Tekerrür eden tarih değil insanlığın salaklığıdır
Güncelleme Tarihi:
Gazeteci-yazar Çetin Altan, Köyceğiz'deki söyleşisinde türbandan PKK'ya, Osmanlı'dan Picasso'ya çeşitli konularda açıklamalar yaptı, siyasetçilere çattı. Tarihi ve sanatçıları tanımak gerektiğini vurgulayan Altan, “Dini siyasete alet etmeyin” çağrısı yaptı, “Tekerrür eden tarih değil,insanlığın salaklığıdır” dedi.
Çetin Altan, 1'inci Panaroma Plaza Sanat Şenliği'ne, Tuna Kiremitçi, Mario Levi, İclal Aydın ve Solmaz Kamuran ile birlikte konuk odu.
Çetin Altan, Köyceğiz'in 3 bin yıllık Kaunos uygarlığının başkenti olduğunu belirterek “Bu kadar tarihi geniş bir yerde ne zaman kazık yeriz diye düşünüyorum. Çünkü burası çok matrak bir yer. İnsanlar nerede ve nasıl kazık yediğini bilmiyor, anlayamıyor” dedi.
EN UZUN KÜFÜRLER TÜRKÇE'DE
Konuşmasının bir bölümünde “En uzun küfürler Türkçe'dedir. Diğer dillerde bu kadar uzunu yoktur. Onlarda düello vardır, bizde pusu” diyen Altan, Türkiye'de 18 milyon ceza davası sürerken, kimsenin evinde herhangi bir hukuk kitabı olmamasına dikkat çekti.
Dünyada en çok Hristiyanlar'la Müslümanlar'ın kavga edip savaştığını anlatan Altan, terör konusunda da “150 milyar dolar para, Cudi Dağı'nda PKK'ya harcandı. Bu parayla neler yapılırdı? Bunları söyleyince suçlu sayıyorlar” dedi.
İnsanların evcil hayvanlar üzerinde otoritesi olduğunu söyleyen Altan, “Onlara hükmederiz ve birisine inek, at, eşek, köpek dersek hakaret sayılır. Ama aslana hükmedemeyiz. Biri aslanım dediğinde çok hoşumuza gider. İş mi yani” diye konuştu.
Çetin Altan söyleşide şunları söyledi:“Neden ülkemizin dünya çapında tanınmış bir adamı yok? Picasso adı Türkiye'nin önünde gider. 1962 yılında çalıştığım gazetedeki ofisimin kapısı çalındı. Çalındığında dimdik kıpırdamadan durduğumuz marşımızın yaratıcısı Mehmet Akif'in oğlu karşımda. ‘20 liran var mı’ diye sordu. Bir hafta sonra bir çöp bidonunda cesedini buldular. Devletin bölünmez bütünlüğü neye yarar? Çanakkale Savaşları bu kadar övüldü de ne oldu sanki? 300 bin kişi gitmedi mi orada? Osmanlı tarihi şanlıdır deyip duruyorlar. Nedir bunun şanı? 1'inci Mustafa en sevdiğim padişah. Sünnetsizdi tahta çıktığında. Tahta çıkan kaç sünnetsiz padişah vardı? 36 padişahın 14'ü, 44 sadrazamın hepsi idam edilmiş. Bu mu anı şanı? Eğitim okulda olmaz. 7 yaşına kadar evde olur. 2500 sene hangimizin adı anılacak? Ben üçüncü kuşaktan sonrasının adını hatırlamıyorum. Pir Sultan Abdal ne oldu? İdam edildi. Yaşantımda o kadar çok başbakan gördüm ki. Suat Hayri Ürgüplü'nün, Naim Talu'nun adını kim hatırlıyor? Orhan Veli'yi tanırsınız azıcık. Peki ya babasını? Nasıl ve ne şekilde öldüğünü bilir misiniz? Tarihimizi ve sanatçımızı tanımamız gerekmez mi? Yazarların yazıları neden bu kadar korkutuyor? Neden 5, 10, 20 sene veriyorlar?”
RUSYA BİZDEN ÖNCE AB'YE GİRERSE
“İran, Irak, Amerika sorunları neden oluyor? Neden bizim başımıza dert oluyor” diye soran Çetin Altan, “Köylü ve kentli meselesi bunlar. Kentli kim? Etli, şaraplı, kadınlı ve kahkahalı millet Avrupalıdır. Bizde ise türban konuşulur. Eğer onların yaptığını yapamıyorsan zaten ayıp. Onlar ölünce cehenneme gidecekmiş. Türban bizim geleneğimizmiş. Dini siyasete alet etmeyin. Tarih tekerrür ediyormuş. Tekrar eden tarih değil insanlığın salaklığıdır. AB diyeceksin ama o sana düşmanca bakıyor. Viyana kapıları diyorlar. Diyecekler. Ama kaça mal olmuş şu Viyana kapıları? Şimdi bir Kalaşnikof kaç para? Rusya bizden önce AB'ye girerse sözümü hatırlarsınız” diye konuştu. Altan, Türkiye'de ezenler ve ezilenler olduğunu belirtti, “Yoksulluktan bahsetmek yasak. Saydamlaşma olacakmış. Arkadaş saydamlaşma olursa rezalet çıkar” dedi.
Parası olmayanların, “Allah vermedi ki” dediğini söyleyen Çetin Altan, “Ya arkadaş Allah muhasebeci mi? Türkiye gelir tablosunda Yunanistan'ın 60 basamak altında. Görüntüde Avrupalı olmaya çalışıyorsun. Lise mezunu olsan ne yazar? Önce vatan ne demek? Önce meslek demek gerek. Meslek olacak ki para olsun. Para olacak ki vatan olsun” diye konuştu.
Altan, şiirlerle, fıkralarla süslediği konuşmasını şöyle bitirdi: “Herkes kızı olsun ister. Var benim kızım. Doktorlar, mühendisler, marangoz ve elektrikçiler ile teğmen ve yüzbaşılar istedi. Neyle geçineceksin? Ülkemizde hazineden geçinen devlet, geçinmeyenler ise millet. Bütün ailem bürokrat. Babam ile ölüm yatağındayken barıştım. Bana serseri derdi. Evet serseriydim. Nedir kelime anlamı? Özgür, serbest demek. Eskiden İstanbul'a girmek istediğinde surlardan içeri işi olmayanı sokmuyorlardı. İşsizlere serseri diyorlardı. 3 bin senelik bir uygarlığın ortasında yeniden çiçek açmaya çalışan Köyceğiz'de bir merhaba göndermek, 4 kuşağa birden 80 yaşında hitap etmek herkese nasip olmaz. Herkese selam olsun.”