Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 6. Denizcilik ve Deniz Hukuku Uluslararası Kongresi'ne katıldı. Uluslararası sularda hukuk konusunun tarıtışıldığı kongreye, Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan ile çeşitli ülkelerden hukukçular da katıldı.
"TAHIL KORİDORUNDA TÜRKİYE’NİN ARABULUCULUĞU ÇOK ÖNEMLİ"
TBMM Başkanı Şentop kongrede yaptığı konuşmada, deniz yolu taşımacılığının ülkeler arasındaki ticaretin omurgası olduğunu belirterek "Bugün küreselleşerek adeta küçük bir köye dönen, birbirine bağımlı hale gelen dünyanın refahının devam etmesi için, deniz ve denizcilik hayati önem taşıyor. Kovid döneminde hem deniz hem de kara taşımacılığında meydana gelen aksamaların ve navlun fiyatlarındaki astronomik artışların vahim sonuçlarını tecrübe ettik. Ukrayna-Rusya gerilimi sonucunda tahıl, gübre, enerji ham maddelerinin taşınmasında meydana gelen sorunların meydana getirdiği tehdit hala devam ediyor. Türkiye'nin girişimleriyle, özellikle tahıl ve gübre konusu kısmen aşılmış olsa da, ne kadar kırılgan bir düzeyde olduğunu takdir edersiniz. Birkaç gün önce Rusya'nın bu anlaşmadan çekilmediği açıklaması sonrası ortaya çıkan tabloyu gördünüz. Bu konuda Türkiye'nin arabuluculuğunun ne kadar önemli ve sağlam temellere dayandığını da tekrar gördük. Bir tesadüf olarak bu anlaşma yapılmamıştı. Nitekim bir anlaşmazlık ortaya çıktığında Sayın Cumhurbaşkanımızın müdahalesi ile dün yeniden olumlu açıklama oldu, yeniden tahıl sevkiyatı faaliyetleri başladı" dedi.
"ÜLKELER DENİZİN ÜSTÜNE AYRI, DENİZİN ALTINA AYRI SAHİP OLMANIN REKABETİNDE"
Deniz hukukunun önemini de vurgulayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, şöyle konuştu: "Eğitim hayatımızda öğrendiğimiz ilk şey, dünyanın üçte birinin sularla kaplı olduğudur. Varlığımızın devamı için suyun bütün kaynaklarına muhtaç olan insanoğlunun denizlerle ilişkisi hem geçmişte hem şimdi ve hem de gelecekte, varlık-yokluk düzeyinde önem arz etmektedir. Bundan sonra da önemini korumaya devam edecektir. Hepimiz biliyoruz ki, çok erken tarihi dönemlerde 'Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur' sözünün ehemmiyetini fark eden toplumlar, medeniyetlerini, su ve sulardan faydalanma oranında geliştirmişlerdir. Malumunuz olduğu üzere, yaşadığımız çağda dahi ülkeler, siyasi, ekonomik ve askeri alanda, denizin üstüne ayrı, altına ayrı sahip olmanın rekabeti içindedirler. Bu rekabetin zaman zaman sıcak çatışma boyutuna evirildiği düşünüldüğünde, denizlerin ülkeler arasında hakkaniyetli şekilde kullanımını sağlayacak uluslararası bir deniz hukukuna ihtiyaç duyulduğuna şüphe yoktur. Coğrafi ve doğal şartlarla denizlerle ilgisi ve menfaati bulunan insanoğlu, beslenme, ulaşım ve mal mübadelesi yaparken, yüzyıllar içinde denizlerin nimetlerinden faydalanmıştır. Deniz yetki alanları, paylaşım sorunları gibi temel nedenlerle evrensel düzeyde bir hukuk ve belli bir standart kazandırmak zorunluluğuna ihtiyaç duyulmuştur. Allah'ın insanlara sunduğu en büyük nimetlerden birisi olan deniz ve denizcilik, denizlerin sağladığı sonsuz nimetlerden, imkânlardan ve kolaylıklardan yararlanma çabası, denizci toplumlar, denizci milletler ve denizci devletler kavramlarını ortaya çıkarmıştır."
"BİR GEMİ KANALI TIKADI, DÜNYA TİCARETİNE TIKAÇ OLDU"
Şentop, Mart 2021'de Süveyş Kanalı'nda sıkışan devasa yük gemisini hatırlatarak, "Yaklaşık bir hafta hem dar kanala, hem de dünyanın gündemine oturdu. Dünya ticaretinin yüzde 12'sinin geçtiği bu daracık, ancak çok önemli su yolunda, 300 gemi yaklaşık bir hafta beklemek zorunda kaldı. Haftalar sonra bile bütün dünya ticaretine tıkaç olan bir tek gemi tedarik zincirlerini kırdı. Bu bir haftanın maliyetinin yaklaşık 50 milyar dolar gibi bir zararla ifade edilmeye başlanınca, gizli endüstri denizciliğinin önemi insanların dikkatini çekti. Herhangi bir anlaşmazlık ya da başka bir hukuki sebeple birkaç gün bekleyen bir ticaret gemisinde oluşacak zararlar ve bunların tazmini değerlendirilmeye muhtaç konulardır. Bu bakımdan deniz hukukunun ayrılmaz bir parçası olarak meydana gelen zararların, tazmini noktasında sigorta hukuku da önem arz ediyor" diye konuştu.