Tavukçunun kanarya aşkı

Güncelleme Tarihi:

Tavukçunun kanarya aşkı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 1998 00:00

Haberin Devamı

Sekiz birinciliği var

Zuhal Daştan, Anadolu Ornitoloji (Kuş bilimi) Derneği Başkanı. Türkiye'nin en büyük kanarya ithalatçısı ve yetiştiricilerinden. Dünya Kuş Federasyonu ile Türkiye arasındaki bağlantıyı sağlayan kişi. Avrupa'da şampiyon bir Norwich çıkartan Daştan'ın, yurt içindeki yarışmalarda kazandığı 8 birinciliği var.

Kanaryacılığı, Hollanda'daki yarışmadan şampiyon bir Norwich çıkartan Zuhal Daştan'dan öğrenmek için çaldık kapısını. Daştan'ın asıl işi tavukçuluk. Pak Tavuk'un sahibi. Büyük aşkı ise kanaryalar.

Çocukluk yıllarında, lise çağına kadar kanaryaları varmış. ‘‘Lise çağlarında kızlara bakmaya başladım’’ diyor. Evlendikten sonra yeniden kanaryalar giriyor yaşamına. İstanbul'daki bir derneğin mezatından aldığı kanarya ile başlıyor işe. Sonraki hafta bir tane daha. Bir tane daha derken. Sayıları önce 15'i buluyor. Üretime geçince, bir de bakıyor kanaryaların sayısı 50 olmuş.

Bu süreç içinde, kanaryalarını Sultan Çiftliği'ndeki tavuk çiftliğine nakledemiyor. Çünkü, aynı alanda tavuk ve kanarya, hijyen açısından riskli.

Derken eşi sızlanmaya başlıyor. Sayıları artan kanaryaların evde koku yaptığını sık sık yineliyor. Sultanbeyli'nin hızla gelişip, 27 yıl önce çevresi bomboş olan çiftliğinin evlerin arasında kalması, Zuhal Daştan'ın kanaryalarının önünü açıyor. Yerleşim merkezinin ortasında kalan çiftlikteki tavuk üretimine son veriyor. Kanaryalar da çiftlikteki dört odalı bir binaya taşınıyor, tam beş yıl önce.

Hollanda'da İstiklal Marşı'nı çaldıran şampiyonluğa uzanan süreç, işte bu çiftlikte başlıyor. Türkiye'deki ırk kanaryası yarışmalarını izleyip, bir çift Norwich alıyor önce. Ardından Crested, Parizyen, Border, Gloster çiftleri geliyor. Bir de bakıyor iş çığrından çıkmış. ‘‘Bu kadar çeşit konsantre zorluğu yaratıyordu’’ diyor Zuhal Daştan. ‘‘Sonunda Norwich ve Crested üretmekte karar verdim. Diğer ırkları elimden çıkarttım. Norwich ve Crested üzerine konsantre oldum. Avrupa'dan yeni çiftler getirerek, ırkı iyileştirmeye başladım.’’

Zuhal Daştan, Norwich'le Hollanda'da yakaladığı şampiyonluğu, önümüzdeki yıl İtalya'da yapılacak yarışmada bir kez daha yaşamak için, son derece titiz bir çalışma sergiliyor. Kanaryalarının sayısı 1100'e yaklaşmış. Kanaryacılık konusunda çok iddialı olan İtalya'da bile bu popülasyonda, 2-3 kümes bulunduğunu söylüyor gururla. Ancak, tek tip üzerine az sayıda kanarya ile çalışan, nitelikleri daha yüksek çiftlikler olduğunu sözlerine ekliyor.

Daştan, önümüzdeki yıllarda yarışmalara

Crested dalında da katılma hazırlığı

içinde. Şimdi bile bu yarışmalara

girebileceğini söylüyorlar ama o temkinli.

Özellikle, Crested dalında her yarışmada

şampiyon çıkartan İtalyan rakibini

altetmek için zamana ihtiyacı

olduğuna inanıyor.

KANARYAYA BÜLBÜL DERSİ

Bülbül ötümlü kanarya yetiştirmek biz Türkler'e özgü bir iş. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra baba hemen ayrılıyor. Anne yavruları, hiç öten kanaryanın olmadığı bir odada tek başına besliyor. Başka ötüş nameleri öğrenmesin diye. 25-30 günlük olduktan sonra yavrulara, günde 8 saat teybe kaydedilmiş bülbül sesi dinletiliyor. Bu hayvanlar büyüdüğü zaman bülbül nameleri şakıyorlar. Ancak, bu kuşları diğer kuşların arasına koyarsanız, bir hafta içinde bülbül namelerini unutup, normal ötüşe dönüyor. Bizde bülbül ötüşlü kanarya yarışmaları yapılıyor ama Avrupa'da yok. Henüz dünya standartlarına alınmamış.

