Güncelleme Tarihi:
YAYIN BİTTİ, MECLİS TV 'İNTERNETTEN İZLEYEBİLİRSİNİZ' ANONSU YAPTI
Saat 19:05
Sadık Yakut oturuma 10 dakika ara verdi. TBMM TV saat 19:00'u geçtiği için Genel Kurul salonu'ndan yaptığı yayına son verdi.
Yayın sonlandıktan sonra yapılan anonsta ise görüşmelerin internet sitesinden takip edilebileceği belirtildi.
Saat 18:44
ALLAH’IN KELAMIYLA ALAY EDEN ADAMI MI KORUYORSUNUZ… BU KİŞİLERİN YÜCE DİVAN’A SEVK EDİLMESİ ZORUNLU
CHP MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ: Bunun okunması gerek. Aksi halde hangi suçtan niye soruşturma önergesi verdiğini bilemez milletvekilleri. Bakan bey dedi ki 2Bizim görevimiz postacılık. 26 gün inceledik.’… Neden beklediniz 26 gün? Savcılara talimat verdiniz. Bu arada defalarca rüşvet almak gibi bir suçlama olan bakan savcılığa dilekçe gönderip ‘oğlumla konuşmalar delil olamaz, çıkarın’ dedi. Sizin argümanlarınızı çökertti.
Hani montaj, dublajdı. Demek ki gerçekmiş. Usul nedir? Meclis Başkanlığı’na geldi. Cumhuriyet Savcısı bakanlar hakkında işlem yapamayacağı için buraya gönderiyor. Burada mahkeme kararı var mı, iletişimin tespiti doğru mu, paralar doğru mu, kasalar doğru mu, uydurma, Reza Zarrab’ın götürdüğü rüşvet doğru mu, Egemen Bağış’ın evine taksi para götürüyor mu ona bakacağım. Bunlara bakarak vicdanen kanaat getirildiğinde de soruşturma komisyonu kurulması için imza atacağım. Anayasa’ya göre soruşturma komisyonu için fiil olması lazım. Ben neye göre soruşturma açılsın diyeceğim.
55 imza attık diyorsunuz. Hangi suçlamayı biliyorsunuz, neye göre imza attınız? Egemen Bağış’a diyeceğiz ki Marina kim, bir sorgulayalım. Soruşturma Komisyonu bunları yapacak. Allah’ın kelamıyla alay eden adamı mı koruyorsunuz. Ben size güveniyorum, inanıyorum. İktidar partisi içindeki vekillerin de bu işin açığa çıkmasını istediğine inanıyorum. Bu kişilerin Yüce Divan’a sevk edilmesi zorunludur. Seçimlerle ilgili olsaydı bu soruşturma 1 Mart’ta başlatılırdı. Komplo, paralel yapı falan geçin. Türkiye’yi ne yazık ki kara para batağına sapladınız. Suçları yoksa inşallah aklanırlar. Ama gitsinler. Yargılama yetkisi Türk milleti adına mahkemelere aittir.
Saat 18:25
BU FEZLEKE DEĞİL.. 30 GÜN İNCELEDİLER İLK FEZLEKEYİ
MHP KONYA MİLLETVEKİLİ FARUK BAL:
AKP’nin vekilleri parmaklarını akılla değil, Genel Merkez’den aldıkları talimatla oylarını kullanacaklar. Hikaye 17 Aralık’ta başladı. Ayakkabı kutuları içerisinde milyon dolarlarını saklayan bir banka genel müdürü. 700 bin TL’lik saati rüşvet olarak isteyen bir sayın bakan. Teknik takipte bulunan polis ekibi bu hırsızlığa bulaşmış kişileri araçlarıyla takip ediyor. Eski İçişleri Bakanı’nın talimatıyla Emniyet İstihbaratı suçluları takip eden polisi takip ediyor. Biz ak bir partiyiz diyorsunuz. Meseleye yargı karar verecektir, ben bunların işlerine son veriyorum, hukuk gereğini yapsın diye bir beklenti içindeydi kamuoyu. Geçmişte bunun örneğini aynen verdiğimiz için biz bu beklentide haklıydık. Önce Emniyet’teki polisler müthiş bir hışımla dağıtıldı. Bu işleri soruşturan hakimler ve savcıların ellerinden dosyalar alındı. Milyon dolarları, tapeleri hukuken delil olmaktan çıkaracak kanunlar çıkarıldı. Bu korkunun, bu telaşın ne olduğunu fark edemedik ama anladık ki mesele belliymiş. Büyük balık geriden geliyormuş. Büyük balığın geriden gelmesinden önce Halk Bankası Genel Müdürü ve Ekonomi’den sorumlu bakanın İran kara parasıyla aklanmasıyla ilgili olarak binde 5 rüşvet aldığı, değerli taş ve saatleri rüşvet olarak kabul ettiğine dair bir fezleke var. Muammer Güler, tam 15 defa rüşvet aldığına ilişkin excel kayıtlarına göre tespit var. Egemen Bağış bugünlerde bolca ayet ve hadis yayınlıyor Twitter’dan milyon dolarları çikolata kutusu ve elbise poşetlerinde getirttiriyor. Başbakan meselenin kendisin uzanacağının farkında. Oğluna telefon açıyor. ‘Sende ne var’ diyor. Oğlu biraz saf ‘Ben de bir şey yok’ diyor. ‘Onları sıfırla’ talimatı alıyor. Ortaya çıkan durum Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal krizi haline gelmiştir. Vatandaş bunun hesabını sormak için beklemekte. Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi krizi. Bu cumhuriyet tarihinin en büyük yargı krizidir. Eğer bu bir istiklal savaşı ise, bir paralel devlet ise bu paralel devleti inşa eden başbakanın kendisidir. İstiklal şartlarını getiren Başbakan’ın bizatihi yargılanması gerekmektedir. Allah uzun ömür versin uzun adam. Yanında da Adalet Bakanlığı’nın logosu hakim. Bu kişi netice itibariyle Başbakan’ı içerinden ’beni serbest bırakmazsanız gerekli açıklamaları yaparım’ diyen Zarrab’ı ve bakan çocuklarını tahliye etmiştir. Önümüze gelen fezleke dosyası bir aya yakın bir süre inceleyerek delilleri, suç faillerini öğrenip, hangi suç nerede çıkacaksa 17 ilde emniyet müdürlerini tayine ttiği, meseleyi yargıda halledebileceği bir süreçte eline ilk gelen fezleke değil. Bu fezleke değişmiş. Hacmi, sanıkları ve içindeki deliller 30 güne yakın incelediğiniz fezleke mi değil mi? Haram sofrası kurulmuştur. Haram sofrasından nemalananlar var. Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.
