Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanlığı’na sunulan “Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi”nde, Belediye Kanunu’nun 12 ayrı maddesinde geçen “ibadethaneler” bölümündeki “cami, mescit, kilise, sinagog, havra” ibarelerine “cemevi” de eklendi. Teklife gerekçe olarak AİHM’in, cemevlerinin ibadethane olarak kabulüne dair kesinleşmiş kararı, AİHM kararlarının bağlayıcılığı, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Anayasa’nın eşitlik ilkesi gösterildi.
AB İLERLEME RAPORU VE AİHM KARARLARI
Milletvekili Gülay Yedekçi’nin Anayasa’nın “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir” denilen 10. maddesiyle, “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir ve ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir” denilen 24. maddesine, AİHS ve BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’ne gönderme yaptığı teklifte şöyle denildi:
“Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin hükümlerine rağmen, Aleviler, inanç özgürlüklerinden, inanç temsiliyetinden ve kamu kaynaklarından eşit şekilde yararlanamamaktadır. Bu gerçek, 2013 AB İlerleme Raporu’nda da kaydedilerek, “Cemevlerinin ibadet yeri olarak resmen tanınmadığı ve Alevilerin yeni ibadet yerleri açmalarında bürokratik zorluklarla karşılaştığı” belirtilmiştir. Raporun devamında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın DİB) “yegâne ibadethanenin cami olduğu” yönündeki görüşü ile mahkemelerin ve kamu kuruluşlarının bu görüşe göre hareket etmeleri eleştirilmiştir. Devletin, cemevlerini ibadethane olarak kabul etmemesi, AİHM tarafından da hukuk dışı kabul edilmiştir.
AİHM’İN ELEKTRİK DAVASINDA İBADETHANE KABULÜ
AİHM, Yenibosna Cemevi’nin, elektrik parasının Diyanet tarafından ödenmesiyle ilgili yaptığı başvurusunu incelemiş, cemevinde Alevi inancının temel bir unsuru olan cem yapıldığını, cenaze törenleri için kullanıldığını, cemevlerinin bir inanç üyelerinin ibadet amacıyla kullandığı bir mekân, yani ibadethane olduğuna karar vermiştir. AİHM 2. Dairesi, Yenibosna Cemevi’nin bir ibadethane olup olmadığı, dolayısıyla elektrik faturasının Diyanet tarafından ödenip ödenmeyeceği davasını, 2 Aralık 2014’te karara bağlamış ve oybirliği ile Sözleşme’nin ayrımcılığa ilişkin 14. maddesi ile birlikte din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Türkiye’nin, kararın AİHM Büyük Daire’sine yaptığı başvuru 21 Nisan 2015’te reddedildi ve karar kesinleşti. Böylelikle AHİM cemevlerinin ibadethane olduğuna hükmetti.
AİHM KARARI BAĞLAYICI, UYGULANSIN
Sözleşme’nin 46. maddesi gereğince, AİHM kararları bağlayıcıdır ve devletler, kararları uygulamakla yükümlüdür. Kararın uygulanmasının anlamı, ihlale yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıdır. Yenibosna Cemevi kararının uygulanması noktasında devletin yükümlülüğü, ayrımcılık nedenini ortadan kaldırarak cemevlerini de başka ibadethanelerle eşit statüsünde görmektir. Kararın uygulanmasından sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, karar uygulanana dek konuyu gündeminde tutar; uygulanmadığı takdirde ise Türkiye üzerinde Sözleşme’den doğan yükümlülüklerin yerine getirir. Yukarıda belirtilen tüm bu gerekçelerle, cemevelerinin ibadethane olduğu yönündeki yasal düzenlemelerin AİHM’in verdiği karara bağlı olarak yapılması bir zorunluluk haline dönüşmüştür.