Güncelleme Tarihi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Parlamentolar, göç ve mültecilere ilişkin mutabakatlar: Daha güçlü uluslararası işbirliği ve ulusal uygulama nasıl sağlanır?” başlıklı Küresel Parlamenter Konferansının kapanışında konuştu.
Göç ve mülteci konularının artık küresel bir sorun haline geldiğini söyleyen Şentop, buna rağmen birçok ülkenin bu meseleyi görmezden geldiğine vurgu yaptı. Şentop, bu ülkelerin geçmişte pek çok yıkıma sebep olduklarını ancak bu yıkımların sorumluluğunu almak yerine, göç yükünü ve bedelini çevre ülkelerin sırtına yüklemeye çalıştıklarını belirtti. Bu durumun insani, vicdani, ahlaki sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
“BİRÇOK BÜYÜK ÜLKE GÖREVLERİ YERİNE GETİRMİYOR"
Birçok büyük ülkenin mülteci ve göç konusunda üzerlerine düşen görevleri yerine getirmediğini söyleyen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Ne yazık ki göç ve mülteci konusu insanlığın ortak meselesi olması gerekirken, birçok Batılı devlet bu sorunu görmezden gelmeye devam ediyor veya özellikle son dönemlerde şahit olduğumuz geri itmelerle insanlık dışı uygulamalara imza atıyor. Eşitlik ve ayrımcılık yasağı kâğıt üstünde kalıyor; ön yargılar, yabancı düşmanlığı ve çifte standartlar ise zihinlerdeki yerleşik kodlar olarak ortaya dökülüyor. Bu anlamda, göçmenlere yönelik bu insanlık dışı uygulamalara karşı da sesimizi yükseltmemiz, bu noktada ortak mücadele etmemiz ve farkındalık son derece önem arz ediyor. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı sonucu yaşanan ayrımcılığın tüm hukuki imkânlarla engellenmesi hepimiz için önemli bir yükümlülüktür” dedi.
“GÖÇ YÜKÜNÜ ÇEVRE ÜLKELERİN SIRTINA YÜKLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bazı ülkelerin geçmişte gerçekleştirdikleri yıkımların üzerine bugün de başka ülkelerin sırtına göç sorununun bedelini yüklemeye çalıştıklarını söyledi. Şentop konuşmasının devamında, “Özellikle son yıllarda karşı karşıya olduğumuz geri itme hadiseleri maalesef şu an Avrupa’da yaygın bir uygulama haline gelmiş durumda. Bazı ülkeler, bugün göçe kaynaklık eden ülkelere müdahale ederek, onların kaynaklarını tamamen sömürerek, yurtlarını talan ederek ve bütün alt yapı ve üst yapılarını ortadan kaldırarak vaktiyle bu ülkeleri yaşanmaz hale getirmişlerdi. Bugün yerlerini ve yurtlarını terk edip her tehlikeyi göze alarak sınırları aşıp göç yollarına düşen bu insanların dramının en önemli sorumlusu bu ülkelerdir. Bu ülkeler, bugün de sebep oldukları bu yıkımların sorumluluğunu almak yerine, göç yükünü ve bedelini çevre ülkelerin sırtına yüklemeye çalışmaktadırlar. Bu durum insani değildir, vicdani değildir, ahlaki değildir, hukuki değildir, sürdürülebilir değildir. Bazı ülkelerin sadece görevlerinin ve yükümlülüklerinin bulunduğu, bazı ülkelerin ise sadece haklarının ve menfaatlerinin bulunduğu bir dünya yok, arkadaşlar. Bitti öyle bir dünya. Bütün ülkelerin haklarının ve menfaatlerinin olduğu gibi yine bütün ülkelerin görevleri ve sorumlulukları vardır. Bu gerçek artık kendisini dayatacak kadar güçlü, zorla kabul ettirecek kadar etkili hale gelmiştir. Bu duygu ve düşüncelerle, konferansımızın dünyamızın refahı ve istikrarına, ülkelerimizin ve halklarımızın sağlık, huzur ve barış içinde hayatlarına devam etmelerine katkı sağlamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.