Tehcir mahkemeleri 86 yıl sonra gün ışığına çıkıyor

Güncelleme Tarihi:

Tehcir mahkemeleri 86 yıl sonra gün ışığına çıkıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2009 00:00

1915’teki Ermeni Tehciri’yle ilgili unutulmuş belgeler birer birer su yüzüne çıkıyor. Gazeteci Murat Bardakçı’nın kaleminden Talat Paşa’nın özel arşivindeki belgeleri yayımlandıktan sonra, şimdi de 1918-1922 arasında Osmanlı savaş mahkemelerinde yapılan yargılamaların tutanakları iki ayrı kitapta toplandı. Osman Selim Kocahanoğlu, dönemin resmi gazetesi Takvim-i Vekayi’de yer alan mahkeme tutanakları ve kararlarını “Tehcir Yargılamaları” adıyla kitaplaştırdı. Vahakn Dadrian ve Taner Akçam ise Takvim-i Vekayi ile yetinmedi, dönemin İstanbul gazetelerinde yer alan diğer yargılama tutanaklarını ekleyip, 13 davaya ilişkin bilgileri “Tehcir ve Taktil”de topladı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı İmparatorluğu, Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kaldı. Bir ay sonra İtilaf Devletleri, başkent İstanbul’u işgal etti. İmparatorluğu savaşa sürükleyen, 1915’te Ermeni Tehciri’ni başlatan İttihat Terakki’nin liderleri yurtdışına kaçmıştı. Mecliste, İttihatçıların, yolsuzluklara karışanların, tehcir sürecinde cinayet işleyenlerin kurulacak özel savaş mahkemelerinde yargılanması tartışılmaya başlandı. Hatta Tevfik Paşa kabinesi bir soruşturma komisyonu oluşturdu. İşgalci İngilizler’in baskısıyla Padişah Vahdettin, yargılamaların yapılacağı Divan-ı Harb-i Örfi’lerin (sıkıyönetim mahkemelerinin) kurulması talimatını verdi. İzmir, Bursa, Tekirdağ, Edirne, Samsun, Ayıntab’da kurulacak mahkemelerle ilgili karar, resmi gazete Takvim-i Vekayi’de 14 Ocak 1919’da yayımlandı.
Sadrazamlığa getirilen Damat Ferid bu süreci hızlandırdı. Beş soruşturma komisyonu, yavaş çalıştıkları için lağvedildi. Rapor ve belgeleri savcılara aktarıldı. Aceleyle yargılamalar başlatıldı. Mahkeme heyetlerinden sivil üyeler çıkarıldı. Nisan 1919’da İttihat Terakki yöneticileri hakkındaki ana davanın ilk oturumu başladığında, Yozgat Davası çoktan sonuçlanmış, tehcir günlerinin Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal idam edilmişti.

62 DAVADAN 34’Ü SONUÇLANDI

İdam İstanbul’da infial yarattı. Mahkeme personeli hayatından endişe ediyor, İngilizlerin güvencesi de onları sakinleştiremiyordu. Tehcir suçlarıyla ilgili 62 dava açıldı. Bunlardan 34’ü sonuçlandı. Sanıkların çoğu delil yetersizliğinden beraat etti.
Milli mücadele hareketi yükseldikçe, mahkemelerdeki yargılama süreci yavaşlıyordu. Ankara Hükümeti, İtilaf devletlerine defalarca başvurup yargılamaları üstlenmek istediğini bildirdi. 11 Mayıs 1920’deki Meclis oturumunda Mustafa Kemal, tehcirden tutuklu bulunanların tutuksuz yargılanması kararı alındığını açıkladı. 6 Kasım 1922’de Ankara Hükümeti, Kuvayı Milliye’ye katılmayı da suç kabul edip yargılayan Divan-ı Harb’i Örfi’lerin iptalini kararlaştırdı.
Bu süreçte, hakkında idam kararı alınanlardan sadece tehcir döneminin Bayburt Kaymakamı Behramzade Nusret, Erzincan jandarmasından Hafız Abdullah Avni ve Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal’in cezası infaz edildi. Tehcir kararını çıkaran İttihat Terakki’nin liderlerinden Talat, Enver ve Cemal Paşa gıyabında idam cezasına çarptırıldı.

TARİHİN YAPRAKLARI ARASINDA KALDI

Mahkemeler lağvedildikten sonra yargılama sürecinin ayrıntıları tarihin unutulan yaprakları arasına karıştı. Sadece gazeteci Hakkı Tarık Us, 1933’te ana davanın iddianamesi, ilk üç oturum tutanakları ve kararını kitaplaştırdı. Süreci değerlendiren araştırmalar yapıldı ancak iddianameler, tutanaklar, kararlar toplu olarak yayımlanmadı. Bu ilgisizlikte tarihçilerin Divan-ı Harb-i Örfi’ye kukla mahkeme gözüyle bakmasının önemli payı vardı. Sanıklar sürgüne gönderilmiş, davalar yarım kalmıştı. Sonuçlananların kararlarında ise işbirlikçi Sadrazam Damat Ferit Hükümeti’nin baskısı açıkça görülüyordu. Yine de ifadelerde, satır aralarında birçok özel bilgi ortaya dökülmüştü. Dikkatli gözlerin, bu bilgilerle 1915 atmosferini kavramaları mümkündü.