Saat 18:03
"POSTA TRENİ GİBİ DURAK DURAK GEZEN FEZLEKENİN NERESİ GİZLİ’’
BDP’Lİ HASİP KAPLAN:
Önemli bir konuyu bağırmadan, çağırmadan, bardak da kırmadan konuşacağız. Fezleke konusunda en tecrübeli parti biziz. Bize yazdırmadığınız fezleke kalmadı. 945 tane fezleke geldi şu ana kadar bizimle ilgili. AKP 90, CHP 121, MHP’nin de 21 tane fezlekesi var. Bizimkilerin hepsinin teması düşünce açıklaması, toplantı gösteri yasaları. Fakat enteresan olan iktidar partisi ile ilgili olanlara Başbakan dahil sahtecilik, ihaleye fesat karıştırmak, kalpazanlık, zimmet kara para aklanması gibi suçlar var. İzimle ilgili fezlekeler jet hızıyla geliyor, hemen geliyor. Yani jetten daha hızlı ses var herhalde. Ama iktidara ait oldu mu fezlekeler mehter takımıyla kaplumbağa hızında geliyor. Bizimkiler akşam hazırlanıyor, sabah geliyor, Meclis’te de okunuyor. Başbakan ‘’Parlamento’da fezlekelerin gelmesi halinde alışılmışın dışında karar vermeyi düşünüyoruz’’ diyor. BDP’lilere dokunuluyor. Bize dokunmak moda. İktidar dokundukça diğer iki muhalefet partisinin sesi çıkmadı. Burada cesaretli bir ses aradım göremedim. Başbakan yalnız değil. Bakanlar da Arınç da söylüyor. Yani arkadaşlar bizim fezlekelerimiz söz konusu olunca hepiniz vatansever kesiliyorsunuz, bizde bölücü, bu meclisin Kunta Kinteleri… Belediye başkanlarımız hala tutuklu.
14 Nisan’da seçilen belediye başkanları hala koltuğuna oturmadı. Buraya kadar iyi de bu ne anlatıyor size. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne, Hasip Kaplan’ın Kürtçe dil konuştuğu için fezleke yazılmasına. Ana dilimi konuştuğum için fezleke yazıldı.
İhbar eden İl Emniyet Müdürlüğü Edirne. Maşallah o paraleller iyi çalışmış. Bir konuşma yapmışım, sayın hitabında bulunduğum için suç duyurusunda bulunulmuş. Bir tane fezleke var ki, ilginç bir fezleke benimle ilgili. Burada bir gardiyan müşteki benimle ilgili. Mağdur da Başbakan ve Bakanlar Kurulu. Lefkoşa’da konuşma yaparken heyete 301. Maddeyle ilgili Türklüğe hakaret etmişim. Yüzde 10 seçim barajına sığınan namerttir demişim. Yine söylüyorum. Dokunulmazlığı kaldırılması istenen Hasip Kaplan. İhbar eden İsmet Özel. Gardiyan. Benim fezlekelerimi okuyabilirsiniz. Yapacaksanız direkt yapın. Polise, gardiyana ihbar ettirmeyin. Gelin direkt yapın soruşturmanızı, ne gerek var. Şırnak bize çalışıyor ya. Orada Kürtçe olarak yaptığı konuşmada diyor. Sene 2009.
Gizli dinlemenin istihbarat şube müdürleri yakın zamanda KCK’nın içinde MİT adına Molotof atanları tespit ettik diyor. Soruyorum size bu çok mu normal.
Gizliymiş fezleke. Hangi fezleke? Başkanvekilin okuduğu fezleke… Posta treni gibi durak durak gezen fezlekenin neresi gizlidir. 299 sayfa. İsteyen varsa vereyim. Çok ciddi büyük kara para aklanmaları var. Bakanların şahsının ötesinde çok ciddi iddialar var. Bu iddialar söz konusu olunca kafamızı devekuşu gibi kuma mı gömelim. Yolsuzluğun soruşturulmasında Meclis şeffaf olmalı. Bu sizi rahatsız etmiyor mu? Birkaç kişinin bulaştığı iş yüzünden hepinizin suçlanması sizi rahatsız etmez mi? Eder. Ayrıcalıklı sanıklar yaratılırsa şüpheliler, suçlama sonra getirilip komplo, uluslararası, paralel, haşhaşin denip bir tane soruşturma evrakı ortaya konulmuyorsa meydanlarda nara atmanın anlamı yok. Binlerce insanı sürdünüz. Neyi çözdünüz? Aynı görevde olduktan sonra…
Toplumsal gerilim ve kutuplaşma hayra alamet değil. Meydanlar savaş değil seçim medyanı. Parti liderleri de komutan değil. Gerilimin nedeni de ortam. Siz medyayı kendinize bağlarsanız, internet, yasaklarsanız, gazlarsanız bir yerden toplumsal patlama yaratırsınız. Bu gidişat iyi değil. Başbakan herkesle kavga ediyor. Dünya ilk defa yolsuzlukları yaşamıyor. İran’da yeni bir skandal patlak verdi. Bunun ucu buraya gelecek bunu söyleyeyim. Bunun ucu buraya gelip ek iddianame olarak bunlara eklenecek. Tokyo Valisi ne yaptı? Bir şirkete 500 bin dolar rüşvet almış. Adamın başına gelmedik kalmadı. Almanya eski cumhurbaşkanı Wulff 719 Euro, bir kasa bir kamyon değil çıkar sağlamak suçlamasıyla mahkemeye çıktı. Yolsuzluk liginde Türkiye vahim bir durumda. Dünya basını skandal olarak haberleri geçerken Fransa’da önemli siyasetçiler çalınan paralarla çalkalandı. Dünyada bunlar oluyor ama yargının önü açılıyor, hesap veriliyor. Neden Türkiye’de hukuk işlemiyor. Genellikle yozlaşma, iltimas, rüşvet eşanlamlı. Yargının bağımsızlığı kağıt üzerinde değil havada yazılı kalıyor.
