OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 27, 2002 00:00
Tayyip Bey şiddetli bir ishale yakalanınca, malvarlığı ile ilgili olarak Ankara'da devam eden davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşmasına katılamadı. Onun böyle önemli bir günde rahatsızlandığını görünce, ileride yine böyle önemli bir günde rahatsızlanması halinde uygulayabileceği bir reçete vereyim dedim. Basit ama manevi tarafı olan ve Hazreti Muhammed'e atfedilen yani hadislerde geçen bir reçete... Hazreti Muhammed, ishal olan kişinin bal yemesi gerektiğini buyuruyor. Yazması benden, uygulaması Tayyip Bey'den...‘‘İSHAL’’ kavramı, 30 küsur yıllık bir aradan sonra adalet tarihimizde yeniden yeraldı.Türkiye, ishalin bir mahkemede mazeret olarak kullanılmasının son örneğini bundan 30 küsur sene önce görmüş, ‘‘gizli örgüt üyesi olduğu’’ iddiasıyla 12 Mart döneminde askeri bir mahkemede yargılanan rahmetli Doç. Mukbil Özyörük, hákimin ‘‘Katıldığınız örgüt toplantısını anlatın bakalım!’’ demesi üzerine ‘‘Bendeniz o gece şiddetli bir ishalden mustaribdim reis beyefendi! Arkadaşlar içeride birşeyler konuşuyorlardı ama dakika başı tuvalete taşındığım için ne konuştuklarını işitemedim’’ cevabını vermiş ve beraat etmişti.Derken aradan 30 sene geçti ve ‘‘ishal’’, adalet literatürümüze bu defa Tayyip Erdoğan tarafından taşındı: Tayyip Bey, malvarlığı ile ilgili olarak Ankara'da açılan davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşmasına katılmadı ve mahkemeye Haseki Hastahanesi'nden aldığı bir raporu gönderdi. Rapora göre Tayyip Bey ishal olmuştu, üstelik gripti ve beş gün boyunca dinlenmesi gerekiyordu.AB, İSHALDEN DE ÖNEMLİMahkeme gününün sabahı şiddetli ishal çeken Tayyip Bey aynı günün akşamı gerçi ayaklanmış ve Avrupa Birliği büyükelçilerinin yemeğine katılmış, hatta Emin Çölaşan'ın yazdığına göre orada soslu somon salata, pirzola ve dondurmadan müteşekkil mönüyü afiyetle taam buyurmuştu. Bütün bunları okuyunca içim bir fena oldu. Zira o sabah kendisi için hayati önem taşıyan bir davaya gidemeyecek derecede hasta olan Tayyip Bey akşam bu defa memleket için hayati önemi haiz bir toplantıya, ‘‘AB'ye girebilmek için Avrupalılar'a şirin gözükme’’ davetine katılmadan edememişti. Memleket aşkına katıldığı o davete giderken büyük zahmetler çektiğine, protokol uğruna
yemek zorunda kaldığı soslu somon salatasını midesine indirirken de dayanılmaz bir ıstırap yaÅŸadığına emindim.Dolayısıyla, böylesine büyük bir fedakárlığa katlanan ve başında bulunduÄŸu partinin 3 Kasım sonrasında Türkiye'nin kaderinde söz sahibi olacağı söylenen bir politikacının saÄŸlığını kendi saÄŸlığımız gibi düşünmek zorunda olduÄŸumuzu hissettim. Sonra, bu politikacıyı muhtemel ishallerden kurtaracak en etkili ilácı ona hatırlatayım dedim.BAL DA Ä°YÄ° GELÄ°R, ÅžERBETÄ° DEÄ°shalin tedavisi için gerçi çok sayıda iláç vardır, hatta bu iÅŸte kullanılan kocakarı iláçları da çeÅŸit çeÅŸittir ama Tayyip Bey için bütün bunlardan çok daha basit fakat çok daha etkili bir iláç mevcuttur: BildiÄŸimiz, bal!..