Güncelleme Tarihi:
AK Partili dört kadın milletvekilinin türbanla Genel Kurul'a gelmesinin ardından Meclis'te parti temsilcileri sırayla söz aldı.
İlk konuşmayı CHP'li Muharrem İnce yaptı. Genel Kurul'da Muharrem İnce'nin ardından BDP'den Pervin Buldan, MHP'den Ruhsar Demirel ve CHP'den Şafak Pavey de söz aldı.
BDP'li Pervin Buldan'ın 'erkeklere çağrım var; Artık kadınların kıyafetlerine karışmasınlar' çağrısına, AK Partili kadın vekillerden büyük alkış geldi. Yine MHP'li Ruhsar Demirel'in de 'kadınlara kılık kıyafet üzerinden mobbing yapılıyor' sözler de AK Parti sıralarından alkış aldı.
ŞAFAK PAVEY'DEN ÇARPICI SÖZLER
CHP'li Şafak Pavey ise konuşmasında türbanlı milletvekillerinden çok şey beklediğini söylerken, "Bu konuşmayı olmayan bacağı siyaset sohbetine dönüştürülmüş bir kadın olarak yapıyorum" dedi.
CHP'Lİ İNCE: BU ÖZGÜRLÜK KAVGASI DEĞİL
İnce konuşmasında şunları söyledi:
Kız çocuklarının başörtülü okuyamadığı için kızını yurtdışında okutan Sayın Erdoğan'a saygılarımı sunarak başlamak istiyorum. Bu bir özgürlük kavgası değildir. Başörtülü bacıma saldırdılar deyip, camide içki içtiler deyip aradan 20 cuma geçmiş olmasına rağmen açıklayamamaların davasıdır bu. Dinin emriyse dinin bir tane mi emri var. Yetim hakkını yememek, milleti ayrıştırmamak emir değil midir. Kadınlar babalarının mirasından 2 pay alacak mı? İslam anlayışını bu kadar dejenere eden bir açıklamadır bu. Kişi Allah karşısında resetlendiğini bilemez. Kişi kendisi karar veremez.
"TAYYİP ERDOĞAN KARŞISINDA RESETLENMİŞ OLABİLİRSİNİZ"
Siz Allah karşısında resetlendiğinizi söylüyorsunuz ama resetlenmediniz. Ama Tayyip Erdoğan karşısında resetlenmiş olabilirsiniz. Sizler bu kürsüde bir kadın arkadaşımızı savunmadınız. Üzerine biber gazı sıkılan kırmızı giysili kadını bir kez burada savunmadınız.
Kıyafeti nedeniyle işten atılan sunucuyu hiçbir zaman savunmadınız. Türbanla meclise verme savaşını verdiniz. Yolsuzluğun savaşını vermiyorsunuz. Kevser suresini bilen meydanlarda “soy önemli soy” demez başbakan. Kardeşinin çapraz danışman yatıp maaşı cebe atıp sonra hacca gidenlerden inşallah hesap sorarsınız diye düşünüyorum. İnşallah milletin hakkını savunur başbakanın karşısına çıkarsınız. Şimdi Başbakana işsizliği konuşalım diyecek misiniz? Seçim yaklaşırken mağdur edebiyatı yapmanıza izin vermeyeceğiz.
"BEYGİRLERİ 7 GÜN KOŞTURUYORSUNUZ"
Sizin bir tane sermayeniz var. Bütün özgürlükleri yok ettiniz. Dinin emrinden bahsediyorsunuz. İddiayı kim buldu şans topunu kim buldu mucitler. Beygirleri 7 günü koşturuyorsunuz mucitler hangisisiniz. Mücahitlik taslayıp aslında müteahhit olanlar siz değil misiniz.
Yıllarca kandırdınız. Size bu sefer bunu yaptırmayacağız.
"BENİM BACIM 12 YAŞINDAN BERİ KAPALI"
Benim başörtülü bacım diyorsun. Başörtüsüzler senin bacın değil mi? Bizim başörtülü başörtüsüz de bacımız. Siyasetçiler zaman zaman gittiği her yerde hemşerilerim der ya… Başörtülüm başörtüsüz bacımda söylemdir. Benim bir bacım var, kız kardeşim var sizin gibi açık değil kapalı. 4 arkadaşınız resetlenmiş ya benim kardeşim 12 yaşından beri resetlenmiştir. Ama bunu siyaset için kullanmam.
