Güncelleme Tarihi:
Dededen kalma ahşap ev mesleği ile uğraştıklarını söyleyen Nesrullah Özdemir, “Mesleği dede baba derken biz devraldık. Son 5 yıldır da bu yürüyen evleri yapıyoruz. Şu an pandemi dolayısıyla bu evler çok revaçta. Depremlerin olması da satışları tetikledi. Bu ara aşırı bir talep var. Bursa, Tekirdağ, İzmir, İstanbul ve birçok ilden siparişler geliyor. ABD’den de talep oldu. Yetişemeyeceğimizi düşünerek onlara evet demedik. ABD’de bu evler çokça kullanılıyor. Fakat çok pahalı olduğu için buradan almak istediler. Biz yurt içinden gelen taleplere ancak yetişebildiğimiz için olumsuz cevap verdik. Zaten ayda 5-6 tane ancak üretebiliyoruz” dedi.
Bu evlerin ruhsatlı ve plakalı trafiğe çıkabilen araçlar olduğunu vurgulayan Özdemir, “Karayolları kurallarına göre üretimini yapıyoruz. Genişliği 2.5, 4, uzunluğu ise 9 metreye kadar olabiliyor. Ağırlıkları ise 3,5 ton olabiliyor. Buna O2 belgesi diyorlar. Bu kuralları taşıyan araçlar ruhsat ve plaka alabiliyor. Kaliteli ahşaptan üretim yaparak izolasyonunu sağlıyoruz. İçinde elektrik aksamı sıcaktan soğuktan etkilenmeyecek şekilde tasarlıyoruz. İnsanlar bunlarla seyyar gezerek istedikleri yerlerde kamp kurabiliyorlar. Bu insanlara cazip geliyor o yüzden çok talep alıyoruz. İçinde oda, mutfak, tuvalet, banyo, yatak odası gibi bölümler var. Daha çok emekliler ve iş adamları talep ediyorlar. Kullanalar memnun. Karavan anlamında daha çok kullanılıyor. 100 bin lira ile 150 bin lira arasında değişen fiyatlarla satış yapmaktayız. Kullanılan aksesuar boya göre fiyatlar değişiyor” diye konuştu.
Taşınabilir ahşap evlerin mimarı Barış Özdemir de, “Evleri insanların kullanım alanına göre tasarlamayı planlıyoruz. Bu dönem turistik amaçlı daha çok sipariş alıyoruz. İki katlı, tek katlı modellerimiz var. İş yeri olarak kafeterya olarak kullanmak isteyenler var. Bu alanlara da özel tasarımlar yapıyoruz. İki katlı loft modellerimiz çok satılıyor. Alt katta oturma yeri, açık mutfak, banyo tuvalet, üst katta ise yatak odaları olan modeller daha çok tercih ediliyor. Bu evler aslında dünyada bir akım haline geldi. Dar alanlarda kaliteli yaşamı tercih edenler var. Ömürlerini bu evlerde geçiren insanlar var. Türkiye’de bu aslında çok bilinmiyor. Birkaç yıl içinde sayılarının daha çok olacağına inanıyorum. Bu evlerin içinde temiz su atık su depolarına kadar güneş enerji panellerinden elektrik ihtiyaçlarına kadar her şeyi sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Yoldan geçen evi gören Mustafa Adalı, evin hoş ve güzel olduğunu söyleyerek “Ahşap olması ilgimi çekti. Bizim yöremizde yaylalarda bu tip evlerimiz var. Arabaya takılıp taşınabiliyor. Kullanışlı olmuş düşünen güzel düşünmüş. Gittiğin her yere götürülebilir” dedi.
Faruk Arıcı ise, “Bu evi yaylaya giderken götür kal sonra inerken indir. Böyle bir evim olsun herkes ister. Bunu Rizeli den başkası yapamaz” ifadesinde bulundu.