Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2004 00:00
‘Süper Bilgi Otoyolu olarak da anılan uluslararası bilgi ağı İnternet’in, az gelişmiş ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki uçurumu hızla kapatacağı kehanetinde bulunan gelecek bilimciler bir noktayı gözden kaçırıyor; Az gelişmiş ülkelerin bu teknolojik nimetten yararlanabilecek kültürel ve bilimsel altyapıya sahip olup olmadığı...Özelleşti, özelleşecek derken burnunu bilgi otoyoluna sokan PTT’nin T’si Türk Telekom’un, İnternet hizmeti veren özel kuruluşlardan bu hizmetlerini durdurmasını istemesi yalnızca gelecek bilimcileri değil geleceğin tarihçilerini de meşgul edeceğe benziyor.Eğer Türk Telekom’un bu isteği gerçekleşirse, Türkiye tarihe İnternet’i sansürleyen ilk ülke olarak geçecek’.Bu yazım rahmetli Yeni Yüzyıl gazetesinde tam 9 yıl önce, 2 Temmuz 1995’te yayınlanmış. Ben bile unutmuştum, kopyasına bile sahip değildim. İnternet sağ olsun geçen gün bir sitede tesadüfen rastladım. Yazımın başlığı da günümüze nazire yapıyordu: ‘Değil Avrupa’ya İnternet’e bile giremeyiz’.Hemen ardından da İsmet Berkan’ın Radikal’de yayınlanan birkaç gün önceki yazısını okudum. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Japonya gezisine katılan Berkan, izlenimlerini yazarken Başbakan’ın açıkladığı hükümetin yeni politikasını aktarıyordu. Bu politika bilgi teknolojileri sektörüne öncelik vermekti. İsmet Berkan bu yeni politikayı aktardıktan sonra, konuya hakimiyeti sayesinde çok yerinde bir de soru yöneltiyordu; ‘Peki acaba Başbakan bu açıklamayı yapmazdan önce hükümet ya da bakanlıklar seviyesinde bu konu planlanmış mıydı?’ Ve kendi sorusunu yine çok yerinde bir cevapla kendi yanıtlıyordu: ‘Herhalde planlanmıştı ama planların ne denli ayrıntılı olduğu tartışmalı’...Ayrıntılı planı geçtim, plan müsveddesinin dahi olduğundan şüpheliyim bu hükümetin. AKP tam bir buçuk yıldır iktidarda. Bilgi toplumuna geçiş yarışında değil bir buçuk yılın, değil ayların, değil haftaların, günlerin hatta saatlerin bile önemi var. Ve böylesi kritik bir dönemde AKP iktidarı tam bir buçuk yıldır resmen uyuyor. Bu bir buçuk yıl boyunca İnternet altyapısına neredeyse çivi dahi çakılmadı. Bir ADSL tutturulmuş gidiyor, gerisi sıfır. ADSL dedikleri de boş laftan ibaret. Son kullanıcının kapısına hızlı İnternet bağlantısı götürmeye yarayan ADSL teknolojisinin, Türkiye’nin çağdışı İnternet omurgasında bir işe yaraması mümkün değil. Yapılan işin barajdan İstanbul’a hortumla su getirip, evlere künklerle bağlamaktan farkı yok.Tamam ‘Değil Avrupa’ya İnternet’e bile giremeyiz’ başlıklı yazıdan bugüne kadar geçen koca 9 yılın hepsinden tabii ki AKP hükümeti sorumlu değil. Ama iktidarda oldukları bir buçuk yıl, İnternet’in Türkiye’deki en kara dönemi. Daha önce Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi Bilgi Toplumu yapmaya yönelik vaatlerini yine bu köşeden birkaç kez alkışlamıştım da. Ama bu kadar laf yeter, alkışlayacak icraat bekliyoruz artık.Haa Arınç’a Japon yatıştırıcı nereden mi icap etti? Şeyinin şeyinin şeyi için tabii ki...Türkçe harflere okur sahip çıkıyorSanayi Bakanlığı zorunlu standart getirmediği için Türkçe harf desteği olmadan ithal edilen ve satılan teknolojik ürünler ve İnternet’te Türkçe harf kullanmama alışkanlığının yaygınlaşmasıyla ilgili yazıma okurlardan gelen yoğun destek geldi. Bu yoğun destek üzerine hurriyetim.com.tr/harflerimiz adresinde tüm okurların katılabileceği bir kampanya açtık. Siteye girip Türkçe alfabeyi tehdit edenlere karşı tepkinizi gösterebilir, kampanya için özel olarak açılan forum alanına mesaj göndererek, düşüncelerinizi diğer okurlarla paylaşabilirsiniz. Forum alanına gönderilen mesajlardan bazıları her hafta bu sayfada da yayınlanacaktır. İşte geçen hafta gelen mesajlardan bazıları:Ergun Karamuk (karamuk@datacomm.ch), İsviçre : Çok haklısınız. Bu günün teknolojisi ile artık bu problemleri çözmek çok kolay. Her şey çoktan hazir. Fakat burada iş bizim kurumlarımıza (üniversitelerimiz, Tübitak v.s.) düşüyor. Ben bu işin uzmanı değilim. Bilgisayarımda Türkçe harfleri yazabilmek için günlerce uğraşmam gerekti.Selçuk Atmaca (selcukÑ-@hotmail.com), Almanya: Berlin’de yaşıyorum