Taş fırın senaristi

Güncelleme Tarihi:

Taş fırın senaristi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2002 12:00


Önceleri yalnızca 'komik bir adam'dı. Gani Müjde ile tanıştı, birlikte prodüksiyon şirketi kurdular. Laf Lafı Açıyor, Yasemin'ce, Reyting Hamdi gibi programlarda senaristlik yaptı. Kendi ajansı Mint'i kurdu. 'Ayrılsak da Beraberiz' ve 'Çocuklar Duymasın' gibi reyting patlaması yapan diziler onun kaleminden çıktı. Senarist Birol Güven ‘Senaryo yazarken hayattan kopuyorum’ diyor.


‘Çocuklar Duymasın' adlı dizi reyting rekorları kırıyor. Uzun zamandır 'taş fırın erkeği', 'havuç', 'light erkek' lafları ağızlardan düşmez oldu. Hatta sloganlaştı. Büyük küçük birçok kişiyi kahkahadan kırıp geçiren dizinin senaristi Birol Güven hayatını tam anlamıyla 'yazmaya' adamış bir isim. Senaryoyla yatıp senaryoyla kalkıyor. Futbolcu gibi yaşıyor. Akşam dokuz buçukta yatıp, sabah dörtte kalkıyor. 'Kafası daha çok çalıştığı için' sabahları erken saatlerde yazmayı tercih ediyor. Onun için yazarlığın mesaisi yok. Yazmak için mekan tanımıyor. Bir odaya kapanmıyor, sürekli yer değiştiriyor.

Araba kullanırken ilham geliyor, televizyon karşısında fikirlerini kaleme döküyor. Yazılarını bir çırpıda başlayıp bitiriyor, ara vermiyor. 'Çocuklar Duymasın'ın yanı sıra, 'Ayrılsak da Beraberiz' adlı dizinin senaryosu da kaleminden çıkıyor. Bu dizilere son olarak TRT için çekilen 'En Son Babalar Duyar' eklenmiş. Her dizi için haftada bir bölüm yazıyor. Öyle bir tempoda çalışıyor ki, yazdığı senaryoları televizyonda izleyecek vakit bile bulamıyor.

38 yaşındaki Güven'in sanılanın aksine yazarlık geçmişi yok. Hatta 29 yaşına kadar kaleme kağıda dokunmamış bile. Yalnızca komik bir adam olmakla yetinmiş. İlk başladığında stand-up tarzı şeyler yazıyormuş. Yazarlık hikayesi ise 1997'de başlıyor.

REHBERLİKLE BAŞLADI

Güven, Kocaeli Darıca'da doğmuş. Üniversiteye gidene kadar hayatı bu küçük sahil kasabasında geçmiş. Okuldan arta kalan zamanını ailesine ait dükkanda ve çevredeki kahvede geçirerek arkadaşlarına 'kötü örnek' oluyormuş. Yetiştiği ortamın da etkisiyle büyüyünce esnaf olmanın hayallerini kuruyormuş.

'Plansız programsız' bir şekilde Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Bölümü'nü kazanınca Ankara'nın yolunu tutmuş. 10 yıllık Ankara serüveni sırasında iki defa yüksek lisans yapmaya niyetlenmiş. Biri Dil Bilimi, diğeri Güzel Sanatlar üzerine olan bu iki eğitimi de sıkılarak yarım bırakmış.

Ankara'da başladığı İngilizce öğretmenliğine İstanbul'da devam etmiş. Daha sonra uzun süre turist rehberliği yapmış. Turizmcilik yaparken tesadüfen mizah yazarı Gani Müjde ile tanışmış. Birlikte çalışmaya başlamışlar. Böylece 'komiklik' yeteneğinden para kazanmaya başlamış.

TÜKENMEZ KALEM

1997'de turizmdeki işinden ayrılarak Gani Müjde ile birlikte Tükenmez Kalem adlı prodüksiyon şirketini kurmuş. Beğenilen birçok programın senaryosuna imza atmış. Cem Özer'in Laf Lafı Açıyor programının metinleri onun kaleminden çıkmış. Yasemin'ce, Kaygısızlar, Reyting Hamdi gibi değişik programlarda emeği geçmiş. 'Ayrılsak da Beraberiz' adlı dizinin senaryosunu yazmaya başlaması da bu dönemlere rastlıyor. Bir süre Gani Müjde'nin ekibinde çalıştıktan sonra kendi şirketini kurmuş.

Şirketinin adı Mint. Made in Turkey anlamına geliyor. Bu isim yazdığı özgün senaryoları temsil ediyor: ‘‘Özgün mizah dizileri yapıyoruz. Dışarından bunları alıp tercüme etmiyoruz. Esinlenmediğimiz, çalmadığımız için adına Mint dedik. Yaptığımız işlere bir de Made in Turkey damgası vurduk. Amacımız dünya markası olmak.‘‘

ÖLÜMÜNE YAZIYOR

Senaryolarında genelde toplumun değişik kesimlerinden ilham alıyor. Çocukluğunu geçirdiği esnaf hayatı ile üniversiteye gittiği kent ortamını karşılaştırıyor, harmanlıyor. Buradaki tezatları görüyor ve yazıya aktarıyor. İlerde bir kitap veya sinema filmi için senaryo yazmayı hedefliyor. Yaratıcılığın bir yetenekten çok, konsantrasyon işi olduğunu düşünüyor:

‘‘Averaj bir zekanın üstünde olan her insan konsantre olursa benim yaptıklarımı yapabilir. Ben ölümüne yazıyorum. Senaryoyu yazarken hayattan kopuyorum. Kendime zarar verici bir yazarım. Yazarken sivilceler çıkar. Hiçbir şeye vaktim yok. Bu uzun süredir böyle ama seneye azaltmayı planlıyorum.‘‘


Bu kadarını

tahmin etmedim

Birol Güven reytingleri alt üst eden Çocuklar Duymasın adlı dizinin bu derece başarı göstereceğini beklemediğini söylüyor: ‘‘Türkiye'deki her şey biraz tesadüfidir. Çocuklar Duymasın'ın bu kadar başarılı olacağını bilseydim bu röportajı Amerika'da yapıyor olurduk. Başarı dizinin senaryosundan, dekoruna, ışığına kadar her şeyden kaynaklanıyor. İzleyicinin kendini bulması, gerçeklik duygusu bu nedenlerden sadece biri olabilir.‘‘


Her Türk erkeği Haluk’tur


Birol Güven senaryolarını yazarken hep zıt karakterler yaratmaya çalışmış. Böylece bu özelliklerin daha rahat algılanacağını düşünüyor:

‘‘Çocuklar Duymasın'da sert, maço bir erkek yazdım. Yanına onun tersini koydum. Baktığınızda alışılmış erkekten farkı var. Sert değil. Yazarken diyet ürünler aklıma geldi ve ona light dedim. Onun zıttı da hemen taş fırın erkeği olarak oluştu. Haluk karakteri benimle özdeşleşiyor, çünkü dizi onun gözünden anlatılıyor. Abarttığım şeyler var ama sonuçta Haluk'a benziyorum. Her modern Türk erkeği Haluk'tur. Erkekte Türk'ün moderni bu kadar olur. Kadını ise mükemmel yazıyorum. O da aslında Haluk'un görmek istediği kadın tipi.‘‘
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!