Güncelleme Tarihi:
Tartışılan yer, Meclis’teki genel işleyişi belirleyen, koordine eden Başkanlık Divanı.
TBMM’de grubu bulunan tüm partilerin temsil edildiği Başkanlık Divanı’nın Pazartesi günü yapılan toplantısında iki konunun tartışması öne çıktı:
TBMM’de genişletilmesi planlanan Tepe Kafeterya’da alkollü içki satılsın mı?
TBMM’deki muhafız taburu işlevi daraltılsın.
Aslında bu iki tartışma birbiriyle de bir şekilde bağlantılı...
Şöyle ki;
TBMM’deki Muhafız Taburu’nun Meclis’ten çıkarılması, askerin üstlendiği güvenlik görevlerinin polise devredilmesi uzun süredir tartışılıyor. Bu konuda bazı adımlar da atıldı bile... Mesela artık TBMM’ye girip çıkan, askeri olmayan her kişi ve aracı polis kontrol ediyor.
Tabura ilişkin tartışmaların odağında ise “tabur gazinosu” bulunuyor.
Askerlerin işlettiği bu sosyal tesiste, Genelkurmay Başkanlığı’nın kuralları hakim.
Yani sakallı erkekler, türbanlı kadınlar bu tesise giremiyorlar.
İşte sıkıntı da burada başlıyor. Çünkü TBMM’de sakallı vekil de var, türbanlı vekil eşi de.
Bir de, sakalsız ya da türbansız da olsalar, BDP’lilerin durumu var.
Askerin BDP’ye bakışı belli.
Genelkurmay Başkanları ve kuvvet komutanları uzunca bir süre BDP’den bir önceki parti, DTP Meclis’te diye TBMM açılış törenlerini bile boykot ettiler. Komutanların boykotu, ABD Başkanı Obama sayesinde kırıldı. Obama’nın TBMM’de yaptığı konuşmayı dinlemeye gelen komutanlar, ilk kez eski DTP’li, şimdiki BDP’liler ile aynı salonda oturdular. Daha sonra da “ABD Başkanı için gittik, yine gideriz” diyerek TBMM açılış törenlerine boykotu kaldırdılar.
Ancak DTP-BDP’ye asker boykotu tamamen kalkmadı. Hala Genelkurmay Başkanı’nın evsahipliğinde yapılan 30 Ağustos resepsiyonlarına BDP’liler davet edilmiyorlar.
BDP’li Sırrı Sakık benzer bir uygulamanın TBMM’de sürdüğünü anlatıyor.
Yaptığımız kısa sohbette, ne kendisinin, ne de diğer BDP’li vekillerin yanında çalışanların, danışmanlarının, resmen “TBMM çalışanı” olmalarına rağmen Meclis içindeki askeri gazinoya alınmadıklarını söyledi.
Sakık’a “Siz hiç denediniz mi? Sizi de almadılar mı?” diye sordum, “Ne diye cebelleşeyim” yanıtını verdi.
Belli ki, gidip de kapıdan döndürülmeyi içine sindiremeyeceği için hiç denememiş bile taburun gazinosuna gitmeyi.
Sakık bu konuda dertli. Nitekim konuyu Pazartesi günü yapılan TBMM Başkanlık divanında da dile getirmiş. Söylediklerini benimle de paylaştı:
“Hiçbir Avrupa ülkesinde Meclis’te asker yok. Demokratik alanda askerin ne işi var? Aslında TBMM’nin bütünü, askerin Meclis’te olmasından rahatsız. Ancak askerle cebelleşmek istemedikleri için bunu açıkça dile getirmiyorlar. Askerin Meclis’teki işlevini kısıtlamakla yetiniyorlar. Ben de Başkanlık Divanı’nda ‘lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Asker Meclis’ten çıksın, hepimiz rahatlarız’ dedim”.
TBMM’deki asker tartışması eski tartışma.
Ancak bir de yeni tartışma var; “Alkol tartışması”
Bu da, TBMM’deki Tepe kafeteryanın yeniden düzenlenmesi ile ilgili.
Gündemde, mevcut kafeteryanın yakılıp, yerine daha geniş ve modern yenisinin yapılması var.
Tepe Kafeterya TBMM’de muhafız taburunun işlettiği askeri gazinoya sanki bir “alternatif” gibi görünüyor bazı vekiller ve meclis çalışanları tarafından.
Dolayısıyla açıkça dillendirilmese de, kafaların arkasında şöyle bir bakış var:
“Askeri kafeteryaya asker istediğini alıyor, istemediğini almıyor. Burada alkollü içki de sunuluyor. O zaman, alternatif olan Tepe Kafeterya'da alkollü içki sunulmasın…”
Pazartesi günkü toplantıda Tepe Kafeterya'nın yeni düzeni konuşulurken, “alkollü içki” konusu da gündeme gelmiş.
AK Parti ve MHP’li vekiller, “alkollü içki verilmesin” tarafında yer alırken, CHP ve BDP “Ne zararı var. İsteyen içsin, istemeyen içmesin” görüşünü savunmuş.
Nitekim Sırrı Sakık’la sohbette bunu da soruyorum. Yanıt kısa ve öz:
“Bu konuda siyaset yapmaya gerek yok. Adam gelip orada bir bira içmek isterse, bırakın içsin. Bununla mı uğraşacağız..”