani yüzde 25 oranında büyütüyoruz. Benim gönlümde yatan önümüzdeki yılın sonuna kadar mühendis sayımızı önce 400, sonra 500’e taşımak. Bu mühendis kaynağımızı Netaş’ın çalıştığı pazarlardaki müşterilerimize çözüm üretirken gerekli olan yazılım ve donanımları geliştirme işinde ve yazılım ihracatında kullanıyoruz. Türkiye’deki telekomünikasyon alanındaki en büyük özel Ar-Ge diyebiliriz.- Sizin için önemi nedir bu bölümün?- Yıllık ciromuzun yüzde 6-9’unu Ar-Ge’ye ayırırız. Türkiye ortalamasının onbinde 6 olduğunu düşünürseniz, bu oldukça önemli bir rakamdır. Bizim Ar-Ge’de parayı en çok harcadığımız yer, ihracat pazarlarına gerekli olan yazılımları yapmak ve aynı zamanda yazılım ihraç etmek içindir. Netaş’ın son on yıllık ihracatlarını toplayacak olursak yarım milyar dolar olduğunu görürüz. Yazılım bunun içerisinde 100 milyon doları aşmış durumda. Diyebilirim ki, Nortel Networks Netaş bugün, Türkiye’nin en büyük yazılım ihracatçılarından birisidir. En son yaptığımız bağlantılarla 2004 yılında 10,6 milyon dolarlık bir yazılım ihracatımız olacak.- Nerelere ihracatınız var?- Türkiye’yi şehirlerarası sayısal santral teknolojisinin geliştirme merkezi haline getirdik. Bugün burada yazdığımız yazılımlar doğuda Çin’den tutun, batıda Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli eyaletlerindeki müşteri platformlara kadar gidiyor. Çok yoğun bir şekilde Avrupa’ya gidiyor. Afrika’ya, Orta Asya’ya gidiyor.- Teknokentler hakkında ne düşünüyorsunuz?- Benim fikrimi sorarsanız, büyük şirketlere ülkede araştırma geliştirme yapmadan iş vermemek lazım. Teşvik verelim, binasını, arazisini, çeşitli imkanları verelim ama 100 milyon, 300 milyon dolar cirosu olan şirketlerin büyüklüklerine göre laboratuar açmalarını şart koşalım. Bir kere her şeyden önce 60-70 milyonluk gayet dinamik, genç bir pazarı açıyoruz onlara. 1000, 1500 kişiyi istihdam etseler bu 1500 aile demektir. Elimizde imkan var kullanmıyoruz. Bu ülkenin bu gibi konuların üstünde ciddi durması lazım. Satılan yabancı mallardan devlet vergi bile alamıyor. 10 liraya getiriyor, 10 liraya satıyor. Vergi alabilir misiniz bundan? Kaç kişi çalıştırıyorsun? 3. Yarın öbür gün dükkanı kapadığın, 3 adamı da yolladığın vakit ülkeye ne bıraktın? Hiçbir şey. Ama Türkiye'de araştırma geliştirme laboratuarlarında 1000 kişi olsa, onların 5-10'unu yurtdışına götürür belki, evet beyin göçüdür ama geriye kalanları bambaşka bir dünya eğitimi almış olacaklar. Bu büyük şirketler kolay kolay başına bir şey gelecek olan şirketler değil ama yarın öbür gün, 'ben şapkamı alıp gidiyorum' dediği vakit, geride senin eğitilmiş 1000-1500 adamın olacak. Bunlar ülkenin değişik yerlerinde takır takır çalışırlar. Bizim mühendislerimiz canavar gibi, zımba gibiler. İşe kalitesini koyuyor, vaktini vakfediyorlar. Bizim verimliliğimiz Hindistan'ınkinin 2-3 mislidir ama onlar sayıca çoklar, fiyatları düşük ve dehşet teşvik veriyorlar. Türkiye 200-300 bin yazılım mühendisi çıkaramaz mı? Su içinde çıkarır. 200 bin yazılım mühendisi çıkarsak yazılım pazarının canına okuruz.Türkiye'nin kafasına koyduğu vakit yapabilecek çok adamı var. Vestel, Beko, Profilo,