Saat 18:00
KAMER GENÇ İLE SADIK YAKUT ARASINDA TARTIŞMA
Kamer Genç:
O soruşturmayı neden gizliyor Bekir
Sadık Yakut:
Tutanaklara geçiyor Sayın Genç bunlar. Görüşeceğiz. Lütfen oturun yerinize Sayın Genç. Oturmuyorsanız ayakta bekleyin.
Saat 17:55
CHP’Lİ AKİF HAMZAÇEBİ:
Konu çarpıtmaya gerek yok. Türkiye 17 Aralık’tan beri olağanüstü bir dönem yaşıyor. Halkın gündemi değişti. Bir soruşturma dosyası, bir dinleme kaydı her gün yayınlanıyor.
Fezlekeler bugün de Meclis’in bilgisine sunulmadı. 17 Aralık’tan bugüne kadar CHP olarak fezlekenin Meclis’e intikal etmesini bekledik.
Gazete haberleriyle Meclis önergesi verilmez. Bütün delillerin parlamentoya sunulması gerekir.
Bakanlar hakkındaki Meclis soruşturma önergemiz Meclis Başkanlığı’na verilecektir.
AKP’nin vereceği yangından mal kaçırmak gibi Meclis önergesi olmayacak bizim vereceğimiz.
ADALET BAKANI BOZDAĞ KÜRSÜDE
Saat: 17:35
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ:
CHP Grup Başkanvekillerinin verdiği genel görüşme açılmasına ilişkin önerge üzerinde hükümetimizin görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Genel görüşme önergesini incelediğimiz zaman bası hususların öne çıktığını görüyoruz. Birinci nokta bu fezlekelerin TBMM’ye ulaşıp, milletvekillerinin bilgisine sunulmasının, bir dizi idari işlemlerle engellendiği iddiası yapılmaktadır.
Baktığınız zaman soruşturma kapsamında, sayın bakanlarla ilgili bir takım hususlar gündeme gelince, dosya Adalet Bakanlığı’na gönderiliyor. Bu tarihten sonra Adalet Bakanlığı bu dosyayı 26 gün sonra iade etmiştir, basında bir takım açıklamalar yapılmış 45 gün bakanlıkta bunun bekletildiğine ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Bu gerçek dışıdır.
Görevde bulunan veya görevden ayrılan başbakan ve bakanlar hakkında, bakanların görevleriyle ilgili olarak yapılan şikayet ve ihbarların ancak anayasanın 100’ncü maddesine göre işleme tabii tutulacağı, belirtilen şartlarda oluşmadan TBMM’ye intikal ettirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmadığı, bu tür evrakın doğrudan TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi hükmünü ifade ediyorum.
Bakanlığın buradaki görevin sadece postacılıktır. Bu evrakın içerisine bakması mümkün değildir. Biz bunu iade ettik. Bakarsanız esasında cumhuriyet savcılığın yazısına, 2006’daki genelgeye atıf yaparak gönderiyor. Burada usule aykırı bir işlem yok. Biz geldiği gibi göndermiş olsaydık bu sefer de başka şeyler söylenecek. Niye onu yapmadınız, niye bunu yapmadınız? Bu tartışmaların bir faydası yok. Yürürlükteki mevzuata uygun mu değil mi? Bizim yaptığımız işlem doğrudur. Diğer bir husus bakın bakanlarla ilgili hususlarda Meclis’i harekete geçirme görevi savcılara ait değildir.
Başbakan veya bakanların cezai sorumluluklarını tahrik etmek olamaz. Tek amaç bu olsaydı genel hükümlerden ayrı bir usule gerek olmazdı. Başbakan ve bakanlar genel hükümlere tabi tutulabilecek iken, yüce divan yargılanma gibi bir usule tabi tutulmalarının bir anlamı olmalıdır. Meclis soruşturması usulü, başbakan ve bakanları, düzmece suçlara karşı koruma fonksiyonu var. Meclis burada harekete geçirerek. Öte yandan bunun siyasal bir denetim fonksiyonu var. Parlamento bu yetkisini kullanacaktır. Bakanlarla ilgili herhangi bir işlem yapılacaksa, o zaman bu işlemi yapmanın yolu, anayasa açıkça ifade ediyor, milletvekillerinin 10’da birinin yazılı müracaatıyla, soruşturma komisyonu kurulabilir. O zaman yol belli. Savcıların yazısı değil. Milletvekillerinin kararıyla bu ancak mümkün olabilir.
CHP bu önergeyi bugüne kadar verebilirdi. Ben şimdi soruyorum.17 aralıkta gündeme gelen tartışma çerçevesinde, TBMM Meclis soruşturmasına ilişkin önergeyi verebilirken, üç ayı geçti, neden bugüne kadar vermediniz? Anayasayı okuyun. Herhangi bir yerden yazı istemiyor. Basında çıkan bir haber üzerine, yada haber olmadan da bunu yapabilirsiniz. Anayasa buna açıkça ifade ediyor. Bakın bundan önce de, daha önce Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor, Hakkı Süha Okay, Kemal Anadol. Sayın Beşir Atalay ile ilgili 4 Haziran 2008’de meclis soruşturmasına açılmasına ilişkin bir önerge vermişler.