BDP’Lİ BULDAN: “NE GİYECEĞİMİZE ERKEKLER KARIŞMASIN”
Muharrem İnce’nin ardından söz alan BDP’li Pervin Buldan şöyle konuştu:
Başörtüsü konusundaki sorunun çözülmüş olmasından duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isteriz. İkinci bir Merve kavakçı olayı yaşanmadığı için partileri ve grupları topluyorum. Bugün 4 kadın vekil arkadaşımızın başörtü takarak gelmelerindeki en büyük sebep kadınların vermiş olduğu bir mücadelenin sonucudur. Özgürlükler sadece türban meselesinde olmamalıdır. Sadece türban ve başörtüsü yasaklı değildir. Diller, inançlar, kültürler yasaklı haldedir. Yasakların olmaması gerektiğini, özgürce yaşanacak bir Türkiye’yi yaratmak zorundadır. Erkeklere çağrım şudur: Kadın meselelerinde erkekler lütfen konuşmasın. Kadınlar ne giyeceğine, ne takacağına, ne söyleyeceğine erkekler karışmasın. Erkeklerin haddi değildir ve buna hakları yoktur. Erkeklerden biz kadınlar hiçbir erkekten eleştiri almak istemiyoruz. Düşünecek beynimiz var gücümü var buradan da size ispat edebilir.
Kadınlara sesleniyorum: Kadınlarımızı savunalım. Tecavüz tacize uğrayan kadınlarımızı savunalım sahip çıkalım. Ayşe Gökhan bedenini ölüme yatırdı. Hep birlikte tavır olmalıyız. Kadınlar tek yürek olduğu sürece mücadele büyüyecektir, özgürlüklerimiz genişleyecektir. Kadınları birlik ve beraberliğe davet ediyorum. Bizim özgürlükler bizim olsun.
MHP’Lİ RUHSAR DEMİREL: “ERKEKLERE SESLENİYORUM, BİRAZ EMPATİ YAPIN LÜTFEN”
MHP adına olağan bir gündür meclis çatısı altında. Özgürlük adı altında bizim görüşümüzce mobbing yapılıyor. Bu hanım efendilerin hayatı mikroskop altına konuldu. Bu kimseyi ilgilendirmez. Biraz empati yapın lütfen. Erkeklere sesleniyorum. Nasıl giyindikleri kimi ilgilendirir. 4 hanımefendiye mobbing yapılıyor. Bütün kadınlar adına reddediyoruz, insanları kılık kıyafet yüzünden yargılamayı reddediyoruz kabul etmiyoruz. Biz 2008’de verdiğimiz kanun teklifiyle bu sorunu çözmek istediğimizde kalkmayan parmaklar bugün vicdanlarında bunun hesabını versinler. 2010’da tekrar ettik yine kimse sesini çıkarmadı.
"MOBBİNGDEN VAZGEÇİN"
Beyefendilere sesleniyorum: Biz hanımlar üzerinden siyaset yapmayın lütfen. Bütün hanımlar kıymetlidir. Bizimle birebir siyaset yapın lütfen. Bizi bugünlere getiren Başı açık veya kapalı hiç önemli değil hanımefendilerin omuzlarıdır. Özgürlük adın altında bu mobbingten şiddetten vazgeçiniz. Başka sorunlarımız var. Ne giyindiğimiz değil, çocuk anneler, açlar, işsizleri konuşulmalı. Kılık kıyafetimizi bu ülkenin sorunu olamaz. Biz buraya Türkiye2nin sorunlarını çözmek için geldik. Bu millet sorunları çözelim diye buraya yolluyor kavga etmek için değil. Konuşalım vicdanlarımızla bulaşalım diye akıl var gönül var.
