Güncelleme Tarihi:
Kurtulmuş, komisyon görüşmelerinin verimli, faydalı bir tartışma ortamında geçmesine şahitlik ettiklerini belirtti. Kurtulmuş, yeni anayasa ile ilgili sorulara ilişkin, "28’nci dönemin açılışından itibaren ifade ettiğim noktaları yeniden söylemek isterim. Cumhuriyetin 2’nci asrında, 28’inci Dönem parlamenterleri olarak yapabileceğimiz en önemli katkılardan birisi, tarihi sorumluluklardan birisi, yeni bir anayasa yapılması için gayret sarf etmektir. Eğer başarabilirsek burada olumlu bir sonuç almaktır. Demokratik, katılımcı, kapsayıcı, kuşatıcı, güçler ayrımı prensibini tam manasıyla tahkim etmiş, Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle ilgili olarak da birtakım eksiklikler, noksanlıklar varsa bunları da tamamlayan, denge ve denetim mekanizmalarının iyi kurulduğu, özgürlükçü bir anayasanın yapılması Meclisin görevidir. Bunun için de yaptığım çalışmaları tekrar uzun uzun anlatacak değilim ama samimiyetinize güvenerek size şu bilgiyi sunmak isterim; Meclis Başkanının elinde bir maddesi bile hazırlanmış anayasa metni yoktur. Ve ben bugüne kadar sadece sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi için; hiçbir yerde, hiçbir şekilde anayasanın maddeleriyle ilgili bir tartışmanın ya da konuşmanın içerisinde olmadım" ifadelerini kullandı.
’CUMHURBAŞKANININ BİR KERE DAHA SEÇİLMESİNİ SAĞLAMAK, MECLİSİN GÖREVİ DEĞİLDİR’
Kurtulmuş, yeni anayasa sürecinin şeffaf ve katılımcı bir şekilde yapılabilmesi için sorumluluk hissettiğini kaydederek, "Meclis Başkanı olarak; bu süreci şeffaf, açık, siyasi partilerin ve sivil toplumun, üniversitelerin, akademik çevrelerin müktesebatını ortaya koyabilmesi için bu süreci yürütmekle yükümlü hissederim. Olumlu bir katkım olursa, millete karşı vazifemi yerine getirmiş olduğuma inanırım. Dolayısıyla partilerle yaptığımız görüşmelerde de ifade ettim; ön yargısız olarak bu sürecin yürütülmesi, herkes eteğindeki taşları döksün. Kim ne söylüyor? Ne istiyorsa, tekraren söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmaları gündeme getirmeden, ülkenin, devletin, milletin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve kurucu ilkelerini göz önüne alarak; Türkiye’nin yeni döneme ilişkin beklentilerini, halkın beklentilerini karşılayacak bir anayasanın yapılması bu Meclisin hem vazifesidir hem de üzerinde büyük bir ödevdir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanının bir kere daha seçilmesini sağlamak, Meclisin böyle bir görevi olmadığı gibi anayasa çalışmalarında bugüne kadar bir tek kişiden bile böyle bir sözü duymadım. Dolayısıyla vehimler üzerinden ön yargılar üzerinden anayasa süreçlerinin yürütülmemesi en doğru en sağlıklı yoldur" diye konuştu.
’BU 4 MADDE TARTIŞMASINI NEREDEN ÇIKARIYORSUNUZ?’
Gazi Üniversitesi’nin Akademik Yıl Açılış töreninde Anayasa’nın 3’ncü maddesinin kaldırılmasına ilişkin iddiaların çarpıtmadan ibaret olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Gazi Üniversitesi’nin açılış töreninde, akademik bir ortamda anayasayla ilgili genel konuları konuştuktan sonra tekraren söylüyorum, hiçbir şekilde madde içerikleri üzerinde konuşmadığım bir konuşmanın en sonunda diyorum ki, ’Anayasaların nasıl olduğu, içerisindeki maddelerin ne olduğu kadar önemli 2 konuya dikkatinizi çekerek sözlerimi tamamlamak istiyorum.’ Metin oradadır, isteyen arkadaşlarıma hem metni hem de oradaki görüntüleri verebilirim. Hatta o cümlenin bir- iki cümle üstünde de ’İlk 4 madde zaten tartışılmazdır Meclis’te’, bunu nerede söylüyorum? Meclis’teki Başkanlık Divanındaki arkadaşlarımızla yemek yiyorum, herhalde 7- 8 ay evvel 4 madde meselesi gündeme geldi, ben de döndüm tek tek Meclis’teki partileri temsil eden Başkanlık Divanı’ndaki arkadaşlarımıza sordum. Başkanlık Divanı’nda bütün partileri temsil eden arkadaşlarımızın tamamına yakını ’4 maddeyle ilgili en ufak tartışmamız yoktur’ dediler. Bu anayasayı parlamentonun yapacağına göre, parlamentonun neredeyse tamamına yakını ilk 4 maddeyle ilgili bir tartışmanın içerisinde olmadığına göre, ’Allah aşkına bu 4 madde tartışmasını nereden çıkarıyorsunuz?’ dedim" değerlendirmesinde bulundu.
’TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE SIKI SIKIYA SARILMALIYIZ’
Kurtulmuş, 12 Eylül darbe anayasasının ruhunun halen metinlerin içerisinde olduğunu ifade etti ve 18 Eylül 1982 tarihli Danışma Meclisi tutanaklarını okudu. TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen saldırının Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya ile bağlantılı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:"Terörün olmadığı, terörün tamamıyla Türkiye’nin gündeminden kalktığı bir Türkiye’yi kurmak da TBMM’nin vazifesidir. Bunun için siyasi farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak bu konudaki ortak zemini tahkim etmek mecburiyetindeyiz. Başından itibaren söylediğimiz bir şey de şudur. Terörün ortadan kalkması için önemli bir görev de siyasi partilerimizin üzerine düşüyor. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde bir eli sandıkta, bir eli silahta siyaset olmaz. Siyasi partilerimizin tamamının terörle arasına mesafe koyması ve bu çerçevede Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne ve milletimizin geleceğine kasteden terör örgütlerine ve onların arkasındaki siyasi zihniyete karşı da ortak bir zeminde buluşmamız gerekmektedir. Şunu biliyoruz; terör eğer birkaç bin örgüt mensubundan ibaret olsaydı şimdiye kadar çoktan bitirilirdi. Terörün arkasında kimlerin hangi amaçlarla destek verdiğini ve sadece bizim bölgemiz için değil, dünyanın dört bir tarafında ülkeler, terör örgütlerine destek vererek siyasi dizaynlar yaptığını biliyoruz. Bizim bu oyunu çevirmemiz, tersine döndürmemiz ve kendi içimizde birliği bütünlüğü sağlamamız gerekir. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bunun yolu da Türkiye’de etnik, mezhebi, siyasi, felsefi, yaşam tarzı bakımından bütün farklılıkları bir tarafa bırakmak ve aynı milletin fertleri olduğumuz bilinciyle aynı medeniyetin, aynı coğrafyanın insanları olduğumuz bilinciyle Türkiye Cumhuriyeti’ne sıkı sıkıya sarılmamızdır."
TBMM, KDK, SAYIŞTAY BÜTÇE TEKLİFLERİ KABUL EDİLDİ
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarının ardından TBMM, KDK ve Sayıştay’ın 2025 yılı bütçe tekliflerini oylamaya sundu. Oylama sonucunda, bütçe teklifleri, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.