Ä°shalin bu ÅŸekilde tedavisinin üstelik manevi boyutu da vardır, zira hadislere, yani Hazreti Muhammed'in sözlerine dayanan bir uygulamadır. Bizzat hazreti peygamber tarafından tavsiye edilmiÅŸ, hastalar tarafından uygulanmış, ishali kestiÄŸi görülmüş ve bu metod sonraki devirlerde hadis álimleri tarafından tıbbi açıdan da yorumlanmıştır.Ebu Sa'idi'l-Hudrî'den nakledilen bu tedavi hadisesi Buharî, Müslim ve Tirmizî gibi en muteber hadis kitaplarında bakın nasıl yazılıdır:‘‘Bir adam peygamber efendimize gelerek ‘KardeÅŸim ishal oldu, ne yapayım?' diye sordu. Peygamber efendimiz, ‘Ona bal ÅŸerbeti içir' ferman buyurdu. Adam içirdi. Daha sonra aynı ÅŸahıs tekrar gelip ‘Ben bal ÅŸerbeti içirdim ancak bu onun ishalini arttırmaktan baÅŸka birÅŸeye yaramadı' dedi. Adamın bu gidip gelmeleri üç defa tekrar etti. Peygamber efendimiz sonunda ‘Allah doÄŸru söyledi, kardeÅŸinin karnı hata etti' buyurdu. Sonra bir defa daha içirdi, bu sefer kardeÅŸi iyileÅŸti.’’İshale karşı bal tavsiye edilmesini eskiler garip karşılamış olacaklar ki, hadis daha sonra 15. asır álimlerinden Ä°bn Hacer el Askaláni tarafından ÅŸerhedilir.Ä°ÅŸte, Ä°bn Hacer'in ishal ile bal arasındaki baÄŸlantı hakkında yazdıkları:‘‘...Ä°shalin çeÅŸitlerinden biri, beraberinde kusmayı da getiren ÅŸiddetli bir rahatsızlıktır ve hazımsızlıktan meydana gelir. Bu ishalin tedavisi, kiÅŸinin tabiatını ve fonksiyonunu terketmesiyle olur. Vücud belli bir müshile muhtaçtır ve hastada kuvvet oldukça yardım edilir.Hadiste bahsi geçen hasta, hazımsızlıktan meydana gelen bir ishal çekmektedir. Peygamber ona, mide ve barsaklarında toplanmış olan fuzuli maddeleri boÅŸaltması için bal tavsiye etmiÅŸtir. Zira balda, gıdanın midede kalmasını engelleyen fazlalıkları tahliye edici bir özellik vardır.MÄ°DE, HAVLU GÄ°BÄ°DÄ°RMidemiz, havlulardakine benzer tüylere sahiptir. Yapışkan karışımlar bu tüylere takılacak olursa mideyi hasta eder ve gelen öteki gıdaları da bozarlar. Dolayısıyla tedavi, bu karışımları mideden çıkartacak bir maddenin kullanılmasıyla mümkün olur ve bu iÅŸ için baldan daha etkili bir madde yoktur. Hasta, ilk seferde hastalığın direncini kırmaya yetecek miktarda bal içmemiÅŸ, peygamber de bu yüzden içmeye devam etmesini buyurmuÅŸ ve bal içmeler devam ettikçe hastalık iyileÅŸmiÅŸtir.’’Tayyip Bey'in rahatsızlığının ÅŸifası olan ve geçmiÅŸi Hazreti Muhammed'e kadar uzanan ballı reçetenin öyküsü ve ayrıntıları bunlardan ibaret. Ben bu reçeteyi Prof. Dr. Ä°brahim Canan'ın hazırladığı ‘‘Kütüb-i Sitte’’den, yani hadis ansiklopedisinden naklettim. Bundan sonraki mahkeme gününün sabahında ishal olduÄŸu takdirde bu reçeteyi uygulayıp uygulamamak, artık Tayyip Bey'in inancına kalmış bir iÅŸ...