"BURASI NE RİNG NE GÜREŞ ALANI"
Burası ne boks ringi, ne güreş alanı. Konuşmak için varız. Bizler de sizin gibi milletvekiliyiz. Kadın olarak adlandırılmaktan da rahatsızız. Biz ortaklıklarımız üzerinden büyümek istiyoruz. MHP her zaman çağrı yapmıştır. Hanımefendiler istedikleri gibi giyinebilirler, bu herkesin hakkı. Başörtülü hanımefendilerle fotoğraf çektirip twiter’a koyup reklam yapmaya da gerek yok. Bunlar yakışıksız şeyler. O hanımefendilerinin eşi, çocuğu yerine koyun kendinizi. Bunlar mahrem. Mahremimize girmenizden rahatsızız. Erkekler biz sizin ne yiyip ne içtiğinize karışıyor muyuz. Mahremimizden çıkınız.
AK PARTİLİ SATIR: “BUGÜN YASAKLARDAN BİRİNİ BİTİRİYORUZ”
Bugün dinlediğim konuşmalardan dolayı memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Hepimizin beklediği ortam bu. Bugün inşallah Türkiye’deki yasaklardan birini bitiriyoruz. Hac dönüşü buraya başörtüsüyle gelen arkadaşlarımıza hoş geldin diyoruz. Kadın üzerinden siyaset yapılması gündem maddesi olması hepimizin reddettiği bir konudur. Anayasada demokratik, laik Türk milleti yazıyorsa gereğini yapmamız gerekirdi. Demokratikleşme hareketiyle başörtülü arkadaşlarımız bizimle çalışmaya devam edecekler. Kadınlar bugüne kadar hep teferruat olarak kaldılar hiç özne olamadılar. Yıllar evvel Merve Kavakçı döneminde yaşanan sorunları yaşamadık. Kadınların siyasette var olması, kalıcı olması hangi görüşte olursak olalım bir arada olmamızla olacaktır.
Şu resme baktığımda memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Kadınların her alanda daha fazla yer alması için çalışacağımıza söz veriyorum.
HDP’Lİ SABAHAT TUNCEL: “BU, İKTİDARIN DEĞİL BEDEL ÖDEYEN KADINLARIN BAŞARISIDIR”
Her zaman gerilim konusu olan bir sorunu çözmüş oluyoruz. Çok daha fazla sorunlarımız var. Bu konuda bugüne kadar bedel ödeyen başörtülü kadınlarımızın verdiği mücadeledir. Bu iktidarın başarısı değildir. Bedel ödeyen kadınların başarısıdır. Biz kadınların sorunları çok fazla. İnanç özgürlüğü konusunda alevi kadınlarında çok büyük sorunları olduğunu biliyoruz. Hep biz kadınlardan bahsedilirken eşit bireyler olarak bahsedilmiyor. Başbakan bile kadın erkek eşitliğine inanmadığını söylüyor. Nasıl doğum yapacağımızı bile erkekler söylüyor. Biz hep birilerinin bacısı, kardeşi annesi oluyoruz. Biz kimsenin bacısı, kardeşi değiliz. Bu zihniyet bugün yaşadığımız sorunların kaynağıdır. Sadece kadınların konuşması da yetmez. HDP adına bugün TBMM bir hak ihlalini ortadan kaldırmıştır.
3 Kasım’da aleviler sokağa çıkacak, onların sorunları da çözülmelidir.
CHP’Lİ ŞAFAK PAVEY: “TÜRBANLI VEKİLLERDEN BEKLENTİM BÜYÜK”
Size bu konuşmayı her şeyin yasak olduğu genel kurulda yapıyorum. Turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda yıllarca türban takmak zorunda kalmış biri olarak sesleniyorum. Mecliste pantolon giymesi engellenmiş bir kadın vekil olarak yapıyorum. Olmayan bacağı siyaset sohbetine dönüştürülmüş bir kadın olarak yapıyorum. AKP’yi iktidarı taşımış asıl kadınları meclis koltuklarına alınması gerektiğine inanıyorum. Ülkemle ilgili çok endişelerim var. Ben polisin başında türbandan bana şiddet geleceğinden korkuyorum.
