OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2000 00:00
TEFRİKA: WILLIAM FAULKNER 1949 yazında, Faulkner, Joan Williams ile tanıştı. Williams, o sıralarda ödül kazanmış bir hikaye kaleme almış genç bir öğrenciydi. 1950'de Faulkner, Williams ile "Requiem for a Nun" adını taşıyan ve "Sanctuary"ye eklenecek yeni bölüm üzerinde çalışmaya başladı. Bu ek, yarı düzyazı yarı tiyatro şeklinde tasarlandı ve kaleme alındı. Yazılan bu ek bölümde Nancy Mannigoe adındaki dadı, Temple Drake'in bebeğini öldürmekle suçlanıyor ve idama mahkum ediliyor. Temple Drake ise Nancy'nin masumiyetine inanıyor ve onu kurtarmaya çalışıyor.Bu ek bölümde Faulkner, Jefferson, Yoknapatawpha County'nin eski tarihini de anlatıyor.Faulkner'ın Williams ile iş ortaklığı daha sonra bir gönül ilişkisine dönüşecekti.Haziran 1950'de Faulkner, Amerikan Edebiyatı'na katkılarından dolayı Howells Nişanı ile ödüllendirildi. Ağustos ayında toplama hikayeler dizisinin üçüncü ve son kitabını yayımladı. Bu kitapta, 1930'dan beri çeşitli dergilerde çıkan hikayelerden 42 tanesi yer alıyordu. Sadece "The Unvanquished"teki hikayelere yer verilmemişti. İki ay sonra Faulkner İsveç Akademisi'nin kendisine ve Bertrand Russell'a Nobel Edebiyat Ödülü vereceğini öğrendi. Russell, 1950 yılının, kendisi ise bir önceki yılın ödülünü alacaktı. Önce ödülü almaya gitmek istemedi. Ama ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, ABD'deki İsveç Büyükelçisi'nin ve nihayet ailesinin ısrarları üzerine İsveç'e gidip ödülünü almaya razı oldu.10 Aralık günü İsveç Akademisi'nde yaptığı konuşmada o kadar kısık bir sesle yaptı ki konuşmasını salondaki bir çok kişi ne dediğini anlayamadı. Ama ertesi gün gazeteleri alıp Faulkner'ın sözlerini okuyanlar kısık sesle yapılmış bu konuşmanın güzelliğini gördüklerinde yazarı övgülere boğdular. Hatta ilerleyen senelerde, bu konuşma bir Nobel ödül töreninde yapılmış en güzel konuşma olarak benimsendi.Soğuk Savaş yıllarını önceden hisseden Faulkner, ödül töreninde yaptığı bu konuşmada özetle şöyle diyordu: "Sonucunda, eli kalem tutan genç erkeklerin ve genç kadınların, kendi kendisiye çatışma halindeki insan yüreğinin sorunlarını unutmasına neden olacak genel ve evrensel fizikî bir korku ile karşı karşıyayız. Kendi kendi ile çatışan insan yüreği, hakkında yazılmaya değer, acı çekmeye, ter dökmeye değer tek şeydir çünkü…. Sanatçılar, kalbin eski hakikatlerini, doğrularını, aşkı ve onuru ve merhameti ve gururu ve şefkati ve fedakarlığı yeniden öğrenmek zorundadır. Bunlardan yoksun bir hikaye kısa ömürlü ve başarısız bir hikaye olabilir ancak… Ben insanlığın sonunun gelmek üzere olduğuna inanmıyorum. Kanımca insanlık varlığını sürdürmekle kalmayacak, tek egemen canlı da olacak. İnsan, ölümsüzdür. Sadece diğer canlılar arasında susturulamaz bir sese sahip değildir insanoğlu. Aynı zamanda, onu şefkatli, fedakar ve dayanıklı bir canlı kılan bir de ruha sahiptir. Şairin, yazarın işi bunlar hakkında yazmaktır. Şairin sesi sadece insanlığın kaydedilmiş sesi değildir. Şairin sesi insanlığın egemenliğini kurmasında destek olacak bir araç vazifesi görmelidir."Howard Hawks'un ricası ile Faulkner bir kez daha ve son defa olarak Hollywood'a gittiğinde tarihler Şubat 1951'i gösteriyordu. 20th Century Fox için "The Left Hand of God" adlı filmin senaryosu üzerinde çalışmaya başladı. Mart ayında, toplama hikayeleri sayesinde Ulusal Kitap Ödülü'nü kazandı. Kızının liseden mezun olduğu gün düzenlenen törende açılış konuşmasını yapmasından kısa süre sonra Fransa Devlet Başkanı Vincent Auriol tarafından kendisine Legion de Honor nişanı verildi. "Requiem for a Nun"ı yazmayı ve edit etme işini bitirdikten sonra oyunu ABD'de ve Avrupa'da sahneye koyması için bir çok teklif aldı. Ancak mali nedenlerden ötürü bu teklifleri değerlendiremedi. Kitap ise Eylül 1951'de yayımlandı.Nisan 1952'de Faulkner Shiloh Savaşı'nın 90. yıldönümünde arkadaşı Shelby Foote ile birlikteydi. Foote, 1941 yılında yazarın agent'ı Ben Wasson'a Rowan Oak'a yaptığı ziyaret sırasında eşlik ediyordu. O vesile ile tanışmışlardı. Mayıs ayında Fransa'da düzenlenen "Oeuvres du XXe