Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2006 00:00
İsmailağa Camii’nde işlenen cinayet ve linç olayından sonra, aynı adı taşıyan cemaatte yaşanan olaylar ortaya çıktıkça, buzdağının görünmeyen yüzünün ne kadar karanlık olduğu anlaşılıyor.
Şimdi de cemaatin başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerindeki örgütlenmesinden sorumlu kişi olarak gösterilen ve "Abdülmetin Hoca" olarak tanınan Metin Balkanlıoğlu’nun ismi borç yüzünden markete el koyma olayı ile gündeme geldi. Metin Balkanlıoğlu, Türkiye’de de zaman zaman Fatih Acemağa Medresesi, Çukurbostan Camii ile Kağıthane’deki Tamirhane Camisi’nde vaaz veriyor. Balkanlıoğlu, özellikle, cemaatin Düsseldorf, Duisburg, Rödelsheim kentlerindeki camilerinde verdiği vaazlarla tanınıyor. İşte cemaatte bu kadar ön plana çıkan bir isim, nasıl olur da Ankara’da ortaya çıkarılan Sauna Çetesi’nin bir numaralı sanığı Kazım Zengin’le bir arada anılabilir?
MARKETE EL KOYMUŞ
Kasım Zengin, halen tutuklu olarak yargılandığı davanın dosyasındaki polis ifadesine göre, Balkanlıoğlu’nu tehditle marketini elinden almakla suçluyor. Zengin, Ankara’da Abidinpaşa semtinde açtığı markette ağzına bomba sokularak ölümle tehdit edilmesi olayını anlatırken, Matin Balkanlıoğlu ile ilişkisini de özetle şöyle anlatıyor: "Annemin vefatı sonrası, babam başka bir bayanla evlendi. Beni de İstanbul’da bir yatılı medreseye verdi. İstanbul Fatih’te bulunan Acemoğlu isimli medresede 4-6 yıl kadar ’Ebcet-ilmiledün’ eğitimi aldıktan sonra Ankara’ya döndüm. Abidinpaşa semtinde bir market açtım. Marketin açılışına İstanbul’da medreseden hocam olan Metin Balkanlıoğlu’nu davet ettim. Bereketli olacağı düşüncesiyle açılışı kendisine yaptırdım. O yıllar yaşanan ekonomik krizden ötürü çeklerimi ödeyemedim. Hocamdan, 7 bin YTL borç para aldım. Bir süre sonra parayı ödeyemeyince Balkanlıoğlu, Davut Yavuz isimli şahsı göndererek, ’Ben neysem Davut da odur, marketi devret’ dedi. Marketi devrettim."
AĞZINA BOMBA SOKMUŞLAR
"Ancak daha sonra eşimle birlikte marketten alışveriş yaptım. Görevliler benden para istedi. Ben de bu marketin sonuçta benim olduğunu söyleyerek para vermek istemedim. Bunun üzerine Davut Yavuz’un bulunduğu müdüriyet kısmına indiğimde yanında ikisi Çeçen, toplam 7 kişi vardı. İçeri girdiğimde, silahlarını çekerek beni yere yatırdılar. İçeride bulunan ve Türk olanlar başıma silah dayadı, Çeçen de ağzıma bomba soktu."
Ulan zındık çakal oldun
Kasım Zengin anlatıyor: "Hocamın sesini duymak istedim, arayıp telefonu bana uzattılar. Ben, ’Hocam buradakiler bana silah çektiler bir daha markete gelme diye tehdit ediyorlar’ dedim. Hocam da bana, ’Ulan zındık, sana ilmi biz öğrettik, sen şalvarı cüppeyi çıkardın. Ne bıyık kaldı sende, ne de sakal. Olmuşsun bir çakal. Artık sen de kafirsin. Müslüman olarak domuzdan kıl kopartmak bize helaldir, orayı terket kendini öldürtüp pis kanınla kirletme’ dedi."
Şeriat mahkemesinde Kasım’a silah dayadılar
İLİŞKİLER sorgulanırken, Kasım Zengin’in market olayından doğan borcun tahsili için tarikatla arasında arabululuk yapan müteahhit Muzaffer Ergin’in Ankara’da verdiği ifade de gözlerden kaçmadı. Ergin, Zengin’i İstanbul Çarşamba’ya getirdiğini, İsmailağa Camii’nin 200 metre yakınındaki küçük bir caminin bodrumunda kurulan şeriat mahkemesinde ifade verdiğini, diz çöktürülüp ensesine silah dayandığına tanık olduğunu anlattı. Zengin bu sorgudan üzerine kayıtlı araçlarını cemaate bağışlayarak kurtulmuştu. Zengin ve Ergin’in ifadeleri üzerine Ankara Savcılığı 13 Nisan’da İstanbul Savcılığı’na, "İstanbul İsmailağa Camisi’nin yanında bulunan küçük bir camide, Mahmut Efendi isimli kişinin haksız ekonomik çıkar sağlamak üzere silahlı bir örgüt kurma iddiasını araştırın" diye suç duyurusunda bulundu.