TBMM Başkanı Şentop: Fransa'da polisin müdahalesi, terör boyutuna ilerlemiştir
Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Fransa'da polisin göstericilere müdahalesi, artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Meclis Tören Salonu'nda 'İnsan Hakları: Gençliğin Sesi' konulu sempozyuma katıldı. Sempozyuma, Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodrıguez, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, davetliler ve milletvekilleri katıldı. TBMM Başkanı Şentop, Fransa'daki emeklilik reformu protestolarında polis müdahalesinin artık şiddet boyutuna ulaştığını belirterek, burada bir Türk gazetecinin de yaralandığını söyledi. Fransız polisinin göstericilere insanlık dışı bir müdahale uyguladığına dikkat çeken Şentop, şöyle konuştu:
"Bugün burada, Fransa'nın başkenti Paris'te devam eden gösterilere Fransız polisinin müdahalesine değinmezsem konu eksik kalır. Gösterileri takip eden bir Türk gazeteci, polisin müdahalesi sırasında yaralandı. Anadolu Ajansı’nın foto muhabiri Mustafa Yalçın, başına isabet eden bir cisimle kaskı parçalandı ve kaskın parçaları da gözüne isabet etti. Polisin göstericilere müdahalesi sırasında, Mustafa’nın da başına isabet eden cisim, önce gaz fişeği sanıldı; ancak orada bulunan sağlık birimlerinin ifadeleriyle plastik bomba olduğu söylendi. O gazeteci de orada, akreditasyonu yapılmış, demokratik gösterileri takip etmek için bulunuyordu. Ancak Fransız polisinin göstericilere uyguladığı insanlık dışı uygulamaların dünyaya duyurulması ne yazık ki Fransız polisini rahatsız etmiş olmalı. Fransa’da polisin göstericilere müdahalesi, artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir."
'TÜRKİYE DÜNYA MİLLETLERİNİN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEK'
Şentop, bir yandan 'gelişmiş' denilen, kendilerini güya örnek olarak göstermeye çalışan Batı ülkelerinin, kendi ülkelerindeki uygulamalarında bile ortaya çıkan iki yüzlü tutumlarının görüldüğünü aktararak, "Diğer yandan da gözlerimizin önünde cereyan eden insanlık dramlarına şahit olmanın acısını yüreğimizin derinlerinde hissediyoruz. Türkiye, emperyalist yaklaşımlarla sömürülen insanların haklarının korunması gerektiğini yüksek sesle haykırabilen birkaç ülkeden biri, belki de birincisi. Ülkemiz, demokrasinin kesintiye uğratıldığı acılı yılları da, vesayet rejimlerinin yarattığı toplumsal travmaları da yine demokrasi ile aşabilme azmini hiç kaybetmemiştir. Bu sebeple Türkiye, sadece kendi halkının insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sürmesi için verdiği mücadeleyi devam ettirmekle kalmayıp, haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir" diye konuştu.