Güncelleme Tarihi:
Karabük'te Telekom çalışanı 5 kişinin tecavüzüne uğrayan Gülsen Kara'yı kocası Satılmış Kara tek celsede boşadı. Satılmış Kara, karısını çok sevdiğini ancak çevrenin baskısına daha fazla dayanamadığını söyledi.
SATILMIŞ Kara, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde aşçıydı. 1995'in aralık ayında, canı gibi sevdiği 30 yıllık eşi öldü. Köyden birkaç kadına talip olduysa da, ev ve para istedikleri için bekarlığı tercih etti. 1998 Nisanı’nda artık emekliydi ve evlenmesi gerektiğini düşündü. Yalnız yaşlanıp ölmek istemiyordu. Yaşı 53 olmuştu. İstanbul Balat'taki akrabalarından haber geldi. Heyecanla gitti. Gülsen Adıgüzel'i Satılmış Bey'e uygun görmüşlerdi.
ERTESİ GÜNÜ DAVA AÇTI
Her ne kadar Gülsen'in akli dengesi pek yerinde olmasa da idare ederdi. Satılmış Bey, önce imam nikahıyla evlendi ki anlaşamazsa bırakması kolay olsun. Gülsen'den hoşnut olunca '99 Martı'nda resmi nikah yaptı. Satılmış Bey bütün bunları hıçkırarak anlatıyor. Evi bomboş. Gülsen yok. Onu, tecavüzü öğrendiğinin ertesi günü (26 Mayıs 1999) mahkemeye vermiş. Önceki gün de yani olayın basına yansımasından hemen sonra, tek celsede boşanmışlar.
BU KADINI HEMEN YOLLA
24 Mayıs gecesi, Gülsen evde yalnız. Eşi Satılmış Karabük'e emekli maaşını almaya gitmiş. O gece Karabük'te kalıyor. Ertesi gün Bevliye Servisi'nde muayene olacak. 25 Mayıs akşamı geliyor. Alış veriş de yapmış. ‘‘Gülsen sigarayı bıraksın diye kuruyemiş almıştım.’’ Gülsen kendisini karşılamaya gelmiyor. Komşularının yüz ifadeleri de bir garip! Satılmış Bey hıçkırıklara boğuluyor. ‘‘Komşularım uyarmıştı. Gülsen çok saf, yalnız bırakma demişlerdi.’’ Eve geliyor ki Gülsen'in yüzü karmakarışık, ortalıkta dönüyor. ‘‘Sordum, korkudan konuşamadı.’’ O gece eniştesini arıyor Satılmış Bey, ‘‘Ne gizliyorsunuz, ne oldu?’’ Cevap alamıyor. Ertesi gün, Tahsin amcası yolda anlatıyor olanı biteni. ‘‘Bu kadını yolla. Başka yolu yok.’’
İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ
Eve koşuyor Satılmış Bey. Gülsen anlatmış. ‘‘Zorla yaptılar. Arabaya atıp ormana kaçırdılar.’’ Gülsen sormuş, ‘‘Beni boşayacak mısın?’’ Satılmış Bey, ‘‘Namusumuz lekelendi’’ deyince Gülsen boynunu bükmüş. ‘‘Senden nafaka istemiyorum. Hakkını helal et. Kendini üzme. Yeter ki sen sağ ol.’’ Gülsen ortalıktan çekilmiş. Satılmış Bey yanına varmış ki Gülsen kıvranıyor. ‘‘100 tabletlik Avrupa Aspirini vardı. Hepsini yutmuş.’’ Komşuları çağırmış. Ayran içip kusturmuşlar.
ZİYNETİNİ DE ALMIŞLAR
Bu kadar çabuk boşamasının sırrını açıklıyor. Teyzesinin oğlu Bursa Cumhuriyet Savcısı Ahmet Öztürk'e telefon edip durumu anlatıyor. ‘‘Bu iş biter. Hemen dava aç, hakim tek celsede boşar’’ cevabını alınca, boşanma davası açmış. 8 Haziran'da boşanmışlar. ‘‘Mahkemeden sonra eve geldik. Çay içtik. Eşyalarını topla dedim. İki bileziği, küpeleri ve yüzüğü yoktu. O adamlar almışlar. Gülsen'e söyleyin ben almadım.’’