Yani bir inancın ibadet hakkını diğer bir inanca bağlayan anlayıştan korkuyorum. Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Özgür bir hayat zor kurulur zor yıkılır. Sevgilisiyle öpüşen genç kıza özgürlüğünü Mustafa Kemal’a borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum
Kimi kendiliğinden örtünürken kimi aile baskısıyla örtünmüştür.
"BAŞI AÇIK OLAN KİRLENMİŞ MİDİR"
Sosyal özgürlük alanlarımız birer birer imha ediliyor. Türbanlı kadın vekillerden beklentim büyük. İnanç gösteri için gösterilebilir mi? Türbanlı vekilleri konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüklerine dair bir cümleye rastlamadım. Bir cümlelerini çok üzülerek okudum. Başımı açıp bir daha kirlenmeyeceğim. Bu durumda başı açık olanlar kirlenmiş midir. İnanç üstünden bunu ilan edebilmek kimin haddi olabilir. Biz çatışmıyoruz var olmak için direniyoruz. Tarihe dönüp bakarsanız bizleri nelerin beklediğini göreceksiniz.
Bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum.
ARINÇ: “HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Pavey’in gündem dışı konuşmasına karşı görüşlerimizi aktaracağız. TBMM Genel kurulunu çok anlamlı bir hale getiren dikkatleri buraya toplayan herkesle birlikte heyecanla beklenen bir konu var. Vekil arkadaşlarımız başörtüsüyle genel kurula geldiler. Her şeyin bir ilki var. Olumsuz çok büyük bir tepki var. Partilerden de olumlu olumsuz tepkiler var. Burada ne söylenecek, ne kavgası çıkacak diye bekleyenler var. Siz bunları boşa çıkardınız. Çok güzel bir konuşma yapan Şafak Pavey’e ve diğer arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Saygıyla konuşmak, beklediğimi budur. Beğendiğimiz sözler olur eleştiririz, beğeniriz alkışlarız ama böyle bir olgunluk gösterilmesini gururla karşıladım. Aynı olgunlukta olmaya gayret edeceğim ve havayı bozmamaya çalışacağım. İnce’nin sözlerine ve partimizi suçlamasına razı değilim. Hepsini kendisine iade ediyorum. Pavey’in de sözlerinin bazı kısımlarına katılmadığımızı belirtmek istiyoruz.
"O KONUŞMALARI UNUTMAK İSTİYORUM"
Merve Kavakçı şurada oturuyordu. O gün çok üzücü tartışmalar oldu. 14 yıl önce Ecevit, Demirel’in yaptığı konuşmaları unutmak istiyorum. Kabul edilemeyecek sözlerdi. Kavakçı yemin edecekti ant içmek mümkün olmadı. Bugün geldiğimiz noktaya bakarak bunun tekrarlanmaması çok önemlidir. Bunu biliyorum. O olayın siyasi etkileri olmuştur. O gün “dışarı dışarı” diyenlerin hepsi şimdi dışarda kaldı. Bu mesele üniversitelerdeki kılık kıyafetle başladı. Öğrencilerimiz arasında bir sorun yok, buna hiçbir siyasi partinin de tepkisi yok. Meclis başkanlığımda yaşadığım olaylar, kızımdan dolayı zan altında bırakılan bir insan olarak yüzlerce defa konuştum.
Bu böyle bir aile içerisinde yetiştik, niçin böyle bir ayrımcılık var hep bunları düşündük. İsyan etmedik, dağa çıkmayı aklımızdan geçirmedik. Sabır çok gerekliymiş, 14 yıl sonra bazı şeyler gerçekleşiyor. Dağa çıkmadan gerçekleşiyor. Sayın Buldan ve diğer arkadaşlarım doyurucu konuşmalar yaptı. Hepsiyle ilgili bir araya gelip çözüm bulabileceğimizi umuyorum. Ben kayıtlara geçen her sözümün arkasındayım.
