Güncelleme Tarihi:
Taylan Yıldız, 1980 Ankara doğumludur. Taylan Yıldız, ilkokula İzmir’de başladı. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. ABD’de Massachusetts Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 2003’te Stanford Üniversitesi’ndeki işletme doktorası pazarlama programına tam burslu olarak girdi. Taylan Yıldız bir süre Google’da çalıştı.
Taylan Yıldız'ın İpek Öbey ile gerçekleştirdiği röportaj;
Gencecik bir adam… 37 yaşında… Dahi çocuk olarak başladığı hayatını, müthiş başarılarla taçlandırmış… Boğaziçi, ardından dünyada yılda en fazla iki kişinin kabul edildiği Stanford Üniversitesi’nde doktora… Sonra Silikon Vadisi’nde Google tarafından adeta kapılmış, milyar dolarları yöneten bir koltuk ona verilmiş. Şimdi anaokulu öğretmeni olan eşiyle birlikte bavulunu toplayıp, kariyerini arkasında bırakıp Türkiye’ye geldi. Amacı, hayatı boyunca istediği şeyi yapmak: “Dünyayı değiştirmek, ülkesine hizmet etmek…” Taylan Yıldız, geçen haftalarda Meral Akşener’in partisini anlattığı bir toplantıda, “Yeni Adnan Kahveciler çıkaracağız” sözünün karşılığı… Yakında diğerlerini de tanıyacağız. Peki Adnan Kahveci’nin siyasette temsil ettiği şey neydi, Taylan Yıldız kim ve siyasette neyi hedefliyor? Gelin yakından tanıyalım…
Sizin hikâyeniz nerede başladı?
- 1980’de, Ankara’da. Annem röntgen teknisyeni, babam doktor. Orta sınıf bir aileden geliyorum. Beni çok özgür büyüttüler. En önemlisi özgüven verdiler.
Sahiden söylenildiği gibi dâhi misiniz?
- Kendimle ilgili böyle konuşamam.
Erken konuşup, erken okuma-yazma öğrenmişsiniz.
- Evet, üç yaşımdayken kendi kendime okuma-yazma öğrendim. İlkokula İzmir’de başladım. Birinci sınıf maceram, öğretmenlerimin “Bizim öğretebileceğimiz bir şey yok” demesiyle sadece bir ay sürdü. Direkt ikinci sınıfa geçtim.
Sonra?
- Lise ikinci sınıftayken master tezi düzeyinde gösterilen Soma Termik Santralı’nda atık küllerin içindeki yanmamış kömürlerin geri kazanımı ve kül dağlarının çevresel etkileri konulu bir proje geliştirdim. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Sonra Amerika’ya gittim ve Massachusetts Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. 2003'te tüm dünyadan yılda en fazla iki kişinin kabul edildiği Stanford Üniversitesi'ndeki işletme doktorası pazarlama programına tam burslu olarak girdim.
O kadar insan arasından neden seçildiğinizi biliyor musunuz?
- O zaman ‘yanlışlıkla seçtiler’ diye düşünmüştüm. Çünkü piyango gibi bir şey. (Gülüyor) Ama Stanford’a gittiğimde anladım ki, hem akademik anlamda çok başarılı bir kurum hem de neredeyse profesyonel anlamda sanatçı ya da sporcu çıkarma yönü var. Örneğin ben Stanford’a başvurduğum sırada okul başarılarımın yanı sıra el çeperinden insan tanıyan biyometrik sistem geliştirdim. Neredeyse profesyonel düzeyde müzik yaptım.
Google’dan ne zaman teklif aldınız?
- 2007’de, henüz doktora programını bitirmemiştim. Stanford’a gittiniz, oradayken Google tarafından keşfedildiniz. Aynı siz, Türkiye’de bir üniversitede okuyor olsaydınız, o sırada büyük bir şirket sizi keşfeder miydi?- Hayır, keşfetmezdi. Yurtdışına gittiğiniz zaman sizin ederiniz topluma kazandırdığınız değer kadar. Kim olduğunuzun önemi yok. Toplum değerinizin karşılığını veriyor. Liyakat kıymetli bir şey. Tabii hayal kurmak da daha kolay oluyor o zaman. Ama Türkiye’de açık 10 pozisyon varsa birinde liyakat aranıyor. Diğeri eş-dost-akraba..