Güncelleme Tarihi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyet'inin ilan edildiği 1. Meclis binasında CNN TÜRK'te "Hafta Sonu - Cumhuriyet Özel" programında Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
İşte TBMM Başkanı Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları:
Yakın tarihimizde en önemli olayların yaşandığı bir bina. Cumhuriyetin ilan edildiği bu Meclis binasında yayın yapmakta büyük bir onur duyuyorum. İnşallah Cumhuriyetimiz ikinci asrında gücü tesirli bir Türkiye olarak anılacaktır. 1 asır geride kaldı ama nice yoksunluklar nice yoksulluklar tarihten aldığımız güçle yükselerek devam ettik. Burası Meclis'ten önce Osmanlı Meclisi Mebusan'ı olarak faaliyet göstermiş.
Yarın burada tarihi bir törene şahitlik edeceğiz. O ilk gün alınan karar metnini de beraber ayağa kalkarak, alkışlarla okuyacağız. Milletimizin çok önemli bir coşkunun yaşandığı dönemdeyiz.
"CUMHURİYET KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL"
Bu sene yıldönümü çok özel bir yıldönümü. Sanki birileri çok Cumhuriyetçi, birileri de az Cumhuriyetçi algısını şiddetle reddetmek lazım. Cumhuriyet bizim için bir hayat tarzına dönmüştür. Niye insanlar evlerine dükkanlarına bayrak asıyorlar, bu kazanımı benimsedikleri için asıyorlar. Cumhuriyetçi olmak kimsenin tekelinde değildir. Bu tür zaman zaman da maksadını aşan ifadeleri doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.
Sanki Osmanlı bize ait değildi. Ortak tarihin safhalarıdır. Yönetim şekli değişmiştir, millet aynı millettir. Tarihimizi safhalara ayırarak bir safha bize ait değil demek yanlıştır.
Bizim millet olarak şöyle bir hassasiyetimiz var, geçmişten ders alacağız, övünç olan sayfaları bugüne getireceğiz. İki günümüz eşit olamaz hep ileriye gitmek lazım. Bağımsız bir Türkiye ideali tek başına yetmez, ikinci yüzyılda tam bağımsız Türkiye her bakımdan bağımsız Türkiye oluşturacağız. Türkiye takip eden değil takip edilen bir ülke olmalıdır. Çağdaş medeniyetlerin üstüne çıkmak zorundayız. İkinci asrımıza kuvvetli bir şekilde ilerlememiz lazım.
Hiç şüphesiz benlikten bizliğe geçiş Cumhuriyet'in en önemli kazanımıdır. Milli egemenliğin tesis edilmesi. Türkiye 5 darbeyle karşı karşıya kaldı.
"GAZZE'DE SOYKIRIM YAPILIYOR"
Gazze'de etnik temizlik yapılıyor. İsrail, Naziler tarafından yapılanın bin beterini şimdi yapıyorlar. O soykırımsa bu da soykırımdır. Hastanenin bombalandığı akşam 6 parti ortak bildiri yayınladı. Demek ki temel meselelerimizde birlikte karar alabiliyoruz. Bu da TBMM'nin demokratik olgunluğu açısından bir göstergedir.
(Sırrı Süreyya Önder'in "Gazze'ye gitmek isterim" sözleri) Ben anlamlı buluyorum.
FİLİSTİN MİTİNGİ
Biz burada konuşurken, şu anda TV'ler dışarıdan canlı olarak verebiliyorlar. Şu anda bu konuşmamız sırasında binlerce insan şehit oldular. İnsanlar ölüyor, bebekler, çocuklar, yaşlılar öldürülüyor. Filistin'e her alanda destek vermek milli zorunluluktur. Saldırgan siyonist rejim İsrail bir insanlık suçu işliyor. Heriflerin bir ideali var. Kendi dini terminolojileriyle de kullanmaya başladılar. ABD, dünyanın en güçlü ülke olduğunu söylüyor ama İsrail'e hiçbir kırmızı çizgi çizmiyoruz diyorlar. Yazıklar olsun.
