Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından internet üzerinden çevrim içi olarak düzenlenen '2'nci Uluslararası Tekirdağ’da Dini ve Kültürel Hayat' sempozyumuna katıldı. Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım ve Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin'in de katıldığı açılışta konuşan Şentop, şehirlerin manevi kimliğine vurgu yaptı.
Toplumların maddi ve manevi birikimlerinin bütünü olarak tarif edilen kültürün, esasen din tarafından ÅŸekillendirildiÄŸini söyleyen Åžentop, "Son birkaç yüzyılda batıyı etkileyen seküler yaklaşımlar da esasen dine karşı bazı tezlerle hareket etmeleri sebebiyle, dinden ayrı deÄŸil, geniÅŸ anlamda dinle beraber ÅŸekillenmiÅŸtir. Batıdaki modern toplumsal ve siyasi yapılar için Hristiyanlık ve mezheplerinin nihai çerçevede belirleyiciliÄŸi inkar olunamaz. Bu bakımdan, tabii olarak din kültürden, kültür de dinden ayrı deÄŸerlendirilemez. Bu durum bütün toplumlar için geçerlidir" dedi.Â
'DÄ°N HAYATIMIZDA ÖNEMLÄ° BÄ°R ETKÄ°YE SAHÄ°P'Â
Toplumun sahip olduÄŸu coÄŸrafya, manevi deÄŸerler, lisan ve dini dinamiklerin, soyut ilkelerin somutlaÅŸması, hayata geçirilmesi bakımından çok önemli olduÄŸunu kaydeden Åžentop, "Kültürel olarak çocuk yaÅŸtan itibaren aldığımız, öğrendiÄŸimiz bütün hususlar nihayetinde bizim kimliÄŸimizi inÅŸa eder. Ä°nsanlar, inandıkları gibi bir ömür sürerler ve gelecek nesilleri bu inanç ve gelenekler üzere yetiÅŸtirirler. Takdir edersiniz ki din, bir hayat tarzı olarak hayatımızın her alanında ve her anında önemli bir etkiye sahiptir. Selam veriÅŸimizden oturmamıza, düğünlerimizden cenazelerimize kadar en belirleyici unsurdur" diye konuÅŸtu.Â
'MANEVÄ° KÄ°MLİĞİNÄ° BULAN ÅžEHÄ°RLER HUZUR KAYNAÄžIDIR'Â
TBMM Başkanı Şentop, insanların olduğu gibi şehirlerin de bir manevi kimliği ve ruhu olduğunu dile getirerek, "Mekanlar da nefes alıp verir; ezelden ebede, tarih boyunca taşıdığı bütün birikimiyle hayat bulur. İlham kaynağımız olur. Geleceğe ve gelecek nesillere de ışık tutar. Şehrimizin kapısından girenler kültür ve medeniyetimizin engin güzelliklerine göre ağırlanır, uğurlanır, soluklanır. Şehrin birikimi insanın birikimidir. İnsanlığın birikimidir. Manevi kimliğini bulan, oluşturan, zenginleştiren, zevk ve estetik algısını geliştiren, ruhla bedeni buluşturan mamur şehirler; esenlik ve huzur kaynağıdır. Merhametin ve rahmetin kaleleri bu şehirlerde vücut bulur; yükselir. İnsanlık onuru böyle şehirlerde korunur, yaşatılır, yüceltilir. İşte Tekirdağ da bu iklimi ve manevi kimliği inşa ve imar çalışmalarında önemli merhaleler kat etmiş bir şehrimizdir" ifadelerini kullandı.
'73 DÄ°VAN ÅžAÄ°RÄ°NE SAHÄ°P BÄ°R BELDENÄ°N TORUNLARIYIZ'Â
TekirdaÄŸ'ın tarihinin milattan önce 4 binli yıllara dayandığını hatırlatan Åžentop, "Orhan Gazi’nin büyük oÄŸlu Gazi Süleyman PaÅŸa, Rumeli’ne 1354’te Gelibolu üzerinden geçerek Tekirdağ’ın bugünkü ilçelerini Osmanlı’ya katmış ve 'Rumeli Fatihi' unvanını almıştır. Gazi Süleyman PaÅŸa’nın kardeÅŸi Murat Bey’in saltanatı sırasında da 7 Aralık 1357’de TekirdaÄŸ Osmanlı’ya katılmıştır. Yahya Kemal, TekirdaÄŸ'a baÄŸlılığını ve muhabbetini ÅŸiirinde 'Fetihler ufku TekirdaÄŸ' sözleriyle tanımlar. Osmanlı ÅŸairlerinin hayatlarının ele alındığı ÅŸuara tezkirelerine girmiÅŸ, TekirdaÄŸ ve çevre ilçelerinden 73 divan ÅŸairine sahip bir beldenin torunlarıyız. TekirdaÄŸlı din alimlerimizin fıkıh ve hadis kitapları hatta maÅŸeri vicdanın gönlünde taht kurmuÅŸ velilerimizin türbeleri, bugün de ÅŸehir halkımızın teveccühüne mazhar olarak birleÅŸtirici ortak deÄŸer olmaya canlı bir ÅŸekilde devam ediyor" diye konuÅŸtu.Â
'GELECEK KUÅžAKLARA AKTARMAYI GÖREV ADDEDÄ°YORUZ'Â
Osmanlı'dan günümüze kalan mahkeme kayıtlarından, hukuki hayatla beraber, toplumun sosyal ve iktisadi hayatın da öğrenilebildiÄŸini belirten Åžentop, "TekirdaÄŸ Åžer‘iyye Sicillerinden, Osmanlı döneminde ticaretin canlı oluÄŸu, hatta Rodosçuk limanının önemi ve Ä°stanbul’un iaÅŸe aktarma merkezi görevi gördüğü anlaşılmaktadır. Tekirdağ’ımız, birçok medeniyetin menbaı, yüzlerce kültür varlığının sahibi olarak yaÅŸadığımız bu coÄŸrafyanın eÅŸsiz bir ÅŸehridir. Liman ÅŸehirleri daima savaÅŸlara ve göçlere uÄŸrar. TekirdaÄŸ da coÄŸrafi özellikleri sebebiyle daima böyle bir ÅŸehir olmuÅŸ ve olmaya da devam edecektir. Balkan göçlerinde benim de ailemin içinde bulunduÄŸu binlerce muhacire vatan olan bu güzel ÅŸehir, hepimizi baÄŸrına basmıştır. Biz de bu bilinçle hareket ederek ekmeÄŸini yiyip suyunu içtiÄŸimiz ÅŸehrimizin sahip olduÄŸu dini, kültürel ve tarihi deÄŸerlerini ortaya çıkarmayı, korumayı ve gelecek kuÅŸaklara aktarmayı görev addediyoruz" dedi.Â
Sempozyum, katılımcıların açılış konuÅŸmalarıyla devam etti.Â