Ä°shal olanlara 500 yıl öncesinin reçeteleriKÃœTÃœPHANEMDE, 16. asrın ikinci yarısında kaleme alınmış elyazması bir tedavi kitabı bulunuyor ve kitabın bir bölümü ishalin tedavisine ayrılmış.Ä°ÅŸte, Tayyip Bey'in aklının bir köşesinde bulunması için, büyük büyük dedelerimizin zamanından kalma bu tıp kitabının ishal iláçlarından bahseden bölümünden birkaç reçeteyi günümüz Türkçesine aktararak naklediyorum:Ä°mdi her kim ki ishal olsa, koyunun ciÄŸerini kebap eyleyip yiye, ishal pekliÄŸe döner.Ve eÄŸer birkaç gün boyunca sumak suyunda piÅŸmiÅŸ tavuk kavurmasını ve kebabı veyahut güvercin ve serçe etini ve yine sumak suyuyla çok piÅŸmiÅŸ yumurtayı yiye, ziyadesiyle fayda ede ve ishal pekliÄŸe çevrile.Ä°shal olan kiÅŸi diÄŸer yaÄŸlı ÅŸeylerden, soÄŸuk yemeklerden ve soÄŸuk sulardan uzak dura.Peygamber aleyhisselámdan şöyle nakledilmiÅŸtir: Sinamekiyi, beÅŸ dirhem bitki ÅŸekerini ve bir dirhem sinameki tohumunu alalar, bunların cümlesini havanda döverek birbirine karıştıralar ve büyük haplar yapalar. Bu haplardan sabah ve akÅŸam birer ölçü kullanalar ve ishal gide.Ä°shal çok ziyade olursa bir mikdar incir yaprağı alalar, bir tencere içinde iyice kaynatalar ve su sıcak iken ayaklarını topuklarına dek içine sokup su soÄŸuyuncaya kadar tutalar. Ä°shal, Allah'ın izniyle defolup gider.EÄŸer ishalle beraber sancı da gelmiÅŸse, hastaya yoÄŸurt ayranı içireler. Sancı azalmazsa bir demir parçasını alalar, bunu ateÅŸte kızdırıp yoÄŸurt ayranının içine sokup ayranı daÄŸlayalar. Sonra daÄŸlanmış ayranı çalkalayarak birkaç defa içireler. Hasta, ÅŸifa bula.Pirinci sumak suyuyla çorba yapıp içireler, hasta kabız ola.Tayyip Bey’e ÅŸifa verecek kocakarı iláçlarıYumurta kabuÄŸu yakılır, döğülür ve toz haline getirilip burna çekilir.MeÅŸe palamudu ateÅŸte piÅŸirilerek fındık gibi yenir.Kızılcık çekirdeÄŸi dövülür, hasıl olan undan su ile hap yapılarak yutturulur.Bir kadeh konyağın içine bir kaşık kahve konur, üzerine limon sıkılıp içilir (Tayyip Bey'in bu formülü kullanacağından emin deÄŸilim).Bir buçuk dirhem afyon, üç buçuk dirhem mısır tiryakı, üç buçuk dirhem karanfil, iki dirhem kardeÅŸ kanı ile tek bir ak mazı döğülüp karıştırılarak leblebi boyunda hap yapılır. Bunlardan sabah ve akÅŸam birer adet alınır (Tayyip Bey'in bu formülü kullanacağı da kuÅŸkuludur).Hastaya soyulmuÅŸ sarmısak diÅŸleri yutturulur.Sarmısak suda kaynatılarak hasta bunun buÄŸusu üzerine oturtulur.Çay kavrulur, deÄŸirmende çekilerek hastaya kaşık kaşık yedirilir.EkÅŸi nar kabuÄŸu kaynatılarak suyu içirilir.Hasta, katran buÄŸusuna oturtulur (Mehmet Halit Bayrı'nın ‘‘İstanbul Folkloru’’ndan).Â
button