Tehlikeli 4 bölge

Güncelleme Tarihi:

Tehlikeli 4 bölge
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 09, 2002 00:00

Önde gelen deprem bilimcilerimiz Türkiye’nin neredeyse tümünün deprem tehlikesi içinde olduÄŸunu belirtiyor, ancak dört deprem bölgesine özellikle dikkat çekiyorlar.Türkiye bir deprem bölgesi. Neredeyse her geçen gün bu gerçeÄŸi yaşıyoruz. Ä°ÅŸte en son Afyon SultandaÄŸ depremi ‘Kabus geri döndü’ baÅŸlıkları ile duyuruldu. Aslında kabus geri dönmedi, kabus orada duruyor ve artık çok sık bir ÅŸekilde başını kaldırıyor ve ben hep burada olacağım diyor.Ä°stanbul’da Marmara denizi içinde deprem beklentisi sürerken, ülkemizin bir çok bölgesinde irili ufaklı depremler yaşıyoruz, ancak bazıları da SultandaÄŸ depreminde olduÄŸu gibi Richter ölçeÄŸine göre 6 büyüklüğüne varınca yıkıcı karakterini gösteriyor. Tabii bir çok ülkede 6 büyüklüğünde bir deprem, örneÄŸin ABD’de insanların burnunu bile kanatmayabiliyor, ancak sıra ülkemize gelince, bir bakıyoruz yeni yapılmakta olan bir bina bile yassı kadayıf haline dönüşüyor.Bilim insanlarımıza göre, Türkiye için 5 ve üzerindeki depremler, binalarımızın çürük olması ve deprem tehlikesini hiç hesaba katmadan yapılmaları nedeniyle, genellikle tehlikeli olmaktadır.Tehlikeli bölgelerPeki pırtrak gibi bu depremler ülkemizin çeÅŸitli bölgelerinde ortaya çıktığına göre, bir tehlike sıralaması yapılabilir mi? Ãœlkemizin deprem beklentisi ve tehlikesi açısından en önemli bölgelerinin hangisi olduÄŸu sorusuna yanıt verilebilir mi?Bu soruyu, deprem araÅŸtırmalarında öne çıkan, özellikle Marmara fayı üzerinde uluslarararası araÅŸtırmaları baÅŸlatan ve bizzat bölgenin depremselliÄŸi konusunda çok deÄŸerli bilgilerin üretilmesine fiilen katkıda bulunan iki bilim insanımıza, Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Celal Åžengör’e sorduk. Marmara’da iki yıl içinde yapılan tüm uluslararası deniz araÅŸtırmalarını koordine eden jeolog ve Marmara AraÅŸtırma Merkezi BaÅŸkanı Naci Görür ve halen ABD Caltech’te (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü) bilimsel çalışmalarını sürdürmekte olan Celal Åžengör, ayrı ayrı yaptıkları deÄŸerlendirmelerde, hemen hemen en tehlikeli dört bölge konusunda görüş birliÄŸine vardılar. Bu bölgeler, Ä°stanbul’u ve çevresini etkileyecek olan Marmara Denizi, Erzincan- Karlıova bölgesi, Ege bölgesi ve DoÄŸu Anadolu bölgesi.Marmara 1. sıradaHer ikisi de bu dört bölgenin başına Marmara Bölgesini yerleÅŸtirdiler. BilindiÄŸi gibi, Karlıova’dan Anadolu’nun kuzeyine uzandıktan sonra Bolu-Düzce-Adapazarı-Ä°zmit istikametinde batıya doÄŸru uzanan ve Marmara Denizi’ni yararak Saroz Körfezi’nden Yunanistan’a uzanan Kuzey Anadolu Fayı, yıkıcı deprem üreten en büyük sürekli fay. Bu fay üzerinde son yaÅŸadığımız depremlerden sonra, ulusal ve uluslararası bütün bilim insanları, sıranın, fayın Marmara içindeki kolu veya kollarının kırılmasına geldiÄŸi konusunda görüş birliÄŸi içinde. Marmara içinde çok uzun yıllardır büyük bir depremin olmaması, fay üzerindeki büyük stres Äž gerilim birikiminin, Marmara’da büyük bir depremi eli kulağında haline getirdiÄŸi belirtiliyor.Marmara’da büyük bir kırılma yaÅŸanacağı kesin, ancak bunun zamanı konusunda bilim kesin bir ÅŸey söyleyemiyor. Bugünden itibaren 30 yıl içinde kırılma olasılığı çok yüksek.Celal Åžengör, ‘Marmara Denizi’nin kuzey sahillerini’ en riskli yerler olarak görüyor. Bunun nedeni olarak da, 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinin orada birikmiÅŸ olan gerilimi Marmara içine taşımış olmalarını gösteriyor. En kötümser