Sonra mı... Gülsen'i İstanbul'a getirip dedesine teslim etmişler. Dedesine olan biteni anlatmışlar. Dedesi sormuş, ‘‘Öyle mi Gülsen?’’ Gülsen ağlayıp dışarı kaçmış.
Bir genç kızın günlüğündeki dehşet satırları
KARABÜK'ün Ovacık İlçesi'ndeki Telekom çalışanı beş kişinin 23 kadına tecavüz etmesinin yankıları sürüyor. Jandarma tarafından gözaltına alınan Ovacık'a bağlı Ekincik Köyü'nden Telekom teknisyeni Satılmış Kurt, Ovacık Şabanlar Mahallesi Muhtarı'nın oğlu Mehmet Şahin, Kışlalı Köyü'nden postacı Hüseyin Kapucu, Şabanlar Mahallesi'nden şoför Ahmet Kasımoğlu, tutuklanarak Ovacık Cezaevi'ne gönderildiler. Sanıklar, jandarmada verdikleri ifadeyi mahkemede reddettiler. Ancak ortaya çıkan dört kadın, Telekomcular'ın kendilerine bir yıldır tehdit ve şantaj yoluyla tecavüz ettiklerini teşhis ettiler. Adli yetkililer, tecavüze uğrayan kadınların yaşlarının 14 ile 28 arasında değiştiğini belirttiler. Yetkililer, tecavüzlerin bir yıl öncesinden başladığını vurguluyorlar.
ANAL TECAVÜZ MÜ?
Bu arada tecavüze uğrayanlardan 14 yaşındaki bir kızın günlüğü yetkililerin ellerinde. Oradaki notlarda ‘‘vazelin’’ sözcüğünün geçtiğini yetkililer doğruladı. Suskun kalan genç kızların anal tecavüze uğradıklarının ipucu bu.
Daha birkaç gün öncesine kadar kimsenin dikkatini çekmeyen, kendi halinde insanların gözlerden ırak yaşadığı bu ilçe, şimdi tecavüz skandalı nedeniyle gündemde. Ovacık'a bağlı Ahmetler Köyü de aynı durumda. Çünkü Telekomcular’ın tecavüzüne uğrayan kadınların çoğu bu köyde yaşıyor. Evler birbirine çok uzak ve orman içinde. Muhtar Kazım Eroğlu, ‘‘Telekom geldi, hem iyi oldu hem kötü’’ diyerek söze başlıyor. Geçtiğimiz şubat ayından itibaren köydeki her evin telefonu, meçhul kişilerce aranmaya başlamış. Eşi Satı Eroğlu, ‘‘Kadın sesi duyunca konuşuyorlardı, erkeklerimiz çıkınca kapatıyorlardı’’ diyor. 17 yaşındaki kızı Nurten de telefonla kendisine çirkin tekliflerde bulunulduğunu söylüyor.
GECE YARISI TELEFONLARI
Toklar Mahallesi'ndeki Mustafa ve Hayriye Yılmaz, dört aydır yaşadıkları gerginliği anlatıyorlar. 20 yaşındaki kızları Yasemin ise bir kenarda sessizce dinlemeyi tercih ediyor. Hayriye Hanım, ‘‘Gece yarısında, sabahın dördünde bile telefon ediyorlardı’’ diyor. Kimliğini öğrenebilmek için diyalog kurduğunu da anlatıyor. ‘‘Yaşımı sordu, 19 dedim. Görüşelim mi dedi, evet dedim. Seni almaya gelelim dedi.’’ Randevu yerine gitmediğini, öldürülmekten korktuğunu da ekliyor.
