Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2004 01:59
Kartal'daki tanker faciasında ölen emekli Binbaşı Atilla Gürsel ve eşi emekli öğretmen Yıldız Gürsel'in çocukları tankerin bağlı olduğu şirkete dava açıyor.
Habaş şirketinin 100 milyarlık teklifini kabul etmeyen Gürseller'in oğulları Kamil Cem, Selçuk Korhan ve Şamil
Burç, okul yaptırılmasını istedi. Ancak şirket reddedince, kardeşler dava açıp, alacakları parayla 16 derslikli bir okul yaptırmaya karar verdi. Selçuk Korhan Gürsel, olayı şöyle anlattı:
Babanızla aynı zamanda iş ortağıydınız.
Babam sivil hayata geçmek istediği için 40 yaşında ordudan emekli oldu. Ordonat subayı olarak görev yaptığından makineler, araçlar hakkında uzmandı. Sigorta eksperi olarak işe başladı. Kardeşlerimle onun yanında yetiştik.
Kaza sırasında arabanın parçalandığını ilk fark eden sizin oğlunuzmuş.
Evet, oğlum Atilla Can pazar günlerini dedesiyle geçirirdi. Okuma yazmayı yeni söküyordu ama dedesi sayesinde tüm araba markalarını ezbere bilir. Atilla Can, televizyon seyrederken birden ‘dedemin arabası ezilmiş’ diye bağırmış. Arabayı jantından tanımış.
Bir sigorta eksperi olarak kazayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Araba üzerinde yaptığımız incelemede sürücünün sadece kendini koruduğunu tespit ettik. Şoför, frenlerin Kartal köprüsünde boşaldığını öne sürdü. Öyleyse neden aracını, güzergahta bulanan çok sayıda boş araziden birine sürmedi. Bence bu tam inandırıcı değil. Tanker araçlara çarpmadan önce sürücünün araçtan atladığını görenler var. Aracın muayeneleri yapılmamış. Allah'tan tanker mazot doluydu. Benzin ya da gaz olsaydı Kartal'ın o bölgesi olduğu gibi havaya uçardı. Ayrıca böylesi büyük tankerlerde şoförün üstünde asılı duran bir el freni manivelası var. Sürücü el frenini de kullanmamış.
100 MİLYAR TEKLİFİ
Tanker firmasından sizi aradılar mı?
Evet, Habaş'ın genel müdürü, bir akrabamız vasıtasıyla evimizi aramış ve eşiyle beraber başsağlığına gelmeyi düşündüklerini söylemiş. Kazanın ardından şirketin avukatı ağabeyimi aramış ve ‘‘100 milyar lira verelim dava açmayın’’ demiş. O da, ‘‘Bizim paraya ihtiyacımız yok. Böyle bir felaketten para kazanmayı düşünmeyiz’’ cevabını vermiş. Ama bir şart koşmuş. Biliyorsunuz annem emekli öğretmen. Hep bir hayali vardı. Birgün çok paramız olursa 16 derslikli bir okul inşa ettirmeyi düşünürdü. Hatta planını çizmiş, bahçe düzenlemesini bile tasarlamıştı. Ağabeyim, ‘‘Biz para istemiyoruz. Sadece annemin ölümüne sebebiyet vererek ideallerini de yok ettiniz. Hayal ettiği şekilde bir okul yaparsanız size dava açmayız’’ demiş. Avukat birkaç gün sonra arayıp ‘‘istediğiniz okul 1.5 trilyona mal oluyor, bunu yapamayız’’ diye kestirip atmış. Şimdi dava açacağız ve kazandığımız tazminatla annemin ve babamın anısına böyle bir okul yaptıracağız.
GATA'YA ALMADILAR
Babanız subay emeklisi olduğu halde anneniz neden GATA'ya kabul edilmedi?
Bu büyük bir trajedi. Annemi önce SSK'ya götürmüşler. Doktorlar ağır yanık vakkası olduğu için Anadolu Yakası'ndaki tek yanık merkezine sahip olan GATA Hastanesi'ne sevketmişler. Annemin subay eşi olduğunu gösteren kimlikleri kaza yerinde kaldığı için GATA'dan geri çevrilmiş. Böyle birşey olmaz. Biz de hem asker hem de sivil halk adına, Genelkurmay'a bir dilekçe vererek sorumluların cezalandırılmasını isteyeceğiz.