ve gönderilen mesajlarda Türkçe karakterleri okuyamadığını iddia eden şahısları hayretle karşılıyorum. F klavye yerine Q Türkçe klavye kullanmamız da akıl alacak şey değil...Cihan Tuluhan (cihantur@msn.com), Hollanda: Yurtdışında yaşayanlar olarak bu duruma çok üzülüyoruz. Vatanıma geldiğim zaman hayretler içinde kalıyorum ve bu dil kirliliğinin maalesef gittikçe daha çok artmakta olduğunu izliyorum. İnanın başka hiçbir ülkede böyle bir durum yoktur. Dr.Can Uzun (uzun@Ñ-.es), İspanya: E.posta mesajlarındaki Türkçe karakterler hakkındaki makalenizi okudum ve size tamamıyla katılıyorum. Kendisini saydırmayı bilmeyeni saymaz ve adam yerine koymazlar.Namık Güler (namikÑ-@tiscali.co.uk), İngiltere: Bu güzel kızımızın İnternet sayfasını çok merak ettim. Ben de Londra’da yaşayan ODTÜ Elekrtronik mezunu Türküm ve harflerle ilgili hiçbir sorunum yok.Dr. Coşkun Tunca (jÑtunca@ÑÑ.net), ABD: Yazınızı ilk defa Hürriyet gazetesinde görüyorum. Yazınız çok güzeldi ve ulusal bilinçle yazılmıştı. Annan Planı ve Kıbrıs hakkında da yazarsanız çok sevineceğiz.Neslihan Say (neslihanÑ-@Ñ-.com): Ben F klavye ararken, bir tezgahtar ‘gazeteci misiniz?’ diye sormuştu. Artık hemen hemen hiç gelmiyormuş F klavye. Fakat konu klavye ile bitmiyor. Ondalık ayraçlar sıkıntısı da var. Elektrik ya da doğalgaz faturası, Migros kasa fişi, ATM çıktısı, banka dekontu gibi resmi belgelere baktığınızda bu bozukluğu görüyorsunuz. Standartlar konusunda genel bir sıkıntımız olduğu ortada.Halil Belberler (belberler@Ñ-.com): Öncelikle fikirlerinizi çok beğendim. Edirne Ticaret Lisesi ve ardından da İ.Ü Veteriner Fakültesi’nden mezun oldum. Yaklaşık 6 yıldır bilgisayar kullanıyorum. Hep Q klavye ile çalışıyordum. F klavye mi Q klavye mi tartışmasından sonra hemen bir F klavye aldım o kadar rahatladım ki bilemezsiniz. Artık on parmak yazıyorum. Çok daha hızlı oldum. Şimdi şirketteki bilgisayarıma da F klavye koyacağım ve herkese de tavsiye ederim. Nermin Öztürk (NÑ-@hotmail.com): Bilgisayar ortamında Türkçe karakterlerin kullanımı konusundaki duyarlılığınız için teşekkür ederim. Lütfen bu konuda biraz daha ısrarlı olunuz. Bu konuda öncelikle resmi kurumlarımızın duyarlı olması gerekiyor. Çağrı Bayram (ilkkursuntr@hotmail.com): Dilimizi yoketmeye çalışan insan bol. Üstelik bunu ‘modernleşme, teknoloji konusunda ilerleme’ adı altında yapanlar da çok fazla. Bir ülke teknolojide ilerlemek istiyorsa bunu kendi diliyle yapabilir (bakınız Japonya).hurriyetim.com.tr/harflerimiz adresindeki kampanyaya katılarak devletin bir köşeye attığı harf devrimine sahip çıkabilirsinizSayın Yetkili, Bu super klavyenize lutfen Turkce F klavye destegi de verin.Sitesiyle de iz bıraktıNedense ardında kalıcı eserler bırakanlara hep daha fazla üzülürüz. Daha uzun yaşasalardı, daha başka kalıcı eserlere de imza atacaklarını bildiğimizdendir herhalde... Halbuki ölümsüzlüğü yakalayan bir tek onlardır. Sakıp Sabancı’nın ardında bıraktığı ölümsüz eserler, dev bir üretim cumhuriyetinden ibaret değil. Yazdığı 15 kitaptan da fazla... Sakıp Sabancı bildiğim kadarıyla Türkiye’de kendi şahsi İnternet sitesi olan tek holding patronu. Hatta belki dünyada bile tektir. Yazdığı samimi mektubu cenazesinin kalkmasını beklemeden siyasi çıkar sağlama amacıyla kullananlar, Sakıp Sabancı’nın İnternet’e bu kadar değer veren vizyonunu anlamaya çalışsalar ve Tükiye’yi bilgi çağına taşıyacak İnternet altyapısına bir an önce gerekli yatırımları yapmaya başlasalar, anısına daha hürmet etmiş olurlar. sakipsabanci.gen.trİnternet’in yeni kitabıİnternet’le ilgili yayınlanmış Türkçe genel referans kitabı sayısı bir, ikiyi geçmez. Melih Bayram Dede imzalı ‘İnternet’ isimli yeni kitap bu boşluğu çok iyi dolduracak nitelikte. 11 yıldır gazetecilik yapan ve uzun bir süredir Yeni Şafak’ta bilişim editörlüğü yapan Melih Bayram Dede, aynı zamanda dergibi.com’u yayınlıyor. Dede’nin İnternet kitabı, İnternet’le ilgili temel bilgileri derli toplu sunan bir başvuru kaynağı niteliğinde. İnsan Yayınları tarafından yayınlanan kitabın, özellikle ‘İnterneti nasıl kullanmalı’ başlıklı bölümünü deneyimli, deneyimsiz tüm İnternet kullanıcılarına tavsiye ederim. insanyayinlari.com.tr
button