Güncelleme Tarihi:
Feridun GÖNDOĞDU, Gökhan KARAN ve Somer ÖZKÖK soruyor: 65 yaş sokağa çıkma yasağının esnemesini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizin görüşlerinize göre bütün yasak daha ne kadar devam edebilir?
PROF. DR. NECMETTİN ÜNAL (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon ve Yoğun Bakım Uzmanı):
65 yaş üzerindeki vatandaşlarımız için kısmi bir rahatlama getirilmeye çalışılmıştır. Ancak yaş ilerledikçe COVID-19 hastalığından ölümlerin arttığı ve Sağlık Bakanlığı açıklamasına göre ülkemizdeki COVID ölümlerinin yüzde 92’sinin 65 yaş üzerinde olduğu unutulmamalıdır. Dolayısı ile daha geniş rahatlamaların getirilmemesi son derece doğaldır. Tüm bu sebepler bir arada değerlendirildiğinde 65 yaş üzerindeki vatandaşlarımızı korumaya yönelik tedbirlerin bazı yumuşatmalar ile uzun süre devam etmesi kaçınılmazdır. Yasakların tamamıyla ne zaman kalkacağına dair net yanıt vermek kolay değil. Bakanlıkça tüm detayları bilinen, bizlerin ise tam olarak bilmediği hasta ve hastalık verilerine göre karar verilecektir. Dolayısı ile Sağlık Bakanlığı’nın kararlarını beklemekten başka çare yok.
TANSİYON İLAÇLARI DAHA FAZLA ARAŞTIRILMALI
Ahmet SAYIN soruyor:
Tansiyon ilaçlarında son durum nedir; zararlı mı değil mi?
PROF. DR. MELİH US (Kalp Damar Cerrahi Uzmanı):
Çin’den gelen ilk yayınlarda COVID-19’a yakalanan hastalarda hipertansiyonun yüksek oranda görüldüğü tespit edildi. Akabinde İtalya ve Amerika verileri de bunu doğrular nitelikte olunca hipertansiyon ilaçlarının virüsün yapışması ve ilerlemesi sürecini kötü etkileyebileceği akıllara geldi. Ancak bu ilaçlar aynı zamanda kalp yetmezliği, hipertansiyon ve iskemik kalp hastalığında kullanılıyor. Dolayısıyla kalp dernekleri, ileri bilimsel çalışmalar yapılmadan bu ilaçların kesilmemesini önerdi. Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yapılan son çalışmalar da gösterdi ki ACE inhibitörü ve ARB kullanımı hastalığın seyrini kötü etkilemiyor. Fakat daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. İlaçların farklı etkileri olduğu ve çok amaçlı kullanıldığı için her hasta için hastanın kendi doktoru karar vermelidir.
PANDEMİ KARARI ERKEN ALINABİLİRDİ
Turgut DURMUŞ soruyor:
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu işin neresinde? Neden bir basın toplantısı yapıp Çin’e, “Fare, kedi, köpek, yarasa yemeyin; bu iş sizin başınızın altından çıktı!” diyemiyor?
PROF. DR. İSMAİL BALIK (Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi)
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bu salgının başından beri, bana göre de çoğu haklı, çeşitli eleştiriler aldı. Örneğin pandemi kararını daha erken alabilir ve hem Çin’den diğer ülkelere olan uçuşların daha erken durdurulması, hem de salgının ikinci önemli yayılma noktası olan Avrupa ülkeleri arasındaki ulaşım trafiği konusunda daha yoğun ve erken uyarılar yapması gerekirdi. DSÖ’nün ülkelere zorlayıcı bir yaptırımı bulunmamasına rağmen yapacağı daha aktif ve yoğun uyarılar ile salgının bu kadar büyümesini engelleyebilirdi. Bizim yadırgadığımız hayvanlar ile beslenme sadece Çin’de değil başka bazı ülkelerde de görülmektedir. Bu kısmen geleneksel kısmen de yoksulluk nedeniyledir. DSÖ’nün yaptırım gücünün artırılması, salgın potansiyeli doğuran bölgeler ve virüs araştırma laboratuvarları daha sık ve yoğun denetlenmelidir.
ÇOCUKLUK TRAVMASI ‘KORONA’
Sevda YİĞİTER soruyor:
Hocam kendimizi geçtim ‘korona’, çocukluk dönemi olumsuz/travmatik yaşam olaylarının çocuklukta kalmadığı düşünülürse, sevgi-güven gibi temel ruhsal ihtiyaçlarımızdan kişiliğe, meslek seçimine, öteki ile olan ilişkimize, yani kısacası tüm hayat hikâyelerine nasıl yansıyacak?
PROF. DR. ARİF VERİMLİ (Psikiyatrist):
Eğer çocuklarınıza koronayı bilimsel verilere dayanarak, onları korkutmadan travmatize etmeden çok fazla korona bilgi bombardımanı altında bırakmadan bazen oyunla bazen dramayla anlatabilir ve bunu davranışlarınızla gösterebilirseniz hiçbir sorun yaşamadan bu süreci atlatacaklardır.
BURNUNUZDAN UZAK TUTUN
Mustafa NUR soruyor:
Virüs direk hücrenin içine burun yoluyla girdiğine göre bakkala, pazara giderken maskeye ek olarak burun içine kolonyalı mendil koymanın yararı ya da burun mukozasına zararı olur mu?
PROF. DR. DERYA ULUDÜZ (Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi):
Kolonyalarda kullanılan etil alkol miktarı, virüsü etkisiz hale getirmesi için yüzde 60 ve üzerinde olmalıdır. Ancak etil alkol ile direkt temas sinir dokusu için zararlıdır. Elinize sıktığınız kolonyayı uzun süre koklamak bile zararlıyken burun içine alkollü mendil koymak koku sinirini ciddi olarak tahrip edecektir, koku duyusunda kalıcı hasara neden olabilecektir. Mendilinizdeki etil alkol oranı yüksek düzeydeyse uzun süre temas etme sonucunda sinir yoluyla beyne ulaşarak beyninize de ciddi zarar verme riskini doğurursunuz. Özetle yüksek alkollü mendili asla burnunuzla direkt temas ettirmeyin. Sadece burnunuzu kapatacak şekilde maskenizi doğru takmak sizi yeterince koruyacaktır.
SİZ SORUN HOCALAR YANITLASIN
Alanında uzman, çok değerli hocalardan oluşan Hürriyet Bilim Kurulu, her gün koronavirüs ve salgınla ilgili sorularınıza cevap veriyor. Sorularınızı hurriyetbilim@hurriyet.com.tr adresine veya 0 530 054 44 84 numaralı WhatsApp hattına isim ve soyisminizi yazarak yollayabilirsiniz.