Yıldız Gürsel’e bakmayan GATA yetkililerine işlemGENELKURMAY Başkanlığı Genel Sekreterliği, Kartal'daki tanker kazasında yaralanan Yıldız Gürsel’in GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'ne alınmadığına ilişkin yapılan idari araştırma neticesinde, sorumlu oldukları değerlendirilen personel hakkında yasal işlemin başlatıldığını bildirdi. Yazılı açıklamada, ‘‘Konuya ilişkin yapılan idari araştırma neticesinde, sorumlu oldukları değerlendirilen personel hakkında gerekli yasal işlem başlatılmıştır’’ denildi.
Kartal Kaymakamı Dursun Ali Şahin'in de hastane yetkilileri hakkında Genelkurmay Başkanlığı'na başvuruda bulunduğu kaza sonrasında, yanık yaralısı Yıldız Gürsel ve eşi emekli Binbaşı Atilla Gürsel hayatlarını kaybetmişti.
Dehşet tankeriKARTAL'da 24 Şubat Salı günü saat 15.15'de 34 NRL 85 plakalı, Cavit Karakaş yönetimindeki 20 ton mazot yüklü tanker, Özel Ahmet Şimşek Lisesi önündeki kavşakta, yeşil ışığın yanmasını bekleyen araçların arasına dalmıştı. Tankerin ilk çarptığı LPG'li taksi infilak etti. Taksinin sürücüsü 33 yaşındaki Halil Latif öldü. Tankerin önünde yaklaşık 150 metre sürüklenen taksiyi saran
alevler çevredeki araçlara da sıçrayınca, kaza yeri can pazarına dönüşmüştü. Tanker, önünde parçalayarak sürüklediği taksiyle bir ara refüjü aşıp karşı şeride geçmişti. Bir yolcu otobüsüne, ardından otomobile çarpan tanker, toplam 26 aracı biçmişti. Ön tarafı parçalanan tanker, altına aldığı lacivert bir otomobili sürükleyerek, meydandaki göbeği aştıktan sonra, yüzlerce yolcunun ve minibüsün beklediği duraklara 2 metre kala, kaldırıma çarparak durmuştu. Olayda 9 kişi ölürken 40'a yakın kişi de yaralanmıştı.
Çarpma hızı 100 km şoför 8/8 kusurlu KARTAL'da meydana gelen ve 9 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan tanker faciasıyla ilgili raporunu tamamlayan bilirkişi, tanker sürücüsü
Cavit Karakaş’ı 8/8 oranında kusurlu buldu. Raporda, aracın balata ve frenlerinin sağlam olduğu, hava boşalmasının söz konusu olmadığı, ancak son çarpma noktasında imdat frenlerinden birinin kilitlendiği ve son çarpma noktasına kadar fren kullanılmadığı belirtildi. Kaza raporunda ise kazanın 22 saniyede meydana geldiği, sürücünün Kartal Köprüsü'nden aşağı inişi sırasında
trafik ışıklarında kırmızıya yaklanmamak için gaza bastığı, bu sırada önündeki bir araca arkadan çarptığı ve bu çarpma hızının da 100 kilometre olduğunun tespit edildiği belirtildi. 2 makine mühendisi ile bir trafik başkomiserince düzenlenen teknik raporda, 1992 model tankerin şanzumanından difransiyele giden şaftın kopuk olduğu, şanzuman çıkış mili elle döndürüldüğünde milin rahatça döndüğünün tesbit edildiği vurgulandı. Bunun,
‘aracın durduğu zaman vitesin boşta olduğunu gösterdiği’ belirtilen raporda, ancak vitesin darbe esnasında kendiliğinden boşa çıkma ihtimali bulunduğu da belirtildi. Raporda, akaryakıt tankerinde yapılan incelemeye göre fren köklerinin sağlam ve çalışır durumda olduğu, aracın fren sisteminde, tankeri durduramayacak kadar önemli bir fren sistemi teknik arızası olduğu kanaatinin oluşmadığı vurgulandı. Raporda, çarpma sonucu tankerin orta refüje çıktığı, buradan kurtulup, hızlanarak yoluna devam ettiği ve bu sırada ikinci araca çarptığı, bu çarpma hızının ise 120-125 kilometre olduğu vurgulandı.