Belgeleri özel arşivlerden ve sahaflardan topladılar

Mahkemeler tarihe karıştıktan 85 yıl sonra, Takvim-i Vekayi’deki tüm tutanakları ilk kez yayımlayan Osman Selim Kocahanoğlu oldu. “Tehcir Yargılamaları,” Eylül 2008’de çıktı. Yakın tarihle ilgili kitaplar yazan emekli maliye müfettişi Kocahanoğlu, eski yazıdan yeni yazıya aktarma işlemini bir yılda tamamladı. Ancak gazeteleri bulmakta epeyce zorlandı: “Takvim-i Vekayi, bu belgeleri ilave olarak yayımlamış. Büyük kütüphanelerimizde gazete var, ilaveleri yok. Taner Akçam bir kitabının önsözünde, Beyrut Ermeni Kilisesi arşivinde bulunduğunu yazmıştı. Kiliseye mektup yazdım, cevap alamadım. Sonunda Erol Sadi Erdinç’in arşivinde buldum. Dilini yenileştirmedim.”
Kocahanoğlu metne 50 sayfalık önsöz yazıp, sahibi olduğu Temel Yayınları’ndan yayımladı. Kitapta tehcirle ilgili iki büyük davanın tutanakları, bunların ve dört ayrı davanın kararları, İttihat Terakki yöneticilerinin yolsuzluktan yargılandığı Sapancalı Hakkı Davası’nın tutanakları bulunuyor.

MACERA 17 YIL SÜRDÜ

Taner Akçam’ın hazırladığı kitap ise daha geniş kapsamlı. “17 yıl sürdü hazırlığı ve yayımı. Şu anda, Yale Üniversitesi’nin yayımlayacağı İngilizcesi için çalışıyoruz” diyor Akçam. Tehcir ve Taktil (Sürgün ve Katliam), Bilgi Üniversitesi’nce yayımlandı.
Kitap, 1915 olaylarını soykırım olarak değerlendirdiği için tezleri Türkiye’de tepkiyle, Amerika’da ilgiyle karşılanan Clark Üniversitesi öğretim üyesi Taner Akçam’ın bu konudaki beşinci çalışması. İlk bölümü, iki araştırmacının yazılarına ayrılmış. İstanbul doğumlu, Toronto’daki Zoryan Soykırım Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Vahakn Dadrian, yazısında yargılama sürecini tarihsel açıdan ele alıyor. Taner Akçam ise üç makalede Divan-ı Harb-i Örfi’nin kuruluşu, görülen davalar, yapılan itirazları anlatıyor. Yargılamada adı geçenlerin akıbetleri ise iki araştırmacının ortak makalesinde ele alınıyor. Kitabın ikinci bölümünde, toplam 13 davayla ilgili tutanaklar orijinal dilinde, günümüz Türkçesi’nde yapılan açıklamalarla aktarılıyor.
1991’de çalışmayı başlatan Taner Akçam’ın çıkış noktası, birbirine bağlı üç soruydu: İkinci Dünya Savaşı suçlularını yargılayan Nürnberg Mahkemesi insanlık tarihinde bir istisna mıdır; bu tür kalıcı bir mahkeme kurulabilir mi; 1915 olaylarını ele alabilir mi? Akçam, Divan-ı Harb-i Örfi’yi incelemeye başladı. Doktora yaptığı Hamburg Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde konuyu inceleme projesine dönüştürdü. “Takvim-i Vekayi eklerini, 1919-22 döneminin gazetelerini sahaflardan topladım. Hamburg Enstitüsü’nün sağladığı bütçe olmasaydı bu koleksiyonu bir araya getiremezdim.”
Gazetedeki Osmanlıca metinleri günümüz alfabesine araştırmacı Hayrettin Ayda aktardı. Ankara’da Osmanlıca bilen bir grup gönüllü tarihçi tüm metinleri bir kez daha gözden geçirildi. Akçam, Osmanlıca öğrenip, diğer gazeteleri taradı. Vakit, Alemdar, Tercüman-ı Hakikat gibi gazetelerde mahkemelerle ilgili geniş bilgi vardı. Bütün bunları dijital ortama aktardı.

YAYINCI BULMAKTA ZORLANDI

2003’te metinler tamamlanmış, yayıncı bekliyordu. “Birçok yayıneviyle görüştüm. Hepsi reddetti. Hrant Dink, bu kitabın Agos’un kuracağı yayınevince yayımlanmasını istiyordu. Fakat ben bir üniversitenin yayımlamasını bekledim. Vahakn Dadrian’a dönemin tarihi atmosferini anlatan bir yazı yazmasını önerdim. Meclis tutanaklarını, dönemin Türk gazetelerini ilettim. İki yıl sürdü çalışması. 2006’da kitap bitti, Bilgi Üniversitesi’ne teslim ettik, beklemeye başladık.”
Geçen ay piyasaya çıkan Tehcir ve Taktil’i iki yeni derleme izleyecek. Bunlardan ilki Yozgat ve Trabzon duruşmaları hakkında gazetelerde yayımlanan haber ve tutanakları, ikincisi 1919-21 arasında İstanbul basınında yer alan tehcir tartışmalarını içerecek.
Kocahanoğlu ve Akçam, arşivlerde birçok belge daha olduğunu söylüyor. Bunlardan en önemlileri, Tahkikat Komisyonu’nun raporu ve açılan davaların dosyaları. Araştırmacılar, Genelkurmay Başkanlığı arşivinde bulunduğunu tahmin ettikleri bu belgelerin de gün ışığına çıkmasını umut ediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!