2005 tarihli bazı haberler yayınladı. Hepsini çıkardım. İnce’nin bana atfettiği sözlerin hiçbir yok. Ben 2005’te Leyla Şahin hakkındaki kararı değerlendirmişim. Altında İnce’nin bahsettiği cümlelere benzer sözler var. Ben bunları hep söyledim. Laiklik uygulamaları her yerde farklıdır. Arkadaşlarımız kopyaları kendisine iletecek. Meclis Başkanlığım dönemimde her gün soru önergesi veriliyordu. Kendi kıyafetleriyle buraya gelecekler diyordum. Bugün bu işe karşı çıkanların 2,5 sene sonra burada olacaklarını sanmıyorum, bizler de olmayacağız belki. Hukuk devletiyiz. Kadınların kılık kıyafetini düzenleyen hiçbir kanun yoktur.Siyasi simgedir.
"AHLAKSIZLIĞIN DANİSKASIDIR"
Kadınlarımızı başı açık yada kapalı şekilde kategorize etmek ahlaksızlığın daniskasıdır. Şafak Pavey ile ilgili konu. Burada kadının erkeğin nasıl giyineceği açık. Burada 56. Madde çok gülünç yazılmış. Şimdi Sayın Meral Akşener’in ayırmadığı için başkanlık kürsüsünde başkan, beyaz gömlek üzerine beyaz kelebek. Bu kadar rüküş bir kıyafeti sayın Akşener’e giydirecek halimiz yoktu. İçtüzük değişmedi. Fiili olarak kendileri seçtiler belirlediler. Memurlar için pantolon giyme özgürlüğü geldiyse milletvekilleri içinde olmalı. Kadınlar için pantolon elbette güzel kıyafettir. Bir düzenlemeyi de rahatlıkla yapalım.
Muharrem İnce: OĞLANIN DA MI TÜRBANI VARDI
Bizim anlatmak istediğimiz şu. Biz istismarını yapamayın diyoruz. Benim söylemediğim sözleri söyledi diyorsunuz. Peki Sayın Arınç, laik bir ülkenin kanun koyucusu dini inançlarla kural koyamaz diyorsunuz. Ya o bilgisayarla yanlış söylüyor, ya ben ya siz. Yine Arınç. Kuran’ı Tevrat’ı İncil’i esas alarak düzenleme yapamaz diyorsunuz. Bu sözler size ait. Başbakan ile çelişiyorsunuz siz. Bizim sorunumuz bu istismarı bunun. Benim çocuklarım mağdur oldu deyip çaktırmadan oğlanı da ABD’ye göndermek. İstismar bu. Hadi kız okuyamadı anladım. E oğlanın da mı türbanı vardı? Oğlan niye okuyamadı. Hani camide içki içildi. Hani video kaydı. Hani Beşiktaş’ta başörtülü kardeşimize 70/80 kişi saldırmıştı. Hadi toplumdan korkuyorsunuz, bize gösterin o zaman. İstismar etmenize karşıyız biz.
OKTAY VURAL: PANTALON İLE İLGİLİ MUTABAKAT VAR
Sayın Arınç pantolon ile ilgili gruplar bir araya gelsinler dedi. Bu konuda bir mutabakat var. Bu konuda sayın Şafak Pavey’in de mağduriyetine yol açan konuyu MHP olarak bütün grup başkanvekillerine sesleniyorum. Gelin bunu Salı günü bu pantolon konusunu da çözelim.
NURETİN CANİKLİ: BAŞBAKAN'IN OĞLU İMAM HATİP MEZUNUYDU
Sadece başbakanımızın çocukları değil daha binlerce kızımız, sırf bu nedenle başka ülkelerde okumak zorunda kaldılar. Bugün uzun zamandan beri aylardan beri bu uygulamaya son verilmiştir. Sayın başbakanımız erkek çocuklarını niye yurt dışına gönderdi, istismar konusu suçlaması gündeme geldi. Aynı sorun imam hatipliler içinde vardı, kat sayı problemi vardı. Türkiye birincisi de olsa, 2011 yılında bu meclis tarafından kaldırılmadan önce, birinci dahi olsa üniversiteye girme şansı yoktu. İmam hatipler ve diğer meslek liselerinin önü kesilmişti.
O nedenle o kardeşlerimizin, başbakanımızın oğlu da imam hatip mezunuydu. O nedenle yurt dışında okudu. Biz istismar ediyorsak bize bu imkanı vermeyin o zaman. Gelin yasakları kaldıralım istismar konusu da bitsin.