Atalay’la ilgili savcılardan yazı mı geldi? Ne geldi, çıkan haberler üzerine böyle bir yola gidildi? CHP grubu, yapılan kadrolaşmayla ilgili önerge verdi, Baykal’ın da imzası vardı. Bununla ilgili de bir şey yoktu. O zaman fezleke okunmasını kimse beklemedi. Ne yaptı? 55 vekil bir araya geldi, imzasını koydu önergesini koydu. CHP bu önergeyi bugüne kadar verebilirdi. Vermedi, siyaseten bunu kollanmak için yaptınız. Samimiyseniz 17’sinde 18’inde 19’unda verecektiniz. Bunu yapmadınız, şimdi meydanlarda kullanıp, orada burada konuşup kalkıp buraya başka türlü noktaya meseleyi taşımayın.
Sayın Metin Feyzioğlu’nun yazdığı bir eser var. Yazdığı bu eseri bunun bir adli süreç olduğunu ifade ediyor. Gizlilik var neden? Adli süreç olduğu için gizlilik var. bugüne kadar TBMM’ye onlarca Meclis soruşturması gelmiş. Nereden gelmiş bakıyoruz? Sayıştay’dan Danıştay’dan. DDK’dan ve diğer bir takım idari yerlerden dosyalar gelmiş. Meclis’te araştırma dosyaları kurulmuş oralardan gelmiş. Bunların hepsi aleni süreçlerdir. Gizlilik kaydı olan süreçler değildir.
'MECLİS TV SESİ KESTİ' TEPKİSİ
Saat 17:20
SADIK YAKUT:
Usul tartışmaları sonrasında başkanlığın tutumunda bir değişiklik olmamıştır.
OKTAY VURAL:
Biraz önce ifadelerim konuşmam Meclis TV tarafından kesilmiştir. Evet kesilmiştir. Bu kesintiyi yapan bürokratlar hakkında işlem yapmanızı istirham ediyorum. Alo Fatih hattı mı var?
MHP MİLLETVEKİLİ MEHMET GÜNAL:
Alo Sadık hattı mı var burada?
SADIK YAKUT:
Oturuma beş dakika ara veriyorum
Saat 17:16
Genel Kurul’da söz alan CHP’li Akif Hamzaçebi geçtiğimiz günlerde internete sızdırılan ve AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli’nin söylediği iddia edilen ses kaydındaki “Sayıştay raporları açıklanırsa duman oluruz” sözlerine gönderme yaparak konuşmasına başladı.
CHP'Lİ AKİF HAMZAÇEBİ:
Sayın Canikli aslında şunu demek istiyor. Bu fezlekeler burada okunursa duman oluruz. O nedenle elinden geleni yapıyor bunun okunmasını engellemek için. Başkanlığın bugünkü tutumu, kara bir leke olarak yer alacaktır. Başkanlık diyor ki bunlar gizli, meclis başkanı da gizli diyor. Ama Meclis Başkanı’nın, 5 Mart tarihli bir haberini okuyorum. Diyor ki, bunlar iki ayrı talep 11 klasörden oluşuyor, 10-15 sayfa değil. o nedenle hukuk işleri müdürlüğüne havale ettim, acele ivedi bunu inceleyin, bilgiye sunun diye. Yani 11 klasör yarım günde de bunun okunması mümkün olmadığı için, 1 Mart’ta okuyamadık diyor. Yani bütün bu fezlekeler, bürokratlardan gizli değil ama milletvekillerinden gizli. Kutluyorum sayın başkan, bu gizliyse bürokratlardan da gizli olacaktır. Bürokratlar inceliyor, iktidar partisi her şeyi biliyor, o nedenle bilgiye sunmuyorlar.
Korkmuyorsanız açın, niye korkuyorsunuz? Bunu paralel yaptı diyorsanız, gelin paralelle hesaplaşmanın zamanı. Meclis’in bugüne kadar ki gelenekler, başkanın söylediğinin tam aksi istikamette. 1985’te Cumhuriyet savcılığından eski bakanla ilgili meclis soruşturması önerisi geliyor, okunuyor, bütün dosyalar milletvekillerinin incelemesine açılmıştır deniyor. 1992’de savcılık raporu da var, fezlekesi de var, dosyalar incelemeye açılıyor. Üçüncü sunum Arınç zamanında.
Ama şimdi dört tane bakan olduğu zaman bundan kaçıyorsunuz.
Saat 17:13
BDP’Lİ HASİP KAPLAN:
Sayın başkan tutumunuz lehinde söz almadım. Yani gizlilik gerekçesiyle dediniz soruşturma gizli bu fezlekeler okunmaz. Fezlekeler gelir adalet bakanlığına bütün bürokratlar okur. Meclis başkanlığında bürokratlar okur. Anayasa komisyonuna, burhan kuzu başta olmak üzere hepsi okur. Ama milletvekili söz konusu olunca okuyamaz değil mi? Kuzu okur kaplan okuyamaz değil mi? Kaplanı okutturmam derseniz tutumunuz yanlış deriz.
Yakın zaman soruşturmaları var. e arkadaşlar gizliyse, sayın başkanvekili senin benden fazlalığın ayrıcalığın ne gizli evraka muttali oluyorsun da ben muttali oluyorsun?
İnsanları ikna etmek zorundayız. Seçim meydanında değiliz şu an, Meclis’teyiz. Seçim meydanları savaş meydanına döndü. Sadık Yakut başkan hazır geliyor, sonra kendisi istediği gibi belirlemeye çalışıyor. Bu sizi aklamaz, adınız ak da olsa aklamaz. Yolsuzluk çamurunda inanıyorum ki AK Parti’nin içinde yüzde 90’ı rahatsızdır bundan vicdanen. Yargı işletilemiyor, meclis tartışamıyor. Buraya kazık çakmaya gelmedik, vicdanı dik, onurlu bir duruş sergilemeye geldik. Kaçmayalım bu tartışmadan diyoruz.
Saat 17:10
MHP MİLLETVEKİLİ FARUK BAL:
Ortada bir durum var. bu durum rüşvet yolsuzluk kara para aklama altın kaçakçılığı gibi dinen haram örfen ayıp kanunen suç, delilleri de çarşaf çarşaf ortaya dökülen bir olay. Ortada bir suç örgütü var, bunun içinde dört tane sayın bakan var. savcılık soruşturmayı yürütürken bir takoza takıldı. O da dokunulmazlık. Buradaki çalışmanın iki anlamı vardır.