Aselsan, NetaÅŸ çok ciddi Ar-Ge yapan kuruluÅŸlar. Bunlar el üstünde tutulmalı. Ä°laç sektöründe, otomotiv sektöründe çok ciddi Ar-Ge yapılabilir. Ford, Renault, Toyota gibi firmalar Ar-Ge laboratuarı kursa orada bulunan o firmaların kanalları vasıtası ile tüm dünyaya satılabilir. Biz Çin'den Amerika'ya kadar teknolojimizi satıyoruz. Nasıl yapıyoruz bunu? Elimizde çanta Çin'e gitmiyoruz, Nortel sayesinde yapıyoruz. Nortel'in kurulmuÅŸ teÅŸkilatı var zaten. Bana talepler geliyor, yazılımı yapıp ihraç ediyorum. Microsoft Türkiye'de bir yazılım geliÅŸtirse, anında dünyanın dört bir yanına gider. Sonuç olarak yabancı sermayenin, ortaklıkların getirdiÄŸi çok ciddi ivmeler var. Bunları deÄŸerlendirmeliyiz.- Telekom pazarının yeni yapısını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?- Almanya’da ve Avrupa’nın çeÅŸitli ülkelerinde ilk önce lisanslar baÅŸlamış, birçok firma bu iÅŸe girmiÅŸ, fark yaratanlar yaÅŸantılarını devam ettirebilmiÅŸler. Almanya’da 800 operatör varken, bugün 15 tane ya var ya yok. Türkiye’de de bir konsolidasyon olacak, katma deÄŸerli hizmetlerle farklılaÅŸma yaratabilen az sayıda operatör yaÅŸantısını devam ettirebilecek kanısındayım.- GeniÅŸ bant Ä°nternet bu farklılıklardan birisi olabilir mi? GSM operatörleri UMTS teknolojisine geçerse yeni Telekom operatörlerini nasıl etkiler?- Olabilir. UMTS var, CDMA var ama ADSL ile birkaç megabiti alabiliyorsunuz. ADSL2 çıktı. Åžimdi ADSL2+ çıktı, 100 Mbit’e kadar getirebiliyor eve. Gerçek olan ÅŸu ki, bakır ve fiber sabit hatlardaki kapasiteyi havada yakalayabilmeniz zaman içerisinde olacak bir ÅŸey. Her ikisinin de kendine ait katma deÄŸeri var. Birisi ötekini tümüyle kaldıracak diye bir ÅŸey zaten söz konusu olamaz. ÖrneÄŸin, GSM trafiÄŸinin son iki ucu havada, geri kalan baÄŸlantıların hepsi yeraltında. Onun da altyapısında sabit karasal hatlar vardır. Dolayısıyla, yeraltı operatörlerine hala çok ekmek var. Kablo televizyon üzerinden sayısal veri aktarılabiliyor, orada da çok ciddi potansiyel var. Bütün hikaye bunu en iyi ÅŸekilde nasıl pazarlayacakları, nasıl pozisyonlayacakları, regülasyonların oturması. Telekom sektörünün oturması zaman alacak olan bir olgudur. A grubu ÅŸirketler için minimum bir yılı alır. Yola çıkılmıştır, bunun da dönüşü yoktur ve yapılan da doÄŸrudur. Bunda sonuç olarak son kullanıcı kazanacaktır. Amaç da hedef de odur zaten.- Yeni ÅŸirketler halkın Ä°nternet’e daha ucuz eriÅŸmesini saÄŸlar mı?