Siecle" adlı festivale katıldı. Daha sonra İngiltere ve Norveç'e de uğrayan Faulkner Haziran ayında ülkesine döndü. Dönüşte Joan Williams ile olan ilişkisine kaldığı yerden devam etti. "A Fable" üzerinde çalışmasını da bir yandan sürdürüyordu. Ancak yıllar geçmesine karşın bir türlü bitiremediği bu kitabı yazması, olay örgüsü yazıldıkça daha da karmaşık hale geliyordu. Hikayedeki ana olayları odasının duvarına yazdı. Sırtındaki ağrılar nedeniyle iki kez hastaneye yatan Faulkner, Kasım ayında, Ford Foundation tarafından filme alınan ve hayatını anlatan bir belgesele katkıda bulunmayı kabul etti. Söz konusu belgesel CBS televizyonunda 'Omnibus' adlı programda yayınlandı. 1953 Ocak ayında New York'a gitti. Oradayken, "The Brooch" adlı öyküsünü TV'ye uyarladı; bir yandan da "A Fable" üzerinde çalışmaya devam etti. Bu sırada sırt ağrıları ve alkol problemi nedeniyle yeniden hastaneye yatırılması gerekti.İzleyen ay Estelle hastalandı. Bunun üzerine Faulkner, Oxford'a eşinin yanına döndü. Mayıs ayında New York'a dönen yazar burada Dylan Thomas ve e.e. Cummings ile tanıştı.Eylül ayında bir daha hastaneye yatırılan Faulkner, 'Life' dergisinde, hakkında yazılan iki bölümlük bir makalenin, titizlikle gizlediği özel hayatına girdiğini görünce kaygılandı.Kasım ayında Albert Camus'nun editörü Faulkner'a bir mektup yazarak "Requiem for a Nun" için sahneye koyma izni istedi. Faulkner bu öneriye sıcak baktı ve izin verdi. Aynı ayın sonunda Howard Hawks ile birlikte yapacakları son çalışma olan "The Land of Pharaohs" için Mısır'a gitti. İzleyen birkaç ay süresince Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde dolaştı. 25 Aralık'ta İsviçre'de Jean Stein ile tanıştı. İngiltere ve Fransa'ya da gittikten sonra Roma'ya, Hawks'un yanına döndü. Hawks o sırada
film çekimlerinde birlikte çalıştığı Humphrey Bogart ve Lauren Bacall ile beraberdi. Mart ayında kızı Jill'den bir mektup aldı. West Point Askeri Akademisi'nde okuyan bir teÄŸmen ile evlenmek istediÄŸini bildiriyor ve kendisinden Oxford'a dönmesini istiyordu. 6 ay aradan sonra Faulkner evine döndü. Tarihler 1954 yılının Nisan ayını gösteriyordu. Aynı ay, "Mississippi" adlı kurgusal olmayan yazılar yayımlanmaya baÅŸladı. Bu yazılarda tarihi, çocukluÄŸu ve yaÅŸadığı toprakların esintisi ile birleÅŸtirerek okurlarına sunuyordu Faulkner. Aynı tarihte, "The Faulkner Reader" adlı antoloji piyasaya verildi. İçinde çeÅŸitli hikayeler ve romanlarından alıntılar yer alıyordu. AÄŸustos ayında, yaklaşık 10 yıllık bir çalışma sonrasında, Faulkner nihayet "A Fable" adlı kitabını tamamladı. Kitabı kızı ve karısına ithaf etti.Aynı ayın sonlarında kızı Oxford'ta dünya evine girdi.Haziran 1954'ün sonlarında Faulkner, ABD DışiÅŸleri Bakanlığı'ndan gelen bir daveti kabul ederek Sao Paolo'da düzenlenen uluslar arası yazarlar konferansına katıldı. Artık dünya çapında bilinen bir isim olduÄŸundan bu tür davetleri reddetmiyor, ülkesini temsil etme görevini seve seve yerine getiriyordu. Bundan sonra bir çok uluslar arası kültürel etkinlikte ABD adına yer aldı.Okullarda eÄŸitim sistemin tekilleÅŸtirilmesi konusunda da ılımlı bir güneyli olarak sesini yükseltmeye bu tarihlerde baÅŸladı."A Fable" yazarın zayıf romanlarından bir kabul edilmekle beraber 1955'in Ocak ayında Ulusal Kitap Ödülü'ne, Mayıs ayında ise Pulitzer Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.AÄŸustos'ta DışiÅŸleri Bakanlığı'nın ricası üzerine yedi ülkeyi kapsayan bir iyi niyet turuna çıktı. Üç ay sürece bu turun ilk adımı Japonya idi. Japonya'nın Nagano ÅŸehrinde verdiÄŸi konferanslar daha sonra "Faulkner at Nagano" adı ile yayımlanacaktı. Japonya'dan ayrılıp önce Filipinler'e sonra da Ä°talya'ya gitti. Roma'da, Chicagolu Emmett Till adlı zenci gencin öldürüldüğü haberini alınca bu cinayeti kınayan ağır bir yazı kaleme aldı. Ä°talya'dan Münih'e geçti. Münih'te, oyunu "Requiem for a Nun" sahnelenmekteydi. Sonra da iki haftalığına Paris'e geçti. Ekim'de Ä°ngiltere ve Ä°zlanda'ya gitti. Ä°zlanda'da çeÅŸitli konferanslar verdi. Ekim ayında ülkesine döndü.Çeviren ve Derleyen: Levent Göktem - 11 Eylül 2000, Pazartesi Â
button