Mustafa Yılmaz, savcılığa dilekçe verdikten sonra sessiz telefonların başladığını söylüyor. Yasemin'e dönüyoruz. Kısa ve ürkek konuşuyor. ‘‘İfade verdim. Bütün genç kızlar ifade verdi. Hapse girdiler. Bu tip telefonlar da bitti.’’
Eşim Gülsen’i çok seviyorum, ama...
Karısını çok sevdiğini söyleyen ama tek celsede boşayan koca Satılmış Kara, çevrenin baskısına dayanamadığını itiraf ediyor. Kara çifti yanda görülen bu evde bir yıl mutlu yaşadı. Komşu iddiasına göre tecavüz önce bu evde gerçekleşti sonra ormanda. Satılmış Kara cüzdanından eşinin vesikalık fotoğraflarını çıkarıyor sonra bir koşu gidip evlenme cüzdanını getiriyor. Ağlayarak yatak odasına koşuyor, Gülsen'in terliklerini getiriyor. ‘‘Ailem, hayatım bitti. Talihimiz böyleymiş.’’ Hıçkırıklarına ara verdikçe anlatıyor. ‘‘Gülsen de çok ağladı. Perişan, ağlayarak gitti. Ormanda tecavüz etmişler. Elbisesi parçalanmış. Çıplak, ıslak dönmüş.’’ Gülsen şimdi yoksul dedesi ve ninesinin koruması altında. Tecavüz iddiasıyla tutuklanan beş kişi ise şimdi Ovacık cezaevinde.
Gülsen'i sığındığı komşu içeri almadı
KOCASI tarafından boşanan Gülsen, şimdi Balat'taki anneannesi ve dedesine ait yoksul, tek göz evde yaşıyor. Gülsen'in anne ve babası ölmüş. Gülsen bir solukta anlatıyor. ‘‘Bana tecavüz edenler üç kişi. Satılmış Kurt, Ramazan Ergün, Ahmet Kasımoğlu.’’ Telefon etmeye başlamışlar dört ay önce. En son o gece yarısı. ‘‘Telefon etti. Sen gelmezsen ben geleceğim dedi.’’ Seslerini tanımadığı için adını veremiyor. ‘‘Komşuya gittim. Almadı içeriye. Bekar oğlum var, olmaz dedi.’’ Gülsen eve koşup kapıyı kilitlemiş. ‘‘Cama taş attılar. Pencereden girdiler. Komşular gördü, iki el ateş ettiler. Ama komşular gelmedi.’’ Mütecavizler Ahmet Kasımoğlu'nun çizgili minibüsüne bindirmişler zorla. ‘‘Aydınlar mezarlığına götürdüler. Zorla tecavüz ettiler. Kimseye söyleme dediler. Arabaya bindirip köyün ağzına getirdiler. Bizi görenler oldu.’’ Gülsen yalvarmış. ‘‘Yuvamı yıkmayın’’ demiş. Üçü birden gülmüş. ‘‘Tek sen değilsin. 23 kızın hayatını söndürdük. Seninle 24 oldu.’’
Anneannesi Fatma Adıgüzel, torununun Bakırköy'den raporlu olduğunu, zekasının beş yaşındaki çocuğunki kadar olduğunu söylüyor. ‘‘Ödlek kocası boşadı. Gülsen'e biz bakacağız. Bizimle aç, bizimle tok olacak bundan sonra’’ diyor.
Eşime iftira atıyorlar
GÜLSEN'e tecavüz suçundan cezaevinde olanlardan biri de Ahmet Kasımoğlu. 65 yaşında. Beş çocuğu, dokuz torunu var. TEK'ten emekli olduktan sonra köyüne geliyor. Eşi Sakine Kasımoğlu, suçlamaları reddediyor. ‘‘Üç aydır Telekom'da çalışıyordu. Kadın yolsuzmuş. Kocam deli toylara uymaz. İftira.’’ Sakine Kasımoğlu, kocasının kendisinden bir şey saklamadığını, böyle bir şey yapsa mutlaka anlatacağını iddia ediyor. ‘‘Yaptım dese bile ben inanmam. Babası kız oynatırdı ama kendisi değil.’’