- Gerçekçi olmak lazım; ‘5 yıl sonra böyle olacak’ dersem yalan, ÅŸimdi bugüne bakalım. Bugün Ä°nternet’i Türkiye’de sabit hatları kullanarak yaygınlaÅŸtırabilecek kuruluÅŸ Türk Telekom’dur. Kablosuz teknolojilerde ise, özellikle CDMA teknolojisi kullanılarak çok hızlı bir ÅŸekilde yapılabilir. Bu da regülasyonlarla ilgili bir mesele. Telekomünikasyon Kurumu’nun (TK) buna yetki vermesi lazım. Bütün olayın baÅŸladığı ve bittiÄŸi nokta TK. Hızlı Ä°nternet için CDMA’e yönlenilmesini ÅŸiddetle tavsiye ediyorum. Ciddi hızlarda yaygınlaÅŸmaya en kolay cevap verecek teknoloji CDMA’dir. Ondan sonra da UMTS gelir. ADSL’in yaygınlaÅŸması için ise biraz daha zamana ihtiyaç var.- TSK için çalışmalarınız sürüyor mu?- Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de hem yazılım hem donanımı ile özel, millî cihazlar üretiyoruz. ÇeÅŸitli firmalarla ortaklık halinde yapılıyor. Mesela Aselsan iÅŸ ortaklarımızdan birisi. Aselsan’ın telsiz teknolojisinde temel yetkinliÄŸi var. Bizim temel yetkinliÄŸimiz ise ATM anahtarlama, ses anahtarlaması, IP, optik sahalarda. Bizim sistemlerimizle Aselsan’ın sistemleri bir araya gelip, toplam bir çözüm oluÅŸturuyor. Biz bu cihazları dizayn ederken, askeri özelliklere uygun ÅŸekilde geliÅŸtiriyoruz. SavaÅŸ sahasının koÅŸullarını tahmin edebiliyorsunuzdur: Toz, toprak, çamur, yaÄŸmur, soÄŸuk, eksi 40, kar, titreme, düşme, darbe, çarpma, nem, rutubet, kum, asit… Çok yoÄŸun testleri var. ÖrneÄŸin cihazlar eksi 40 dereceden artı 40 dereceye götürülüyor ve çalışmayı sürdürmesi gerekiyor. Muazzam bir titreÅŸim testinden geçiriyoruz. Belli mesafeden atılıyor. Kum bombardımanına tutuluyor. 24 saat, 2 metre suyun altına yatırılıyor. 15 gün nem testine tutuluyor. Yani sadece teknolojiye vakıf olmanız yetmiyor, ayrıca bu tip bir paketleme teknolojisine de sahip olmanız lazım ki cihazlarınız o koÅŸullarda da çalışabilsin. Mesela TSK için yapmış olduÄŸumuz bir cihazda Ethernet, IP, SDH, ADSL arayüzlerini tek bir kutuda birleÅŸtirdik. Yani sesi, görüntüyü, veriyi aynı anda anahtarlayarak cepheden karargaha aktaracak bir sistem dizayn ettik. Hem optik hatlar üzerinden transmisyon saÄŸlayabiliyor, hem de hareketli telsiz sistemler üzerinden çalışabiliyor. Ege Ordu Harekâtları var, NATO Harekâtları var. Bütün harekâtlarda kullanıyorlar. Ciddi, büyük bir projeydi.- Sadece Türkiye’de mi kullanılabiliyor?- Bunun içerisinde Aselsan tarafından geliÅŸtirilmiÅŸ, bizim sistemlerin içerisine daha sonra yerleÅŸtirilen milli kripto (ÅŸifre) kısımları var ki bu tip haberleÅŸmelerin ÅŸifrelenmesini amaçlıyor. Yurtdışına pazarlamak için 8 ay kadar evvel TSK’dan bir ekip ile gidip NATO’ya yeni girmek üzere olan ülkelere tanıtımını yaptık. Bu cihazların bir kısmını, TSK’nın da onayı ile dışarı pazarlanabilecek olanlarını pazarlama gayreti içerisindeyiz. Ama ÅŸu ana kadar bir satış olmadı.Â
button