Savcının yetkisini TBMM kullanacaktır adli görevdir. İki siyasi denetim görevidir. Siz sayın başkan savcılıkla yaptınız ben biliyorum, hiç duydunuz mu, savcının elindeki araştırma dosyası savcının elinden gizlenir mi? Siz böyle bir karar verdiniz. Böyle milletin iradesi olur mu? Ortada gayet açık nettir ki, dinen haram, kanunen suç, örfen ayıp bir durum vardır. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Ama belli belli besbelli ki, siz vicdanınızın partinizin genel merkezine teslim etmişsiniz.
Saat 17:05
SADIK YAKUT:
Her gruba birer tane söz vereceğim. Tutumla ilgili usul tartışması açıyorum. Sayın Öztürk dört gruba birer tane söz veriyoruz.
AK PARTİ MİLLETVEKİLİ NURETTİN CANİKLİ:
Neyi tartışıyoruz? Dört eski bakanla ilgili fezlekeler var. onun elinde bir takım iddialar içeren dosyalar var, klasörler var. şimdi TBMM’ye gönderiliyor. TBMM’ye gönderilirken bu soruşturma henüz bitmemiş bir soruşturma. İddianame aşamasına gelmemiş bir soruşturma. Hem anayasamız açısından, hem de ceza muhakemeleri kanunu açısından, iddianame aşamasına gelmeyen bir soruşturma gizlidir. Bu bilgiler kesinlikle açıklanamaz, kimseye verilemez. Bu yasağa rağmen diyoruz ki, hodri meydan. Bu bakanlarla ilgili soruşturma komisyonu kuralım. Zaten ilgili bakanlarda soruşturmanın yapılması için TBMM’ye kendileri başvurmuşlar. Allah aşkına daha ne istiyorsunuz? O zaman komisyon üyeleri her türlü bilgiye ulaşabilirler. O açıdan hiç kimsenin bu bilgileri kapatmak gizlemek gibi bir amacı yok, olamaz. Zaten bu dosyadaki bilgiler hepinizin elinde var, çarşaf çarşaf var. Gizliliği falan da kalmadı bu anlamda. Ama hiç kimse, anayasamızın kanunlarımızın suç saydığı bir fiili işlemesini talep edemez. Amacınız gerçekten soruşturmaksa açıkça söylüyoruz, gelin soruşturalım. Komisyon kuralım hepimiz yapalım. Amacınız bu değil, amacınız bu olsa başka türlü hareket etmezsiniz.
Saat 17:00
Tansiyonun yükselmesi ve muhalefet vekillerinin kürsüye yürümesi üzerine oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Sadık Yakut sunuşu okumayı kesen CHP'li katip üye Muharrem Işık'a okumaya devam etmesi konusunda uyarılarda bulundu.
YAKUT: "OKU MUHARREM BEY OKU..." / HÜRRİYET TV
SADIK YAKUT:
Oku Muharrem bey. Okuyacaksın sen ya.
OKTAY VURAL:
Siz gizliliği olmayan bir dosyaya gizlilik atfedemezsiniz. Siz Meclis’e darbe vuruyorsunuz.
MUHARREM IŞIK:
Başkanım hangisini yapacağız biz?
SADIK YAKUT:
Muharrem bey okuyun.
OKTAY VURAL:
Çikolata kutularında saklanan dolarları gizleyemeyeceksiniz. Tuvaletlerde rüşvet alışverişini gizleyemeyeceksiniz.
MUHARREM IŞIK:
Başkanım kimse bir şey duyamıyor ki.
OKTAY VURAL
Siz haram paracı Rıza’yı koruyorsunuz.
SADIK YAKUT:
Genel görüşme yapacağız.
OKTAY VURAL:
Nasıl talimat veriyorsunuz?
Saat: 16:55
YAKUT'UN AÇIKLAMASININ ARDINDAN TANSİYON YÜKSELDİ
Sadık yakut fezlekelerin Genel Kurul'da okutulmayacağını açıkladı. Yakut'un sözlerinin ardından Meclis'te tansiyon yükseldi.
Muhalefet milletvekilleri kürsüye yürüdü. Tartışmalar üzerine Meclis TV'nin sesi kısması dikkat çekti.
Saat: 16:50
YAKUT: OKUNMAYACAK
SIRRI SÜREYYA ÖNDER:
Hikmet Sami Türk için saygın hukukçu demiştiniz. O saygın kelimesinin tutanaklarından çıkarılmasını istiyoruz. Bu memleketten hayata dönüş operasyonu adı altında onlarca mahkumun ölümünde ve sakat kalmasında vebali olan bir insandır. O saygın ibaresinin, o leblebi gibi dağıtacağı bir şey değildir.
SADIK YAKUT:
Dosya üzerindeki gizlilik devam etmektedir. İdari işlemlerle hazırlanan dosya, idari işlemlerle kaldırılabilmektedir. Gündemimizdeki konunun gizliliği, ilgili savcının soruşturmayı tamamlamamış olması nedeniyle, kanun hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Bir evrakın gizliliği sorunu bulunmaktadır. Değinmek gerekirse, adli işlemin parçası olarak TBMM’ye gelen dokunulmazlık dosyaları, karma komisyona gönderilmekte, bu dosyaların içeriğini komisyon üyeleri görebilmektedir.
Bu nedenle okutulmayacaktır. Görüşümde bir değişiklik yoktur. Kanundan kaynaklanıyor, CMK 157’den kaynaklanıyor. Böyle bir usul yok. O zaman usul tartışması açacağız.
OKTAY VURAL:
Milletten saklamak için yapıyorsunuz bunu.
SADIK YAKUT:
AK Parti tarafından komisyon dilekçesi vermiştir. Kurulduktan sonra her şeyden haberdar olacaktır. Şimdiye kadar yeterli tartışmayı yaptık. Meclis araştırması soruşturması önergesi verilmiştir, komisyonda görüşülecektir.
ARA BİTTİ, OTURUM BAŞLADI
Saat: 16:50
Meclis Genel Kurulu'na verilen ara bitti. Görüşmeler yeniden başladı.
