Güncelleme Tarihi:
Savcının beraat istemine rağmen, sanık polislerin üçü de, ‘bilinçli taksirle adam öldürmek’ten 6’şar yıl 8’er ay hapis cezası aldı.
İSTANBUL 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 3 yıl önce boynuna isabet eden tek kurşunla hayatını kaybeden Emrah Dervişoğlu’nun ölümünde 3 polisi aynı cezaya çarptırdı.
Karar için müdahil avukat Gökhan Ahi, “Tarihi bir karar. Ölüm tek kurşunla gerçekleşse de sanık polisler birlikte ateş açtıkları için, birlikte ceza aldılar” dedi. Ahi, Dervişoğlu ailesi adına İçişleri Bakanlığı hakkında 800 bin TL’lik tazminat davası da açtı. Bu dava da ceza davasının sonucunu bekliyordu.
‘Gasp’ denip kapandı
Her şey, 6 Şubat 2007’de Anadolu Ajansı’nın geçtiği, çalıntı bir aracı takip eden polis ekibi ile araçtakiler arasında çatışma çıktığı, aracın bir trafoya çarparak durmasıyla kaçmaya çalışan Dervişoğlu’nun boynundan vurularak öldüğü haberiyle başladı.
Emniyet Müdürlüğü, çalıntı aracın dur ihtarına uymadığını, araçtakilerin polise ateş açtığını açıkladı. Ancak 3 yıllık yargılama süreci ve müdahil avukatın çabaları, olayın hiç de resmi açıklamada anlatılanlar gibi olmadığını ortaya koydu. Avukat Gökhan Ahi, “Dosya oto gaspı denilerek kapatıldı. Ölümle ilgili bölümü dosyadan çıkarıp savcılığa başvurdum” dedi. İşte, çelişki dolu bir davanın sıra dışı öyküsü:
Cerrah’a göre kusur yok
Olay sonrası haklarında idari soruşturma açılan 3 polis memuru hakkında disiplin cezası verilmesine gerek olmadığına karar verildi. Kararın altında, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın imzası vardı. Olay mahalle içinde meydana geldiği halde tek görgü tanığı çıkmadı. Mahalle halkının polis tarafından baskı altına alındığı ve tanıkların tehdit edildiği iddiaları, TBMM’ye taşındı, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu soru önergesine yanıt vermedi.
Mermi teyp durdurdu
Olay günü araçta bulunan ve kaçan Evindar Aydın, tanık olarak çağrıldığı mahkemeye gelmeyince, polisler hakkında mahkemece suç duyurusu yapıldı. Tanık Aydın geldi ve arabada 7 kişi olduklarını, ışık gördüklerini, sonra ateş başladığını belirterek, şu ifadeyi verdi: “Silah sesleri gelince herkes kaçıştı. Araba arkaya gitmeye başladı, şarampole yuvarlanacakken trafoya çarpıp durdu. Silah atışları durmuyordu. Bulunduğum araçta silah görmedim. Siren sesi ve dur ihtarını duymadım. Yoğun silah atışı nedeniyle aracın tüm camları patladı. Teyp çalışıyordu, o bile sustu.”
8 yıldan 6 yıl 8 aya indi
Savcı Nazmi Yelkenci, mütalaasında ölüme neden olan kurşunun hangi silahtan atıldığının tespit edilemediği gerekçesiyle sanık polisler hakkında beraat istedi.
Mahkeme savcılık görüşünün aksine, 3 polise, ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden oldukları’ gerekçesiyle 8’er yıl hapis cezası verdi, sonra bu cezayı 6 yıl 8’er aya indirdi. Avukat Ahi, ölenin babası Cemal, annesi Melek, kardeşleri Emre ve Ümran adına İçişleri Bakanlığı aleyhine 800 bin TL’lik maddi- manevi tazminat davası açtı. Dava, ceza davasının sonucunu bekliyordu, onda da karar verilecek.
İşte tarihi kararı aldıran çelişkiler
TARİHİ kararda ifadeler, raporlar ve olay yeri incelemelerinde ortaya çıkan bariz çelişkiler, büyük rol oynadı. İşte, müdahil avukatı Gökhan Ahi’ye göre o çelişkiler:
Çelişki 1: Kurusıkı tabanca cam kırmaz
“Polisler 4-5 silahla karşılık verildiğini, polis aracının arka kelebek camının kırıldığını öne sürüyorlardı. Sivil araçta bir adet gaz tabancası (kurusıkı) bulundu. Arada 5-6 metre mesafe var, polis otosunda tek mermi izi yok. Gaz tabancası fişeğinin kelebek camını patlatması fizik kurallarına aykırı. Adli Tıp’ın balistik inceleme raporunda da, ‘Namlu içinde mermi geçişini engelleyen aparatı mevcut’ deniliyordu.”
Çelişki 2: ‘Delil’ denen silahta parmak izi yok
“Sanık polislerin kendilerine ateş açıldığının delili olarak gösterdikleri kurusıkı tabanca üzerinde parmak izi bulunamadı. Polisin önce sirenle uyardığı, sonra dur ihtarında bulunduğu, ardından lastiklere ateş açtığı savunması ise, araçta yapılan tespitlerle boşa çıktı.”
Çelişki 3: Kovanlar nerede
“Polislerin silahlarında 27 mermi eksik çıktı. 2’si patlamamış, tüm kovanlar olay yerinde bulundu. İddia edildiği gibi 4-5 kişi polise karşılık vermiş olsaydı, en az 40 kovan bulunması gerekirdi. Fazladan bir kovan bile bulunamadı.”
Çelişki 4: Hedef ön cam
“Mermilerin çok önemli kısmı ön cam ve aracın tepesine isabet etmiş. Hedef gözetmeden ateş edildiği, mermi izlerine bakıldığında da amacın lastikler değil, direk araç içindekiler olduğu anlaşılmıştır.”