Kanarya monopolünü kıran kaza

Avrupa'nın kanaryalarla tanışması, 1300'lü yılların son dönemine denk geliyor. Gemicilerin, o dönem İngiltere Kralı 6. Charles'a, sarı, yeşil ve daha başka renklerde, çok güzel öten kuşlar getirdiğine rastlanıyor kayıtlarda. 1510-1565 yılları arasında yaşayan İsviçreli Natüralist Conrad Gesner de kayıtlarında kanaryalardan bahsediyor. İngiltere'de çok rağbet gören bu kuşların, fiyatları pahalı olduğu için zenginler tarafından satın alındığını yazıyor. Atlas Okyanusu'ndaki Canari Adaları ile çevresindeki Mader ve Asor Adalarında yetişen kanaryaları, Bir monopol oluşturan İspanyollar ve Portekizliler gemilerle getirip Avrupa'ya satıyordu. Ancak, üretilip fiyatları düşmemesi için, satılan kanaryaların hepsi erkekti. Naturalist Olima, 1622 yılında yazdığı eserinde, çok miktarda kanarya taşıyan bir İspanyol gemisinin Venedik Körfezi'nde fırtınaya tutulup battığını yazıyor. Kazada, tayfalar tarafından gemiden uçuralan kanaryalar İtalya sahillerine çıktılar. Bir kısmı, rüzgarın da yardımıyla Elbe Adası'na kadar ulaştılar. Buralarda çoğalarak, Avrupa'ya hızla yayılan kanaryaların atalarını oluşturdular.

Kırmızı kanaryaların sırrı

İngiltere'de bir kuş meraklısı, 20'nci yüzyılın başında, kırmızı kanaryasıyla katıldığı yarışmada ilgi odağı haline geldi. Ada ülkesinin soyluları, bu kanaryayı almak için büyük paralar teklif ettiler. Ancak, kırmızı kanaryanın sahibi satmamakta diretti.

Kanaryalarda alışılmamış kırmızı rengin sırrı çözülmekte gecikmedi. İngiltere'yi ayağa kaldıran kuş meraklısı, kanaryasını bildiğimiz kırmızı biberle beslemişti.

Artık sarı kanaryaları kırmızıya dönüştürmek pek kolay. Tüy dökümünden birkaç hafta önce yemlerine katılan karofil sayesinde, kuşların yeni tüyleri kırmızı ve pembenin tonlarına sahip olabiliyor. Tabii bu geçici bir görüntü. Yeni tüy dökümü öncesinde, karofil, kırmızı biber ya da pancar vermezseniz, kanaryanız yeniden eski rengine dönüyor.

Kanarya alırken...

Kafesinde duran, tüylerini kabartan, duran, düşünen, ağzını açarak soluyan, kuyruğunu emme basma tulumba gibi oynatan kanaryalardan uzak durun. Sağlıklı bir kanaryanın tüyleri sıkı ve temiz olur. Tünekten tüneğe konar. Aktiftir. Yem yer. Genç mi yaşlı mı olduğunu, ayaklarının derisine bakarak anlayabilirsiniz. Ayaklarındaki deri nasırlaşmış ise kanarya yaşlanmıştır. Ayak derileri pırıl pırılsa geç bir kanaryayla karşı karşıyasınız. Tünekte sabit duruyorsa, kör olabilir. Tünekten tüneğe uçuyorsa, uçtuğu konduğu yeri biliyorsa tehlike yok demektir.

Erkek mi, dişi mi? İşte orada aldanabilirsiniz. Bir kanaryaya yumurtlamadan yüzde 100 dişi demek mümkün değil. En iyisi alacağınız kanaryayı bir kafese koyup, biraz geriye çekilip dinleyin. Şakır şakır ötüyorsa, yüzde 99 erkektir. Ara sıra cikcikliyor ya da susuyorsa dişi.

Tatiliniz zehir olmasın

Önlemlerinizi baştan alırsanız, kedi ya da köpeğinizle tatile çıkmak çok eğlenceli olabilir. Tatilinizi rezil etmemek için yola çıkmadan önce önerilerimize kulak verin.

Sağlık karneleri yanınızda olsun.

Otomobille yolculuk yapacaksanız, onları yola çıkmadan iki saat önce doyurun. 8 saati geçmeyen yolculuklarda, başka yiyecek vermeyin.

