Tehlikenin sınırı hala tartışma konusu

Güncelleme Tarihi:

Tehlikenin sınırı hala tartışma konusu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2002 00:00

Cep telefonu ve baz istasyonları üzerine Almanya’da da alevlendi. SaÄŸlık Bakanlığı dikkatli: ‘Bugünkü bilimsel verilere göre insan saÄŸlığı üzerindeki olumsuz etkisi kesin olarak belirlenemiyor’. Ancak belirlenememesi, zararsız olduÄŸunun da kanıtı deÄŸil.Özellikle de büyük kentlerde yaÅŸayan insanlar gündelik yaÅŸamlarını az veya çok elektromanyetik alanlarda sürdürürler. Ev ve iÅŸ ortamında kullanılan elektronik aletler, çatılarda yükselen radyo ve televizyon antenleri vb hepsi elektromanyetik kirlilik yaratıyor. Son yıllarda cep telefonu kullanımına baÄŸlı olarak da baz istasyonlarında önemli bir artış yaÅŸanmakta. Türkiye’de hangi tip ve kaç tane baz istasyonunun bulunduÄŸu kamuoyu tarafından bilinmezken geliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki baz istasyonlarından yayılan radyo frekans radyasyonunu gösteren haritalar internette izlenebilmekte. 1 milyar cep telefonu2000 yılında bütün dünyada 700 milyon kiÅŸi cep telefonu kullanıyordu. Bu sayının 2002 yılının sonuna kadar 1 milyara ve 2005 yılında da 1,6 milyara çıkması bekleniyor. Amerika’da tüm ülkenin kapsama alanına girebilmesi için 90 000 baz istasyonuna gereksinim duyulurken Ä°ngiltere’de 2000 yılında yaklaşık 20 000 baz istasyonu bulunuyordu. Almanya’da yapılan son araÅŸtırmalara göreyse bugünkü ihtiyaçlara cevap vermeyen 50 000’i aÅŸkın baz istasyonunun ikiye katlanacağı tahmin edilmekte. Almanya’daki baz istasyonlarının bu denli artması yeni tartışmalara yol açarken elektromanyetik alanların insan saÄŸlığına zarar verip vermediÄŸi sorusu da yeniden gündeme geldi. Bu konuda kesin bilgilere ulaÅŸamadıklarını söyleyen sivil toplum örgütleri toplumun farkında olmadan kobay durumuna düşürüldüğünden yakınıyorlar. Gerçi kent planlama dairesi antenlerin kurulmasıyla ilgili yönetmeliklere uyulduÄŸunu söylüyor, ama konu elektromanyetik kirlenmenin insan saÄŸlığı üzerindeki etkilerine gelince ortaya yine belirsiz bir yanıt çıkıyor. Ve bu belirsizlik saÄŸlık bakanlığının broşürlerinde de sürüyor. Buradaki açıklamalarda: ‘...bugünkü bilimsel verilere göre insan saÄŸlığı üzerindeki olumsuz etkisi kesin olarak belirlenememektir’ deniyor. Zararsız demek deÄŸilToplumu radyoaktif ışınlardan korumakla sorumlu olan BfS BaÅŸkanı Wolfram König, kamuoyundan yansıyan alerji, uykusuzluk, depresyon, beyin tümörleri ve çocuklarda lösemi vb yakınmaları, daha çok belirsizliklerden kaynaklanan korkular olarak açıklıyor ve baz istasyonları için kabul edilen sınır deÄŸerlerinin insan saÄŸlığına zarar verdiÄŸinin bilimsel olarak kanıtlanmadığını savunuyor. Dünya üzerinde elektromanyetik alanların saÄŸlık üzerindeki etkisinin saptanmasına yönelik 20 000’den fazla araÅŸtırma var. Sonuçlara göre ışınların hayvan ve insanlar üzerindeki