OTURUMA 10 DAKİKA ARA VERİLDİ
Saat: 16:05
SADIK YAKUT:
Biraz sonra genel görüşme açacağız.
OKTAY VURAL:
Hangi eylem hangi suç? Açıklamanız lazım. Bunu açıklamanız lazım. Böyle bir sunuş olmaz. Yazınızda diyorsunuz ki 55 vekil verdi. TBMM’nin bütün milletvekillerine bunu açacak mısınız?
SADIK YAKUT:
Komisyondaki ilgililer okunacak.
OKTAY VURAL:
Komisyon kurmadan komisyon olur mu? Sayın Meclis Başkanı batıyorsunuz ya.
SADIK YAKUT:
Oturuma 10 dakika ara veriyorum…
(Oktay Vural'ın mikrofonun sesi kapandıktan sonra 'Hırsız var' dediği için oturuma 10 dakika ara verildiği öğrenildi)
Saat: 15:55
AKİF HAMZAÇEBİ:
Konu usul tartışmasıyla geçiştirilemeyecek kadar açıktır. Hepsinin örneklerini getirdik.biz olağanüstü çağrısını yapmışız. Toplantı çağrısının gündemi fezlekelerin okunması. Eğer soruşturmaların gizliliği nedeniyle fezlekelerin okutulmaması söz konusuyken, çağrıyı yapmayacaksınız o zaman. İçtüzük buna izin vermiyor. Sayın Canikli’nin söylediğine kargalar bile güler. Dört bakan soruşturma için dilekçe vermişler. Olağanüstü toplantıya çağırmışız. Böyle bir gündemde, konu fezlekeler ve dört bakan dilekçe veriyor. Bugüne kadar niye beklemişler acaba? Operasyon başladıktan sonra 25’ine kadar başbakan neden onları görevde tutmuş acaba? Eğer hükümetin bu fezlekelerin dosyaların açılmasından endişeleri olmasaydı bu dosyalar açılırdı. Bakanların, başbakanların işlediği iddia edilen suçların delilleri bu dosyada çünkü. Korkmayanlar hadi açıyoruz derler. Dört bakan dilekçe vermişler de… Buna herkes güler.
YUSUF HALAÇOĞLU:
Demin AKP grup başkanvekili meclis başkanı adına konuşma yaptı. Biz Meclis başkanının aldığı kararı eleştiriyoruz. Bu şekilde Meclis’e sunamazsınız. Meclis sadece fezlekelerin adını alarak geçiştirme yapamaz. Neye göre oylanacak? Bunun hesabını soruyoruz
HASİP KAPLAN:
Sayın Canikli demin, kendi gruplarının soruşturma önergesi verdiğini söylediler. Eğer bugün veriyorlarsa ki bunda bir engel yok. Milletvekillerini ve grupların soruşturma açılabilmesi için bilgi edinmesi lazım. Bakan söz konusu, anayasa 100’ncü madde. Bakanlar ve başbakanı kapsıyor. Burada fezlekeye ulaşmak, iddianame gibi karar gibi bunlar aleni şeyler.
AK Parti'den istifa eden küskün vekiller Meclis arka sıralarında oturdu
Şu rapor, hepimizin elinde var. Vermeseniz de raporu elimizde dolaşıyor. Bana demin istediğim bir başkanlık sunuşu geldi. Diyor ki Çiçek, isterse diyor bilgiye erişim olur diyor. Şu yazıyı göndermiş, tarih sayı yok, Meclis Başkanlığı tarih atmaz mı sayın başkan? Yani Meclis yazışmalarının ciddiyeti bunu gerektirmez mi? Birazdan genel görüşme yapacağız, anayasa gereği. Genel görüşme yine bu konuyla ilgilidir. Soruşturma bir izin şartıdır. Genel görüşmede ayrı bir konu, bilgilendirme gereğidir. Herhalde kapalı oturum istemezsiniz. Milletten kaçacağınızı sanmam. Fezlekeleri açmadığınız takdirde, böyle kürsüde, sizin cep telefonunuza gelmiştir inanın. Buna gerek yok, buna hiç gerek yok. Birbirimizi kandırmayalım. Kamu vicdanın önündeyiz.
SADIK YAKUT:
Mevcut dosya savcılıktan gelen ilk örnek. Üzerinde kanundan kaynaklanan bir gizlilik söz konusu. TBMM Başkanlığı da tezkereler yazdı. Bu konuyla ilgili çok saygın hukukçuların görüşleri. Hikmet Sami Türk, iddianame hazırlanana kadar gizlilik kararı vardır. Taha Akyol, kuvvetler ayrılığı ilkesine inanıyorsanız, gizliliği uygulamasına müdahale edemez. Sayın Kanadoğlu, TBMM’yi yürütmeyi denetleme olan, bir suç işlendiğine ilişkin eldeki kayıtların, fezlekelerin belgeler kullanılarak soruşturma önergesi verilebilir. Bu durumda, bakanlar kurulu üyeleri hakkında, anayasanın 100’ncü maddesi kapsamında, dosyalarla ilgili uygulamalara bakıldığında, istisnasız bir şekilde, dosyalara ilişkin, TBMM Başkanlığı tezkeresiyle bilgilendirme yapılmış. Dosyanın üst yazısı okutulmamıştır. Bugün okunacak olan tezkereler ile, hangi bakanlar hakkında, hangi suçlardan dolayı, dosyaların TBMM’ye gönderildiği bilgiye sunulmuştur.
Saat 15:40
MHP’li Oktay Vural ve CHP’li Akif Hamzaçebi ve BDP'li hasip Kaplan fezlekelerle ilgili Başkanlık kürsüsünden yapılan sunuşa itiraz etti. AK Parti adına ise Nurettin Canikli konuştu...
Sunuşun okunması sırasında şu diyaloglar yaşandı:
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut: Olağanüstü çağrı istemi önergesini okutuyorum.
“Anayasa’nın 93’ncü maddesi gereğince, bakanlar hakkındaki fezlekelerin okunarak, genel görüşme önergesini görüşmek üzere 18 Mart’ta Genel Kurula çağırılmasını talep ederiz.”
