Güncelleme Tarihi:
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA incelemesinde başka bir erkeğe ait DNA doku örneğine rastlanmadığı ortaya çıktı. Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilen raporla ilgili ayrıntılı bilgi verilmezken, raporda, talihsiz çocuğun makatındaki morarma ve kanamanın zorlama veya yabancı bir cisimle yapılmış olabileceğinin belirtildiği öğrenildi. Rapor özel jandarma kuryesi tarafından olayı soruşturan Menderes Savcısı'na gönderildi.
HAYATI DEĞİŞECEKKEN TEKRAR ANNESİNE VERİLMİŞ
Daha önce 36 yaşındaki annesi F.B. ve aynı evde 3 kişiyle kalırken tecavüze uğradığı öne sürülen, 17 aylık yaşam öyküsü yürekleri dağlayan N.N.B., şansızlığının daha iki aylıkken başladığı ortaya çıktı. Prematüre dünyaya gelince kaldırıldığı hastanede annesinin günlerce arayıp sormadığı bebeğin tam sosyal hizmetler uzmanlarına teslim edilecekken, ortaya kağıt üstündeki babanın çıkması ve annesinin rıza göstermemesi yüzünden yuvaya verilemediği anlaşıldı. Yetkililer, “Kağıt üzerindeki babaya, gerçek babaya, anneye ulaşmaya çalışıyoruz” dedi, bebekle ilgili haberlerin gündemden düşürülmesi istendi. Bu arada hapisten çıkan annenin kızını arayıp sormadığı belirtildi.
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Karşıyaka Çocuk Yuvası'na yerleştirildiği gece nöbet geçirip tekrar tedavi gördüğü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan N.N.B. bebekle ilgili bugün hastanede basın toplantısı düzenlendi. Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Nejat Aksu ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zekeriya Ertaş ile birlikte toplantıya katılan İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Cengiz Balaban, gösterdikleri hassasiyet ve toplumda oluşturdukları duyarlılık nedeniyle basın mensuplarına teşekkür etti.
Dr. Balaban, “Ancak bu olayın her gün vaka bazında tekrar tekrar gündeme gelmesi daha travmatik nedenlere yol açabilecek. Bundan sonra rehabilitasyon sürecine geçmek istiyoruz. Olayın görsel olarak tekrar tekrar gündeme gelmesi çocuğun örselenme düzeyini artırmaktadır. Dolayısıyla bu açıklamalar doğrultusunda olağanüstü süreç yaşanmadığı süreçte size zamanında bilgi aktarımında bulunacağız. Basın mensuplarından isteğimiz bu olayı vaka bazında tekrar tekrar isim, simge, görüntü kullanarak gündeme taşımamalarıdır. Yeterince toplumsal duyarlılığa sahip olduğumuzu düşünüyoruz” dedi.
İl Sosyal Hizmetler Müdürü Zekeriya Ertaş da bebeğin bakımı, rehabilitasyonu için gereken her şeyin yapıldığını, yaşadığı travmayı atlatıp unutması için sağlık kuruluşlarıyla işbirliği yaptıklarını söyledi. Adli sürecin devam ettiğini belirten Ertaş, velayetin anneden alınması için çalışma başlattıklarını, bunun mahkeme kararıyla mümkün olabileceğini kaydetti. Annenin ortada olmadığına dikkat çeken Ertaş, iki kardeşi yuvada olan bebeğin neden koruma altına alınmadığına yönelik eleştiriyi de yanıtladı. Ertaş, “Annenin iki çocuğundan biri 2000, diğeri 2003'de koruma altına alındı. O zaman daha bu bebek dünyada yoktu” diye konuştu.
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Nejat Aksu, bebeğin hastaneye yattığı günden bu güne sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi. Bebeğin 28 Mayıs 2005 doğumlu olduğunu, prematüre doğup, bu nedenle hastanelerinde iki ay kaldığını belirten Doç. Dr. Aksu, aşılarının yaşına uygun yapıldığını, henüz desteksiz yürüyemediğini söyledi.
Hastaneye getirildiğindeki bulgularının ‘çocuk istismarı’ olarak değerlendirildiği ve bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatan Doç. Dr. Aksu, bebeğin taburcu edildikten sonra nöbet geçirmesi üzerine tekrar hastanelerinde tedavi altına alındığını söyledi. Bebeğin dün sabah 30 saniye ateşsiz havale geçirdiğini, bunun her bebekte görülebileceğini belirten Doç. Dr. Aksu, “Şu anda genel durumu gayet iyi olan hasta halen müşahade altında” dedi.
MİNİK BEBEĞE İÇKİ Mİ İÇİRİLDİ
Bebeğin yaşadığı evde içki şişelerinin bulunduğunu, bebeğin karaciğer değerlerinin bozuk çıkmasının bununla bir ilgisinin olup olamayacağına ilişkin soruya Doç. Dr. Aksu, “Başlangıçta karaciğer enzimleri yüksekti. Ancak bunun alkole bağlı olup olmadığını söylemek şu aşamada mümkün değil. Genel vücut travması olan hastada karaciğer enzimleri yüksek saptanabilir. Ayrıca zaten şimdi karaciğer enzimleri normal değerlerde. Ancak olay adli makamlarca kriminal laboratuvarda değerlendirildiğinden bu konuda bizim bir şey söylememiz mümkün değil” diye yanıt verdi.
Doç. Dr. Aksu, bebeğe tecavüz iddialarıyla ilgili soruyu da “Bizim için de hala iddia. Kesin dememiz mümkün değil. Klinik olarak kuşkulandığımız için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Ve olay adli tabiplikçe de değerlendirildi. Gerekli adli muayenesi yapıldı, gerekli örnekler alındı, kriminal laboratuvarında değerlendiriliyor. Sonuç ilgili mercilerce yapılacak” diye yanıtladı.
DURUMU İYİ GÜLÜCÜKLER SAÇIYOR
Olaydan sonra tutuklanıp daha sonra serbest kalan annenin çocuğunun durumuyla ilgili hiçbir hastane veya sosyal hizmet yetkilisini aramadığı da vurgulandı. Bebeğin durumunun şu anda iyi olduğu hemşirelerin kucağına geldiğinde çevreye gülücükler saçtığı açıklandı.
VELAYETİ ALINACAK
Devletin sahip çıktığı N.N.B.'nin Karşıyaka Çocuk Yuvası'na yerleştirildiğini belirten Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zekeriya Ertaş, bebeğin velayetinin annesinden alınması için çalışma başlattıklarını söyledi. N.B.B:'nin yuvada şefkatle bakılacağını belirten Ertaş, şunları söyledi:“N.B.B.'nin iki kardeşi de devlet korumasında, 2002 doğumlu ağabeyi B. de aynı yuvada. 1997 doğumlu T. ise Hatay 80'inci Yıl Çocuk Yuvası'nda kalıyor. Anne ya da babası tarafından istismara uğramış çocukların anne babalarında olan velayetleri sonlandırılılabiliniyor, yani anne babalık haklarının ellerinden alınabiliyor. Bu 3 kardeşin de velayetlerinin anneden alınması için gerekli çalışmaları başlattık. Velayetin iptali ancak mahkeme kararıyla mümkün. Sosyal hizmetler olarak inceleme yapacağız, sosyal hizmetler uzmanın vereceği raporlar doğrultusunda eğer öyle bir şey gerekiyorsa mahkemeye annenin velayetinin iptali davası açacağız. O dava sonucunda mahkemenin takdiri neyse ona göre çalışmaları devam ettireceğiz.”