Tatvan'da 5 bin yıllık yerleşim yeri bulundu

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Sinan Kılıç, Bitlis'in Tatvan İlçesi'nde yaptıkları incelemeler sonucunda, günümüzden beş bin yıl önceye ait eski bir yerleşim yeri olan höyük bulduklarını söyledi.Konuyla ilgili açıklama yapan Kılıç, Tatvan çevresinde üniversitenin jeoloji bölümünden öğretim görevlileriyle yaptıkları incelemeler sırasında, ilçenin Feribot İskelesi sınırları içinde göle uzanan bir çıkıntının ucundaki tepenin dikkatlerini çektiğini belirtti.     Feribot İskelesi'nin yanındaki Kale Mahallesi olarak bilinen tepede yaptıkları incelemelerde, arkeolojik kalıntılar ve defineci çukurlarıyla karşılaştıklarını dile getiren Kılıç, “Mahalle sakinleriyle yaptığımız görüşmelerde burada eski bir kalenin olduğunu, ancak Feribot İskelesi yapılırken kalenin tamamen sökülerek göle doldurulduğunu öğrendik” dedi.     Kalenin bulunduğu söylenen tepeden göle doğru uzanan burunun ucunda da bir höyük bulunduğunu vurgulayan Kılıç, “Bugüne kadar halk arasında, Tatvan'ın en eski yerleşimi Reşadiye mevkisi çıkışındaki Küçüksu Köyü veya ilçedeki Tuğ Mahallesi olduğu kabul ediliyordu. Ancak Feribot İskelesi'nde elde ettiğimiz bulgular sonucunda ilçede 5 bin yıl önceye ait eski bir yerleşim yeri olan höyüğü bulduk” diye konuştu.     TEPEDEKİ URARTU KALESİ     Feribot İskelesi'nin arkasındaki kayalık tepe üzerinde de Urartu Kalesi olduğunu tahmin ettikleri bir kalenin bulunduğunu bildiren Kılıç, kalede bulunan mezar odasının Urartu mimarisine özgü olduğunu vurguladı.     Ancak kaledeki tüm kalıntıların ilçede iskele yapımı olan 1965 yılında söküldüğünü ve göle doldurulduğunu öğrendiklerini söyleyen Kılıç, iki yıl boyunca tepeden dinamit patlatılarak çıkartılan kayaların mendirek yapımında kullanıldığını kaydetti.     Kılıç, 1967 yılında bölgeye araştırmalar için gelen İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Anabilim Dalı Prehistorik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'ın Tatvan'da kaleyi de ziyaret ettiğini, burada topladığı bilgi ve belgeleri kendisiyle paylaştığını söyledi.     Feribot İskelesi inşaatında çalışan işçi ve mühendislerin aktardığı bilgilere göre kale denilen yerde en az 8 metre kalınlığında arkeolojik kalıntının bulunduğuna işaret eden Kılıç, bu kalıntının kazılması sırasında çok sayıda büyük duvarlar, ev temelleri, ocak yerleri, küpler, kaplar ve maden eşyaları çıktığı ve bütün malzemenin Feribot İskelesi yapımı için göle doldurulduğunu anlattı.     Tatvan'daki Urartu kalesinden sadece tepenin yok edilmeyen diğer yarısındaki bir Urartu kaya mezarının kaldığını ifade eden Kılıç, şöyle devam etti:     “Günümüzden 3000 yıl ve belki daha da eskiye ait bir kale herkesin gözünün önünde sökülüp göle dolduruluyor. Bununla da kalınmayıp kalenin yer aldığı kayalık dinamitlerle parçalanıyor. Birkaç yıl önce tepenin diğer tarafında eski bir mezarlık tahrip edilerek yerine cami inşa ediliyor. Binanın etrafında halen dağılmış insan iskeletleri görülüyor. Demek burası sadece Urartu değil, Selçuklu ve Osmanlı zamanında da kullanılan bir kale. Herhalde dünyanın hiçbir yerinde kimse kendi tarihi kalıntılarını böyle öç alırcasına yok etmiyordur. Elde kalan birkaç tarihi kalıntının koruma altına alınması gerekiyor” şeklinde konuştu. �