Gerekçe: Meclis soruşturmasına konu olan yolsuzluk fezlekeleri Yüce Meclis’in bilgisine sunulmamıştır. Birbirine çelişkili açıklamalar yapılmış, fezlekelerin gecikme nedenleri konusunda kamuoyunu tatmin eden gerekçeler ortaya konulmamıştır. Olağanüstü toplantı önerilmektedir.
SADIK YAKUT:
Bilgiye sunulması gereken konuyla ilgili TBMM Başkanlığının iki tezkeresi vardır okutuyorum.
OKTAY VURAL:
Bu gayri meşru bir sunuştur. Bu bakımdan bundan önceki bütün sunuşlar Meclis soruşturması taleplerinin, Meclis’in onda biriyle… bundan önce başkanlığa gelen bakanlarla ilgili tezkerelerle ilgili nasıl ibareler kullanılmışsa aynı ibareler kullanılmasıdır. Sizin böyle bir yetkiniz yoktur. Sayın Başkan böyle bir şey olmaz. Milletvekillerinin tetkikine sunuldu ibaresinin Meclis Başkanlığı’na sunulması lazım. Bu sunuşunuzda, Meclis soruşturmasıyla ilgili fezlekesi gelen sayın bakanın hangi suçu işlediği, TCK’nın hangi maddesine istinaden fezlekenin hazırlandığına ilişkin bir bilgi de yoktur. Bu sunuşunuz, bundan sonraki sunuş için de örnek teşkil edebilir. Milletten saklamayınız. Saklayacak bir şey yoksa, size gelen dosyayı biz de görmek incelemek istiyoruz. Görevinizi kötüye kullanmayın.
OKTAY VURAL:
Nasıl böyle bir sunuş yapıyorsunuz?
AKİF HAMZAÇEBİ:
Sayın başkan yapmış olduğunuz işlem hem anayasa, hem içtüzüğe aykırıdır. Bizim olağanüstü çağrımızı siz okudunuz. İki bölümde oluşuyor, birincisi dört bakanla ilgili fezlekelerin okunması. İkinci bölüm de fezlekelerin Meclis’e intikalinde, genel kurulun bilgisine sunulmasında yaşanan gecikme. Siz olağanüstü çağrı gündemine sadık olmak zorundasınız. İkincisi anayasamızın 98’nci maddesinin birinci fıkrası açıktır. Meclis soruşturması milletvekillerinin bilgi edinme denetimlerinde biridir. Benim bir şeyimi yakalamış gibi araya girmenize gerek yok. Meclis soruşturması denetim yollarından biridir. Meclis soruşturmasında TBMM genel kurulu, cumhuriyet savcılığının gereğini yapar. Baştan sona inceleme yetkisine sahiptir. Burada 80’li yıllardan örnek var. Başkanlık makamı, yapmış olduğu sunuşta, hem savcının talebini okuyor, hem de tetkike açılmasını ifade ediyor. 90’lı yıllarda uygulama yine bu şekilde. 90’lı yıllardaki çağrıyı yapan Hüsamettin Cindoruk, 2000 yıllarındaki çağrıyı yapan sayın Bülent Arınç. O da diyor ki, dosyaların milletvekillerinin takdir ve değerlendirilmesine sunulması, sıra 2010’lu yıllara geliyor. Bir başka hukukçu başkan, hukuku katlederek milletvekillerin denetim hakkını elinden alıyor. Bir başka türlü karar verme imkanına sahip değildir. Bu bilgiyi saklama hakkına sahip değilsiniz. Aksi takdirde anayasaya karşı suç işlemiş olacaksınız.
HASİP KAPLAN:
Meclis Başkanlığı2nın sunuş yazısının fotokopisini rica ettim, zor bela alabildim. Parti grupları bir çalışma yapıyorlar. TBMM’deki çalışma için bu bilgilendirmeyi yapmanız lazım. İç tüzüğün usulüne göre işlemesi lazım. CHP’nin genel görüşme fotokopisini de rica ettim. Hele şükür alabildim. O kadar zor mu ki burada AK Parti grubunun vermiş olduğu 55 vekille verdiği bir soruşturma istemi başvurusunun Meclis başkanlığına bugün verildiği basına yansıdı. AK Parti grubunun verdiği, kendileri belki seçimden sonra gündeme alınacak, kendilerinin de muhalefetin de istediği bu konuda fezlekeleri denetime açılmasıdır. Tabi ki BDP olarak biz gerçekten bu konuda biraz tecrübeli sayılırız. 945 tane fezleke maşallah bizim geldi. Çoğunu da okudunuz bu kürsüden. Hepsinin
Biz Kürtçe su ver demişiz, fezleke gelmiş. Şimdi burada bazı fezlekeler kaplumbağa ağzıyla geliyor. İşte akşam söyledi fezlekeler meclise sabah geldi. BDP’lilere dokunuluyor, daha fezleke görmeden basına veriliyor. Başbakan diyor ki, parlamentoda öyle bir şey yapacağız ki dünyada eşi benzeri yok. Gazeteler yazıyor BDP’yle ilgili jet hızıyla. Bu devlet bize mi çalışıyor başka işi. Elhamdülillah yolsuzluk, hırsızlık, cinsel saldırı, ihale de yok. Herkesin fezlekesinin, bütün partilerin eşit gelmesini istiyoruz. Allah aşkına hakkınız var mı, burada BDP milletvekilleriyle ilgili, henüz yargılama aşamasında bile değilken, örgüt üyesi gibi davranmaktan fezlekesi geldi diye okuyorsunuz. Bu Meclis işleyişinin iç tüzüğe uygun olması, Meclis’in olgun bir tartışma yürütmesi, başkanlık divanınızın… Usul tartışmalarına boğmamanız lazım. Sayın Başkan gerçekten bu tür hassas t
Sadık Yakut da hep nöbette mi olacak?
