Güncelleme Tarihi:
Konuşmasında Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Parlamento Başkanları Birinci Toplantısı’nı değerlendiren TBMM Başkanı Şentop, Kıbrıs ve Afganistan meselelerine de değindi. Azerbaycan-Pakistan-Türkiye’nin dostluğuna, birlik ve beraberliğine dikkat çeken Şentop, şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki köklü ilişkilerimizi, dostluk ve kardeşlik paydasında tanımlıyoruz. Bu payda esasen tarihi, siyasi, beşeri ve kültürel bileşenlerden oluşan müşterek bir zemini ifade ediyor. Söz konusu zeminde geliştirdiğimiz müstesna ilişkilerimizin, zor zamanlarda ve milli davalarda sergilenen ortak bir anlayışla kendini ispat etmiş, tutarlı ilişkiler olmasından gurur duyuyoruz. Halklarımızın saadet, keder ve kader algısının bir olmasının, 21’inci asırda ne kadar nadir ve kıymetli bir his olduğunun da farkındayız. Bugün üç ülkenin parlamento başkanları olarak yeni bir girişimi Bakü’de başlatmanın heyecanını yaşıyoruz. Zaman içinde müşterek gayretlerimizle olgunlaşacak bu girişimin, parlamentolar arası iş birliğimizi daha da zenginleştirecek somut projelere hayat vermesini temenni ediyorum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in başkumandanlığındaki muzaffer Azerbaycan ordusunun vatan muharebesi esnasında, ülkelerimizin Azerbaycan ile birlik ve beraberliğini dünyaya gururla ilan etmiştik. Yan yana dalgalanan bayraklarımız, aramızdaki dayanışmanın şanlı sembolü olarak hafızalarda yerini almıştır.”
“PAŞİNYAN’IN DOĞRU ADIMLARI ATMASINI UMUYORUZ”
Dağlık Karabağ’da savaşı kaybeden Ermenistan’ın Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, kendisinin imzaladığı belgelerin uygulanmasını temenni ettiğini ifade eden Şentop, “Azerbaycan’ın muzaffer bir devlet olarak kapsamlı bir barış anlaşması imzalamak için Ermenistan’a yaptığı çağrıyı, vakur bir açılım olarak değerlendiriyor. Bu süreçte muvaffakiyetler temenni ediyoruz. Türkiye olarak Ermenistan’ın söz konusu çağrıya iyi niyetli ve yapıcı bir anlayışla karşılık vermesinin, yapabileceği en doğru hamle olduğuna inanıyoruz. Savaşı kaybetmesine rağmen, 20 Haziran seçimlerinden sonra yeniden seçilen Paşinyan’ın kendisinin imzaladığı belgelerin uygulanmasını, hızlandırmasını ümit ediyoruz. Bu adımı samimiyetle atması halinde Türkiye olarak aynı anlayışla karşılık vereceğimizi burada tekrar ifade etmek isterim” dedi.
“KIBRIS DA TÜRKİYE’NİN YARIM ASIRLIK MİLLİ VE ASLİ MESELESİDİR”
TBMM Başkanı Şentop, Kıbrıs meselesinin de Karabağ gibi Türkiye’nin yarım asırlık milli ve asli meselesi olduğunu ifade ederek, “Karabağ gibi Kıbrıs da Türkiye’nin yarım asırlık milli ve asli meselesidir. 50 seneden uzun bir süredir Kıbrıs meselesine çözüm bulunamamasının esas sebebi, Kıbrıs Rum tarafının hakimiyetçi zihniyeti ve adanın eşit sahibi Kıbrıs Türkleriyle iktidarı ve refahı paylaşmak istememesidir. Kıbrıs Türk tarafı ise Cenevre’de egemen eşitliklerinin ve uluslararası eşit statülerin tescil edilmesini, bilahare iki devlet arasında müzakerelerin başlamasını istemeyerek, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yazılı bir teklifte bulunmuştur. Kıbrıs Türk tarafının teklifini, adadaki iki devlet arasında iş birliği ilişkisi tesisi üzerine inşa etmiştir. Kıbrıs Türk tarafının söz konusu vizyonunun, Kıbrıs’ta çözümü sağlayacağına, aynı zamanda da bölgesel barış ve istikrarı güçlendireceğine inanıyoruz ve bahse konu vizyonu destekliyoruz” dedi.
“AFGANİSTAN’DAKİ İSTİKRARSIZLIĞIN, BÖLGE ÜLKELERİNE ETKİLERİ OLACAK”
Şentop, Afganistan’ın yeni bir iç savaşın eşiğine geldiğini ifade ederek, “Afganistan’ın yeni bir iç savaşın eşiğine geldiğini endişeyle müşahede ediyoruz. Taliban özellikle kuzey ve batı vilayetlerinde saldırılarını yoğunlaştırdı ve sınır bölgelerini kontrolü altına aldı. Afgan ordusu da Taliban’ın saldırılarına karşı koymakta zorlanıyor, askerlerin moralinin zayıf olduğu anlaşılıyor” dedi.
Artan istikrarsızlığın bölge ülkelerine etkileri olacağını belirten Şentop, şöyle devam etti:
“Sahada denge sağlanamadığı sürece, anlamlı bir barış müzakeresinden bahsetmemiz mümkün gözükmüyor. Afganistan’da artan istikrarsızlık ve kötüleşen güvenlik durumunun, bölge ülkelerine çok boyutlu etkileri olacağını görebiliyoruz. Giderek kötüleşen güvenlik şartlarının tetiklediği, başta bölge ülkeleri olmak üzere Türkiye’ye yönelik artan bir göç baskısı da mevcuttur. Bu tabloda Afganistan’ın dış dünyayla bağını sağlayan Kabil Havaalanı’nın açık kalmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bu bağlamda bir sorumluluk üstlenmeye hazırlanıyor.”