tahminÅžengör, bilindiÄŸi gibi Ä°stanbul ile ilgili en kötümser tahminlerde bulunan bilim insanlarımızdan biri. Tek bir fayın Marmara’yı kesip geçtiÄŸini ve büyük bir olasılıkla da tek bir kırılma olabileceÄŸini savunuyor. Fransız yer bilimci Xavier Le Pichon ile birlikte, Marmara’da yapılan son bilimsel araÅŸtırmaların sonuçlarının da, kendi tezlerini desteklediÄŸi görüşünde. Özellikle Le Pichon ile ortaklaÅŸa yazdıkları, ancak henüz yayımlanmamış bir makalelerinde, fazla bilgi vermemekle birlikte, bu konuyu ayrıntılayarak iÅŸlediklerini belirtiyor. Onlara göre ana Marmara fayı tek bir yanal atımlı fay ve bu YeÅŸilköy ile Saroz Körfezi arasında hiç bir atlama yapmadan uzanıp gitmektedir. Orta Marmara çukurluÄŸunda hiç bir kesintiye uÄŸramamaktadır.Ve: YeÅŸilköy ÄžSaroz fayının tek parça halinde kırılma olasılılığı çok büyüktür.En iyimser tahminLe Pichon ve Åžengör gibi dünyaca tanınmış iki büyük tektonikçinin (yapısal jeolog) bu saptamalarına karşılık, aynı çalışma içinde bulunan Prof. Naci Görür ve bazı diÄŸer yabancı bilim adamları ile birlikte daha iyimser yorumlarda bulunuyor. Onlara göre ise, YeÅŸilköy- Saroz arasındaki fay Orta Marmara çukurluÄŸunda kesintiye uÄŸramaktadır ve bunun iki parçalı olarak kırılma olasılığı yüzde 80’lere varmaktadır.Naci Görür ‘KAF gerçi süreÄŸen bir faydır, ancak parçalı karakterdedir ve kırılması de hep parçalı olmaktadır. Bu bölgedeki fayın doÄŸrultusundaki sapmalar tek parça olmadığını göstermektedir’ diyor. Naci Görür, buna raÄŸmen, iki parçalı kırılsa bile bu fayın deprem üretme potansiyelinin 7’nin üzerinde olduÄŸunu belirtiyor. 7’den büyük bir depremin Ä°stanbul için oldukça yıkıcı bir etki yapacağı açık.Ancak Åžengör Äž Le Pichon’un tezi gerçekleÅŸirse, depremin 7.4 ve daha üzeri büyüklüğe çıkma olasılığı birden artıyor. Naci Görür Marmara’nın güney kesiminde Biga ve civarında kara bölgesinde de deprem olasılığına dikkati çekiyorÄ°kinci bölgeÅžengör’e göre Erzincan ile Karlıova arasındaki kesim deprem riski en yüksek bölgeler arasında. Åžengör ‘Burada bu yüzyıl içinde hiç bir deprem olmadı. Bölge kilitlenmiÅŸ durumda ve korkutucu bir sakinlik içinde. Orada, doÄŸası itibariyle Ä°stanbul civarındaki tehlikeye benzer bir tehlike var’ diyor.Naci Görür de Erzincan’a yakın alanları deprem riski yüksek sınıflamasına sokuyor.Ege bölgesiÄ°ki bilim insanımız da Ege’yi dünyanın deprem açısından en oynak bölgeleri arasında gösterdi. Åžengör ‘Ama Ege’deki faylar en çok 6-7 arası büyüklüklerinde deprem üretebilirler. Bu bölgede çok somut olarak, ilk iki bölge gibi, ÅŸurada deprem riski daha yüksek diyemiyoruz’ diye konuÅŸtu.Naci Görür, Denizli’de iyi bir çalışma yaptıklarını, fayın geçtiÄŸi yerleri saptadıklarını, bu bölgenin hareketli olduÄŸunu belirtti.DoÄŸu AnadoluÅžengör’e göre, ‘Yüksek plato da Ege’den daha seyrek, ama 6 ve 7’nin üzerinde yıkıcı depremler bu bölgede olabilir’.Åžengör, tüm bu alanlarda deprem yapabilecek fayların çoÄŸunun yerini, bir zamanlar MTA’da olan Fuat ÅžaroÄŸlu ve arkadaÅŸlarının saptadığını belirtti ve bugün ise MTA’nın deprem araÅŸtırmaları yönünden çok zayıfladığına iÅŸaret etti.Siyaset ve depremBilim insanlarımız, siyasetçilerin depremle iliÅŸkilerinden genel bir rahatsızlık içinde. Onlara göre siyasetçiler depremlerin sadece sonuçlarıyla ilgileniyor. Deprem yıktığında bölgeye koÅŸuyorlar ve ‘devletin gücünün halkın yanında olduÄŸunu’ vurguluyorlar.Ancak, baÅŸta Ä°stanbul olmak üzere bütün Türkiye’yi depreme hazırlamak için gereken büyük bir stratejiden yoksunlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!