Yaz sıcağında, otomobilinizi gölgeye bile parketseniz, onu içinde bırakmayın.

Köpeğiniz kaybolabilir. Tasmasına, kimlik bilgileri, adresiniz ve telefon numaranız bulunan bir kart iliştirin.

Otomobille yolculuk yapıyorsanız, mola verdiğiniz yerlerde kedinizin kaçma riskinin çok yüksek olduğunu aklınızdan çıkartmayın. Yolculuk stresi içinde paniğe kapılan kedinize bir tasma takmanızda büyük fayda var.

Otomobille yolculuk boyunca, kedinizin taşıma kutusunda bulunmasını sağlayın. En uysal kediler bile yolculuk steresi nedeniyle hırçınlaşabilir. Otomobilin içinde gezinen kedi bir anda ürküp üzerinize atlayıp, korkunç bir kazanın nedeni olabilir.

Tatil yapan diğer kişilerin köpeğinizi sevmek zorunda olmadığını hiç unutmayın. Onun davranışlarını kontrol altına alın.

MEKTUP

Hürriyet Medya Towers Pet Corner / Güneşli-34544 İSTANBUL

Faks: 0212 677 03 40 / e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr

EĞİTMEN GÖZÜYLE

Saldırgan kediler

Kediler doğada hep özgür ve tek başına yaşarlar. Tek başına avlarına saldırırlar ve afiyetle midelerine indirirler. Saldırı onların ruhunda vardır. Yuvamıza alıp evcilleştirmeye çalıştığımız kediciğimiz eğer erkekse, bir dişiyi elde etmek için diğer erkeklere saldırıp, savaşır. Tehlikeyi sezen, yavruları olan bir anne kedi, bir bölgeyi elde etmek ya da bölgesini savunmak için savaşır. Kedi korktuğunda, temizlik seansı gibi hassas bir işlem sırasında, isteksizliğini belli etmesine rağmen aşırı derecede okşanıp mıncıklandığında saldırabilir.

Bu yersiz saldırılardan kurtulmak istiyorsanız, yavruyken edindiği kötü alışkanlıklardan kurtulmalısınız. Daha yavruyken dikkatli olup, size kendi isteğiyle yaklaşmasını sağlayın. Çok güzel ve dayanılmaz olsalar da biraz sabır, o isteyince sevin. Başlangıçta bırakın kuralları o koysun. Siz de kendinizi kontrollü baskıdan alıkoymayın. Gözlerini temizlemeye, yıkamaya, taramaya, ve hekime muayene olmaya alıştırın. Korkularını yenmesini öğretin. Sizi asla tehlike olarak görmesine izin vermeyin. Arada elinizi şaklatın. Önce korksun. Ardından bir zarar gelmeyeceğini görünce alışır. Arasıra üzerine gidin. Yanından sık sık geçin ki, sizden kaçmamayı öğrensin. İyi hallerinde hep okşayın ve masaja önem verin. İyi bir dostluk kurulacak, saldırılar azalacaktır.

Cihan ÖZYAĞMUR (Köpek Eğitmeni)

Kedi yasaları

Zion, İllinois'de bir kediye, ucu yakılmış puro vermek yasalara aykırıdır.

Natchez, Mississippi'de kedilerin bira içmesini yasaklayan bir yasa kabul edilmiştir.

Avustralya'nın Melbourne kentinde de, ülkenin ilk kedi dolaşma saatleri sınırlaması getirildi. Yasa, kent halkının kedilerini, akşam 8'den sabah 6'ya kadar eve kilitlemelerini, aksi taktirde da 78 dolar ceza ödemelerini öngörüyor.

California'daki San Matio Country'de, yeni kabul edilen bir yasa da, kedilerin özel ruhsat alınmadan çiftleştirilmesini yasaklıyor. İhtirasa kapılan kedilerin, küçük bir kaçamak için eyalet sınırının öbür tarafına geçmeleri gerekiyor.

Kuşseverler, 1949 yılında, Illinois eyaletinde tüm kedilerin tasmayla dolaştırılması yasasını kabul ettirdiler. O sıra Illinois Valisi olan Adlai Stevenson, ‘‘Kedilerle kuşların düşmanlığı çok eskilere dayanır. Bunu yasayla çözümlemeye kalkarsak, belki kedi-köpek sorununa, kuşlar arası kavgalara, hatta kuşla tırtıl arasındaki duruma bile müdahale edip taraf tutmamız beklenebilir’’ diyerek veto hakkını kullandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!