İsrail-Filistin arasındaki çatışmanın bizim için hayati bir nokta olduğunu düşünüyorum. Türkiye için bu gerilim milli güvenlik sorunudur. Onun için Türkiye tizizlikle bu süreci takip etmek zorundadır. Siyasi perspektifimiz bağımsız Filistin devleti kurulması.
Bu ay içerisinde 3 tane uluslararası toplantıya katıldım. Çok sayıda 50'ye yakın ikili görüşmeler yaptık. Maalesef büyük bir kısmının yoğun bir şekilde Siyonist anlayışın etkisinde olduğunu gördük. İsrail'den çok İsrailci olduğunu gördük. Hastane bombalanmasıyla ilgili, 'nereden biliyorsunuz belki İsrail değil Hamas bombalamıştır' diyenler oldu. Bunu İsrailliler bile alçak sesle söylüyor. Avrupa'da bazıları İsrail'e borçlu olduklarını düşünüyor.
Birçok yerde de muazzam gösteriler oluyor. Bir tarafta ülke yöneticileri İsrail yanlısı destek verirse versin vicdan sahibi insanlar da diyor ki yeter bu kadar da olmaz.
"SONUÇ ALMAMIZ LAZIM"
İslam dünyasının birlik olamaması İsrail'in elindeki koz. Netanyahu hükümetinin köşeye sıkıştırılması şarttır. Sonuç almamız lazım.
Doğu Akdeniz'e bakın tüm devletlerin gemileri, uçak gemileri vardır. Bu savaş gemilerinin gelmesi boşuna bir şey değil.
İki devleti çözüm barış yoludur. Tam manasıyla bağımsız Filistin kurulmadan Ortadoğu'da barış sağlanamayacaktır. Filistin meselesi dünya barışı meselesidir.
Türkiye olarak neyin ne olduğunu biliyoruz. Bu bölgede oynanan oyunun farkındayız. Sadece Türkiye, Ortadoğu'da istikrarın temsilcisi konumunda.
Netanyahu yönetiminin Türkiye'nin adımlarından rahatsız olduklarını biliyoruz. Siyonistler son yumruk noktasında olduklarını düşünüyorlar.
Bazı batı ülkelerinde Türkiye ne yaparsa yapsın, önyargılı yaklaşımlar olduğunu biliyoruz. Bunun örneği AB. Onlar nasıl diyeceklerden ziyade, önümüzde vahim bir insanlık krizi söz konusudur. Tarihin en büyük krizlerinden biri yaşanıyor. İnsanlık cephesinde olmalıyız.
"İÇTÜZÜK ÇALIŞMASI ELZEMDİR"
Önce içtüzük gerekli. 28. yasama dönemi Cumhuriyetimizin 2. asrının başlangıcı. Burada üstüme daha büyük sorumluluklar düşüyor. İyi niyetle, bunu siyasi hale dönüştürmeden yani a partisi b partisi demeden... Meclis'te ayak bile ısırılmıştı. Bir vekil kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Meclis'te kavgadan uzak durulmalı. Bununla ilgili yaz başından itibaren temasta bulunuyorum. İyi niyet olduğunu görüyorum. İçtüzük ittifakla geçebilir. İçtüzük çalışması elzemdir.
Yeni anayasanın çoğulcu olması lazım, özgürlükçü olması lazım. Anayasada olması gereken; Devlet adaleti sağlamakta yükümlüdür. Cumhuriyetin temel değerleriyle ilgili zaten bir tartışma söz konusu değildir.
Diyorlar ki, 'Bu meclis yeni anayasa yapamaz, çünkü kurucu meclis değildir.' TBMM anayasa yapma yetkisine sahiptir. 1982 anayasını yapan Meclis'ten çok daha yetkindir.
Yarın saat 14'te bu Meclis'te vekil arkadaşlarımızın katılımıyla sembolik bir tören yapacağız. Cumhuriyet'in ilanıyla ilgili kararı ayağa kalkarak hep beraber oturacağız. Canlı yayın olarak da vereceğiz.