NURETTİN CANİKLİ:
Fezlekelerin eki dosyalarda yer alan bilgilerin, şu veya bu amaçla, üstünü örtülmesi amacıyla, böyle bir durumun ortaya çıkması söz konusu değil. Bu bilgiler zaten şu anda, tüm Türkiye’ye servis edilmiş durumda. Bu bilgiler o anlamda bakıldığında kanuna aykırıdır değildir ama sonuç itibariyle yer alan bilgilerin tamamı herkeste mevcuttur. Bu bilgilerin karartılması, milletvekillerinin denetiminden kaçırılması söz konusu değildir. Dokunulmazlıkların kaldırılması talebinde bir iddianame söz konusudur ve soruşturmanın gizliliği kalkmıştır. Buna ilişkin gelen fezlekelerin paylaşılması sorun teşkil etmemektedir. Ama şu anki fezlekelerin gizliliği devam etmektedir. Burada hassasiyet sadece çok açık bir hukuk kuralının edilmemesi isteğinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca soruşturma komisyonu kurulması talep edilmesi için, fezlekelerin eklerinin TBMM’ye gelmesine gerek yok.
Her aşamada TBMM’de usulüne uygun şekilde soruşturma komisyonu kurulması için bu talep Meclis Başkanlığına intikal ettirebilir. Biz şu anda dört bakanla ilgili olarak, soruşturma komisyonu kurulması için, bakanlarımızın talepleri çerçevesinde, komisyonun kurulması, incelenmesi ve bunu dikkate alarak AK Parti olarak arkadaşlarımız imza topluyorlar.
Bu şu açıdan önemlidir. Biz de resmi olarak bunların görülmesini denetlenebilmesini sağlamak amacıyla soruşturma komisyonu kurulmasını talep ediyoruz. Komisyon üyeleri gizli dahi olsa bu dosyalara ulaşacaklar. Buna ulaşmalarını temin etmek istiyoruz. Burada ne kaçırılan ne örtülen bir durum söz konusu değildir. CMK’nın gizlilik maddesi gereğince böyle bir açıklama burada yapılamaz.
Saat 15:25
TBMM Genel Kurulu, CHP'nin isteği üzerine saat 15.00'te olağanüstü toplandı. Genel Kurul'daki toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. CHP milletvekilleri ise tam kadro Genel Kurul'da yerini aldı. MHP ve BDP de görüşmeye katılıyor. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un yönettiği birleşimde önce elektronik yoklama yapıldı. Oylamada toplantı yete sayısına ulaşıldı.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, 15 mükerrer oy pusulası olduğu gerekçesiyle TBMM'nin toplanması için önergeye imza atan milletvekillerinin adını okudu. Yakut ardından "Toplantı yeter sayısı vardır, gündeme geçiyoruz" diyerek toplantıyı açtı.
Yoklama sırasında AK Parti sıralarında milletvekili sayısının azlığı dikkat çekti. Oylamanın açıklanmasının ardından AK Partili vekiller de Genel Kurul Salonu'na girdi.
TBMM'DEN NOTLAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, fezlekeleri Meclis'e taşıdı.
'Hırsızlık suç değil de bu mu suç. suçsa suç işliyorum'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 4 eski bakanla ilgili fezlekenin orijinalini beraberinde TBMM'ye getirdi.
Fezlekenin orjinaline basına da gösteren Tekin, bunun suç olup olmadığı yönündeki soruları ise şöyle yanıtladı: ''Yemişim suçunu. Hırsızlık suç değil de bu mu suç. Eğer bu suçsa suç işliyorum''
Bakanlar hakkındaki iddiaların öyle gazete küpürlerinden, haberlerden kaynaklanmadığını da vurgulayan Tekin, ''Bu iddialar öyle gazete iddiaları değil, devletin savcısının iddiaları. İşte fezleke. Bakanlar Kurulu'nun üçte biri suç işlemiş. Türkiye'nin dış politikasını da tehlikeye atmış. Fotoğraflar, belgeler, paralar ortada. Sadece bir vicdan lazım'' dedi.
İKTİDAR VEKİLLERİ EKRAN BAŞINDA
AK Partililer kuliste ekran başına kilitlendi. İçeri girmeyen AK Partili milletvekilleri yoklama sonucunu iktidar kulisindeki ekranlardan öğrenmeye çalışıyorlar.
AK Partili Salih Kapusuz muhalefeti eleştirerek, ‘’93 gündür vır vır laf üretiyorlar. Gerçekten bir şey yapma niyetleri olsa soruşturma önergesi verirlerdi. Soruşturma önergesi vermek için 55 imza yeterli’’ dedi.
O VEKİLLER MUHALEFET KULİSİNDE
17 Aralık operasyonuyla birlikte AK Parti'den istifa eden Hakan Şükür, Muhammed Çetin, İdris Bal, Hami Yıldırım birlikte muhalefet kulisinde oturdukları dikkat çekti. Muhalefet kulisinde en dikkat çeken elinde kırmızı kaplı fezlekelerle CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin oldu.
CHP tam kadro katılırken MHP'nin de bir kaç eksikle TBMM'ye geldiği görüldü. BDP'den ise kuliste sadece 6 milletvekili vardı.
AK Partililer kuliste bekliyor. Muhalefetin 184 toplantı yeter sayısını görmek isteyen hükümet üyeleri de kuliste ve bahçede oylama sonucunu bekliyorlar. Hükümet kulisi de hareketli. Çok sayıda vekil var. Ancak Genel Kurul'a girmiyorlar.
HAKAN ŞÜKÜR: NASIL BİR BASKIDAN ÇIKTIĞIMI HEPİNİZ GÖRDÜNÜZ
Muhalefet kulisinde Hakan Şükür'e 'Meclis'in bu kulisinde olmak nasıl bir duygu?' diye sorduk. Şükür, ''Daha önce öbür kulisteydim ama burada da çok yakın arkadaşlarım var. Zaten sık sık onları görmeye geliyordum. Sonuçta TBMM tek bir açtı, hepimizin Meclis'i. Orası burası fark etmez. Bundan önce biliyorsunuz çok fazla konuşamıyordum. 17 Aralık'tan sonra nasıl bir baskıdan çıktığımı hepiniz gördünüz'' dedi.