Güncelleme Tarihi:
TBMM İnsan Hakları Komisyonu AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda, İçişleri Bakanlığı temsilcilerince Ege Denizi'nde sığınmacılara yönelik yapılan uygulamalar hakkında sunum yapıldı. Komisyon Başkanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin şu anda yaklaşık 4 milyon kayıtlı sığınmacıya ev sahipliği yaptığını belirterek, "Bunların yaklaşık 3.2 milyonu Suriyeli. Onlara insani yardım ve destek sağlanmaktadır. Diğer kayıtlı sığınmacılar çoğunlukla Irak, Afganistan ve Somali'den gelmektedir. Türkiye, sığınmacı krizinde en fazla sorumluluk üstlenen ülke olmuş, ekonomik, toplumsal ve siyasi ölçekte çok ciddi bir yükü tek başına karşılamak durumunda kalmıştır" dedi.
'DÜNYADAKİ GÖÇMENLERİN TOPLAM SAYISI 258 MİLYON'
Sahil Güvenlik Komutanlığı KOM Daire Başkanı Albay Tayfun Sargın, Ege Denizi'nden Yunanistan'a sığınmacı geçişlerinde yaşananlar hakkında bilgi verdi. Birleşmiş Milletler verilerine göre; dünyadaki göçmenlerin toplam sayısının 258 milyonu aştığını belirten Sargın, "Göçmenlerin yaklaşık 125 milyonunu kadınlar, 36 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. Ancak bu kişilerin sadece 25,4 milyonu kayıtlı mültecilerdir. Ülkemiz bulunduğu coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle, tarih içerisinde önemli göç ve iltica akınlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu akınlar yakın coğrafyamızda yaşanan istikrarsızlık ve iç savaşlar nedeniyle son on yılda etkisini artırarak milyonlarca insanın yer aldığı kitlesel boyutlara ulaşmıştır" diye konuştu.
Türkiye'de şu anda yaşayan göçmenlerin durumlarına ilişkin verileri paylaşan Sargın, "Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, ülkemizde 3,7 milyonu geçici koruma altındaki Suriyelilerin, 1,2 milyonu ikamet izniyle kalanların, diğerlerini uluslararası koruma başvurusuyla statü sahiplerinin oluşturduğu 5,2 milyon yabancı bulunmaktadır" açıklamasını yaptı.
'100 GÖÇMENDEN 87'Sİ KURTARILDI'
Ege Denizi'ndeki ada, adacık ve kayalıkların Türkiye'ye yakın olması sebebiyle düzensiz göçle mücadelede birtakım zorluklarla karşılaşıldığını aktaran Sargın, "Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, 2021 yılında Ege Denizi'ni kullanan her 100 göçmenden 87'si yakalanmış veya kurtarılmıştır" dedi.
'İNSANLIK DIŞI MUAMELE UYGULANARAK GERİ İTİLMİŞTİR'
Yunanistan unsurları tarafından 2020 yılında 312 olayda 9 bin 8 düzensiz göçmen, 2021 yılında ise 568 olayda 14 bin 561 düzensiz göçmen tespit edildiğini aktaran, Sargın şöyle konuştu:
"2021 yılında sınırlarına ulaşan düzensiz göçmenlerin yüzde 83'ü insanlık dışı muameleler uygulanarak geri itilmiştir. Yunanistan güvenlik güçleri tarafından düzensiz göçmenlere geri itilmeleri sürecinde insan haklarına aykırı pek çok eylemde bulunulmaktadır. Bunların bazıları para, ziynet eşyası, telefon, cüzdan, pasaport gibi değerli eşyalarının gasp edilmesi; dövme, yakma gibi şiddet içerikli eylemlerin uygulanması; kelepçeleme, bir yere kapatma gibi hürriyetten yoksun bırakma eylemleri ve kelepçeli veya kelepçesiz olarak doğrudan denize atarak göçmenlerin hayatlarına kasıt eylemleridir. Yunanistan güvenlik güçleri tarafından göçmenlere ait bir kısım değerli eşya ve paranın gasp edildiğine dair beyanlar maalesef düzensiz göçmen ifadelerine de sıkça yansımaktadır. Bu ifadelerin arasında, 2021 yılında meydana gelen bir olayda, Yunanistan güvenlik güçleri personeli tarafından bu olaya dahil olan düzensiz göçmenlere ait toplam 120 bin avronun alındığı da yer almaktadır."
Sargın, 8 Aralık 2020 tarihinde Muğla Bodrum önlerinde meydana gelen geri itme olayında göçmenlerin ağır şekilde darp edildiği bilgisini paylaşarak, "17 Nisan 2021 tarihinde İzmir Çeşme'de meydana gelen bir geri itme olayında düzensiz göçmenler, üzerlerine benzin dökülerek yakılmıştır" dedi.
'TÜRK SAHİL GÜVENLİĞİ YÜZÜNÜ GİZLEMEZ'
Yunanistan'ın uyguladığı 'insanlık dışı' yöntemlerde geri itme tanımını aştığını da kaydeden Sargın, "Tüm bu geri atma olayları esnasında Yunanistan'ın Sahil Güvenlik personelinin yüzlerini kar maskesiyle kapattıkları tespit edilmiştir. Bunun nedeni, icra edilen faaliyetlerin insan haklarına ve uluslararası hukuk kuralarına aykırılık teşkil ettiğini bilmeleri nedeniyle kimliklerini saklama gayretleridir. Türk Sahil Güvenliğinin hiçbir personeli görevlerini icra ederken yüzünü saklama gereği duymaz" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı da Sargın'ın sunumunun ardından Komisyon'da milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Çataklı, Bakanlığın düzensiz göçmen ile ilgili tüm faaliyetlerinin görüntülendiğini ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sitesine de koyduklarını anlattı. Yunanistan'ın düzensiz göçmenlere karşı geçen yıl başlattığı 'geri itme' yönteminin nedenlerini anlatan Çataklı, 18 Mart Mutabakatı'na göre Yunanistan'ın Türkiye'ye iade edebildiği kişiler karşılığında Avrupa'ya bir Suriyeli gönderileceğini söyledi. Çataklı, şöyle devam etti:
"Yunanistan bize şu ana kadar 2 bin 319 kişiyi geri gönderebildi. Karşıya geçmiş olanlarla ilgili, iç hukuk yollarını tüketmek kaydıyla yani iltica prosedürlerini tamamlayıp işlemler sonuçlandıktan sonra bize 'ben bunu bu mutabakat kapsamında size göndermek istiyorum' diyecekti. Şu ana kadar Yunanistan'a geçenler içerisinden sadece 2 bin 319'unu bize iade edebildi. Yani iç hukuk sistematiğini çalıştıramadı, çalıştıramadığı için bunlar elinde kaldı. Elinde kalınca ne yaptı? Kendi iç hukuk yollarını çalıştırıp sistemi işletmesi gerekirken bunu başaramayınca bu gayrı insani yönteme başvurmaya başladı. Biz bu kapsamda 30 bin 801 kişiyi Avrupa'ya yerleştirmişiz. Birebir yerleştirecektik, normalde 2 bin 319 kişiyi yerleştirmemiz gerekiyordu ama biz sistemi hızlı çalıştırdık, onların gönderdiğinin neredeyse 10 katından daha fazlasını, yaklaşık 15 katını Avrupa'ya yerleştirmiş durumdayız. Yani biz bu anlamda da 18 Mart kapsamında tarafımıza düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdik."