Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, muhafazakâr kesimin hedefindeki İstanbul Sözleşmesi için, “Sözleşmeden çıkmayı zorunlu hale getiren bir durum olduğu kanaatinde değilim” dedi. Türkiye’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda önemli adımlar attığını, sözleşmenin de buna katkısı olduğuna inandığını da söyleyen Şentop, geçen yasama dönemini değerlendirdiği dünkü basın toplantısında özetle şunları söyledi:
İKİ DÜŞÜNCE DE YANLIŞ
“Kanunları böyle tartışırsak içinden çıkamayız. Meseleleri serinkanlı, objektif tartışmalıyız. Siyaseti daha somut kriterler, ölçülebilir şeyler üzerine oturtmamız lazım. Diyelim ki kadın cinayetleri arttı, bunun sebebi de sözleşmedir, eğer öyleyse hep beraber karşı çıkalım. Aile kurumuna bu sözleşme zarar veriyor deniyorsa, nedir bunun ağırlığı, bunların somut olarak ortaya konulması gerekir. Bunların hakaret boyutunda, birbirine sövecek kadar tartışılmasını çok ayıp, yakışıksız buluyorum.
Sözleşme kalkarsa kadına şiddet artar, sözleşme kalkmazsa aile hayatımız bozulur, ikisi de yanlış. Uluslararası sözleşmelerin hiçbiri bir devletin perspektifi ile hazırlanmaz. Bizim perspektifimize aykırı düzenlemeler içerenler de olabilir. Ama biz tamamen kendi kültürümüze uyumlu bir sözleşme arayacaksak imzalayacak sözleşme bulamayabiliriz. Evrensel boyutları itibariyle mutabakat sağlanması gerekir.
ATATÜRK’E KARŞI DEĞİL
Ayasofya’nın ibadete açılması Atatürk’e karşı bir hareket değildir. Haklı nedenleri vardır, bu o döneme karşı yapılan bir hamle değildir. (Hilafet tartışması) Bu tamamen gereksiz bir tartışmadır.
HALK SORMAZ MI?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili zaman içinde ortaya birtakım aksaklıklar çıkarsa Anayasa’da ve kanunlarda değişiklikler yapılır. Türkiye sistem değişikliğine fantezi olarak gelmiş değildir. Sistem erken seçimi çok zorlaştırmıştır. İmkânsız değil ama istisnai olarak alınabilecek bir karar. Daha önünde 2 yıl varken Cumhurbaşkanı böyle bir karar alsa halk, ‘Niye süreni kısaltıyorsun’ demez mi?”