Güncelleme Tarihi:
Merkez Yakutiye İlçesi’ne bağlı Terminal Mahallesi Kombine Caddesi’nde 23 Ocak 2014 günü meydana gelen olayda, 35 yaşındaki T.K., boşanma davası süren 3 yıllık eşi 34 yaşındaki D.K.’yı bir akaryakıt istasyonunda A.P.’ye ait otomobilin içinde gördü. Boşanma davası nedeniyle aralarında sorun bulunan T.K., eşinin olduğu otomobile bindi ve hareket ettikten sonra sürücü A.P.’den araçtan inmesini istedi.
Ön koltukta oturan T.K. arka koltukta oturan D.K.’nın yanına geçti ve konuşma sırasında tartışma çıktı. Tartışma sonrası otomobilden çıkmak isteyen D.K.’yı eşi saçından tutarak içeriye çekti ve sırtından bıçakla yaraladı. Bunun üzerine dışarıda bekleyen A.P. polis ile D.K.’nın kardeşlerini arayarak yardım istedi. D.K. hastaneye kaldırılırken, gözaltına alınan T.K., 24 Ocak 2014 günü tutuklanarak Erzurum E Tipi Cezaevi’ne konuldu.
BAKANLIK MÜDAHİL OLDU
T.K. hakkında Erzurum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’eşe karşı kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan dava açıldı. 23 Temmuz 2014 günü görülen karar duruşmasında T.K. önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İki kadın üyenin olduğu mahkeme heyeti, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığını dikkate alarak T.K.’ya 15 yıl hapis cezası verdi. T.K.’ya ’tahrik indirimi’ uygulayan mahkeme heyeti yarı orandaÿindirim yaparak cezayı 7.5 yıla düşürdü.
Heyet, 1/6 oranında da ’iyi hal indirimi’ uygulayarak T.K.’yı 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti. Hazırlanan gerekçeli kararda, ’D.K.’nın evlilik öncesi mazbut giyineceğine dair sanıkla anlaştığı halde açık giyindiği, olay günü de camları film kaplı A.P.’nin aracında arka koltukta hafif yana yatmış vaziyette, üstünde tayt bulunduğu halde rahat bir şekilde görülmesinin tartışmaya neden olduğu’ belirtildi. Gerekçeli kararda, ’bu durumun sanık için tahrik oluşturduğundan cezada makul ve adil düzeyde indirim yapıldığı’ kaydedildi.
Mahkemenin sonuçlandığı dava ile ilgili DHA’nın yaptığı haberin gazete ve televizyonlarda yer almasının ardından,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı davaya müdahil olmak için başvurdu. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, 27 Ocak 2016 günü verdiği kararında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya katılması için dosyayı mahkemeye gönderdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın müdahil olmasının ardından karar temyiz edildi. Aynı daire, bakanlık avukatının temyiz itirazını yerinde görerek 9 Kasım 2016 günü kararı bozdu.
YENİDEN YARGILAMADA CEZA 10 YILA ÇIKTI
Bozma kararı sonrası dosya yine 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görüldü. 5 Ocak 2017’de görülen davada yeni heyet, T.K.’yı önce ağırlaştırılmış ömür boyu, ardından eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle 16 yıl hapse çarptırdı. 1/4 oranında ’tahrik indirimi’ uygulayarak bunu 12 yılı indiren mahkeme, sanığa ’iyi hal’ indirimi de uygulayarak 10 yıl hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme heyeti hükümle birlikte T.K.’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Hazırlanan gerekçeli kararda, suç tarihine kadar evli görülen sanık ve katılanın esasen evliliklerinin altıncı ayından itibaren, yaşam tarzı, birbirlerini anlamama, evlilik öncesi beklenenlerden farklı tutumlar, kıskançlık, ailelerin ortak yaşama müdahalesi gibi sebeplerle ciddi geçimsizlik yaşandığına vurgu yapıldı. Ayrı yaşamaya başladıkları süreçte birbirlerine olan güvenin tamamen kaybolduğu, sanığın bu şartlarda evlilik birliğinin yürümeyeceğini görmesi sonucu boşanma kararı aldığı anımsatılan kararda, D.K.’nın boşanmaya karşı çıktığı, rahat ve sanığın kafasında kıskançlık oluşturur şüpheli davranışlar ile kıskançlık, aradaki ihtilafın büyümesine neden olduğu bildirildi. Kararda, sanığın D.K.’nın başka kızlarla dolaşan A.P.’ye ait araçta ÿarka koltukta hafif yana yatmış vaziyette üstünde tayt bulunduğu halde rahat bir şekilde gördüğü ve hiddetlendiği belirtildi. Gerekçeli kararda, şöyle denildi:
"Taraflar arasında uyuşmazlığa zaman içinde güvensizliği, sorunları beraberinde getirdiği bu bağlamda olay tarihinde katılanın camların filmle kapalı olan araç içinde görmesi katılana yönelik ’bu ne biçim giysi, üstüne başına bak’ söylemi ile başlayan tartışmada tahrik edici bir şekilde katılanın ’ben o.... isem sen de p....’ diyerek karşılık vermesi olgusu birlikte değerlendirildiğinde katılanın evlilik birliğinin yasal olarak devam ettiği dönemde sanığın kendisinde oluşan olumsuz algılar dışında katılanın sanığa yönelik aksi ispatlanmayan hareket söyleminin haksız tahrik oluşturduğu kanaatine varılarak TCK’nın 29/1 maddesi gereğince 1/4 oranında indirim yapılmasına, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre hüküm tesis edilmiştir."
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR