Tavada havan mermisi

Güncelleme Tarihi:

Tavada havan mermisi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 1999 00:00

Erdal GÜVEN
Haberin Devamı

Aman yanlış anlamayın bugün size yemek tarifi yapmak gibi bir niletim yok. Sadece ''inanılmaz ama gerçek'' türünden yaşanmış bir olaydan bahsedeceğim Isparta'da 40'ıncı Piyade Alayı'nın havan hedef bölgesi ilan ettiği alanda hayvanlarını otlatan İbrahim Tatlı, 81 mm çapında patlamamış bir havan mermisi bulur. Havan mermisinin metalinin iyi para getireceğini düşünen Çoban, metal kısımlarını ayırmak için biraz kurcaladı. Elindeki malezeme ile sökemeyince sırtlanıp evine götürür. en basit fizik kuralından yola çıkan Çoban Tatlı evinin bahçesinde bir ateş yakarak mermisi ısıtıp metal parçalırını ayırmaya kalkışır Tabi mermi içinde bulunan Barut ısınmanın etkisiyle infilat eder. Patlama sırasında ibrahim Tatlı odun almaya bahçenin diğer köşesine gittiği için şans eseri olaydan yara almadan kurtulur.

Gördüğünüz gibi butür inanılmaz olayları yapmak sadece karadenizlileri mahsus değil.

Lotoda Kaybeden Karısını Dövüyor

Olmaz ki kardeşim lotoda kaybettin diye de kadın dövülmez ki. Adam doğru ata oynamayı bilmiyor, kaybedince de karısını dövüyor. İnsan ''kendim ettim kendim buldum'' der, ayıbıyla oturur.

Konya Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Nedim Ulugülyağcı, Türk insanının kısa ve kolay yoldan zengin olmayı hedeflediğini ve şans oyunlarına bel bağladığını söylüyor. Nöroloji Uzmanı Ulugülyağcı, bu tür talih oyunlarında ikramiye olarak verilen pardaların inanılmaz rakamlara ulaştığına da dikkat çekiyor ve bir hafta süreyle bu ikramiyenin hayaliyle yaşayan insanların ikramiye çıkmayınca sinirlendiğini ve tüm sinirini yakın çevresinden çıkarttığını da sözlerine ekliyor.

Birkaç kendini bilmez lotoda kaybettiği için karısını dövüyor diye ''şans oyunları aile içi şiddet olaylarının arttıyor ve bu nedenle de yasaklanması gerekir'' gibi şaçma bir sonuca ulaşmak niyetinde değilim Konya bürosundan Şerife öztürk'ün yazdığı haber sadece erkeklerin karılarını dövmek için kendilerine bir neden daha bulduklarından ilgimi çekti.

Erenköy D.R'da Buluşalım.

Yarın yani 16 Mayıs pazar günü saat 16 00'da Erenköy'de D R Müzik book store'un kafeteryasında pasta yiyip kahve içeceğim. Yemekten içmekten fırsat bulduğum aralıkta da kitaplarımı imzalayacağım. Kitap imzalatmak bahanesiyle gelirseniz beraber oluruz.

KIYIDAN KÖŞEDEN

TALİHSİZ HOCAYI DEVE SIRTINDA AKREP SOKAR

Türk erkeğine 50 gram viagra yeter mi?

Aman dikkat erkeklere dünyayı toz pembe gösteren küçük mavi hapları denemeye kalkarken başınıza iş açmayın. 100, 50 ve 25 mg'lık dozlarla piyasaya sürülen viagranın 100 mg lıklarının Türkiye için aşırı doz olduğunu söyleyen Türk uzmanlar ‘‘Abartmayın, 50 miligramlık doz yeterli’’ diyorlar.

Doktorlar ‘‘Batıda yaşam süresi Türkiye'den en az 20 yıl fazla. Orada yüksek doza gerek olabiliyor. Türkiye de ise orta yaşlıların tam doz yani 100 mg kullanması beyin kanamasından, kalp spazmına ya da ereksiyon kitlenmelerine yol açabilir’’ diyorlar

Bu konuda bir dizi araştırma yapan Prof. Dr. Güner Kemal Özgür, ilacın piyasa çıkmasından sonra yaptıkları incelemede, dozajının çok iyi ayarlanmasının gerektiğine kanaat getirdiklerini belirtiyor. Prof. Dr. Özgür, bu konuda şunları söylüyor:

‘‘100 mg.'lık dozajlar Türk toplumu için çok fazla. 25 miligramın ise etkisi yok denecek kadar az. En uygunu 50 mg'lık dozaj. Ancak bu ilacı bir cinsel uyarıcı olarak düşünüp almamak lazım. Özellikle gençlerin bu yola gitmemesi gerekir. Bu belli yaşın üzerinde ve durumu doktor raporu ile belirlenmiş, kalp rahatsızlığı bulunmayanların alabileceği bir ilaçtır. Haftada da azami 2 kez alınmalıdır’’.

Doz konusu kadar önemli bir başka konuda viagranın asla bir cinsel güç arttırıcı ya da uyarıcı olmadığı. Yani vücut fonksiyonları yerinde olan erkeklerin mavi maceradan uzak durmaları kendi yararlarına.

Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Cihan Aksoy, iktidarsızlık hapı Viagra'nın satışında kısıtlamalar yerine ‘‘reçete denetimi’’nin en doğru yol olacağını belirterek, ‘‘Aksi takdirde, ilacın satın alınması ile ilgili getirilecek kısıtlamalar ve yasaklar, tüketimi karaborsaya yönlendirecek ve denetim olanağı büsbütün ortadan kalkacaktır’’ dedi.

İmamın el kitabı

İmamlar, artık halktan gelen birbirinden tuhaf sorular karşısında çaresiz değil. Diyanet İşleri Başkanlığı, din görevlilerinin vatandaşları dini konularda aydınlatırken nasıl davranacakları konusunda yayınladığı ‘‘Din Görevlisi El Kitabı’’ sayesinde imamlar da zor anlarda başvuracakları bir kaynağa kavuştular.

Din görevlilerinin kendilerinden beklenilen hizmeti en iyi şekilde sunabilmesi ve toplumu aydınlatma görevini yerine getirebilmesi için sürekli ‘‘okuması ve araştırması’’ gerektiğini belirten Diyanet, kitapta yıllarca 5-10 sureyi tekrarlayıp duran ve yeni bir sure ve ayet ezberlemeyen din adamlarını da şiddetle eleştiriyor.

Din görevlilerinin yaşamlarının halka örnek olması gerektiği anlatılan kitapta, ‘‘Kendisinin yapamadığı veya yapamayacağı şeyleri başkalarına söyleyen bir kişinin söylediklerinin cemaat üzerinde herhangi bir etkisinin olması mümkün değildir’’ deniliyor.

Din görevlilerinin başarılı olabilmek için kendine güvenmek zorunda oldukları belirtilen kitapta, şunlar kaydediliyor:

''Kendine güvenmemesi başarısını zedeler. Din görevlisi, prensipli, emin, çevresine güven veren, sözüne güvenilen, asla yalan söylemeyen, güleryüzlü ve sempatik, kendisine töhmet getirebilecek işlerden ve yerlerden uzak duran örnek bir şahsiyete sahip olmalıdır. Dini değerlerin savunulması, hakkın hukukun, ırz ve namusun korunması gibi konularda hamiyet sahibi olmalıdır. Bu konularda titiz olmalı gevşeklik göstermemelidir.''

Cami görevlilerinin kılık kıyafetlerine dikkat etmeleri, temiz, ağırbaşlı ve sade giyimi tercih etmeleri gerektiği anlatılan kitapta, ‘‘Saç-sakal birbirine karışmış, kirli, düzensiz bir kıyfetle insanların karşısına çıkılırsa, daha baştan söyleneceklerin tesir alanı daraltılmış olur’’ uyarısı yapılıyor.

Bundan böyle ‘‘imamın dediğini yap yatığını yapma’’ sözü de tarihe karışacak. Çünkü kitapta imamların kılık kıyafetinden, davranış biçimlerine kadar bir çok konuda direktifler veriliyor.

Pınar YILDIRIM / HABER ARAŞTIRMA

Deveyle hatıra fotoğrafı

Hayatlarında deveyi yakından görme fırsatı bulamayan karadenizliler, hazır beton santralının açılışına kurban edilen deveye büyük ilgi gösterdi.

Rize'nin Çayeli ilçesinde özel bir şirket tarafından kurulan hazır beton tesislerinin açılışında kurban edilen deve kesilmeden önce davete katılanların ilgi odağı oldu. Devenin kurban edilişini izlemek için alanı dolduran vatandaşların yanı sıra, bölgede denetimi sağlamakla görevli bazı bazı zabıta memurları da hatıra fotoğrafı çektirdi. Şirket yetkilileri, getirdikleri deveyle açılışa renk kattıklarını belirtirken, hayatlarında hiç deve görmemiş Karadenizliler, bu hayvanı yakından görme fırsatı bulduklarını anlattı.

Muzaffer SARIALİOĞLU

Hamallar da dernek kurdu

Artık hamlalarında bir derneği var. Üyesi olan tüm hamalları koruma ve kollama görevi yapacak olan dernek İzmir dikili'de kuruldu. Dikili'de b.ir araya gelen 100 hamal sosyal haklarını koruyabilmek için dikili hamallar derneğini kurdu. Derneğin kurucu başkanı Suat Açık, genel kurulu yaptıktan sonra tüzel kişiliğe kavuştuklarını açıkladı. Açık derneklerinin asıl kurluş amacını ‘‘Hamalların sistemli ve adaletli iş dağılımını sağlamak’’ olarak açıkladı. Dernek içi disipline çok önem verdiklerini söyleyen Dernek Başkanı Suat Açık, ‘‘Limandan ve inşaat sektöründen gelen talepleri pazarlık usulü değil, tonaj sistemine göre düzenledik. Hamallar, hangi işten ne kadar kazanacağını artık biliyor. Yani bir anlamda taşınacak eşyanın cinsine göre tarifemiz var. Haksızlık olmayacak’’ dedi.

Ertan YILDIZ / DİKİLİ



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!