etkileri tartışmasız olarak kabul edilirken, bunların gerçekten saÄŸlığa zarar verip vermediÄŸi konusunda şüpheli yaklaşımlar sürüyor. Bazı uzmanlar, bugüne deÄŸin yapılan bilimsel araÅŸtırmaların metodik açıdan yetersiz olduÄŸunu ve sonuçların birçok durumda diÄŸer bir araÅŸtırma enstitüsü tarafından kontrol edilmediÄŸini söylerken, elektromanyetik alanlar ve biyolojik sistem arasındaki etkiyi gösteren kesin bir modelin de bulunmadığının altını çiziyor. Ancak, Almanya’da bir otorite olan Nova Enstitüsü’nden Peter Niessen: ’Bugüne kadar elde edebildiklerimiz bilgisizliÄŸe dayanan sonuçlar ama bunlar ışınların zararsızlığına iÅŸaret eden kanıtlar deÄŸildir’ diyor8,5 milyon EuroMobil iletiÅŸim endüstrisinin önümüzdeki dört yıl içinde Almanya’da elektromanyetik kirlilik araÅŸtırmaları için ayırmış olduÄŸu 8,5 milyon Euro’nun paylaşımı geçen yıl bilim adamları, endüstri ve çevre koruma kuruluÅŸlarının önerilerine uygun bir biçimde gerçekleÅŸtirildi. Laboratuvar ve epidemiyolojik araÅŸtırmalar dışında çalışmalar özellikle de elektromanyetik alanlardan etkilendiklerini hisseden insanlar üzerinde yoÄŸunlaÅŸacak. Gerek endüstri gerekse BfS kuruluÅŸu, bugüne deÄŸin bilimsel olarak yanıtlanamayan olası riskler ve sorular üzerinde duracak. Her ne kadar risklerin çok büyük olmadığı tahmin ediliyorsa da aynı anda milyonlarca insanı etkiliyor olması açısından göz ardı edilemeyeceÄŸi vurgulanmakta. Belirlenen sınır deÄŸerleri dışında bundan böyle korunma önerileri de tartışılacak. BfS baÅŸkanı König, ilk olarak cep telefonu kullanan çocukları uyardı. DiÄŸer kullanıcılar tarafından alınması istenilen önlemlerden bazılarıysa cep telefonuyla çok uzun konuÅŸulmaması ve hatların iyi iÅŸlememesi durumunda telefonların kullanılmaması olarak açıklandı. Ä°talya ve Ä°sviçre’de uygulanan katı yönetmelikler ise Alman hükümeti tarafından onaylanmadı. Bu ülkelerde baz istasyonları yerleÅŸme yerlerine yasalarca belirlenmiÅŸ mesafelerde kurulabiliyor. Çocuk yuvaları ve okulların çatılarına kurulan baz istasyonları ayrı bir tartışma konusu. Bremen Åžehir Planlama TeÅŸkilatı’ndan Tom Lecke-Lopatta, ışınların yatay olarak yansıdığını bu yüzden okulların vb kuruluÅŸların çatılarına baz istasyonu kurulabileceÄŸini savunuyor. 15m yükseklikte bulunan bir baz istasyonun çocuklara zarar vermeyeceÄŸini ama 200 m ileride bulunan istasyondan yayılan ışınların doÄŸrudan doÄŸruya çocuk yuvalarına yansıyabileceÄŸini söyleyen Peter Niessen (Nova enstitüsü) ise, baz istasyonlarının yükseÄŸe taşınması yerine vericilerin ve alıcıların insanlardan uzaklaÅŸtırılmasını öneriyor: ‘Vericiler binalardan en az 100m ileriye yerleÅŸtirildiklerinde ÅŸimdikinden 10-100 misli daha az ışın yayarlar.’ Ancak baz istasyonlarının daha büyük aralıklarla yerleÅŸtirilmesi en pahalı çözüm, dolayısıyla da mobil iletiÅŸim ÅŸirketlerinin hiç iÅŸine gelmiyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!