Güncelleme Tarihi:
YÜREĞİMİZDE ŞEHİT ACISI
“Birkaç gündür yüreğimiz şehitlerimizin acısı ile buruk. Geçmişi çocuk, kadın, yaşlı her kesimden sivil katliamlarıyla dolu, son olarak da silahsız insanları acımasızca infaz edecek kadar alçalan bir terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Bu son hadise, Türkiye’nin PKK ile mücadele için Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’de yürüttüğü harekâtların sınırlarımızın emniyeti, milli güvenliğimiz, vatandaşlarımızın huzuru ve geleceğimiz açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatladı. Yine bu hadise PKK terörüne karşı içerde ve dışarda samimiyetsiz duruş sergileyen, örgütle ve uzantılarıyla merdiven altı işbirliğinde olan herkesin gerçek yüzünü de tekrar gösterdi.
BUNLAR MÜCADELE AZMİMİZİ BİLİYOR
PKK’ya PKK diyemeyen, teröre terör diyemeyen, katliama katliam diyemeyen, kafalarındaki sinsi oyunları, kurdukları hain tuzakları, çevirdikleri fırıldakları gizlemeye çalışan güruhun foyası ortaya döküldü. Şehitlerimizin acısı yüreğimizi yakarken, aynı zamanda mücadele azmimizi de biliyor; bu böyle biline. Dedik ya, hangi ine girerlerse girsinler, girdikleri inlerde bunları bulacak ve orada geberteceğiz.
ŞEHİTLİK YOK OLUŞ DEĞİLDİR
Şehitlerimiz var. Ama biz biliyoruz ki şehitlik yok oluş değildir. Terör örgütünü destekleyenlerin riyakarlıkları öfkemizi kabartırken, aynı zamanda attığımız adımların, yaptığımız harekâtların, izlediğimiz politikaların doğruluğunu da teyit ediyor.
BAĞLARIMIZI SIKILAŞTIRIYOR
Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde bütün oraları onlara biz zindan ettik, mezar ettik. Yine aynı şekilde buralar bunlara mezar olacak. İnlerine kadar giren bizim Mehmetçiğimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız bundan sonra da aynı şekilde inlerine kadar girerek, buraları bunlara mezar olacak. Yaşadığımız acılar millet olarak bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor. Bağlarımızı sıkılaştırıyor. Gara hadisesi milletimiz ve devletimizi korumak için sınırlarımızın ötesinde güvenli bir alan oluşturmak fikrimizi pekiştirdik.
GARA DÜŞTÜ İŞ BİTTİ
Gara önemli ve sıkıntılı bir bölgeydi. Gara düştü, Allah’ın izniyle iş bitti. Bir süredir yürüttüğümüz ve önemli mesafe aldığımız harekâtlarımızı önümüzdeki dönemde tehditlerin yoğun olduğu bölgelere doğru genişleteceğiz. Milli Savunma Bakanım, İçişleri Bakanım bir heyet olarak CHP Genel Başkanı’nı ziyaret ettiler. Bu olaylarla ilgili kendilerine bilgilendirme yaptılar. Ardından İYİ Parti’yi ziyaret edip, onları da bilgilendirdiler.
BAHÇELİ ‘GELMENİZE GEREK YOK’ DEDİ
MHP Genel Başkanı ve cumhur ittifakımızın bir kanadı Devlet Bahçeli ise ‘Zaten Meclis’te biz sizi dinleyeceğiz. Biz size inandık, güvendik ve biliyoruz. Bize gelmenize gerek yok’ dedi. Şu anda yola devam ediyoruz. Cumhur ittifakı olarak bizim dayanışmamız zaten malum, farklı. Birbirimize inanıyoruz, güveniyoruz ve dayanışma içindeyiz. Bu dayanışma kendini zaten bütün arazide gösteriyor.
NE KADAR GEREKİYORSA O KADAR KALACAĞIZ
Teröristlerin bize gelmesini beklemeyecek, biz gidip inlerinde onların başını ezeceğiz. Sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesinde kahraman askerlerimizle, içeride jandarmamızla, polisimizle ve güvenlik korucularımızla teröristlere nefes aldırmayacağız. Sadece bununla da kalmayacağız. Bir daha benzer saldırılara uğramamak için güvenli hale getirdiğimiz yerlerde ne kadar gerekiyorsa o kadar kalacağız.
EY BATI, NEREDESİN?
Kendi güvenlik ve refahları için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyenlerin tutarsızlıkları bu tür durumlarda çok daha açık bir şekilde kendini belli ediyor. Bir başka ülkenin başına gelse tüm dünyanın ayağa kalkacağı 13 masumun infazı hadisesinde, gelen birkaç cılız ses dışında Türkiye’nin yanında kimseyi göremedik. Ey Batı neredesin? Neden sesiniz çıkmıyor, neden sustunuz? Sizde böyle bir şey olduğunda yaygaralarından geçilmiyordu. 15 Temmuz hadisesi oldu sesiniz çıkmadı, şimdi bu hadise yine sesiniz çıkmıyor. Sesiniz çıksa da çıkmasa da biz görevimizi biliyoruz. Bu teröristlere bu ülkede fırsat vermeyeceğiz.
UZAYA KİM KAZANIRSA O GİDER
Geçtiğimiz 18 yılda Cumhuriyet tarihinin katbekat fazlası eseri kazandırdık. Her bir insanımızın refahını, güvenliğini, huzurunu güçlendirecek adımlar attık. İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı, Sürmeneli hemşerilerimin eseri olarak ortada.
Dünyanın en gözde coğrafyasında hüküm sürmüş bir millet olarak, mücadelesiz geçmiş tek bir günümüz bile yoktur. Coğrafi olarak sahip olduğumuz vatanın güzelliğini bu uğurda akıttığımız her damla alın terini ve kanı hak ettiğine inanıyoruz.
(Uzay çalışmaları) Çalışmanın neticesinde kim kazanırsa onu uzaya göndeririz. Şunu da söyleyeyim, bu bir bayan da olabilir, erkek de olabilir. Kim kazanırsa o...”
YABANCI KELİME HASTALIĞI GELECEĞİ TEHDİT EDİYOR
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, “Bizim Yunus Yılı” açılışı ile “Yunus: Aşka Yolculuk” konserine katıldı. Erdoğan açılışta yaptığı konuşmada “Yabancı kelime hastalığının geleceği tehdit eder boyuta ulaştığını” belirtti ve özetle şunları söyledi: “Unutmayınız vatanı önce dil sonra ordu bekler. Dilini kaybeden bir millet hafızasını, benliğini, hatta inancını kaybeder. Avrupa kıtasındaki soydaş toplulukların önemli bir bölümünün dilleriyle bağları kopunca nasıl Slavlaştıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Yabancı dile verilen önem maalesef Türkçemizi gölgede bırakıyor. Hatta kimi yerlerde yabancı dille eğitim Türkçe eğitimin önüne geçiyor. Özellikle sosyal medya dili gençlerimiz arasında geçerli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçe’den ziyade nevzuhur bir kuşdilini andıran bu çürümeye ‘dur’ demek mecburiyetindeyiz.” (Erdinç ÇELİKKAN / ANKARA)